Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; alacaklı tarafından davalı borçlu aleyhine kira sözleşmesine dayanılarak ödenmeyen kira bedellerinin tahsili için tahliye talepli ilamsız takip yapıldığı, örnek no:13 ödeme emrinin davalı borçluya tebliğ edildiği, davanın 05.12.2018 tarihinde açıldığı, borçlu tarafından mahkememizin 2018/1122 Esas 2019/117 Karar sayılı dosyası ile usulsüz tebligata ilişkin dava açtığı, mahkememizce yapılan yargılama neticesinde, usulsüz tebligat şikayetinin kabulü ile ıttıla tarihinin 20.12.2018 tarihi olarak kabulüne karar verildiği, alacaklı tarafından söz konusu kararın istinaf edildiği, istinaf incelemesi neticesinde ... Bölge Adliye Mahkemesi 22....

    Maddesine göre tebligat adres bakımından eksik olduğunu, tebligatın gönderildiği adresin tebligata elverişli olmadığını, müvekkilinin belirtilen adreste olmadığını, icra müdürlüğü tarafından öncelikle müvekkilinin mernis adresi normal tebligat yapılmaması nedeniyle yapılan tebligatın usulsüz olduğunu, yapılan incelemede tebligat adresi olan mahalle cadde ve numaraya göre araştırma yapıldığında adresin Kayseri'de faaliyet gösteren bir özel hastaneye ait olduğunun görüleceğini, ilk yapılan ve iade olan tebligatta adrese gidilip adres mesai saatlerinde kapalı olup muhatabın binada tanınmayıp muhtarın imzalı beyanıyla iade yazdığını, 24 saat açık bir hastanenin adresinin kapalı olup müvekkilinin binada tanınmadığını yazılarak 13/10/2022 tarihinde tebligatın iade edilmesinin tebligatın usulsüz olduğunu gösterdiğini, müvekkiline yapılan ödeme emri tebligatının usulsüz olduğunu, bu nedenle mahkeme kararının kaldırılmasına, ödeme emrinin tebliğ tarihinin 04/11/2022 olarak düzeltilmesine karar verilmesini...

    davalı tarafından yargılama aşamasında ileri sürülmediği gerekçesi ile davanın kısmen kabulüne, kısmen reddine, usulsüz tebligata yönelik şikayetin kabulü ile tebliğ tarihinin 05/09/2018 tarihi olarak düzeltilmesine, takip şekline göre yetkiye ve borca itiraz icra müdürlüğüne sunulması gerektiğinden bu itirazların reddine karar verilmiştir....

    İpotek veren taşınmaz maliki üçüncü kişiye, İİK'nun 150/ı maddesi gereğince hesap özeti gönderilmesi zorunluluğu bulunmamakta ise de; ipotek veren üçüncü kişi hakkında takip yapılabilmesi için Türk Medeni Kanunu'nun 887. maddesi uyarınca, alacağın kendisinden istenilmesi, yani muacceliyet ihtarının gönderilmesi gerekmekte olup, somut olayda şikayetçi ipotekli taşınmaz maliki şirkete hesap kat ihtarnamesinin 03/12/2018 tarihinde tebliğ edildiği ve bu tebligata yönelik şikayette bulunmadığı görülmekle asıl borçlunun mirasçılarına hesap kat ihtarnamesinin tebliğ edilmediği veya usulsüz tebliğ edildiği hususu ancak adı geçenler tarafından şikayet konusu yapılması halinde incelenecek bir durum olup ipotekli taşınmaz maliki tarafından yapılan şikayetin incelenmesi sırasında mahkemece resen değerlendirilemez....

      İSTİNAF NEDENLERİ; Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; dava dilekçesindeki beyanlarını tekrar ederek; müvekkiline yapılan 103 davet kağıdının tebliğ işleminin usulsüz olduğunu, müvekkilinin 29/11/2018 tarihli icra tensip zaptının tebliğine ilişkin usulsüz tebligata şikayet tarihi olan 19/10/2020 tarihinde muttali olduğunu ve bu nedenle şikayetin 7 günlük yasal süresi içerisinde yapıldığını, Silifke İcra Müdürlüğünce şikayetçinin istihkak iddiası ile ilgili istihkak prosedürü işletilerek bir karar verilmesi gerekirken talebin reddine karar verildiğini belirterek mahkeme kararının kaldırılarak şikayetin kabulünü talep etmiştir....

      göre düzenlenmesi gereken zarflardan olmaması nedeniyle usulsüz olduğunu, ayrıca bila tebliğ dönen tebligata ilişkin işlemlerin de usulsüz olduğundan TK'nın 35. maddesi gereğince yapılan tebliğin usulsüzlüğü sonucunu doğurduğunu, takipten 01.04.2021 tarihinde haberdar olduklarından tebliğin iptalini talep ettiklerini, takibe konu çeklerde düzenleme yerinin kısaltma yapılarak yazıldığını, bu nedenle çeklerin kambiyo vasfı bulunmadığından kambiyo takibi yapılamayacağından takibin iptalinin gerektiğini, diğer taraftan takibin yetkili icra dairesinde açılmadığını, İstanbul Anadolu İcra Dairesinin yetkili olduğunu, çeklerdeki imzaların müvekkilinin eli ürünü olmadığını ileri sürerek usulsüz tebliğ şikayetinin kabulü ile tebliğ tarihinin düzeltilmesine, takibin iptaline, yetkiye ve imzaya itirazlarının kabulü ile tazminata karar verilmesini talep etmiştir....

      Somut olayda, borçlunun icra mahkemesine başvurusu; usulsüz tebliğ şikayetine ilişkin olup, İİK'nun 18/3. maddesinde şikayetin incelenmesi konusunda duruşma yapılmasına gerek olup olmadığı hususu icra mahkemesinin takdirine bırakılmıştır. İşin niteliği ve kanunun izin verdiği göz önüne alındığında icra mahkemesini takdirini duruşma açılmaması yönünde kullanmasında hukuka aykırı bir yön bulunmadığı bu nedenle davalı-alacaklı vekilinin ön inceleme duruşması verilmesine rağmen bundan rücu edildiğine ilişkin karar vermeden dosya üzerinden karar verilmesine yönelik istinaf başvurusu yerinde görülmemiştir. Yine davalı vekilinin, aleyhlerine vekalet ücretine hükmedilmesinin hatalı olduğuna ilişkin iddiası değerlendirildiğinde, şikayet olunan, şikayet konusu işlemi yapan icra (veya iflas) dairesidir. Ancak Yargıtay'ın yerleşik uygulamasına göre, şikayet incelemesinde karşı taraf, şikayet konusu işlem lehine olan takibin diğer tarafı veya üçüncü kişidir....

      Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; Gerekçeli kararın taraflarına tebliğinden itibaren kanuni süresi içinde istinaf gerekçelerini detaylı olarak sunma hakkı saklı tutularak yerel mahkeme tarafından usulsüz tebligata ilişkin taleplerinin reddine karar verilmiş olsa da tebligatın usulsüz yapıldığını, mükerrer takip ve derdestlik itirazlarının süresiz şikayete tabi olduğunu, bu sebeple Mahkeme tarafından usulsüz tebligata ilişkin taleplerinin reddi halinde dahi bu anlamda inceleme yapılması gerektiğini beyanla istinaf başvurusunun kabulü ile Mahkeme kararının kaldırılmasını davanın kabulüne karar verilmesini istemiştir. Gerekçeli Mahkeme kararı davacı vekiline 06/11/2019 tarihinde e-tebligat ile tebliğ edilmiş süresi içerisinde gerekçeli istinaf dilekçesi sunulmamıştır....

      Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; duruşma yapılmaksızın şikayetçi iddiaları ile karara bağlandığını, hukukun genel ilkelerine ve savunma hakkına aykırılık teşkil edildiğini, bu nedenle verilen kararın bozulması gerektiğini, müvekkil ile şikayet arasında cari hesap mevcut olup, bu hesaba göre müvekkilin alacaklı olduğunu, Müvekkillerin bu alacağına ilişkin İstanbul 4. İcra Müdürlüğü 2020/25484E ve itiraz üzerine İstanbul 4. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2020/562 esas sayılı itirazın iptali davası açıldığını, müvekkil aleyhine işbu dosya şikayetçisi tarafından şikayete konu İstanbul 8. İcra Müdürlüğü 2020/15709E. Sayılı dosyası ile icra takibi başlatıldığı ve usulsüz tebligat ile alacağını kesinleştiren şikayet eden davacının müvekkilinden haksız para tahsil ettiğini, üstelik bu tahsilatı direk müvekkil iş yerine hacze çıkarak ticari ahlakın ötesinde gerçekleştirdiğini, müvekkil takip borçlusu davalı tarafından usulsüz tebligata ilişkin İstanbul 3....

      ne gibi beyanda bulundukları gibi unsurların bulunmadığını, Ahmet Yener isimli bir komşunun bulunup bulunmadığının da mahkemece yeterli ve olayı aydınlatacak nitelikte incelenmediğini, davacı T2 yapılan tebligata ilişkin tebligat memurunun mahkemece dinlenmesi ve sürecin nasıl işlediğinin gerçekliğe uygun şekilde öğrenilmesi gerektiğini, tebligat memurunun Mehmet Demir isimli şahsın beyanı dışında herhangi bir ifadeyi tebligatın üstüne şerh düşülmesini gerektirecek bir somut gerekliliği bulunmadığını, T2 yapılan tebligata dair mahkemenin değindiği kanun maddelerinde yanılgı olduğunu ve dolayısıyla yanlış madde hükümlerine dayanılarak verilen kararın hukuki olmadığını, TK'nın 12. ve 13. maddeleri ile Tebligat Kanununun Uygulanmasına Dair Yönetmeliğin 20. ve 21. maddelerinin tüzel kişilere tebligata ilişkin düzenlemeler içerdiğini, somut olayda kendisine tebligat yapılan kişinin gerçek kişi olduğunu, sadece tebligatın yapıldığı adresin iş yerine ait olduğunu belirterek, kararın kaldırılmasına...

      UYAP Entegrasyonu