CEVAP Şikayet edilen alacaklı banka cevap dilekçesinde; dosyada yer alan vekaletnamenin geçerli bir vekaletname olduğunu, vekaletnamenin süresinin dolduğuna dair itirazın ihalenin feshi nedenleri arasında olmadığını, borçlunun icra müdürlüğünce belirlenen değere itiraz etmesi üzerine mahkemece alınan rapor kapsamında satış yapıldığını, satışa hazırlık işlemlerine dair süresi içerisinde şikayet yoluna gidilmediğinden bu nedenlere dayanılarak ihalenin feshinin talep edilemeyeceğini ileri sürerek davanın reddini istemiştir. III....
, şikayet dilekçesinde Kurul Başkanının ismi geçmediği, şikayet edildiği yolunda herhangi bir ifadenin de yer almadığı, ön inceleme onayında ön incelemecinin yetkisini aşacak Bakanlık yetkilisi bulunmadığının belirtildiği, bunun üzerine de ön incelemeyi yapan başmüfettiş tarafından Kurul Başkanının ön incelemeye dahil edilmediği, sadece … ile … hakkında ön inceleme yapılarak itiraza konu kararın alındığı, bu kararda ayrıca şikayet edilen Personel Genel Müdürlüğü yöneticilerinin müfettiş raporlarındaki konuların adli yönüyle ilgili sorumlukları bulunmadığı belirtilerek bunlar hakkında görüş bildirilmesine yer olmadığının vurgulandığı anlaşılmıştır....
İflas sıra cetvelinde başka bir alacaklının kabul edilen miktar kadar alacağı bulunmadığına ya da sırasına yönelik itiraz, o alacağın sıradan terkin edilmesi talebini içerdiğinden, şikayet olarak ... mahkemesinde değil, İİK'nın 235/.... maddesi uyarınca sırasına itiraz edilen alacaklıya husumet yöneltilerek dava yolu ile genel mahkemede ileri sürülmelidir. Somut olayda, şikayetçi tarafından kendi sırasına itiraz edildiğine göre, mahkemece, sadece iflas idaresine husumet yöneltilmesi gerekirken, bozma ilamının .... bendinde şikayetin İİK'nın 235/son fıkra hükmüne dayalı olduğu doğru olarak belirtildiği halde .... bentte yer alan ve haciz yolu ile ilgili şikayetler için geçerli olan "şikayet nedeniyle verilecek karardan etkilenecek olanların duruşmaya davet edilerek" ibaresinin maddi hataya dayalı olduğu gözetilmeden, kendilerine husumet düşmeyen diğer alacaklılar davaya dahil ettirilip yargılamaya devam edilmesi doğru olmamıştır....
Asliye Ceza Mahkemesi'nce, 28/02/2019 tarihinde suç duyurusunda bulunulduğu, İstanbul Anadolu Cumhuriyet Başsavcılığınca 21/03/2019 tarihli ve 2019/53483 soruşturma, 2019/37342 sayılı kararla "suçun şikayete bağlı suçlardan olduğu, müştekice bu konuda bir şikayet bulunmadığından" bahisle kovuşturmaya yer olmadığına dair karar verildiği, kararın müşteki ya da vekiline tebliğ edilmediği, müşteki vekili karardan haberdar olduktan sonra 14/05/2019 havale tarihli dilekçeyle 6 aylık şikayet süresi içinde karara itiraz ettiği, itiraz merciince itirazın reddine karar verildiği anlaşılmıştır. Şikayet süresi içinde kovuşturmaya yer olmadığı kararına müşteki vekili tarafından itiraz edilerek şikayet iradesi ortaya konulması karşısında, soruşturmaya devam edilebilmesi için itirazın kabulü yerine reddine karar verilmesi hukuka aykırıdır....
Her ne kadar kesinleşen kıymet takdirinden sonra icra müdürlüğüne yapılan başvuru sonuç doğurmaz ise de kıymet takdirinin usulünce kesinleşmediği ve borçlunun ihalenin feshine ilişkin başvurusunda icra müdürlüğüne yaptığı bu başvuruya da değinerek taşınmazın değerinin usulünce belirlenmediğinden ihalenin feshini talep ettiği, dolayısıyla Bölge Adliye Mahkemesinin “borçlunun ihalenin feshi talepli" şikayet dilekçesinde kıymet takdirine itiraz kararının usulsüzlüğünü ileri sürmediğinden kıymet takdirinin kesinleştiği ve şikayet dilekçesinde kıymet takdirine itiraz davasının usul ve yasaya aykırılığını ileri sürmediğinden ihalenin feshinde değer tespiti yapılamayacağı yönündeki gerekçesi yerinde değildir. Kaldı ki borçlunun kıymet takdirine itiraz kararına karşı süresinde istinaf başvurusunu, usulsüzlük iddiasının en açık göstergesi kabul etmek gerekir....
