Beş günlük imzaya itiraz süresi ödeme emri tebliğinden itibaren başlayacağından ve ödeme emri tebliği yok hükmünde olduğundan, başkaca bir ödeme emri tebliği de söz konusu olmadığından, imzaya itirazın süresinde olduğu, işin esası incelenerek bir karar verilmesi gerektiği açıktır. Bu nedenlerle mahkemece itirazın süre aşımı nedeniyle reddine karar verilmiş olması usul ve yasaya aykırıdır. Bu tespite göre, davacının tebliğe ve itiraz süresine dair istinaf sebeplerinin incelenmesine de gerek bulunmamaktadır....
Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; Dava dilekçesinin takibin durdurulması, yetkiye, imzaya ve borca itiraz taleplerini ihtiva etmesine karşılık, itirazın sadece "yetki" yönünden incelenerek karara bağlanmasının, takibin durdurulması yönünde bir karar oluşturulmamasının; haksız ve kötüniyetli takip alacaklısı aleyhine, müvekkil lehine asıl alacağın %20'sinden aşağı olmamak üzere tazminata ve takip alacaklısı aleyhine %10 aranında para cezasına hükmedilmemesinin usul ve yasaya aykırı olup hükmün kaldırılmasına, ek gerekçe ile takibin durdurulmasına, lehlerine %20 tazminata ve takip alacaklısı aleyhine %10 para cezasına hükmedilerek yetki itirazımızın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir. DELLİLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE: Uyuşmazlık, Bursa 9. İcra Müdürlüğünün 2020/8197 takip sayılı dosyasında yetkiye, imzaya, borca itiraza ilişkindir....
gereğince zorunlu unsurları bulunan bonoya dayalı yapılan kambiyo takibinde usul ve yasaya aykırılık bulunmadığı görülmekle davacının şikayetinin borca ve imzaya itirazının reddine karar verilmesinde usul ve yasaya aykırılık bulunmadığı anlaşıldığından davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK'nun 353/1- b-1 maddesi gereğince esastan reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur....
Takip dosyasının incelenmesinde; borçluya ödeme emri tebligatı dışında 103 davetiyesi ve kıymet takdiri raporu tebligatı çıkarıldığı anlaşılmıştır. borçlunun şikayet dilekçesinde 103 davetiyesi ve kıymet takdir raporu tebliğ işleminin usulsüzlüğüne yönelik bir iddiasının bulunmadığı anlaşılmıştır. Buna göre, Tebligat Kanunu'nun 32. maddesi gereğince borçlunun ödeme emrinden en geç 103 davetiyesinin tebliğ edildiği 03.09.2015 tarihinde haberdar olduğu kabul edilmelidir. Öte yandan ilk derece mahkemesince her ne kadar öğrenme tarihi ihtiyati haciz tarihi olarak kabul edilmiş ve şikayet süreden reddedilmiş ise de; ihtiyati haciz tarihinin ödeme emri tebliğ tarihinden önce olduğu ve öğrenme olarak kabul edilemeyeceği, bu husus Bölge Adliye Mahkemesince gözetilmiş ise de; öğrenme tarihi olarak usulsüzlüğü ileri sürülmeyen 103 davetiyesi tebliğinin dikkate alınmadığı anlaşılmıştır....
İCRA HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 03/11/2020 NUMARASI : 2018/100 ESAS 2020/370 KARAR DAVA KONUSU : İcra Takibine İtiraz (Borca İtiraz)|İmzaya İtiraz KARAR : Yukarıda tarih ve numarası yazılı ilk derece mahkeme kararı aleyhine istinaf yasa yoluna başvurulmuş olmakla, Dairemizce HMK'nun 353. maddesi gereğince dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda dosyadaki belgeler okundu, incelendi. GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: Davacı borçlu vekili dava dilekçesinde özetle;Konya 12. İcra Müdürlüğünün 2017/12527 Esas sayılı dosyası ile müvekkili hakkında icra takibi yapıldığını, takibe konu senet üzerindeki imzanın müvekkiline ait olmadığını, müvekkilininde davalıya herhangi bir borcunun olmadığını belirterek takibin iptaline karar verilmesini talep etmiş olduğu görülmüştür....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının onanmasını mutazammın 21.12.2015 tarih, 2015/22301-32214 sayılı daire ilamının müddeti içinde tashihen tetkiki borçlu tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü : Alacaklı tarafından bonoya dayalı olarak kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile icra takibine başlandığı, borçlunun imzaya itiraz ettiği, mahkemece, aynı senetle ilgili olarak alacaklının Didim Cumhuriyet Başsavcılığı'na yaptığı şikayet üzerine .......
