Birbirini takip eden icra işlemlerinin sonucunda davacı usulüne uygun olarak dosyaya borçlu olarak eklendiğini, davacının vekilinin vermiş olduğu şikayet dilekçesinde 89/1, 89/2, 89/3 haciz ihbarnamelerinin usulüne uygun olarak tebliğ edilmediğini ve süresinde yaptıkları şikayetlerin dikkate alınmadığını belirttiğini, davacının tebligata ve diğer hususlara yönelik itirazların gerçeğe aykırı olup huzurdaki şikayetin reddedilmesi gerektiğini, davacının yapmış olduğu şikayetin süresi yönünden usule uygun olmadığını, davacıya yapılan tebligatların usulüne uygun olup şikayet nedenlerinin gerçeğe dayanmadığını, beyanla davacının haksız şikayetinin reddine mazbataların dosyada mevcut olan tebliğlerin usulüne uygun olduğunun tespitine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı taraf üstüne bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir. DELİLLER: Konya 8....
Usulsüz tebligata ilişkin şikayet İİK.'nun 16 maddesi uyarınca yedi günlük süreye tabi olup bu tarihten itibaren yedi günlük süre geçtikten sonra 02/09/2021 tarihinde yerel mahkemeye şikayet yoluyla başvurulduğu görülmüştür. Mahkemece şikayetin süre yönünden reddine karar verilmesinde isabetsizlik bulunmamaktadır. Dairemizce yapılan değerlendirmeler neticesinde; HMK.nın 355.maddesine göre istinaf incelemesinin dilekçede belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılabileceği, ancak kamu düzenine aykırılık görülmesi halinde bu hususun resen nazara alınabileceği, dosya kapsamı, mevcut delil durumu dikkate alındığında, davanın süre yönünden reddine dair verilmiş olan kararda mahkemenin vaka ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı, hükümde kamu düzenine aykırılık da tespit edilmediği anlaşıldığından davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK.'nın 353/1- b.1 maddesi gereğince esastan reddine dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur....
Şikayetçi, şikayet dilekçesinde geniş aile üyeleri ile birlikte tebligatta belirtilen adreste beraber yaşadığını belirtmiş ise de yaptırılan zabıta araştırmasında adreste kimsenin bulunmadığı açıkça anlaşıldığından davacının usulsüz tebligata ilişkin şikayetinin reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki hüküm kurulmuştur.." şeklinde açıklanan gerekçeleriyle, Davacının usulsüz tebligata ilişkin şikayetinin reddine karar verildiği görülmüştür. Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle;Müvekkilinin ilk tebligat tarihinde "İnönü Mah. Harbiye Çayırı Sk....
Şikayet başvurusu, şikayete konu işlemin öğrenilmesinden itibaren yedi gün içinde yapılmalıdır. 7201 sayılı Tebligat Kanunu'nun 32. maddesi gereğince, tebliğ usulüne aykırı yapılmış olsa bile, muhatabı tebliğ işleminden haberdar olmuş ise geçerli sayılır. Muhatabın beyan ettiği öğrenme tarihi tebliğ tarihi olarak kabul edilir. Somut olayda, takip dosyasında 04/02/2021 tarihinde davacı borçlu vekili tarafından borca itiraz dilekçesi verildiği görülmüştür. Bu durumda davacının usulsüz tebligata ilişkin başvuru süresi öğrenme tarihi olarak da bildirilen 03/02/2021 olup, şikayet süresindedir....
İlk derece Mahkemesi; tebliğ usulsüzlüğüne ilişkin şikayetlerin öğrenmeden itibaren yedi günlük hak düşürücü süre içerisinde yetkili ve görevli mercii olan İcra Mahkemesinde öne sürülmesi gerektiği, şikayete konu takip dosyası incelendiğinde, davacı borçlu vekilinin icra dosyasına 05/11/2020 tarihinde sunmuş olduğu ve aynı tarihte de harçlandırdığı vekaletnameye istinaden müdürlük tarafından 13/11/2020 itibari ile vekilliğine dair UYAP kaydı yapıldığı, ayrıca yine davacı borçlu vekilinin 24/11/2020 tarihinde (icra dosyası içerisine kayıt tarihi) ''Ödeme emrine, takibe, borca, takibe, faiz oranına, işlemiş faize ve takibin tüm ferilerine itiraz ettiği''ne ilişkin icra dosyasına dilekçe sunduğu, buna karşılık usulsüz tebligata ilişkin bu davanın yedi günlük süreden sonra 29/06/2021 tarihinde açıldığı gerekçesi ile davanın süre aşımı nedeniyle reddine karar vermiştir....
