No: 58D/28 Mezitli/Mersin “ adresinde aynı çatı altında beraber ve sürekli ikamet eden şerhiyle eşine ödeme emri tebliğ edildiği anlaşılmıştır. Bu durumda icra müdürlüğünce yukarıda belirtilen İİK'nun 54/1. maddesine göre, tutuklu olan borçluya bir temsilci tayin etmesi için süre verilmesi, verilen sürenin dolmasından sonra sonucuna göre tebliğ işlemleri gerçekleştirilmek suretiyle takibe devam edilmesi gerekirken, bu düzenleme gözardı edilerek borçluya bir temsilci tayin etmesi için süre verilmeden ödeme emrinin aynı çatı altında beraber ve sürekli ikamet eden şerhiyle eşine tebliğ edilmesi usulsüzdür. Dolayısıyla , açıklanan nedenlerle (istinaf edenin sıfatına göre) usulsüz tebliğ şikayetinin kabulüne karar verilmesi gerekirken farklı gerekçelerle usulsüz tebliğ şikayetinin kabulüne karar verilmesi yerinde değil ise de yerel mahkeme kararı sonucu itibarıyla isabetlidir....
Borçlunun kendisine gönderilen ödeme emri tebliğ işleminin usulsüz olduğunu ileri sürmesi İİK'nun 16. maddesi anlamında bir "şikayet" olup, aynı Yasanın 16/l. maddesi gereğince bu şikayetini işlemi öğrenme tarihinden itibaren 7 günlük sürede icra mahkemesine yapması gerekir. Hukuk Genel Kurulu'nun 05.06.1991 tarih ve 1991/12-258 Esas-1991/344 Karar sayılı ilamında da vurgulandığı üzere, seçilen takip şekline göre borçlunun icra dairesine itiraz etmesinden ayrı olarak yedi günlük şikayet süresi içinde tebliğ tarihinin düzeltilmesi için icra mahkemesine başvurması zorunludur. Somut olayda, borçlu 20.02.2015 harç ve havale tarihli icra mahkemesine başvurusunda icra takibinden 05.08.2014 tarihinde haberdar olarak itiraz ettiğini, itirazının reddedildiğini, öğrenme tarihinin tebliğ tarihi olarak düzeltilmesini talep etmiştir....
Somut olayda, borçlunun ihalenin feshi istemi ile icra mahkemesine sunduğu başvuru dilekçesinde, satış ilanı tebliğ işleminin usulsüzlüğüne yönelik bir iddiasının bulunmadığı halde, mahkemece, bu husus re'sen dikkate alınarak, tebliğ işleminin usulsüz olduğu gerekçesi ile ihalenin feshine karar verildiği görülmektedir....
Yerleşik Yargıtay içtihatlarına göre de açıkça şikayet dilekçesinde ileri sürülmesi kaydı ile borçluya satış ilanı tebliğ edilmemesi veya usulsüz tebliğ edilmesi başlı başına ihalenin feshi sebebi olarak kabul edilmektedir. Şikayetçi borçlu tarafından her ne kadar ödeme emri, kıymet takdiri raporu ve satış ilanının borçlu şirkete usulüne uygun tebliğ edilmediğini belirtilmiş ise de; açıkça kendisine yapılan kıymet takdiri raporu ve satış ilanına ilişkin tebligatın usulsüzlüğünün ileri sürülmediği, tebligat usulsüzlüğü nedeniyle ihalenin feshini istemek hakkının sadece kendisine tebligat yapılmayan ilgilisine şikayet hakkı vereceği, ihalenin feshini isteyen şikayetçi borçlunun kendisi dışındaki diğer ilgililere ödeme emri, kıymet takdiri raporu ve satış ilanının tebliğ edilmediği/ usulsüz tebliğ edildiği hususunu ileri süremeyeceği anlaşıldığından şikayetçi borçlunun bu yöndeki ihalenin feshi sebebi yerinde görülmemiştir (Ankara BAM 19....
İcra Ceza Mahkemesi'nin 2018/533 esas sayılı dosyasında takibe konu 3 adet çek bakımından karşılıksız çek suçundan cezalandırılması talebinde bulunulduğu, ceza dosyasına sunulan şikayet dilekçesinde çeklerin tahsili amacıyla başlatılan takibe ilişkin takip dosya numarası ve icra dairesinin gösterildiği, ancak ceza davası şikayet tarihi itibariyle takip dosyasından borçluya henüz bir ödeme emrinin tebliğ edilmemiş olduğu, borçluya usulsüzlüğü ileri sürülen tebligatın daha sonra 24/09/2018 tarihinde tebliğ edildiği, dolayısıyla bu tarihten önce ceza dava dosyası ile takipten haberdar olduğunun kabul edilmesi durumunda dahi, henüz usulsüz de olsa bir tebliğ işlemi olmadığından usulsüz tebliğ işleminden haberdar olduğu söylenemez. Ödeme emri tebliğinden önce de borca ve imzaya itiraz süresi başlamaz. Borçlu ancak bir tebliğ işleminden sonra usulsüz tebliği şikayet konusu yapabilir....