GEREKÇE :Talep, icra müdürlüğünce yapılan işleme itiaz/şikayet niteliğindedir. Davacı icra müdürlüğünce yapılan işleme (ödeme emrine) itiraz/şiyaket etmektedir. Bu amaçlada İcra Hukuk Hakimliğine başvurmuştur. Mahkeme yaptığı inceleme neticesinde; 12.12.2017T., 2017/415E., 2017/260K. sayılı ilam ile görevsizlik kararı vermiş ve dosyayı mahkememize göndermiştir. Dosyanın davalısı/alacaklı ... Şti., dosyanın davacısı/borçlu ... A.Ş. aleyhinde Kambiyo Senetlerine Özgü İflas Yolu ile Takip başlatmış, borçluya iflas ödeme emri tebliğe çıkarılmıştır. Davacı (icra dosyasının borçlusu) Kambiyo Senetlerine Özgü İflas yoluyla takibe ilişkin olarak kendisine tebliğ edilen ödeme emrine itiraz/şikayet etmektedir. Bu halde nasıl işlem yapılacağı İİK'un 172. maddesinde açıklanmıştır. Yasada iflas yoluyla yapılan takipte çıkartılan ödeme emrine itiraz veya şikayet yoluyla itiraz etmek istenildiğinde icra dairesine başvurulacağı açıklanmıştır.(Y.12. HD., 2008/18738E., 2008/21512K.)...
-K A R A R- Şikayetçi vekili, şikayet olunanın 25.11.2010 tarihli harczinin süresinde satış istemediğinden düştüğünü, daha sonra 03.06.2013 tarihinde bedeli paylaşma konu taşınmaza yeniden haciz konduğunu, müvekkilinin haciz tarihinin ise 23.11.2012 olduğunu, borçluya ait taşınmazın satışı sonrası düzenlenen sıra cetvelinde, müvekkilinin haciz tarihinin şikayet olunanın haciz tarihinden daha önce olmasına rağmen 2. sırada yer verildiğini, şikayet olunanın haczinin süresi içinde satış istememesi nedeniyle düştüğünü ileri sürerek, sıra cetvelinin iptalini talep ve şikayet etmiştir. Şikayet olunan vekili, müvekkilinin alacaklı olduğu .... İcra Müdürlüğü'nün 2008/695 E. sayılı icra dosyasında borçluya ait taşınmaz üzerine 25.11.2010 tarihinde haciz konulduğunu, taşınmazın hisseli olması nedeniyle .... İcra Hukuk Mahkemesi'nden, İİK'nın 121. maddesi uyarınca 14.10.2011 tarihinde yetki aldığını, bu yetkiye dayanarak ......
Vergi Dairesi Müdürlüğünün 30.10.2012 tarih ve 38762 sayılı yazısı ile borçlu şirketin 31.12.2008 tarihi itibariyle ticareti terk işleminin yapıldığının bildirilmesi ve şikayetçi vekilinin İİK.nun 347. maddesinde düzenlenen süreler geçtikten sonra 08.10.2012 tarihinde şikayette bulunması nedeniyle şikayet hakkının düşürülmesi yerine yazılı şekilde beraat kararı verilmesi, Yasaya aykırı, şikayetçi vekilinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan sair yönleri incelenmeyen hükmün bu sebepten dolayı 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi uyarınca uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK'nun 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, ancak bu husus yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden aynı Yasanın 322. maddesinin verdiği yetkiye dayanılarak karar verilmesi mümkün bulunduğundan İİK'nun 347. maddesi uyarınca şikayet hakkının istem gibi DÜŞÜRÜLMESİNE, 23.10.2014 gününde oybirliği ile karar verildi....
davasının şikayet yokluğu nedeniyle TCK'nun 73/4 ve CMK 223/8. maddeleri uyarınca DÜŞÜRÜLMESİNE, 02/12/2019 tarihinde oy birliğiyle karar verildi....
, İİK'nun 347. maddesi uyarınca şikayet hakkının DÜŞÜRÜLMESİNE, 10.07.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi....