Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

İcra Hukuk Mahkemesince yapılan yargılama sonunda, tebligata yönelik şikayetin kabulü ile Karşıyaka 4. İcra Müdürlüğünün 2021/1787 E sayılı icra takip dosyasında borçlu Ozancan Yıldırım'a yapılan tebligatın iptaline, tebliğ tarihi olarak beyan tarihi olan 26/05/2021 tarihinin kabulüne, tebligatın usulsüz olması nedeniyle iptaline karar verilmiş olmakla; usulsüz tebligata dayalı olarak yapılan icrai işlemlerin iptaline, kararın gereğinin icra müdürlüğünce yerine getirilmesine karar verilmiştir. Davalı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; ödeme emrinin davacı borçlunun mernis adresine gönderildiğini, tebligatın iade edilmesi nedeniyle bu defa TK 21.maddesi şerhli gönderdikleri tebligatın usulüne uygun olarak tebliğ edildiğini, davacının yazlık adresinin mernis adresi olmadığını, kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu ileri sürerek, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına ve davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir....

Bu durumda usulsüz tebligata ilişkin şikayetin neticesi beklenerek, bu şikayet sonucu ödeme emri tebliğ tarihinin düzeltilmesine karar verilmesi halinde, düzeltilen tebliğ tarihine göre başvurunun süresinde olup olmadığı belirlendikten sonra işin esası incelenerek bir karar verilmesi gerekirken, bu husus gözardı edilerek doğrudan şikayetin esası hakkında hüküm tesisi isabetsizdir. SONUÇ : Alacaklının temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İ.İ.K. 366 ve H.U.M.K.’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), 30.05.2011 gününde oybirliğiyle karar verildi....

    Başsavcılığına verilen 04.08.2014 tarihli şikayet dilekçesinde ve ayrıca borçlu ...’ın Savcılığa bizzat verdiği 08.08.2014 tarihli beyanında, tehditle boş senet imzalatıldığının, senedin sonradan keyfi olarak 400.000 TL miktar şeklinde doldurulup İstanbul 4. İcra Müdürlüğünün 2014/21785 Esas sayılı dosyasında takibe konulduğunun bildirildiği görülmektedir. Bu durumda, borçlunun, takipten ve usulsüz tebliğ işleminden en geç 08.08.2014 tarihinde haberdar olduğu, ancak bu tarihten itibaren İİK'nun 16/1.maddesinde öngörülen (7) günlük şikayet süresini geçirdikten sonra 05.06.2015 tarihinde icra mahkemesine başvurduğu anlaşılmaktadır. O halde mahkemece, usulsüz tebligata ilişkin şikayetin ve buna bağlı olarak yetki itirazının süre aşımından reddine karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsizdir....

      İcra Müdürlüğünün 2017/37862Esas sayılı dosyasından yapılan usulsüz tebligatın ve ödeme emrinin iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. İlk derece mahkemesi gerekçeli kararında özetle; "...Dava usulsüz tebligat şikayetidir. İcra dosyasının incelenmesinde şikayetçi vekilinin 06.09.2018 tarihinde dosyaya vekaletname sunduğu görülmüştür. İş bu şikayet davası ise 19.04.2019 tarihinde açılmıştır. Şikayetçi tarafın 06.09.2018 tarihinde takipten haberdar olduğu ve bu öğrenme tarihine göre de İİK'nun 16/1. maddesinde öngörülen yasal 7 günlük süreyi geçirdikten sonra usulsüz tebliğ şikayetinde bulunduğu anlaşılmakla şikayetin reddine dair aşağıdaki şekilde karar vermek gerekmiştir..." şeklinde açıklanan gerekçeleriyle; Şikayetin reddine karar verildiği görülmüştür....

      Davacının usulsüz tebligata ilişkin şikayetinin reddine karar verildiğinden bu çerçevede davacı borçlunun yedi gün içinde icra dairesine itirazını bildirmesi gerekli olduğu halde bu süre geçtikten sonra yapılan itiraz sonuç doğurmayacaktır. Öte yandan ödeme emrine yönelik şikayetler ve takip işlemlerine yönelik şikayetlerin ise öğrenmeden itibaren yedi gün içinde ileri sürülmesi gerekmektedir....

      Davalı ödeme emrinin tebliğinin usulsüz olduğu iddiasıyla ... 2. İcra Hukuk Mahkemesi'nin 2014/727 Esasına kayıtlı dosyasında şikayet yoluna başvurmuş, yapılan yargılama ile ödeme emri tebligat tarihinin 21.11.2014 tarihi olarak düzeltilmesine karar verilmiştir. Ne var ki dosya kapsamından usulsüz tebligata ilişkin şikayet dosyasının kesinleşmediği anlaşılmaktadır. Bu durumda, mahkemece ... 2. İcra Hukuk Mahkemesi'nin 28.01.2015 günlü 2014/727 Esas 2015/67 Karar sayılı şikayet dosyasının kesinleşmesinin beklenmesi ve kesinleşmiş karar örneği dosyaya eklendikten sonra neticesine göre bir karar verilmesi gerekirken, bu husus üzerinde durulmadan işin esasının incelenerek karar verilmesi doğru görülmemiştir....

