İcra Hukuk Mahkemesince yapılan yargılama sonunda davanın kabulü ile İzmir 23. İcra Müdürlüğünün 2020/6646 Esas sayılı dosyasında davacılar yönünden İİK'nun 71/2 maddesi yollaması ile İİK'nun 33/a maddesi gereğince zaman aşımı nedeniyle icranın geri bırakılmasına, icranın geri bırakılmasına karar verilmek ile sair itirazlar konusunda karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir. Davalı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle, cevap dilekçesini aynen tekrar ederek ilk derece mahkemesince verilen kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu, kararın kaldırılarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. Dava İİK'nun 71/2 maddesi delaletiyle aynı yasanın 33/a maddesi uyarınca açılmış zamanaşımı nedenleriyle icranın geri bırakılması istemine ilişkindir....
Dolayısıyla, ilk derece mahkemesince, icranın geri bırakılması isteminin süre aşımından reddine, takibin iptali isteminin reddine, memur muamelesine yönelik şikayetin de reddine karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde karar verilmesi hukuka aykırı olduğundan; HMK'nun 355 ve 353/1- b-2 maddeleri gereğince ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına, hüküm kurulması yeniden yargılama yapılmasını da gerektirmediğinden, icranın geri bırakılması isteminin süre aşımından reddine, takibin iptali isteminin reddine, memur muamelesine yönelik şikayetin reddine, davacı tarafın yerinde bulunmayan istinaf başvurusunun reddine, oy birliği ile karar verilmiştir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki borçlu tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü : Alacaklı tarafından borçlu aleyhine genel haciz yoluyla ile başlatılan ilamsız icra takibinin kesinleşmesinden sonra, borçlunun, zamanaşımı nedeniyle İİK'nun 71. ve 33-a maddeleri uyarınca icranın geri bırakılması ve İİK'nun 78/2. maddesi gereğince takibin iptali istemi ile icra mahkemesine başvurduğu, mahkemece, takibin genel haciz yolu ile takip olduğu, itirazların İİK'nun 62. maddesi gereğince icra dairesine yapılması gerektiği gerekçesi ile istemin usulden reddine karar verildiği anlaşılmaktadır....
Maddelerinde belirlenen zamanaşımının farklı usullere tabi olduğu, İİK'nun 78.maddesi gereğince dosyanın işlemden kaldırılması durumunda dosyanın her zaman yenilenmesi mümkün olduğu, ancak zamanaşımı nedeniyle icranın geri bırakılması halinde farklı sonuçların doğacağı, İİK'nun 78.maddesi gereğince dosyanın işlemden kaldırılmasının davacının zamanaşımı nedeniyle icranın geri bırakılmasını ileri sürmesine engel olmadığı ve bu hususta hukuki yararının bulunduğu, mahkemece davacının şikayetinin incelenerek sonuca göre karar verilmesi gerektiği halde, davanın reddine ilişkin karar usul ve yasaya uygun görülmediğinden, davacıların istinaf başvurusunun kabulü ile ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına ve dosyanın esasının incelenmeksizin mahkemesine gönderilmesine karar vermek gerekmiştir....
Tüketici Mahkemelerince ayrı ayrı görevsizlik kararı verilmesi nedeni ile yargı yerinin belirlenmesi için gönderilen dosya içindeki tüm belgeler incelendi, gereği düşünüldü: K A R A R Dava, icranın geri bırakılması istemine ilişkindir. Urla İcra Hukuk Mahkemesi, 4077 sayılı kanun gereğince taraflar arasındaki ilişkinin abonelik sözleşmesinden kaynaklandığı davacının satıcı davalının tüketici olduğu gerekçesiyle görevsizlik kararı vermiştir. İzmir 2. Tüketici Mahkemesi ise, İcra İflas Kanununun 33. Maddesi uyarınca davada Urla İcra Hukuk Mahkemesinin görevli olduğu gerekçesiyle karşı görevsizlik kararı vermiş, kararlar temyiz edilmeksizin kesinleşmiştir. İcra İflas Kanununun "İcranın Geri Bırakılması" başlıklı 33. maddesi'nde ''İcra emrinin tebliği üzerine borçlu yedi gün içinde dilekçe ile icra mahkemesine başvurarak borcun zamanaşımına uğradığı veya imhal veya itfa edildiği itirazında bulunabilir." düzenlenmesi mevcuttur....
