Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Dava ilamsız takipte gecikmiş itiraz olup mahkemece davanın görev yönünden reddine ilişkin kararın dairemizce bozulması üzerine mahkemece, gecikmiş itiraz iddiasının yerinde olmadığı, borçluya usulüne uygun tebligat yapılmadığının tespiti ile; şikayet tarihinin öğrenme tarihi olan 21/8/2015 olarak belirlenmesine ve hacizlerin kaldırılmasına karar verilmiştir. Ancak borçlunun, usulsüz tebligat şikayetinin; Tebligat Kanunu 32. madde gereğince usulsüz tebligatı öğrendikten itibaren 7 gün içerisinde şikayet yoluna başvurması gerekmesi karşısında, borçlu tebligattan 21/8/2015 tarihinde haberdar olduğunu bildirdiği halde, İİK'nin 16/1. maddesinde öngörülen yasal 7 günlük süreden sonra 04.09.2015 tarihinde icra mahkemesine şikayette bulunmuştur. O halde, mahkemece şikayetin süre aşımı nedeniyle reddine karar verilmesi gerekirken, işin esasının incelenerek yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsizdir....

    Hukuk Dairesinin özellikle 2020 yılından itibaren içtihat değişikliğine gittiğini ve haczin kaldırılması için usulsüz tebliğe ilişkin şikayetin kabulü kararının kesinleşmesine gerek olmadığı görüşünü benimsediğini, usulsüz tebliğe ilişkin şikayetin kabulü kararının kesinleşmesine gerek bulunmadığını belirterek, kararın kaldırılmasına ve şikayetin kabulüne karar verilmesini istemiştir. DEĞERLENDİRME VE GEREKÇE : Dava, İİK'nın 16. maddesi uyarınca usulsüz tebligat şikayetinin kabulüne karar verilmesi nedeniyle haczin kaldırılması isteminin reddine ilişkin icra memur işlemini şikayettir. Taraf teşkili dava şartı olduğundan, davanın her aşamasında mahkemece kendiliğinden dikkate alınması gerekmektedir. Şikayet, İcra ve İflas Hukukunda düzenlenmiş kendine özgü bir yol olup, Medeni Usul Hukuku kapsamında bir dava veya kanun yolu değildir....

    Bu durumda anılan takip dosyasından borçluya gönderilipte usulsüz dahi olsa tebliğ edilen bir ödeme emri tebligatı yoktur. Borçluya ödeme emri tebliğ edilip takip kesinleştirilmeden yapılan bir kısım işlemler doğru değildir.Çünkü ödeme emri tebliği ile borçlu itiraz ve şikayet hakkını kullanabilir. Bu husus kamu düzenine ilişkin olup süresiz şikayete tabidir. Borçluya usulsüz de olsa daha önce yapılmış bir ödeme emri tebligatı olmadığından olayda 7201 sayılı Yasa'nın 32. maddesinin uygulanma imkanı da bulunmamaktadır....

    Her ne kadar takip dayanağı belgenin kambiyo senedi vasfını taşımadığı davacı tarafça iddia edilmesine rağmen mahkemece bu şikayet yönünden olumlu yada olumsuz bir değerlendirme yapılmamış ise de usulsüz tebliğ işlemine ilişkin şikayet süresinde olmadığından dairemizce bu şikayet hakkında re'sen bir değerlendirme yapılmamıştır. Dairemizce yapılan değerlendirmeler neticesinde; HMK.nın 355.maddesine göre istinaf incelemesinin dilekçede belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılabileceği, ancak kamu düzenine aykırılık görülmesi halinde bu hususun resen nazara alınabileceği, dosya kapsamı, mevcut delil durumu dikkate alındığında, şikayetin İİK.nun 16/1.maddesi kapsamında 7 günlük hak düşürücü sürede yapılmaması nedeniyle reddine ilişkin kararda mahkemenin vaka ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı, hükümde kamu düzenine aykırılık da tespit edilmediği anlaşıldığından davacının istinaf başvurusunun HMK.'...

    İstinaf Yoluna Başvuranlar İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde şikayet eden-borçlu vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur. B. İstinaf Sebepleri Müvekkili şirkete gönderilen ilk tebligatın iade dönmesi sonucunda aynı adrese Tebligat Kanunu'nun 35. maddesi gereği tebliğ yapılabilmesi için öncelikle ilgili Ticaret Sicil Memurluğu'ndan müvekkil şirketin tebliğe yarar en son resmi adresinin istenilmesi gerekmesine karşın icra dosyası kapsamında sorulmadığını, müvekkili şirketin haberi olmadan takibi kesinleştirilmek için aynı gün ve neredeyse saatler içerisinde, kanaatince her iki tebligat da aynı anda düzenlenerek ve birlikte tebliğe çıkarılarak usulsüz şekilde tebliğ edildiğini belirterek kararın kaldırılmasını talep etmiştir. C....

      İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARARI : İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonunda, usulsüz tebliğe ilişkin şikayetin reddine karar verilmiştir. İSTİNAF SEBEPLERİ : Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle, dava dilekçesindeki beyanlarını tekrarla, dava dilekçesinde 103 davetiyesi tebliğinin usulsüzlüğünün açıkça ileri sürüldüğünü bildirerek ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına, şikayetin kabulüne karar verilmesini istemiştir. DEĞERLENDİRME VE GEREKÇE : Dava, İİK'nın 16. maddesine dayalı usulsüz tebligat şikayeti ve İİK'nın 169. maddesine dayalı borca itiraza ilişkindir. Borçlunun tebliğ işleminin usulsüzlüğüne ilişkin başvurusu, İİK'nın 16. maddesi uyarınca şikayet niteliğindedir. Şikayet başvurusu, şikayete konu işlemin öğrenilmesinden itibaren yedi gün içinde yapılmalıdır. 7201 sayılı Tebligat Kanunu'nun 32. maddesi gereğince, tebliğ usulüne aykırı yapılmış olsa bile, muhatabı tebliğ işleminden haberdar olmuş ise geçerli sayılır....

      Şikayet dilekçesi içeriğine göre borçlunun icra mahkemesine başvurusu; usulsüz tebligat iddiasına ilişkin şikayet niteliğindedir. 7201 Sayılı Kanun'un 32. maddesi gereğince tebliğ, usulüne aykırı yapılmış olsa bile, muhatabı tebliğ işleminden haberdar olmuş ise geçerli sayılır. Muhatabın beyan ettiği tarih, tebliğ tarihi olarak kabul edilir. Görüldüğü üzere, usulsüz yapılan tebliğ mutlaka batıl olmayıp muhatap tarafından öğrenildiği tarihte geçerli olacaktır (HGK'nun 05.06.1991 tarih, 1991/12-258 E. - 1991/344 K.). Öte yandan, usulsüz tebliğe ilişkin şikayetin, İİK.nun 16/1. maddesi uyarınca borçlunun tebligatın usulsüzlüğünden haberdar olduğu tarihten itibaren 7 günlük süre içerisinde icra mahkemesine bildirilmesi gerekir. Somut olayda, borçlunun 28/11/2012 tarihinde icra dosyasına itiraz dilekçesi verdiği görülmüştür....

        Şikayetçi mirasçılar, takipten muttali oldukları tarihe göre yasal süresi içinde başvurmuş olmaları halinde, murislerine yapılan ödeme emri tebliğinin usulsüz olduğu iddiasında bulunabilirler. Mirasçılara tebliğ edilen kıymet takdiri raporu tebligatları yok hükmünde olduğuna göre mirasçıların takibe en geç şikayet tarihinde muttali olduklarının kabulü gerekir. Şikayetçilerin, şikayet tarihi itibariyle, murislerine yapılan ödeme emri tebliğinin usulsüzlüğü iddiasının yasal yedi günlük sürede ileri sürüldüğü anlaşılmıştır. Mahkemece, muris adına tebliğe çıkarılan ödeme emri tebligatının usulsüz olduğu iddiası yönünden değerlendirme yapılarak olumlu ya da olumsuz bir karar verilmesi gerekir. O halde mahkemece, başvurunun yukarıdaki açıklanan ilkeler ışığında incelenerek oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken, yazılı gerekçe ile şikayetin reddi yönünde hüküm tesisi isabetsizdir....

          Maddesinde "Tebliğ usulüne aykırı yapılmış olsa bile, muhatabı tebliğe muttali olmuş ise muteber sayılır. Muhatabın beyan ettiği tarih, tebliğ tarihi addolunur." hükmü getirilmiştir. Davacı borçlunun tebligat usulsüz olsa dahi tebliğe muttali olduğu tarihten itibaren İİK 16/1 maddesi gereği usulsüz tebliğ şikayetini yasal 7 günlük şikayet süresinde yapması gerekirken süre dolduktan sonra 26/10/2018 tarihinde davanın açıldığı anlaşılmakla" şeklinde açıklanan gerekçe ile süresinde açılmayan davanın reddine karar verilmiştir....

          Buna göre, tebliğin usulsüz yapılması halinde ise mahkemece, muhatabın tebliğe muttali olduğu tarihin tespit edilerek, tebliğ tarihinin düzeltilmesi gerekmektedir. Somut olayda mahkemeninde kabulü olduğu üzere borçlu tarafa yapılan ödeme emri tebliği uslsüzdür. O halde mahkemece, yukarıda belirtilen nedenlerle usulsüz tebligat şikayetinin kabulü ile Tebligat Kanunu'nun 32. maddesi gereğince öğrenme tarihine göre tebligat tarihinin düzeltilmesine ve tespit edilen tebliğ tarihine göre sair şikayet nedenleri hakkında karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde eksik inceleme ile karar verilmesi isabetsizdir. Öte yandan, hükmün verildiği tarihte yürürlükte bulunan HMK’nun 297. maddesinin (1). fıkrasının (e) bendi gereği hükümde “gerekçeli kararın yazıldığı tarihin” yer alması zorunlu olup, kanunun bu emredici hükmüne aykırı davranılması da doğru bulunmamıştır....

            UYAP Entegrasyonu