İSTİNAF SEBEPLERİ : Davacılar vekili istinaf dilekçesinde özetle; dava dilekçesindeki beyanlarını tekrarla, 5411 sayılı kanunun geçici 16. maddesinde yer alan zamanaşımı kelimesinin Anayasa Mahkemesinin 04/06/2014 tarih 2014/85- 103 sayılı kararı ile iptal edildiğini, bu kararın 12/09/2014 tarihinde yayınlanarak yürürlüğe girdiğini, bu şekilde TMSF lehine getirilen 20 yıllık zamanaşımı süresinin geçmişe etkili olacağına yönelik düzenlemenin iptal edildiğini, kefalet tarihinden itibaren 10 yıllık zamanaşımının dolduğunu bildirerek, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına, davanın kabulüne karar verilmesini istemiştir. DEĞERLENDİRME VE GEREKÇE : Dava, İİK'nın 71. maddesi yollamasıyla İİK'nın 33/a maddesine dayalı takibin kesinleşmesinden sonra zamanaşımı nedeniyle icranın geri bırakılması istemine ilişkindir. İstanbul 14....
Mahkeme kararının alacaklı tarafından temyizine ilişkin 14.03.2016 havale tarihli dilekçenin incelenmesinde, “temyiz nedenlerimiz” başlıklı bölümde, ihtiyati haciz kararının ve takip talebinin, Uyap kayıtlarında iflas erteleme davası sırasında verilen tedbir kararınından önce olması nedeni ile şikayetin kabulüne dair kararın bozulmasının talep edildiği; ancak “sonuç ve istem” başlıklı bölümde “icranın geri bırakılması talebimizin kabulü ile; Yukarıda arz ve izah edilen ve Yüksek mahkemece re’sen gözönüne bulundurulacak sair nedenlerle Yerel Mahkeme kararının bozulmasına” şeklinde talepte bulunulmuş ise de, dilekçe içeriğinden şikayetin kabulü ve icranın geri bırakılmasına ilişkin mahkeme kararının, cevap dilekçesi ve açıklamalar doğrultusunda temyiz edildiği, “icranın geri bırakılması” isteminin maddi hataya ilişkin olduğu kabul edilmiştir. Somut olayda; ... ....
Takibin kesinleşmesinden önce zamanaşımı itirazı İİK'nun 168/3. maddesine göre 5 günlük süreye tâbi ise de, takibin kesinleşmesinden sonraki devrede bonoda zamanaşımının geçtiğine ilişkin şikayet ise İİK'nun 170/b maddesinin göndermesi ile uygulanması gereken aynı Kanun'un 71/2 ve 33/a maddesine göre herhangi bir süreye tabi olmayıp, iddianın yerinde olduğunun belirlenmesi halinde icranın geri bırakılmasına karar verilir. Takip dayanağı belge, kambiyo senedi niteliğinde bono olduğundan davaya konu olayda takip dayanağı senedin tanzim ve takip tarihi itibarı ile yürürlükte bulunan 6762 sayılı TTK’nun 661, 662. ve 663. maddelerinin uygulanması gerekir. TTK'nun 661. maddesi uyarınca bonolar için 3 yıllık zamanaşımı öngörülmüştür....
Şikayetçi borçlu vekili, kambiyo senetlerine mahsus yolla yapılan takibin 06.05.2008 tarihinden itibaren işlemsiz bırakıldığını, üç yıllık zamanaşımı süresinin dolması nedeniyle borcun zamanaşımına uğradığını belirterek icranın geri bırakılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Yerel mahkemece, 25.04.2008 tarihinden dava tarihi olan 02.11.2011 tarihine kadar dosyada herhangi bir işlem yapılmadığı, belirtilen tarihler arasında TTK’nın 661. maddesinde yazılı üç yıllık zamanaşımı süresinin dolduğu gerekçesiyle İİK’nın 71. maddesi de gözetilerek takibin kesinleşmesinden sonra oluşan zamanaşımı nedeniyle icranın geri bırakılmasına dair verilen karar, davalı-alacaklı vekilinin temyizi üzerine, Özel Dairece önce onanmış, karar düzeltme istemi üzerine yukarıda başlık bölümünde açıklanan nedenlerle bozulmuş; mahkemece, önceki kararda direnilmiştir. Direnme hükmünü, davalı- alacaklı vekili tarafından temyize getirilmiştir....
İcra ve iflas kanunun icranın geri bırakılması ile ilgili 36. maddesi hükmü saklıdır. Nafaka kararlarında icranın geri bırakılmasına karar verilemez. Kişiler hukuku, aile hukuku ve taşınmaz mal ile ilgili ayni haklara ilişkin kararlar kesinleşmedikçe yerine getirilemez. 6100 sayılı HMK.'nun 367. maddesi göre temyiz, kararın icrasını durdurmaz. İcra ve iflas kanunun icranın geri bırakılması ile ilgili 36. Maddesi hükmü saklıdır. Nafaka kararlarında icranın geri bırakılmasına karar verilemez. Kişiler hukuku, aile hukuku ve taşınmaz mal ile ilgili ayni haklara ilişkin kararlar kesinleşmedikçe yerine getirilemez. Somut olayda; takip dayanağı ilamın, 4721 sayılı TMK 'nun 197. maddesine dayalı olarak açılmış tedbir nafakası verilmesi istemine ilişkin davada verilmiş ilam olup infaz edilebilmesi için kesinleşmesinin gerekmediği anlaşılmıştır....