Davalı ..., dava konusu takip dosyaları ile ilgili olarak icranın geri bırakılması kararı alındığı, Yargıtay tarafından onanarak kesinleştiğinden, dava koşulunun olmadığını belirterek davanın reddini istemiştir. Mahkemece, dava dayanağı takip dosyalarının 2003/1234 sayıl takip dosyasında birleştiği ve bu dosyadan ... İcra Hukuk Mahkemesi'nin ... Esas 2009/27 karar sayılı ilamı ile zamanaşımı nedeni ile icranın geri bırakılmasına karar verildiği kararın Yargıtay ... Dairesi tarafından onanarak kesinleştiği, davacının İİK'nun 33/a maddesine dayalı olarak açtığı davanın ise red edildiği ve Yargıtay ... Dairesi mahkemenin bu gerekçe ile reddini isabetli bulduğunu ve bu hususun kesinleştiğinden ortada geçerli bir icra takibi olmadığından dava koşulu yokluğundan davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir....
Dava, çeke dayalı kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile takipte borçlu tarafından takibin kesinleşmesinden sonra, İİK'nun 71/2 ve 33/a maddeleri gereğince zamanaşımının gerçekleştiğinden bahisle icranın geri bırakılmasına ilişkindir. Takibin kesinleşmesinden sonraki dönemde ileri sürülen zamanaşımı şikayeti İİK’nun 71. maddesine göre süresiz olarak ileri sürülebilir. 6762 sayılı TTK'nun 726. maddesinde, çek için düzenlenen zamanaşımı süresi 6 ay iken 03/02/2012 tarih ve 28193 (mükerrer) sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren 6273 sayılı Kanunun 7. maddesiyle bu süre üç yıla çıkarılmıştır. Yine 01/07/2012 tarihinde yürürlüğe giren 6102 sayılı TTK'nun 6273 sayılı Kanun'un 8. maddesi ile değişik 814. maddesine göre de, çeklerde zamanaşımı süresi üç yıldır. Çekler yönünden zamanaşımı süresinin başladığı tarihte hangi yasa yürürlükte ise, o yasada öngörülen zamanaşımı süresinin uygulanması gerektiği kabul edilmelidir....
Mahkemece takip dosyasında 10.06.2008 ile 31.10.2011 tarihleri arasında zamanaşımını kesen herhangi bir işlem yapılmadığından icranın geri bırakılmasına karar verilmiş, alacaklı vekili tarafından karar temyiz edilmiştir. İcra kefaleti kambiyo senedinden ayrı bir taahhüdü içerdiğinden, BK.nun 125. maddesine göre 10 yıllık zamanaşımı süresine tabidir. Çek borçluları için ise, TTK.nun 726. maddesi uyarınca 6 aylık zamanaşımı süresi öngörülmüştür. Somut olayda şikayetçi...'nin icra kefili sıfatı ile takip dosyası borçlusu olduğu ve onun yönünde yapılan son işlem tarihinden şikayet tarihine kadar 10 yıllık zamanaşımı süresinin geçmediği görülmektedir. O halde, mahkemece yukarıda açıklanan nedenlerle, borçlu (icra kefili)....'nin zamanaşımı şikayetinin reddi yerine yazılı gerekçeyle kabulüyle icranın geri bırakılmasına karar verilmesi isabetsizdir....
Mahkemece; Davacının usulsüz tebligat şikayetinin reddine; davacının borca itirazının süre yönünden reddine; davacının şikayetinin kabulü ile; Kayseri Genel İcra Müdürlüğünün 2021/35205 esas sayılı dosyasından takibin davacı borçlu yönünden İİK'nın 71/2 delaleti ile 33/1 maddesi gereği icranın geri bırakılmasına, hacizlerin kaldırılmasına ilişkin talebin icra müdürlüğünce değerlendirilmesine, yönelik karar verildiği görülmüştür....
Mahkemece toplanan delillere göre: “icra takibinin üç adet çekten kaynaklandığı, istihkak davası devam ederken verilip kesinleşen Mahkeme kararı ile zamanaşımı nedeni ile icra takibinin geri bırakılmasına karar verildiği, alacaklı tarafça İİK’nun 33/a maddesi gereğince çeklerin zamanaşımına uğramadığının tespiti için dava açmak yerine Asliye Ticaret Mahkemesi’nde alacak davası açtığı, bu dava lehine sonuçlansa bile icra takibine kalınan yerden devam edilemeyeceği, böylece davanın konusuz kaldığı “ gerekçesi ile davanın konusuz kalması nedeni ile karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiş; hüküm, davacı alacaklı vekili tarafından temyiz edilmiştir....