İcra dosyasının incelenmesinde, itirazın iptali davasında hüküm altına alınan icra inkar tazminatı, harç , ilam vekalet ücreti ve yargılama gideri alacağı ile işlemiş faiz alacağının tahsili için icra emri düzenlendiği , şikayetçi takip borçlusu vekilinin dosya borcunun ödendiği dosyanın infaz olduğu, ödeme nedeniyle infaz olunan dosyada gönderilen icra emrinin yasaya aykırı olduğundan bahisle ödeme nedeniyle icra takibinin /icra emrinin iptalini istediği görülmüş olup, her ne kadar ilk derece mahkemesince şikayetin reddine karar verilmiş ise de mahkemenin ödeme iddiasını değerlendirmediği, davacı tarafın itirazın iptali kararına konu tüm alacak kalemlerinin ödendiğini, icra dosyasının infaz olduğunu ileri sürdüğü, şikayet tarihi itibariyle İİK 33.madde kapsamında şikayete konu takip dosya borcunun ödenip ödenmediği, dosyanın infaz olup olmadığının incelenmediği görülmüş olup, bu nedenle davacı tarafın istinaf talebinin kabulü ile ilk derece mahkeme kararının kaldırılmasına, şikayet tarihi...
Davacı borçlu vekili istinaf dilekçesinde özetle; iki ayrı şikayet konusu olduğunu, faiz yönünden tespit doğru ise de düzeltme kararı yerine ödeme emrinin iptaline dair karar verilmesi gerektiğini, ödeme emrinde alacaklı vekilinin adresinin bulunmaması sebebiyle de ödeme emrinini iptali gerekirken buna dair talebin reddine karar verildiğini beyan etmiş, kararın kaldırılmasına ve ödeme emrinin iptaline karar verilmesini talep etmiştir. Davalı tarafça istinafa karşı cevap dilekçesi sunulmamıştır. GEREKÇE: Uyuşmazlık, çeke dayalı kambiyo senetlerine özgü haczi yolu ile takipte ödeme emrindeki "alacağın tahsil tarihine kadar %19,50 reeskont avans faiz" ibaresinin faize faiz talebi olması ve ödeme emrinde alacaklı vekilinin adresinin yer almaması sebebiyle ödeme emrinin iptalinin gerekip gerekmediği hususlarında toplanmaktadır....
Aile Mahkemesi'nin 2007/801 Esas-2008/30 Karar sayılı boşanma ilamı ile müşterek çocuklar lehine hükmedilen iştirak nafakasının tahsili amacıyla ilamlı takip başlatmış olup, borçlu İcra Mahkemesi'ne başvurusunda aynı icra dosyasından yapılan şikayet nedeniyle icra emrinin iptaline karar verildiği ve bu karar kesinleşmeden yeniden icra emri düzenlenmeyeceğini, haricen 50.000 TL ödeme yapıldığını, bu miktar ödeme ile faizine ve ayrıca nafaka alacağı için işletilen faize itiraz ettiğini açıklayarak icra emrinin iptalini istemiştir. Mahkemece, icra mahkemesi kararlarının kesinleşmesine gerek olmadığından icra emrinin iptali talebinin reddine, diğer itirazlar hakkında ise kesinleşen 2012/40 Esas sayılı dosyada karar verildiği gerekçesiyle karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir. Hüküm borçlu vekili tarafından temyiz edilmiştir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki borçlu tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü : Alacaklı tarafından bonoya dayalı olarak kambiyo senetlerine mahsus haciz yoluyla başlatılan takibe karşı borçlunun, ödeme emrinin usulsüz tebliğ edildiğini, alacaklıya borcu olmadığını, işletilen yıllık % 27 ticari faizin hatalı ve fahiş olduğunu, bonoda çift vade bulunduğunu ileri sürerek ödeme emri tebliğ tarihinin düzeltilmesi, takibin ve ödeme emrinin iptali istemi ile icra mahkemesine başvurduğu, mahkemece, ödeme emrinin usulsüz tebliğ edildiği, ancak beyan edilen öğrenme tarihine göre süresinde yapılan borca itirazın ise ispatlanamadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verildiği...
Somut olayda alacaklının, borçlu aleyhine “ipoteğin paraya çevrilmesi” yolu ile ilamsız takip başlattığı, örnek 9 ödeme emrinin borçluya tebliğ edildiği, borçlunun, süresinde itiraz etmesi üzerine alacaklının itirazın kaldırılması istemiyle icra mahkemesine başvurduğu, Gölcük İcra Hukuk Mahkemesi’nin 2013/64 Esas-2014/98 Karar sayılı ilamında, ipoteğin kesin borç ipoteği olduğu, bu nedenle icra müdürlüğünce icra emri gönderilmesi gerekirken ödeme emri gönderilmesinin doğru olmadığı, alacaklı tarafça ödeme emrinin iptali yönünde şikayette bulunulması gerekirken itirazın kaldırılması talep edilmesinde hukuki yarar olmadığından istemin reddine karar verildiği, alacaklının bu karara istinaden icra müdürlüğüne başvurarak borçluya icra emri gönderilmesi talep ettiği, talebin icra müdürlüğünce 17/09/2014 tarihinde kabul edilerek borçluya icra emrinin 23/09/2014 tarihinde tebliğ edildiği görülmüştür....
Davalı alacaklı tarafından borçlular Sıddık Dönmez ve T1 aleyhine Örnek No:7 ödeme emri tebliğ edilmek sureti ile ilamsız icra takibi yapılmış, davacı borçlu T1'a ödeme emri 24/01/2019 tarihinde tebliğ edilmiş, 08/02/2019 tarihinde açılan dava ile ödeme emri ekinde takip dayanağı belgenin tebliğ edilmediği, istenen faizin fahiş olduğu gerekçesi ile ödeme emrinin ve takibin iptali istenilmiş, mahkemece şikayet ve itirazın reddine karar verilmiştir. Borçlunun icra mahkemesine başvuru sebeplerinden birisi, aleyhine yapılan takipte istenen faiz oranının fahiş olduğu belirtilerek istenen işlemiş faiz ve faiz oranı nedeniyle takibin iptali istemine ilişkindir. İcra takibinin şekline göre İİK’nun 62. maddesi uyarınca borçlu, her türlü itirazını ödeme emrinin tebliğinden itibaren yasal 7 günlük sürede icra dairesine bildirmeye mecburdur....
Somut olayda; takip dosyasında icra emri başlığı altında UYAP'ta kayıtlı e-imzalı boş bir belge var ise de; icra müdürlüğünün Dairemize hitaben yazdığı 28/04/2023 tarihli yazısından , takip dosyasında usulüne uygun olarak hazırlanmış geçerli bir icra/ödeme emrinin olmadığı tespit edilmiştir. Bu durumda takip talebi ekinde dayanak belgenin takip başlatılırken takip dosyasına sunulmadığı sabittir. Ancak bu husus icra/ ödeme emrinin iptalini gerektirir. Somut olayda, düzenlenmiş bir ödeme veya icra emri bulunmadığından olmayan icra/ödeme emrinin iptaline karar verilemez. Yine bu husus takibin iptali sebebi de değildir....
Her ne kadar alacaklının talebi ile borçluya 04.01.2016 tarihinde ikinci bir ödeme emri tebliğ edilmiş ve Dairemizin, Hukuk Genel Kurulu'nca da benimsenen yerleşik uygulamasına göre, borçluya ikinci kez ödeme emri tebliği ona yeni bir itiraz hakkı tanır (HGK'nun 13.12.2006 tarih ve 2006/12-786/783 sayılı kararı) ise de; şikayet tarihi olan 30.12.2015 tarihi itibariyle henüz alacaklının yeni bir ödeme emri tebliğ talebi olmayıp, talebi şikayet tarihinden bir gün sonra olan 31.12.2015'te olduğundan, şikayet tarihi itibariyle henüz talep edilmemiş ikinci ödeme emrinin şikayet tarihinden sonra 04.01.2016'da tebliğ edilmiş olmasının, borçluya bu aşamada yeni bir itiraz hakkı vermeyeceğinin kabulü gerekir....
İlk derece mahkemesi kararında; takip talebinde her hangi bir dayanak belgeden söz edilmediğinden dayanak belge eklenmemesinin ödeme emrinin iptali sebebi olmayacağı, ayrıca asıl alacak miktarında çelişki olmadığı 87.515,77 TL lik miktarın asıl alacak miktarı, 93.929,38 TL lik miktarın da işlemiş faizler ve ferileriyle birlikte toplam istenen miktar olduğu buna dayalı ödeme emrinin iptali sebebinin bulunmadığı ancak ödeme emrinde alacaklının ve kanuni temsilcisinin yerleşim yeri bulunmadığından bu durumun ödeme emrinin iptali sebebi olduğu belirtilerek bu gerekçeyle ödeme emrinin iptaline ve ödeme emrinin alacaklının ve kanuni temsilcisinin şöhret ve yerleşim yeri, vergi kimlik numarası, banka hesap numarası belirtilmek suretiyle yeniden düzenlenmesine karar verilmiştir....
Takip dayanağı senedin ödeme emri tebligatlarına eklenmemesi İİK 16 anlamında şikayet olup, İİK'nun 170/a maddesi kapsamında bir şikayet olmadığından mahkemece kendiliğinden dikkate alınamaz. Mahkemece duruşma açılacak borçlunun şikayet ve itirazlarının usulünce incelenip sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken talep olmadığı halde ödeme emrinin yazılı gerekçe ile iptaline karar verilmesi isabetsizdir. SONUÇ : Alacaklının temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK'nun 366 ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), peşin alınan harcın istek halinde iadesine, ilamın tebliğinden itibaren 10 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 02.11.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi....