Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

de ceza hukuku bakımından cezaların şahsiliği prensibinin bir gereği olarak ve cezai sonuç doğurması yönünde şikayet olunan asıl borçluya icra emri tebliğ edilmediğinin anlaşılması karşısında ,sanıkların beraatine karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde şikayet hakkının düşürülmesi kararı verilmesi, Kanuna aykırı ve şikayetçi vekilinin temyiz nedenleri bu itibarla yerinde görüldüğünden hükümlerin bu nedenle 5320 sayılı Kanun'un 8/1. madde ve fıkrası aracılığıyla uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK'nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, ancak bu husus yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden aynı Kanun'un 322. maddesinin verdiği yetkiye dayanarak karar verilmesi mümkün bulunduğundan, hüküm fıkrasından “.......

    hakkında kurulan hükme yönelik olarak yapılan temyiz itirazlarının incelenmesinde ise; Yüklenen “ticareti usulüne aykırı terk etmek” suçunun takibi şikayete bağlı olup, İstanbul Güneşli Vergi Dairesi Müdürlüğünün 18.11.2011 gün ve 51200 sayılı yazısından sanığın 31.05.2009 tarihinde mükellefiyeti terk ettiği anlaşılmasına karşın, İİK’nun 347. maddesinde düzenlenen herhalde bir yıllık süre geçtikten sonra 16.07.2010 tarihinde şikayette bulunulması nedeniyle şikayet hakkının düşürülmesi yerine yazılı şekilde beraat kararı verilmesi, Yasaya aykırı görüldüğünden hükmün bu sebepten dolayı 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi uyarınca uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK.nun 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, ancak bu husus yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden aynı Yasanın 322. maddesinin verdiği yetkiye dayanılarak karar verilmesi mümkün bulunduğundan, İİK'nun 347. maddesi uyarınca şikayet hakkının DÜŞÜRÜLMESİNE, 25.12.2014 gününde oybirliği ile karar verildi....

      Asliye Ceza Mahkemesi'nce, 28/02/2019 tarihinde suç duyurusunda bulunulduğu, İstanbul Anadolu Cumhuriyet Başsavcılığınca 21/03/2019 tarihli ve 2019/53483 soruşturma, 2019/37342 sayılı kararla "suçun şikayete bağlı suçlardan olduğu, müştekice bu konuda bir şikayet bulunmadığından" bahisle kovuşturmaya yer olmadığına dair karar verildiği, kararın müşteki ya da vekiline tebliğ edilmediği, müşteki vekili karardan haberdar olduktan sonra 14/05/2019 havale tarihli dilekçeyle 6 aylık şikayet süresi içinde karara itiraz ettiği, itiraz merciince itirazın reddine karar verildiği anlaşılmıştır. Şikayet süresi içinde kovuşturmaya yer olmadığı kararına müşteki vekili tarafından itiraz edilerek şikayet iradesi ortaya konulması karşısında, soruşturmaya devam edilebilmesi için itirazın kabulü yerine reddine karar verilmesi hukuka aykırıdır....

        CEVAP Şikayet edilen alacaklı banka cevap dilekçesinde; dosyada yer alan vekaletnamenin geçerli bir vekaletname olduğunu, vekaletnamenin süresinin dolduğuna dair itirazın ihalenin feshi nedenleri arasında olmadığını, borçlunun icra müdürlüğünce belirlenen değere itiraz etmesi üzerine mahkemece alınan rapor kapsamında satış yapıldığını, satışa hazırlık işlemlerine dair süresi içerisinde şikayet yoluna gidilmediğinden bu nedenlere dayanılarak ihalenin feshinin talep edilemeyeceğini ileri sürerek davanın reddini istemiştir. III....

          GEREKÇE :Talep, icra müdürlüğünce yapılan işleme itiaz/şikayet niteliğindedir. Davacı icra müdürlüğünce yapılan işleme (ödeme emrine) itiraz/şiyaket etmektedir. Bu amaçlada İcra Hukuk Hakimliğine başvurmuştur. Mahkeme yaptığı inceleme neticesinde; 12.12.2017T., 2017/415E., 2017/260K. sayılı ilam ile görevsizlik kararı vermiş ve dosyayı mahkememize göndermiştir. Dosyanın davalısı/alacaklı ... Şti., dosyanın davacısı/borçlu ... A.Ş. aleyhinde Kambiyo Senetlerine Özgü İflas Yolu ile Takip başlatmış, borçluya iflas ödeme emri tebliğe çıkarılmıştır. Davacı (icra dosyasının borçlusu) Kambiyo Senetlerine Özgü İflas yoluyla takibe ilişkin olarak kendisine tebliğ edilen ödeme emrine itiraz/şikayet etmektedir. Bu halde nasıl işlem yapılacağı İİK'un 172. maddesinde açıklanmıştır. Yasada iflas yoluyla yapılan takipte çıkartılan ödeme emrine itiraz veya şikayet yoluyla itiraz etmek istenildiğinde icra dairesine başvurulacağı açıklanmıştır.(Y.12. HD., 2008/18738E., 2008/21512K.)...

            Her ne kadar kesinleşen kıymet takdirinden sonra icra müdürlüğüne yapılan başvuru sonuç doğurmaz ise de kıymet takdirinin usulünce kesinleşmediği ve borçlunun ihalenin feshine ilişkin başvurusunda icra müdürlüğüne yaptığı bu başvuruya da değinerek taşınmazın değerinin usulünce belirlenmediğinden ihalenin feshini talep ettiği, dolayısıyla Bölge Adliye Mahkemesinin “borçlunun ihalenin feshi talepli" şikayet dilekçesinde kıymet takdirine itiraz kararının usulsüzlüğünü ileri sürmediğinden kıymet takdirinin kesinleştiği ve şikayet dilekçesinde kıymet takdirine itiraz davasının usul ve yasaya aykırılığını ileri sürmediğinden ihalenin feshinde değer tespiti yapılamayacağı yönündeki gerekçesi yerinde değildir. Kaldı ki borçlunun kıymet takdirine itiraz kararına karşı süresinde istinaf başvurusunu, usulsüzlük iddiasının en açık göstergesi kabul etmek gerekir....

              H.D nin 03/10/2019 tarih 2018/2783 esas, 2019/1861 karar sayılı emsal ilamı), usulsüz tebliğ şikayetinin reddine karar verilmekle davacı borçlunun yetkiye borca ve imzaya yönelik itirazların da süresi geçmiş olmakla bu itirazların da süre yönünden reddine dair karar vermek gerektiği gerekçesi ile usulsüz tebliğ şikayetinin ve imzaya ve borca itirazın süre yönünden reddine karar vermek gerekmiştir. Davacı/borçlu vekili istinaf dilekçesinde özetle; mahkemenin süre yönünden ret kararının yerinde oladığını belirterek ve ödeme emri tebliğinin usulsüzlüğüne yönelik dava sebeplerini tekrar ederek kararın kaldırılmasını talep etmiştir. Dava, kambiyo senetlerine özgü haciz yolu ile takipte ödeme emri tebliğinin usulsüzlüğüne yönelik şikayet, imzaya ve borca itiraz davasıdır. Borçlunun ödeme emri tebliğ işlemi ile ilgili şikayet başvurusunu, İİK'nın 16/1. maddesi gereğince öğrenme tarihinden itibaren yedi günlük süre içinde icra mahkemesine yapması gereklidir....

              Tarafından keşide edilen Ziraat Bankası Fikirtepe-İstanbul şubesi muhataplı 70.000,00TL tutarlı çek verildiğini, söz konusu çekin keşide tarihinde ödendiğini bu sebeple müvekkilinin borcu olmadığını, ayrıca yetkiye itiraz ettiğini, müvekkilinin ikamet adresinin Oltu/Erzurum olduğunu, takibin Oltu/Erzurum icra dairelerinde yapılması gerektiğini beyanla yetki itirazının kabulü ile dosyanın yetkili Oltu/Erzurum İcra Dairelerine gönderilmesine, diğer dava ve şikayet haklarının saklı tutulmasına, dava sonuna kadar takibin durdurulmasına, mahkeme masrafları ile vekalet ücretinin karşı tarafa tahmiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir....

              Düzenlenen sıra cetveline itiraz, alacağın esas ve miktarına yönelik ise dava yoluyla genel mahkemede (İİK m.142/1), yalnız sıraya ilişkin ise icra mahkemesinde (İİK m.142/son) ileri sürülmelidir. Somut olayda, şikayetçi vekili, şikayet dilekçesi kapsamında ve özellikle sonuç kısmında alacağın esasına yönelik muvazaa iddiasında bulunmadan, şikayet olunanın takip dosyasındaki ödeme emrinin tebliğindeki usulsüzlük sebebiyle geçerli bir kesinleşmiş takip ve dolayısıyla geçerli bir haciz bulunmaması nedeniyle paylaşıma konu paradan pay alamayacağını ileri sürerek, yalnız sıraya itiraz etmiştir. HMK'nın 26/1. maddesi gereğince "Hâkim, tarafların talep sonuçlarıyla bağlıdır; ondan fazlasına veya başka bir şeye karar veremez."...

                Kararı, şikayetçi vekili ile şikayet olunan ... ve 99 arkadaşı vekili temyiz etmiştir. 1-Şikayet, iflas sıra cetveline itiraz istemine ilişkindir. İİK'nın 235/1 nci maddesi uyarınca iflas sıra cetveline yönelik itirazlar kural olarak genel mahkemelerde (Asliye Ticaret Mahkemesinde) görülür. Şikayetçinin sadece kendi sırasına yönelik itirazlarını, husumet iflas idaresine yöneltilerek İİK'nın 235/son maddeleri uyarınca icra mahkemesinde ileri sürmelidir. Somut olayda olduğu gibi, iflas sıra cetvelinde başka bir alacaklının kabul edilen miktar kadar alacağı bulunmadığına ya da sırasına yönelik itiraz, o alacağın sıradan terkin edilmesi talebini içerdiğinden, şikayet olarak icra mahkemesinde değil, İİK'nın 235/2 nci maddesi uyarınca sırasına itiraz edilen alacaklıya husumet yöneltilerek dava yolu ile genel mahkemede ileri sürülmelidir....

                  UYAP Entegrasyonu