Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Bu itibarla zaman aşımı savunması ileri sürüldüğünde, eğer savunma gerçekleşirse hakkın dava edilebilme niteliği ortadan kalkacağından, artık mahkemenin işin esasına girip onu incelemesi mümkün değildir.Uygulamada, fazlaya ilişkin hakların saklı tutulması, dava açma tekniği bakımından, tümü ihlal ya da inkâr olunan hakkın ancak bir bölümünün dava edilmesi, diğer bölümüne ait dava ve talep hakkının bazı sebeplerle geleceğe bırakılması anlamına gelir. Yargıtay Hukuk Genel Kurulunca benimsenmiş ilkeye göre, kısmi davada fazlaya ilişkin hakların saklı tutulmuş olması, saklı tutulan kesim için zaman aşımını kesmez, zaman aşımı, alacağın yalnız kısmi dava konusu yapılan miktar için kesilir.Somut uyuşmazlıkta, davacı vekilince 09.01.2017 tarihli ıslah dilekçesinde olası zaman aşımı defi de göz önünde bulundurularak dava konusu alacaklar ıslah edilmiş, davalı vekilince de süresinde ıslaha karşı zaman aşımı def’inde bulunulmuştur....

    İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; çekler yönünden zaman aşımı süresinin işlemeye başladığı tarihte hangi yasa yürürlükte ise o yasada öngörülen zaman aşımı süresinin uygulanması gerekmekte olup, çek hakkında zaman aşımı, ibraz süresinin bitmesi ile başlayacağına göre çekin ibraz süresinin sona erdiği tarihte geçerli olan zaman aşımı süresinin nazara alınmasının zorunlu olduğu, bu nedenle 6762 Sayılı TTK'nın 726. maddesini değiştiren 6273 Sayılı Kanunun 7. maddesinin yürürlüğe girdiği 03.02.2012 tarihinden önce ibraz süresi dolan çeklerde zaman aşımı süresi altı ay, ibraz süresi bu tarihten sonra dolan çeklerde ise üç yıl olmakla; somut olayda, takibe dayanak çeklerin keşide tarihlerinin 27.10.2007, 11.09.2007, 24.10.2007 olup, ibraz süresi yasal değişik tarihi olan 03.02.2012 tarihinden önce dolduğundan, altı aylık zaman aşımı süresine tabi oldukları, bu kapsamda icra dosyasındaki işlemlere bakıldığında; takibin kesinleşmesinden...

      Davalı taraf zaman aşımı itirazında bulunmuş ise de Türk Borçlar Kanunu 73. maddesine göre tazminatın tamamen ödendiği veya sorumlu kişinin öğrenildiği tarihten başlayarak 2 yıl veya herhalde 10 yıl sonra zaman aşımı dolar. Bankadaki ödeme tarihinden itibaren 2 yıl geçmeden icra takibi yapıldığından zaman aşımı itirazı kabul edilmemiştir. Davalı yanın dava idari yargıda görülmeli şeklinde itirazı olup bir kısım Uyuşmazlık Mahkemesi kararlarında da benzer içtihatlar var ise de Yargıtay uygulamasına göre bu tür davalar adli yargıda görülmesi gerekir şeklindeki kararlar göz önüne alınarak görevsizlik karar verilmemiştir. Dosyada bilirkişi heyetine yerinde inceleme yapma yetkisi de verilerek rapor alınmıştır. Bu raporda bilirkişiler; ''Mahkemenin 28.12.2021 tarihli celsesinde, bilirkişiye yerinde inceleme yetkisi verilmiş olmakla taraf vekillerine bildirilen 06.04.2022 inceleme günü dava konusu yere gidilmiştir....

        Yine dava dilekçesi ile dava edilen tarihe göre zaman aşımı itirazı bilirkişi tarafından göz önüne alınarak hesap yapıldığı, ancak davalı Avcılar Belediyesinin ıslaha karşı 26/01/2018 tarihinde beyanda bulunduğu tebligatın ise 15/04/2018 tarihinde yapıldığı, itirazın süresinde olduğu, böylece dava konusu taleplerden sadece UBGT zaman aşımından etkilenecek olup, UGBT nin ıslah ile zaman aşımına giren kısmı dairemizce hesaplanmıştır. Ayrıca mahkeme hükmünde ulusal bayram genel tatil alacağı dava tarihi 22/02/2016 iken maddi hata ile ( 22/02/2018 ) yazdığı görülmekle bu durum mahallinde düzeltilebilir maddi hata olarak görülmüştür. Zaman aşımı tarihi olan 03/01/2013 öncesi olan kısım dışlanmış toplam 1.613,71 TL net ugbt alacağı bulunduğu anlaşılmıştır. Diğer itirazların yerinde olmadığı anlaşılmıştır....

        Davalı MEB tarafından ıslaha yönelik zaman aşımı itirazı ileri sürülmesine rağmen mahkemece kısmi dava olarak açılan bu dava yönünden davalı MEB'in ıslaha yönelik zaman aşımı itirazının nazara alınmaması isabetsiz olup, hükmün bu yönden ortadan kaldırılması gerekir. Mahkemece yapılacak iş; davalı MEB'in ıslaha yönelik zaman aşımı itirazına istinaden bilirkişiden ek rapor alındıktan sonra hüküm kurmaktan ibaret olup, yine yerel mahkemece agi alacağına da yasal faiz uygulanması gerekirken en yüksek mevduat faizi uygulanması da hatalı olmakla kararın bu yönlerden ortadan kaldırılması gerekir. Bu nedenlerle davalı tarafın istinaf sebepleri değerlendirilmeksizin eksik delillerin toplanması ve yukarıda belirtilen şekilde usulü işlemlerin tamamlanmasına yönelik olarak HMK'nın 353/l-a.6 maddesine aykırı davranılmış olması nedeniyle ilk derece mahkemesi kararının kaldırılarak dosyanın mahkemesine gönderilmesine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur....