Şti.ne çıkartılan tebligatın usulsüzlüğüne karar verilerek, ödeme emri tebliğinin 11.12.2012 olarak düzeltilmesine karar verildiğini, tebligatın usulsüzlük nedeni ile tarihinin düzeltilmesinin, istihkak davasında karar verilmesine engel teşkil etmeyeceğini, usulsüz tebligata ilişkin kararın icra dosyasına sunulması üzerine, 19.02.2013 tarihli kararında İcra Müdürlüğü'nce hacizlerin kaldırılmadığını ve kararın kesinleşmesinin beklenmesine karar verildiğini, dolayısıyla usulsüz tebligata ilişkin kararın ve sonucunda hacizlerin kalktığı ve bu nedenle davanın konusuz kaldığı savunmasının yerinde olmadığını, istihkak iddiasında bulunan davalı üçüncü kişi Şirketin işyerini devreden Şirketin borçlarını devir aldığı gerekçesiyle karşı çıkamayacağını, sorumluluğun 2 yıl süre ile devam ettiğini, bu açıdan da istihkak iddiasının yerinde olmadığını, yine işyerinin kısa sürelerle el değiştirdiğini bu durumun da devirlerin muvazaalı olduğunu gösterdiğini, taraflar arasında organik bağ olduğundan...
nun 21/2. maddesine göre yapması kanuna aykırı olup tebligat usulsüz tebliğ edilmiştir. İİK. nun 127. maddesi gereğince taşınmaz satışlarında, satış ilanının bir örneği borçluya tebliğ edilmelidir. Borçluya satış ilanının tebliğ edilmemiş olması veya usulsüz tebliğ edilmesi başlı başına ihalenin feshi sebebidir. O halde mahkemece yukarıda açıklanan nedenlerle şikayet kabul edilerek ihalenin feshine karar verilmesi yerine, yazılı gerekçe ile istemin reddi yönünde hüküm tesisi isabetsizdir. SONUÇ : Borçlunun temyiz itirazlarının kısmen kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK'nun 366 ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), peşin alınan harcın istek halinde iadesine, ilamın tebliğinden itibaren 10 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 12.10.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi....
Her ne kadar davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde ödeme emri tebliğinin usulsüz olduğuna ilişkin şikayet yoluna başvurduklarını belirterek buna ilişkin davanın bekletici mesele yapılması gerektiğini iddia etmiş ise de, davacı vekili tarafından ödeme emri tebliğinin usulsüz olduğuna ilişkin yapılan şikayet başvurusu ile ilgili Kulu İcra Hukuk Mahkemesinin 2022/54 Esas, 2023/8 Karar sayılı ilamı ile şikayetin süreden reddine ilişkin karar verildiği, söz konusu karara yönelik istinaf yoluna başvurulması üzerine dosyanın dairemizin 2023/395 Esasına kaydı yapıldıktan sonra dairemizce yapılan inceleme neticesinde, usulsüz tebligata ilişkin şikayetin süreden reddine ilişkin ilk derece mahkemesi kararı yerinde görüldüğünden İİK'nun 365/1- son maddesi gereğince kesin olmak üzere istinaf başvuru dilekçesinin reddine karar verildiğinden istinaf edenin bu yöndeki itirazına itibar edilmemiştir....
Ödeme emri tebligat parçasının incelenmesinde, borçlunun adreste bulunmama sebebinin tebligata yazılmadığı gibi tevziat saatlerinden sonra adresine dönüp dönmeyeceğini, dönecekse ne zaman döneceğini tevsik etmeden "muhatap adreste bulunmadığından" açıklaması ile yetinilerek muhtara teslim edilmiş olması nedeni ile tebligat usulsüz olduğu gibi haciz sırasında davacı hazır olmadığından, haciz tarihinde takipten haberdar olduğuna ilişkin beyanda da bulunmadığından davanın süresinde olduğu kabul edilmiş bu yöndeki istinaf talebi yerinde bulunmamıştır. Takibe dayanak bononun incelenmesinde ,davacının senette keşideci olarak yer aldığı davalının senedin hem lehtar kısmında hem de borçlu kısmında yer aldığı ve borçlu kısmında davalı şirketin kaşesinin üzerinde imzasının bulunduğu anlaşılmıştır....
İcra dosyası incelendiğinde; davacıya şikayet tarihi itibariyle tebliğ edilmiş bir ödeme emri bulunmadığı anlaşılmıştır. Mahkeme gerekçesinde belirtilen 04/03/2020 tebliğ tarihli ödeme emrinin, diğer dava dışı takip borçlusu Atölye Reklam...Şirketine gönderilen tebligata ilişkin olduğu görülmüştür. Eldeki uyuşmazlık İİK' nun 170/a maddesine göre kambiyo vasfına yönelik şikayet olup, şikayet tarihi itibariyle davacıya tebliğ edilmiş ödeme emri bulunmadığından ve davalının da takibe devam iradesi bulunduğundan, Mahkemece şikayetin süresinde olduğu kabul edilerek şikayetin esası hakkında karar verilmesi gerekirken, şikayetin süreden reddine karar verilmesi isabetsizdir. Açıklanan nedenlerle, davacının istinaf başvurusunun kabulü ile Mahkeme kararının HMK'nın 353/1- a-6. bendi gereğince kaldırılmasına, Dairemiz kararına göre inceleme yapılarak yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın Mahkemesine gönderilmesine karar vermek gerekmiştir....