Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

e 27.08.2020 tarihinde tebliğ işlemi anında borçlunun evinde bulunmadığı veya o sırada evrakı bizzat alamayacak bir halde olduklarına ilişkin araştırma ve şerh bulunmadığı, tebliğ işleminin 7201 sayılı Tebligat Kanunu'nun 12. ve 13. maddeleri ile Tebligat Yönetmeliğinin 21. maddesine aykırı olduğu, borçlunun usulsüz tebliği daha önce öğrendiği yazılı belge ile ispatlanamadığından Tebligat Kanunu 32. maddesi gereğince usulsüz tebliğe muttali olduğunu beyan ettiği 24.01.2021 tarihinin tebliğ tarihi olduğu, satış kararının iptaline dair şikayet hakkında ise satış gerçekleşmiş olması nedeniyle karar verilmesine yer olmadığına karar verilmesi gerektiği gerekçesi ile usulsüz tebligat şikayetinin kabulüne, kıymet taktir raporu tebliğ tarihinin öğrenme tarihi olarak beyan edilen 24.01.2021 olarak düzeltilmesine, ihale yapıldığından satış kararına ilişkin şikayet hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir. IV. İSTİNAF A....

    Dairemiz bozma ilamının adı geçen şikayet olunan asile tebliğe çıkarıldığı, ilamın 2l.09.2015'te evrak memuruna tebliğ edildiği, şikayet olunan vekilince, yapılan tebliğin usulsüz olduğu ileri sürülerek, 20.10.2015 tarihinde karar düzeltme talebinde bulunulduğu anlaşılmış olup, bozma ilamı tebliğinin usulsüz olması nedeniyle, şikayet olunan ... vekilinin karar düzeltme talebinin süresinde olduğunun kabulü gerektiğinden, karar düzeltme sebeplerinin incelenmesine geçilmiştir. 2- Dosyadaki yazılara, mahkeme kararında belirtilip Yargıtay ilamında benimsenen gerektirici sebeplere göre, HUMK'nın 440. maddesinde sayılan hallerden hiçbirisine uymayan karar düzeltme İsteminin reddi gerekmiştir. SONUÇ: Yukanda açıklanan nedenlerle, şikayet olunan ... vekilinin karar düzeltme isteminin REDDİNE, 275,00 TL para cezasının karar düzeltme isteyenden alınarak Hazine'ye gelir kaydedilmesine, 27.11.2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....

      -K A R A R- Şikayetçi vekili, borçluya ait aracın satımından sonra düzenlenmiş olan sıra cetvelinde müvekkilinin alacağının ikinci sırada bulunduğunu, alacağı birinci sırada bulunan şikayet olunanın icra takip dosyasındaki ödeme emri tebliğinin usulsüz olması nedeniyle mahkeme tarafından tebliğ tarihinin tespit edildiğini, buna göre usulsüz tebliğe dayanılarak araç üzerine konulan şikayet olunanın haczinin geçersiz hale geldiğini, ilk sırada kendi alacaklarına yer verilmesi gerektiğini, sıra cetvelinin tebliğinin bürolarında çalışmayan bir şahsa yapıldığını, tebliği öğrendikten sonra süresinde şikayet talebinde bulunduklarını ileri Sürerek sıra cetvelinin iptaline karar verilmesini istemiştir. Şikayet olunan vekili, şikayetin süresinde olmadığını, sıra cetveli tebliğinin şikayetçi vekiline usulüne uygun bir şekilde yapıldığını, tebliğ alan şahsın şikayetçi vekilinin tebliğe ehil çalışanı olduğunu, kendi haczinin geçerli olduğunu savunarak şikayetin reddini istemiştir....

        Davacı tarafından 29.06.2022 günü Uyap vatandaş portalından "tebliğ mazbatası (07.06.2022)" başlıklı evrakı incelediği, bu incelemelerin anılan evrakların Uyap evrak işlem kütüğü bilgilerinde "döküman okuma" olarak kayıt bulunmakla sabit olduğu, bu halde davacının takipten 29.06.2022 tarihinde haberdar olduğunun(öğrendiğinin) kabulünün gerektiği, yine davacı vekili tarafından da 30.06.2022 tarihinde icra dosyasına sunulan vekaletname ekinde borca itiraz edildiği ,dolayısıyla davacı tarafın takipten 29.06.2022 tarihi itibariyle haberdar olduğu, usulsüz tebliğe ilişkin şikayetin bu tarihten itibaren 7 gün içerisinde icra mahkemesine ileri sürülmediği, icra mahkemesi dışında icra dairesinde ileri sürülen usulsüz tebliğe ilişkin beyanın da geçerliliğinin bulunmadığı anlaşılmakla usulsüz tebliğe ilişkin şikayetin süreden reddine karar vermek gerekmiştir....

        Usulsüz tebliğe ilişkin şikayetin, İİK.nun 16/1. maddesi uyarınca, borçlunun, tebligatın usulsüzlüğünden haberdar olduğu tarihten itibaren 7 günlük süre içerisinde icra mahkemesine bildirilmesi gerekir. Somut olayda, ... İcra Müdürlüğü'nün 2013/27200 esas sayılı dosyasından borçlu adına 10/12/2013 tarihinde ödeme emrinin, 12/03/2014 tarihinde ise hacze ilişkin 103 davetiyesinin tebliğ edildiği görülmektedir. Borçlu vekili ise şikayet dilekçesinde, sadece 10/12/2013 tarihli ödeme emri tebliğ işlemini şikayet konusu yapmış olup, açıkça şikayet konusu yapılmayan 12/03/2014 tarihli 103 davetiyesi tebliğ işlemine göre 05/12/2014 tarihinde yapılan başvuru, yukarıda açıklanan yasa hükmünde öngörülen 7 günlük şikayet süresinden sonradır. Bu durumda mahkemece, ödeme emrine ilişkin usulsüz tebligat şikayetinin süre yönünden reddi gerekirken, yazılı gerekçe ile reddine karar verilmesi doğru değil ise de, sonuçta istem reddedildiğinden sonucu doğru kararın onanması gerekmiştir....