İcra Hukuk Mahkemesi'nin 2020/32 Esas sayılı mahkeme ilamının incelenmesinde şikayetin kabulü ile ödeme emri tebliğ işleminin iptaline karar verilmiş ise de ödeme emri tebliğ tarihinin belirtilmediği, davacı vekili tarafından 10/02/2020 tarihinde imzaya ve zamanaşımına ilişkin itiraz edilerek dava açıldığı anlaşılmıştır. Davacı tarafından takibe dayanak imzaya itiraz edilmekle birlikte, takibin kesinleşmesinden önceki zamanaşımı itirazı ileri sürülmüştür. İİK.168/4- 5 maddeleri uyarınca borçlu takip müstenidi kambiyo senedindeki imza kendisine ait olmadığı veya alacağın zamanaşımına uğradığı itirazını sebepleri ile birlikte beş gün içinde icra mahkemesine bir dilekçe ile bildirmek zorundadır. Bu süre hak düşürücü nitelikte olup mahkemece resen nazara alınması gerekir....
İSTİNAF SEBEPLERİ : Davalı borçlu vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle, müvekkilinin ödeme emrinin kendisine tebliğinden itibaren borca itiraz dilekçesinden sonra yasal süre içerisinde UYAP sistemi üzerinden 2. bir itiraz dilekçesi sunduğunu ve açıkça imzaya itiraz ettiğini, süresi içerisinde ikinci bir itiraz dilekçesi verilemeyeceğine dair yasal düzenleme bulunmadığını, Mahkemece imzaya itiraz dilekçesinin gözden kaçırıldığını, davacının tahliye talebinin noter tarafından düzenlenmiş veya onaylı bir belgeye dayanmadığını, imza kabul edilmediği için davanın genel mahkemelerde açılması gerektiğini belirterek istinaf isteminin kabulü ile ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir....
nun 16/1. maddesi uyarınca ödeme emri tebligatını öğrendiği 15.11.2012 tarihinden itibaren yasal yedi günlük süre içerisinde yapılmış ise de, imzaya itiraz ve zamanaşımı itirazı için yasal beş günlük sürenin geçirilmiş olduğu anlaşılmaktadır. O halde mahkemece, imzaya itirazın ve zamanaşımı itirazının süre aşımı nedeni ile reddine karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde imzaya itirazın kabulüne karar verilmesi isabetsizdir. SONUÇ :Alacaklının temyiz itirazlarının kısmen kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK'nun 366 ve HUMK'nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), peşin alınan harcın istek halinde iadesine, ilamın tebliğinden itibaren 10 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 02.06.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi....
İİK'nun 170/a-2 maddesine göre de; icra mahkemesi, müddetinde yapılan şikayet veya itiraz dolayısıyle, usulü dairesinde kendisine intikal eden işlerde takibin müstenidi olan kambiyo senedinin bu vasfı haiz olmadığı veya alacaklının kambiyo hukuku mucibince takip hakkına sahip bulunmadığı hususlarını re'sen nazara alarak bu fasla göre yapılan takibi iptal edebilir. Aynı Kanunun 18/3. maddesinde ise; “Aksine hüküm bulunmayan hallerde icra mahkemesi, şikayet konusu işlemi yapan icra dairesinin açıklama yapmasına ve duruşma yapılmasına gerek olup olmadığını takdir eder; duruşma yapılmasını uygun gördüğü takdirde ilgilileri en kısa zamanda duruşmaya çağırır ve gelmeseler bile gereken kararı verir” hükmü yer almaktadır. Yukarıda açıklanan yasa maddeleri birlikte değerlendirildiğinde, borçlunun icra müdürlüğünün yetkisine yönelik itirazı ile takip alacaklısının yetkili hamil olmadığına yönelik şikayeti yönünden dosyanın işlemden kaldırılmasına karar verilemez....