, Davacının usulsüz tebligatın şikayetinin reddine, Davacının diğer itirazlarının İİK md. 62 gereğince reddine karar verilmiştir....
İcra Müdürlüğüne yazı yazılarak 2016/5482 E. sayılı dosyadan çıkartılan ve 14.05.2016 tarihi atılmak suretiyle muhtara bırakılan tebligat olup olmadığının sorulması var ise bu tebligata ilişkin tebliğ mazbatasının celp edilmesi , yine anılan icra müdürlüğünden aynı dosyadan mernis (AKS) şerhiyle çıkartılan tebligat olup olmadığının sorulması , var ise bu tebligata ilişkin tebliğ mazbatasının celp edilmesi , ayrıca davacı tarafa iddia ettiği 14.05.2016 tarihi atılmak suretiyle muhtara bırakılan tebligata ilişkin delillerini, davalı tarafa iddia ettiği mernis (AKS) şerhiyle çıkartılan tebligata ilişkin delillerini bildirmek üzere kesin süre verilmesi ve toplanacak deliller incelenerek ve gerekçede incelenen tebligatın ayırt edici unsurları açıklanarak sonucuna göre karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ile hüküm tesisi isabetsizdir....
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; alacaklı tarafından davalı borçlu aleyhine kira sözleşmesine dayanılarak ödenmeyen kira bedellerinin tahsili için tahliye talepli ilamsız takip yapıldığı, örnek no:13 ödeme emrinin davalı borçluya tebliğ edildiği, davanın 05.12.2018 tarihinde açıldığı, borçlu tarafından mahkememizin 2018/1122 Esas 2019/117 Karar sayılı dosyası ile usulsüz tebligata ilişkin dava açtığı, mahkememizce yapılan yargılama neticesinde, usulsüz tebligat şikayetinin kabulü ile ıttıla tarihinin 20.12.2018 tarihi olarak kabulüne karar verildiği, alacaklı tarafından söz konusu kararın istinaf edildiği, istinaf incelemesi neticesinde ... Bölge Adliye Mahkemesi 22....
Ödeme emri tebliğ işleminin usulsüzlüğüne ilişkin şikayet, İİK'nun 16/1. maddesi uyarınca usulsüz tebliğ işleminin öğrenildiği tarihten itibaren yedi günlük sürede yapılmalıdır. HGK'nun 5.6.1991 tarih ve 1991/12-258 Esas ve 1991/344 Karar sayılı ilamında da açıklandığı üzere "....usulsüz tebliğ işlemini öğrenen muhatabın bu tebliği öğrendiği tarihten itibaren yedi gün içinde şikayet yolu ile tebligatın usulsüzlüğünü icra mahkemesi önüne getirmesi gereklidir." Borçlunun bildirdiği öğrenme tarihi esas olup bu tarihin aksi karşı tarafça ancak yazılı belge ile ispatlanabilir. HGK'nun 12.02.1969 tarih ve 1967/172-107 sayılı kararında da benimsendiği üzere muhatabın beyan ettiği tarihin aksi tarih beyanıyla ispat edilemez. 7201 Sayılı Tebligat Kanunu'nun 32. maddesi gereğince, tebligatın usulsüz olması halinde muhatabı tebliğinden haberdar olmuş ise muteber sayılır. Muhatabın beyan ettiği tarih, tebliğ tarihi olarak kabul edilir....
davalı tarafından yargılama aşamasında ileri sürülmediği gerekçesi ile davanın kısmen kabulüne, kısmen reddine, usulsüz tebligata yönelik şikayetin kabulü ile tebliğ tarihinin 05/09/2018 tarihi olarak düzeltilmesine, takip şekline göre yetkiye ve borca itiraz icra müdürlüğüne sunulması gerektiğinden bu itirazların reddine karar verilmiştir....
Maddesine göre tebligat adres bakımından eksik olduğunu, tebligatın gönderildiği adresin tebligata elverişli olmadığını, müvekkilinin belirtilen adreste olmadığını, icra müdürlüğü tarafından öncelikle müvekkilinin mernis adresi normal tebligat yapılmaması nedeniyle yapılan tebligatın usulsüz olduğunu, yapılan incelemede tebligat adresi olan mahalle cadde ve numaraya göre araştırma yapıldığında adresin Kayseri'de faaliyet gösteren bir özel hastaneye ait olduğunun görüleceğini, ilk yapılan ve iade olan tebligatta adrese gidilip adres mesai saatlerinde kapalı olup muhatabın binada tanınmayıp muhtarın imzalı beyanıyla iade yazdığını, 24 saat açık bir hastanenin adresinin kapalı olup müvekkilinin binada tanınmadığını yazılarak 13/10/2022 tarihinde tebligatın iade edilmesinin tebligatın usulsüz olduğunu gösterdiğini, müvekkiline yapılan ödeme emri tebligatının usulsüz olduğunu, bu nedenle mahkeme kararının kaldırılmasına, ödeme emrinin tebliğ tarihinin 04/11/2022 olarak düzeltilmesine karar verilmesini...