          Usulsüz tebliğe ilişkin şikayetin, İİK'nun 16/1. maddesi uyarınca, borçlunun, tebligatın usulsüzlüğünden haberdar olduğu tarihten itibaren 7 günlük süre içerisinde icra mahkemesine bildirilmesi gerekir (HGK. 05.06.1991 tarih ve 1991/12-258 E., 1991/344 K.). Somut olayda, takip dosyasının yapılan incelemesinde ödeme emrinin şikayetçi borçluya 28/03/2014 tarihinde tebliğ edildiği, şikayetçi borçlunun icra mahkemesine sunduğu dilekçesinde, 03/04/2014 tarihinde muttali olunan usulsüz tebliğ işlemlerine ilişkin 15/04/2014 tarihinde yapılan şikayet, yukarıda açıklanan Yasa hükmünde öngörülen 7 günlük şikayet süresinden sonradır. O halde, mahkemece, usulsüz tebligat şikayetinin süre aşımı nedeniyle reddine karar verilmesi gerekirken, işin esası incelenerek sonuca gidilmesi isabetsizdir....

            Usulsüz tebliğe ilişkin şikayetin, İİK.nun 16/1. maddesi uyarınca, borçlunun, tebligatın usulsüzlüğünden haberdar olduğu tarihten itibaren 7 günlük süre içerisinde icra mahkemesine bildirilmesi gerekir. Somut olayda, takip dosyasının yapılan incelemesinde satış ilanının şikayetçi borçluya 28.01.2015 tarihinde tebliğ edildiği, şikayetçi borçlunun icra mahkemesine sunduğu dilekçesinde, açık artırma şartnamesi ve ilanın incelendiği belirtildiği ve satış ilanının usulüne uygun olarak tebliğ edilmediğine dair herhangi bir iddia ileri sürülmediğine göre, usulsüz olarak yapıldığı ileri sürülen tebliğ işlemlerinden de satış ilanının tebliğ tarihi itibariyle haberdar olunduğunun kabulü gerekir. 28.01.2015 tarihinde muttali olunan usulsüz tebliğ işlemlerine ilişkin 08.04.2015 tarihinde yapılan şikayet, yukarıda açıklanan Yasa hükmünde öngörülen 7 günlük şikayet süresinden sonradır....

              Hukuk Dairesi tarafından, usulsüz tebliğe ilişkin şikayetlerin ilgilisi tarafından yapılması gerektiği, ancak söz konusu usulsüzlüklerin sıra cetveli tanzimi aşamasında diğer alacaklıların hakkını haleldar etmesi halinde alacaklılar tarafından ileri sürülebileceği, şikayet olunanın takip dosyasında ödeme emrinin borçluya 10.08.2017 tarihinde usulsüz tebliğ edildiği, buna karşın örnek 103 davetiyesinin 17.08.2017 tarihinde usulüne uygun tebliğ edildiği, Borçlunun icra takibinden bu tarih itibariyle haberdar olduğu, İİK'nın 168. maddesi uyarınca kambiyo senetlerine mahsus takip yolunda ödeme emrine karşı itiraz ve şikayet süresinin 5 gün, ödeme süresinin on gün olup ödeme süresi geçmeden kesin haciz konulamayacağı, henüz kesin haciz isteme yetkisine sahip olmayan alacaklının ihtiyati haczinin beş günlük itiraz ve şikayet süresinin geçmesiyle değil, İİK'nın 264. maddesi uyarınca on günlük ödeme süresinin geçmesiyle kesinleşeceği, borçlunun 17.08.2017 tarihinde takipten haberdar olduğundan...

                Usulsüz tebliğe ilişkin şikayetin, İİK.nun 16/1. maddesi uyarınca, borçlunun, tebligatın usulsüzlüğünden haberdar olduğu tarihten itibaren 7 günlük süre içerisinde icra mahkemesine bildirilmesi gerekir. Somut olayda, .. İcra Müdürlüğü'nün 2012/ 1673 Esas sayılı dosyasından borçlu adına 24/06/2013 tarihinde ödeme emrinin, 29/01/2014 tarihinde ise hacze ilişkin 103 davetiyesinin tebliğ edildiği görülmektedir. Borçlu vekili ise şikayet dilekçesinde, sadece 24/06/2013 tarihli ödeme emri tebliğ işlemini şikayet konusu yapmış olup, açıkça şikayet konusu yapılmayan 29/01/2014 tarihli 103 davetiyesi tebliğ işlemine göre 13/01/2015 tarihinde yapılan başvuru, yukarıda açıklanan yasa hükmünde öngörülen 7 günlük şikayet süresinden sonradır....

                  Şikayet mahiyeti itibariyle yedi günlük yasal süreye tabidir. Somut olayda; davalı tarafça delil olarak dayanılan Uyap evrak işlem kütüğü kayıtlarının tetkikinden, davacı T1 tarafından 14/03/2022 tarihi itibariyle icra takip dosyası arasında bulunan ve usulsüzlüğü ileri sürülen tebliğe ilişkin mazbatanın incelendiği, bu tarih itibariyle takipten ve şikayet konusu işlemden haberdar olunmasına rağmen 18/04/2022 tarihinde yasal yedi günlük şikayet süresi geçirildikten sonra şikayette bulunulduğu anlaşılmıştır....

                  UYAP Entegrasyonu