O halde mahkemece, davacı şirkete 01/06/2021 tarihinde yapılan satış ilanı tebliğ işlemi incelenerek usulsüz olup olmadığı tespit edildikten sonra satış ilanının usulsüz tebliğ edildiği kanaatine varılması halinde davacı şirketin kıymet takdir raporunun usulsüz tebliğ edildiği, kıymet takdirinden haberdar olunmadığı, taşınmazın düşük bedelle satıldığı yönündeki ve diğer sair şikayetlerinin değerlendirilerek davacı şirkete 01/04/2021 tarihinde kıymet takdirinin de usulsüz tebliğ edildiği kanaatine varılması halinde Kocaeli İli, Gebze İlçesi, Mustafapaşa Mah., 4792 ada, 1 parselde bulunan 22 numaralı bağımsız bölüm sayılı taşınmaz için borçlunun, fesih nedeni olarak ileri sürdüğü kıymet takdirine ilişkin itirazı konusunda uzman bilirkişi ya da bilirkişi kurulu marifeti ile keşif yapılarak taşınmazın tespit edilecek değerinin, ihalede esas alınan muhammen bedelin üzerinde olması halinde bu taşınmaz yönünden ihalenin feshine, muhammen bedelin altında ya da aynı olması halinde ise zarar unsuru...
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki sıra cetveline şikayetin yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı şikayetin kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde şikayet olunan şirket vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü. -K A R A R- Şikayetçi vekili, şikayet olunan ...’un iflasa tabi kişilerden olmamasına rağmen iflas yoluyla kambiyo senetlerine mahsus iflas yoluyla takip yapıldığını, müvekkilinin alacaklı olduğu takibin icra emrinin tebliğ edildiği gün, şikayet olunanların taraf olduğu takipteki ödeme emrinin icra müdürlüğünde borçluya tebliğ edildiğini, aynı tarihte borçlunun İİK’nundaki sürelerden feragat ederek sıra cetveline konu aracına haciz konulduğunu, bu haczin usulsüz olduğunu, şikayet olunanlar arasında muvazaa olduğunu ileri sürerek, sıra cetvelinin iptaline karar verilmesini talep etmiştir....
Tebligat, herhangi bir hukuki işlem veya olaydan haberdar olmak için muhataba yapılan bir tebliğ (bildirim) işlemi olup, doğrudan doğruya tebligatın muhatabı tebliğ yapılan şahıs olduğundan tebligatın yapılmadığı veya usulsüzlüğü bizzat muhatap tarafından ileri sürülmediği sürece diğer ilgililerin bu tebligata ilişkin itiraz ve şikayet hakları yoktur. Bu kurallar ışığında, ihalenin feshini isteyen borçlunun, diğer borçlulara veya alacaklılara satış ilanı tebliğ edilmediğinden bahisle ihalenin feshini isteme hakkının bulunmadığının kabulü gerektiği sonucu ortaya çıkmaktadır. Bir başka anlatımla, diğer borçlu veya alacaklıya satış ilanının tebliğ edilmemiş olması, tebligat yapılmayan ilgilisine şikayet hakkı verir. Bu durumda davacı tarafın kendisi dışındaki ilgililerden Harun Öztürk'e satış ilanının usule uygun tebliğ edilmemiş olduğunu ileri sürerek ihalenin feshini talep etmesi mümkün değildir....
usulsüz olduğundan, TK'nın 21/2. maddesinin uygulanmasına esas alınmasının da mümkün olmadığından TK'nın 21/2. maddesine göre yapılan tebliğ işleminin de usulsüz olduğu anlaşılmıştır....
Delillerin Değerlendirilmesi Ve Gerekçe; Davacı borçlu hakkında davalı alacaklı tarafından başlatılan ilamsız icra takibinde davacı tarafça ödeme emrinin usulsüz tebliğ edildiği, ıttıla tarihinin 25.03.2019 olduğu iddiası ile şikayet yoluna başvurulduğu, mahkemece şikayetin kabulüne karar verildiği, davalı tarafça istinaf kanun yoluna başvurulduğu anlaşılmıştır. Ödeme emri tebliğ işleminin usulsüzlüğüne ilişkin şikayet, İİK'nun 16/1. maddesi uyarınca usulsüz tebliğ işleminin öğrenildiği tarihten itibaren yedi günlük sürede icra mahkemesine yapılmalıdır. 7201 sayılı Tebligat Kanunu'nun 32. maddesi gereğince, tebligatın usulsüz olması halinde muhatabı tebliğinden haberdar olmuş ise muteber sayılır. Muhatabın beyan ettiği tarih, aksine yazılı bir delil olmadıkça, tebliğ tarihi olarak kabul edilir. Öğrenme tarihinin belirlenmesi açısından şikayetçi borçlunun bildirdiği tarih esas olup, bu tarihin aksi karşı tarafça ancak yazılı belge ile ispatlanabilir....