        Davalı ... zaman aşımı itirazında bulunmuş ise de dava elektrik abonelik sözleşmesinden kaynaklanmış olup 10 yıllık zaman aşımına tabi olduğu ve bu süre dolmadan dava açıldığından zaman aşımı itirazı kabul edilmemiştir. Mahkememize sunulan emsal kararlarda da izah edildiği üzere Elektrik Piyasası Yönetmeliği'nin 38. maddesi b fıkrasına göre sisteme bağlantı yapılması halinde sistem kullanımı açısından kapasitenin yetersiz olması nedeniyle genişleme yatırımı veya yeni yatırım yapılmasının gerekli olduğu ve yeterli finansman mevcut olmadığı hallerde söz konusu yatırım ... veya dağıtım lisansı sahibi tüzel kişi adına bağlantı yapmak isteyen gerçek veya tüzel kişi tarafından yapılabilir. Elektrik dağıtım şirketi olan davalılardan ...'ın davacının bağlantı talebini karşılamak gerekli alt yapı yatırımını yapmak, yatırım için gerekli kaynağın olmaması halinde yatırımın davacı tarafça yapılmasını talep edip sonrasında elektrik bedelinden düşmesini talep etme durumu mevcuttur. Davalı ...'...

          Mahkemece, davalının zamanaşımı defi nazara alınmadan davacının alacak talepleri hakkında karar verilmiştir.Yukarıda açıklanan yasal düzenleme ve açıklamalar karşısında Mahkemece davalının süresindeki zaman aşımı itirazının değerlendirilmemesi hatalı olup, bozmayı gerektirmiştir." denmiştir. Davacı süresinde sunduğu cevap dilekçesinde zamanaşımı defi öne sürdüğü halde bu hususta bir değerlendirme yapılmamıştır. Zamanaşımı itirazı yönünden değerlendirme yapılması ve sonucuna göre karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması hatalıdır." gerekçesiyle ortadan kaldırılmıştır. Kaldırma kararından sonra mahkemece ek rapor alınarak yukarıda belirtildiği şekilde karar verilmiştir. Fazlaya dair tespit hükmünün zaman aşımını kesmeyeceği kabul edilmekle, kaldırma kararı doğrultusunda zaman aşımı itirazı değerlendirilerek verilen karar yerinde bulunmuştur. Takip tarihi 02/08/2017 olup, Silifke 1....

          Maddi hasarlı trafik kazalarında zaman aşımı kaza tarihinden itibaren 2 yıl olup, dava olay tarihi olan 11.11.2017'den sonra iki yıllık yasal sürede açılmış ise de, ıslah edilen kısım iki yıllık zaman aşımı süresi dolduktan sonra talep edilmiş olmakla davalı şirketin süresinde zaman aşımı defi bulunduğundan bu davalı yönüyle ıslah edilen kısmın zaman aşımından reddi gereklidir. Bu nedenle davalı şirketin itirazı zaman aşımı yönüyle haklıdır ve kabulü ile HMK'nun 353/1,b-2 madde ve bendi gereği kararın kaldırılarak yalnızca bu bakımdan hükmün düzeltilerek yeniden tesisi gerekir. HÜKÜM :Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; I-Davalı .... vekilinin istinaf başvurusunun HMK'nun 353/1-b-1 maddesi gereğince tümüyle ESASTAN REDDİNE, II-Davalı ......

            Buna göre sanığın, mağdurları kasten basit yaralama eylemi için, TCK'nin 86/2, 86/3-e maddelerinde öngörülen ceza miktarı gözetilerek, TCK'nin 66/1-e maddesi uyarınca asli zaman aşımı süresinin 8 yıl, uzamış zaman aşımı süresi ise 12 yıldır. Suç tarihi ve zaman aşımını kesen mahkumiyet kararlarının verildiği 18.02.2016 ve 11.02.2021 tarihleri ile hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına ilişkin kararın kesinleşme tarihi olan 03.10.2011 tarihi ile denetim süresi içerisinde işlenen suçun suç tarihi olan 22.03.2013 tarihleri arasındaki ''1 yıl 5 ay 19 gün'' durma süresi de dikkate alındığında asli ve uzatılmış zaman aşımı süreleri dolmamıştır....

              GEREKÇE : Uyuşmazlık ilamlı takip yolu ile başlatılan takipte zaman aşımı itirazı ile borca itiraz istemine ilişkindir. Adana 7.İcra Müdürlüğünün 2017/1409 esas sayılı dosyasının incelemesinde ; Alacaklı T3 vekili tarafından borçlu T1 aleyhine Adana 6. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2001/1172 esas ve 2001/1072 karar sayılı ilamı dayanak yapılarak ilamlı icra takibi başlatıldığı, ödeme emrinin borçluya 21/02/2017 tarihinde tebliğ edildiği, davacı borçlu vekili tarafından 27/02/2017 tarihinde yasal süresi içerisinde zaman aşımı ve borca itiraz nedeniyle takibin iptali davasını açtığı görülmüştür. Davacı borçlu tarafından zaman aşımı nedeniyle icranın geri bırakılması ve itfa nedeniyle takibin iptali istemiyle dava açıldığı sabit olup takibe konu manevi tazminat yönünden icranın geri bırakılmasına dair karar istinaf konusu edilmediğinden bu husus inceleme konusu yapılmamıştır....

              UYAP Entegrasyonu