Şikayet dilekçesinin incelenmesinden, şikayetçi üçüncü kişinin icranın geri bırakılması kararının verilmiş olması dışında, ayrıca haciz konulan taşınmazların kendisine ait olduğu gerekçesiyle de hacizlerin kaldırılması talebinde bulunduğu, ancak mahkemece şikayetçinin bu yöndeki şikayetinin değerlendirilmediği görülmektedir. O halde mahkemece, taşınmazların haciz anında muris adına kayıtlı olduğu hususu dikkate alınarak şikayetçinin hacizli taşınmazlara ilişkin mülkiyet iddiası, şikayet dilekçesinde belirtmiş olduğu mahkeme kararları (vasiyetin açılması, alacak ve tenkis davaları ile vasiyetin tenfizi ve tapuya tescil davası sonucu verilen) getirtilerek, bu husustaki diğer delilleri sorularak göstereceği belge ve kayıtlar celbedilerek hep birlikte değerlendirilmeli ve haciz tarihi itibariyle taşınmazların şikayetçiye ait olup olmadığı belirlenerek oluşacak sonuca göre bir karar verilmelidir....
Borçlunun başvurusu bu hali ile icra takibinin kesinleşmesinden önceki döneme ilişkin zamanaşımı itirazı olup, İİK'nun 169/a maddesine dayalıdır. Anılan maddenin 5. fıkrası uyarınca; itirazın kabulü kararı ile takip durur. Mahkemece, borçlunun takibin kesinleşmesinden önceki döneme ilişkin zamanaşımı itirazı kabul edildiğine göre, İİK'nun 169/a-5. maddesi uyarınca takibin durdurulmasına karar verilmesi gerekirken, icranın geri bırakılması yönünde hüküm tesisi isabetsiz olup hükmün bu nedenle bozulması gerekir ise de, anılan yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını zorunlu kılmadığından kararın düzeltilerek onanması gerekmiştir. SONUÇ : Alacaklının temyiz itirazlarının kısmen kabulü ile ......
verilmesi yerine icranın geri bırakılmasına karar verilmesinin yerinde olmadığı gerekçesiyle alacaklının istinaf başvurusunun kabulüne, İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına ve şikayetin reddine karar verildiği, Bölge Adliye Mahkemesi kararına karşı süresi içerisinde şikayetçi borçlu şirket tarafından temyiz yasa yoluna başvurulduğu görülmüştür....
geri bırakılması istenebileceğini ve onun da şartlarının oluşmadığını, icra emrinin tebliğ tarihi 26.03.2022 tarihi olup dava tarihinin ise 04.04.2022 tarihi olduğunu, icranın geri bırakılması talebi için öngörülen 7 günlük süreden sonra dava açıldığını, bu sebeple de davanın süre nedeniyle de reddi gerekirken söz konusu usuli itirazları incelemeye alınmaksızın karar verilmesinin hukuka aykırı olduğunu bu nedenlerle kararın istinaf yolu ile kaldırılmasına ve haksız davanın reddine, yargılama giderleri, dava masrafları, harçlar ve sair tüm giderler ile vekalet ücretinin davacı yan üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki alacaklı tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü: Alacaklı tarafından borçlu aleyhine, iki adet bonoya dayalı olarak kambiyo senetlerine mahsus haciz yoluyla takip başlatıldığı, takibin kesinleşmesinden sonra, borçlunun icra mahkemesine başvurarak, takip sonrası zamanaşımının dolduğu gerekçesi ile icranın geri bırakılması isteminde bulunduğu, mahkemece TTK'nun 726. maddesindeki altı aylık zamanaşımı süresinin dolduğu gerekçesiyle davanın kabulüne, davacılar hakkındaki icranın geri bırakılmasına karar verildiği anlaşılmaktadır....
Öte yandan, İİK'nun 149/a-2. maddesine göre, icra mahkemesinin geri bırakılma isteminin reddine ilişkin kararını istinaf eden borçlu veya üçüncü kişi takip konusu alacağın yüzde onbeşi nispetinde teminat yatırmadığı takdirde satış durmaz. Ancak istem, icranın geri bırakılması değil de İİK'nun 16-18. maddeleri kapsamında şikayet ise genel kural olan İİK'nun 363/4 ve 364/3 maddeleri uyarınca istinaf-temyiz istemi satışı durduracaktır....
Asliye Ticaret Mahkemesi'nin 2012/53 esas (yeni dosya no 2015/679 esas) sayılı dosyasında menfi tespit davası açtıklarını, mahkemenin takibin durdurulması için teminat yatırılmasına karar verdiğini, menfi tespit davasının 08/11/2018 tarihinde reddedildiğini, dosyanın Yargıtay'da olduğunu, davacıların icranın geri bırakılması ve gerekli teminatın yatırılacağı beyanı ile kararı temyiz ettiklerini, İİK 33/3 maddesi gereğince icranın geri bırakılması için teminat gösterilmesi gerektiğini, geçen süre içinde icra dosyasında işlemiş faiz miktarının anapara miktarını aştığın, icranın geri bırakılması için güncel hesap üzerinden teminat takdiri gerektiğini, menfi tespit davası konusu 3 icra dosyası için teminat miktarlarının belirlenmesi için icra dairelerine başvurduklarını, ancak İstanbul 13....
Belirtilen anayasal ve yasal düzenlemeler doğrultusunda, şikayetçi vekili tarafından takip sonrası zamanaşımı nedeniyle icra takibinin geri bırakılmasının talep edildiği, mahkemece takip dosyasında davalı - alacaklı tarafından takibi sürdürme iradesini taşıyan ve zamanaşımını kesen icra takip işlemlerinin irdelenmeden ve gerekçelendirilmeden soyut bir ifadeyle "...şikayet tarihi itibariyle 3 yıllık sürenin dolmadığı anlaşılarak şikayetin reddine..." gerekçesiyle hüküm kurulduğu, mahkeme gerekçesinin yukarıda belirtilen yasal düzenlemelere uygun olmadığı görülmektedir....
İSTİNAF SEBEPLERİ : Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; davacının zaman aşımı iddiasının doğru ve yerinde olmadığını, davacının dava dilekçesinde yazılan ismi ile vekaletnamede belirtilen isminin de farklı olduğunu, davanın husumet nedeniyle reddi gerektiğini, memur muamelesini şikayet niteliğindeki bu tür şikayetlerde kabule karar verilirken davalı aleyhine vekalet ücretine hükmedilmesinin hukuka aykırı olduğunu, bu yönden de hükmün kaldırılması gerektiğini belirterek, mahkeme kararının kaldırılmasını talep etmiştir. DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE : Tüm dosya kapsamı uyarınca; uyuşmazlık, İİK'nun 71.maddesi yollaması ile İİK''nın 33/a maddesi gereğince zamanaşımı nedeni ile icranın geri bırakılması talebine ilişkindir....
Anılan ilama dayanılarak borçlu hakkında ... tarihinde takip başlatıldığı, bu takipte icra emrinin borçluya ... tarihinde tebliğ edildiği ve bu takip dosyasının bilahare işlemden kaldırıldığı, dosyanın ... tarihinde yenilendiği, son işlem tarihinin ise ... olduğu buna göre, zamanaşımının kesildiği ve süre yeniden başladığından, 10 yıllık zamanaşımı süresinin dolmadığının kabulü gerekir. Bu nedenle, Mahkemece zamanaşımı itirazının reddi yerine yazılı gerekçeyle kabulü ile icranın geri bırakılmasına karar verilmesi isabetsizdir....