İcra Müdürlüğü'nün 2006/8744 E. sayılı dosyasında başlatılan icra takibine karşı, borçlu ... tarafından, takip konusu alacağın takibin kesinleşmesinden sonraki dönemde zamanaşımına uğradığı ileri sürülerek, icranın geri bırakılması istemiyle yapılan şikayet üzerine, ... İcra Hukuk Mahkemesi'nin 13.11.2009 tarih ve 807 E., 1036 K. sayılı ilamıyla icranın geri bırakılmasına karar verildiği ve anılan kararın temyiz edilmeksizin 14.12.2009 tarihinde kesinleştiği, yine davacının alacaklı olduğu .... İcra Müdürlüğü'nün 2006/8256 E. sayılı dosyasına karşı aynı iddia ile yapılan şikayet hakkında ise, ... İcra Hukuk Mahkemesi'nin 17.12.2009 tarih ve 347 E., 1171 K. sayılı ilamıyla icranın geri bırakılmasına karar verildiği, anılan kararın Yargıtay denetiminden geçerek kesinleştiği, davacının bu karara karşı İİK'nın 33/a-2 maddesine dayalı olarak genel mahkemede açtığı davanın da......
Şikâyetçi-borçlu vekili; müvekkili aleyhine yapılan icra takibinde kambiyo senetlerine mahsus ödeme emri tebliğ edildiğini, icraya konan belgenin çek niteliğinde olduğunu, icra dosyasında en son 06.02.2011 (2012) tarihinde işlem yapıldığını, kambiyo senedi olan çeklerde zamanaşımı süresinin altı ay olduğunu ileri sürerek zamanaşımı nedeniyle icranın geri bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir. Mahkemece; takipte en son işlemin 06.02.2012 tarihinde yapıldığı ve zamanaşımı süresi olan 3 yıllık sürenin dolmadığı gerekçesiyle şikâyetin reddine dosya üzerinden karar verilmiştir....
İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARARI : İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonucunda, davacıların zamanaşımı şikayetinin kabulü ile İzmir 21. İcra Müdürlüğünün 2015/3645 Esas sayılı dosyası üzerinden başlatılan takipte İİK'nın 71/2 maddesi delaletiyle aynı yasanın 33/a maddesi uyarınca zamanaşımı nedeniyle icranın geri bırakılmasına karar verilmiştir. İSTİNAF SEBEPLERİ : Davalı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle, cevap dilekçesini tekrarla, davanın süresinde olmadığını ve kötüniyetli olarak açıldığını, yerel mahkeme tarafından yanlış değerlendirme ile sanki takip süresinde açılmamış gibi, yanlış bir gerekçe ile şikayetin kabulüne karar verildiğini belirterek, kararın bozulmasını istemiştir. DEĞERLENDİRME VE GEREKÇE : Dava, İİK'nın 71/son maddesi göndermesi ile İİK'nın 33/a maddesi uyarınca zamanaşımı nedeniyle icranın geri bırakılması istemine ilişkindir....
33/a maddesi gereğince zamanaşımı nedeni ile davacı aleyhine başlatılan takibin geri bırakılmasına, davacı lehine vekalet ücretine hükmedilmesine, davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin davalıdan tahsiline karar vermek gerekmiş aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur....
İcra Mahkemesi'nce yapılan şikayet kabul edilmiş kabul kararı olayda yukarda yazılı İİK'nun 40/2. maddesi gereğince işlem yapılması gerekirken ilamlı takip yapılamayacağından yerindedir. Ancak, bu durumda takibin iptali kararı verilmesi yerine başvurunun İİK'nun 33/1. maddesine uyarlığı bulunmadığı halde icranın geri bırakılmasına karar verilmesi doğru olmayıp kararın bozulması gerekir ise de anılan yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını icap ettirmediğinden mahkeme kararının düzeltilerek onanması yoluna gidilmiştir. SONUÇ : Borçlu vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile ... 9. İcra Hukuk Mahkemesi'nin 31.12.2012 tarih ve 2012/1073 Esas, 2012/1435 karar sayılı kararının hüküm bölümünün 1. Bendinde ki, "Açılan davanın kabulü ile icranın geri bırakılması" ifadesinin kaldırılmasına yerine, "Borçlu hakkındaki takibin iptaline" cümlesinin yazılmasına, 6100 sayılı HMK'nun Geçici 3. maddesi yollamasıyla 1086 sayılı HUMK'nun 428....