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle , müvekkili firma hakkındaki takibin, tesadüfen e devlet üzerinden öğrenildiğini , icra dosyasına vekaletname sunulduğunu , icra dosyasında uyap kaydının, vekaletname sunum tarihinde yapılmadığından usulsüz tebligata ve dosyanın içeriğine ıttıla kesbedilemediğini ,içeriğine vakıf olamadıkları bir dosyada itiraz ve şikayet hakkının kullanılmasının beklenemeyeceğini ,bu nedenlerle, uyap kaydının yapılmasından iki gün sonra açtıkları davanın süresinde olduğunu ,öte yandan; Tebligat Tüzüğü m.51; "Muhatabın tebligatı öğrendiğini beyan ettiği tarih, tebliğ tarihidir. Muhatap, usulsüz tebligatı öğrenmemiş ise tebligat yapılmamış sayılır." şeklinde olduğunu , usulsüz tebliğ işleminin uyap kaydı ile öğrenildiğini ,davanın süresinde olduğunu ileri sürerek istinaf talebinde bulunmuştur....
İpotek veren taşınmaz maliki üçüncü kişiye, İİK'nun 150/ı maddesi gereğince hesap özeti gönderilmesi zorunluluğu bulunmamakta ise de; ipotek veren üçüncü kişi hakkında takip yapılabilmesi için Türk Medeni Kanunu'nun 887. maddesi uyarınca, alacağın kendisinden istenilmesi, yani muacceliyet ihtarının gönderilmesi gerekmekte olup, somut olayda şikayetçi ipotekli taşınmaz maliki şirkete hesap kat ihtarnamesinin 03/12/2018 tarihinde tebliğ edildiği ve bu tebligata yönelik şikayette bulunmadığı görülmekle asıl borçlunun mirasçılarına hesap kat ihtarnamesinin tebliğ edilmediği veya usulsüz tebliğ edildiği hususu ancak adı geçenler tarafından şikayet konusu yapılması halinde incelenecek bir durum olup ipotekli taşınmaz maliki tarafından yapılan şikayetin incelenmesi sırasında mahkemece resen değerlendirilemez....
Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; Gerekçeli kararın taraflarına tebliğinden itibaren kanuni süresi içinde istinaf gerekçelerini detaylı olarak sunma hakkı saklı tutularak yerel mahkeme tarafından usulsüz tebligata ilişkin taleplerinin reddine karar verilmiş olsa da tebligatın usulsüz yapıldığını, mükerrer takip ve derdestlik itirazlarının süresiz şikayete tabi olduğunu, bu sebeple Mahkeme tarafından usulsüz tebligata ilişkin taleplerinin reddi halinde dahi bu anlamda inceleme yapılması gerektiğini beyanla istinaf başvurusunun kabulü ile Mahkeme kararının kaldırılmasını davanın kabulüne karar verilmesini istemiştir. Gerekçeli Mahkeme kararı davacı vekiline 06/11/2019 tarihinde e-tebligat ile tebliğ edilmiş süresi içerisinde gerekçeli istinaf dilekçesi sunulmamıştır....
ne gibi beyanda bulundukları gibi unsurların bulunmadığını, Ahmet Yener isimli bir komşunun bulunup bulunmadığının da mahkemece yeterli ve olayı aydınlatacak nitelikte incelenmediğini, davacı T2 yapılan tebligata ilişkin tebligat memurunun mahkemece dinlenmesi ve sürecin nasıl işlediğinin gerçekliğe uygun şekilde öğrenilmesi gerektiğini, tebligat memurunun Mehmet Demir isimli şahsın beyanı dışında herhangi bir ifadeyi tebligatın üstüne şerh düşülmesini gerektirecek bir somut gerekliliği bulunmadığını, T2 yapılan tebligata dair mahkemenin değindiği kanun maddelerinde yanılgı olduğunu ve dolayısıyla yanlış madde hükümlerine dayanılarak verilen kararın hukuki olmadığını, TK'nın 12. ve 13. maddeleri ile Tebligat Kanununun Uygulanmasına Dair Yönetmeliğin 20. ve 21. maddelerinin tüzel kişilere tebligata ilişkin düzenlemeler içerdiğini, somut olayda kendisine tebligat yapılan kişinin gerçek kişi olduğunu, sadece tebligatın yapıldığı adresin iş yerine ait olduğunu belirterek, kararın kaldırılmasına...