        Yukarıda belirtilen nedenlerle; ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında usulsüz tebligata ilişkin şikayetin süre yönünden reddine karar verilmesi gerektiği halde esastan reddine ilişkin hüküm tesisinin isabetsiz olduğu ancak söz konusu yanlışlığın giderilmesinin yeniden yargılama yapılmasını gerekli kılmadığı anlaşıldığından HMK'nın 353/1- b.2. bendi gereğince mahkeme kararının kaldırılmasına " Usulsüz tebligata ilişkin şikayetin süre aşımı nedeniyle reddine, 23/08/2019 tarihli müdürlük kararına ilişkin şikayetin reddine" dair karar verilmesi gerektiğinden aşağıdaki gibi hüküm kurulmuştur....

        Kat: 3 B.B sayılı taşınmazın haczedildiğine ilişkin 103 davet kağıdının 13/03/2017 tarihinde davacıya tebliğ edildiği, tebliğden itibaren haczedilmezlik şikayetinin 7 günlük süre geçtikten sonra 08/08/2017 tarihinde yapıldığı, davacının 19/12/2017 tarihli cevaba cevap dilekçesinde usulüz tebligat iddiasında bulunduğu, dava dilekçesinde 103 davetiye tebliğinin usulsüz olduğuna dair herhangi bir beyanda bulunmadığu, usulsüz tebligata ilişkin şikayet süresinin 7 gün olduğu, davacı tarafça usulsüz tebligata ilişkin süresinde yapılmış bir itiraz olmadığı, süresinde olmayan usulsüz tebliğ itirazının kabul edilemeyeceği bu durumda meskeniyete ilişkin şikayetin süresinde olmadığı anlaşılmakla şikayetin süreden reddine karar verilmiştir....

        Hukuk Mahkemesi Taraflar arasında görülen sıra cetveline şikayetin sonucunda verilen hükmün onanmasına ilişkin Dairemizin ....01.2013 gün ve 2012/6822 Esas, 2013/237 Karar sayılı ilamının karar düzeltme yoluyla incelenmesi şikayetçi vekili tarafından istenilmekle, dosya incelendi, gereği görüşüldü: - KARAR - Şikayetçi vekili, şikayet olunanın başlattığı takip sırasında, borçlunun satılan taşınmazlarının bedelinin dağıtımına ilişkin sıra cetvelinde, şikayet olunanın alacağının birinci sırada yer aldığını, şikayet olunan dosyasındaki ödeme emrinin Tebligat Kanunu’nun 35. maddesine göre usulsüz olarak tebliğ edilmesine ve bu tebliğ işleminden sonra ilanen tebligat yapılmasına rağmen, haczin kesinleşme tarihinin Tebligat Kanunu’nun 35. maddesine göre yapılan tebligata göre belirlendiğini ileri sürerek, sıra cetvelinin birinci sırasının iptaline, müvekkilinin alacaklı olduğu takip dosyasının birinci sıraya alınmasına karar verilmesini talep etmiştir....

          Borçlunun kendisine gönderilen ödeme emri tebliğ işleminin usulsüz olduğunu ileri sürmesi, İİK'nun 16. maddesi anlamında bir "şikayet" olup, aynı maddenin 1. fıkrası gereğince borçlunun bu şikayetini, işlemi öğrenme tarihinden itibaren 7 günlük sürede icra mahkemesine yapması gerekir. Öte yandan, 7201 sayılı Tebligat Kanun'un 32. maddesi gereğince tebliğ, usulüne aykırı yapılmış olsa bile, muhatabı tebliğ işleminden haberdar olmuş ise geçerli sayılır. Muhatabın beyan ettiği tarih, tebliğ tarihi olarak kabul edilir. Somut olayda, usulsüz tebligata ilişkin şikayete konu icra dosyasından davacı borçlu T1 14.12.2019 tarihinde kıymet takdirinin, 14.10.2020 tarihinde de satış ilanının tebliğ edildiği, borçlunun 19.12.2020 tarihinde ödeme emri tebligatının usulsüzlüğüne ilişkin şikayette bulunduğu, şikayetinde kıymet takdiri ve satış ilanı tebligatının usulsüz olduğunun ileri sürülmediği anlaşılmıştır....

          UYAP Entegrasyonu