Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Karara karşı davalı vekilince istinaf başvurusunda bulunarak, davacı aleyhine Kayseri Genel İcra Dairesinin 2021/227 esas sayılı dosyası ile ilamsız icra takibi başlatıldığını, ödeme emrinin davacıya 15/01/2021 tarihinde tebliğ edildiğini, davacı vekilince icra dosyasına itiraz edildiğini, Gene İcra Müdürlüğü yapılan itirazı borçlu şirket yönünden kabul edip , davacı yönünden ise süresinden sonra yapılan itirazın reddine karar verdiğini, davacının tebligatın usulsüz olduğunu, tebliğ tarihinin düzeltilmesi gerektiğini, takibe süresinde itiraz etmiş olduklarının tespitini talep ettiğini, mahkemece davanın kısmen kabulüne karar verildiğini, mahkemece verilen kararın usul ve yasalara aykırı olduğunu, davacının usulsüz tebligata mı yoksa icra dairesinin kararına karşı memur muamelesini mi şikayet yoluna gittiğinin açık olmadığını, cevap dilekçesinde bu durumu dile getirmelerine rağmen mahkemece bu hususun dikkate alınmadığını, davacıya yapılan tebligatın usulüne uygun olduğunu, tebligattan...

Borçlunun icra mahkemesine başvurusu, İİK'nun 16. maddesi kapsamında şikayet niteliğinde olup, aynı Yasanın 18/3. maddesi gereğince, şikayetin incelenmesi konusunda duruşma yapılmasına gerek olup olmadığı hususu icra mahkemesinin takdirine bırakılmış ise de, başvurunun yukarıda açıklanan niteliği göz önüne alındığında, icra mahkemesi takdirini duruşma açılması yönünde kullanmalı, tarafların iddia ve delilleri toplanarak varılacak sonuç çerçevesinde karar verilmelidir. O halde mahkemece, yukarıdaki açıklamalar ışığında duruşma açılarak, borçlunun ikinci kez gönderilen ödeme emri tebliğ işleminin usulsüzlüğüne ilişkin iddiası nazara alınmak suretiyle, söz konusu tebliğ işlemi hakkında tarafların varsa iddia ve delilleri toplanarak, sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, savunma hakkını kısıtlar şekilde ve şikayet konusu tebligata ilişkin değerlendirme yapılmadan, dosya üzerinden eksik inceleme ile hüküm tesisi isabetsizdir....

    Dosya incelendiğinde; davacılardan T2 icra emrinin 17.01.2020 tarihinde tebliğ edildiği, davacılar vekilinin işbu davayı 07.02.2020 tarihinde açtığı, davacılar vekili borçlu şirket yönünden icra emrinin usulsüz tebliğ edildiği iddiası bulunmakla birlikte T2 yönünden icra emrinin usulsüz tebliğ edildiği iddiasında bulunmadığı, esasen davacı T2 icra emrinin bizzat tebliğ edildiği, bu durumda davacı T2 tarafından ileri sürülen iddialardan 7 günlük şikayet süresine tabi olan hususların ilk derece mahkemesince süreden reddi, kamu düzeninden olan ve süreye tabi olmayan şikayet sebepleri bakımından işin esasının incelenmesi gerekmekte olup, ilk derece mahkemesince süreye tabi olan hususlara yönelik şikayet başvurusunun süreden reddi gerekirken esastan reddi doğru değildir. Bu durumda yukarıda belirtilen açıklamalara göre istinaf incelemesi, davacı T2 yönünden kamu düzeninden olan hususlar çerçevesinde, diğer davacı ECS Gay. Yat. Ort. Ltd....

    İCRA HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 18/05/2021 NUMARASI : 2021/240 ESAS 2021/434 KARAR DAVA KONUSU : Şikayet (İcra Memur Muamelesi) KARAR : Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde istinaf yolu ile tetkikinin istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için düzenlenen inceleme raporu dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle, icra takibinde 07/04/2021 tarihinde ödeme emri ve icra dosyasından haberdar olduğunu, ödeme emri tebliğ işleminin usulsüz olduğunu ileri sürerek tebliğ işlemine yönelik şikayette bulunmuş aynı zamanda borca itiraz etmiştir. Mahkemece; Her ne kadar “Galdı Abdullahzade” adına ödeme emri tebliğe çıkartılmış ise de böyle birisi takip tarihi itibariyle bulunmadığından bu tebliğ işlemi geçersizdir....

    Usulsüz tebliğ şikayeti yukarıda bildirilen kanun maddesi gereğince yerinde olmadığından davacı Oğuz Yılmaz'ın usulsüz tebliğ şikayetinin reddi ile süresinde olmayan borca itirazın reddine karar vermek gerekmiştir. Tüm dosya kapsamında mahkememizde hasıl olan kanaate göre aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur..." şeklinde açıklanan gerekçeleriyle, "Davacı Şenay Yılmaz'ın süresinde olmayan itirazlarının reddine, davacı Oğuz Yılmaz'ın usulsüz tebliğ şikayetinin reddi ile süresinde olmayan itirazlarının reddine" karar verildiği görülmüştür....

    Somut olayda davacıya çıkarılan ödeme emri tebligatının Tebligat Kanunun ilgili maddelerine uygun olarak yapıldığı anlaşıldığından davacının usulsüz tebligata yönelik şikayetinin reddine karar vermek gerekmiştir. İlamsız takipler için yapılacak borca, faize, ferilerine ve yetkiye dair itirazların icra müdürlüklerine yapılması gerektiğinden mahkememize yapılmış olan itiraz, hukuki sonuç doğurmayacağından, davanın reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir..." şeklinde açıklanan gerekçeleriyle, "Şikayetin reddine," karar verildiği görülmüştür....

    Davacı vekili tarafından 22.03.2019 tarihinde icra dosyasına vekaletname sunulduğu ve bu tarihte davacı tarafından takipten haberdar olunduğundan şikayet süresinde olmadığı gibi ,ayrıca icra müdürlüğünün imzası sonradan tamamlatılması mümkün bir eksiklik olmakla ve tebliğ işlemine yönelik usulsüzlük ileri sürülmediği için usulsüz tebligat şikayetinin kabulü yerinde değildir. Bu nedenle istinaf talebi yerinde olmakla istinaf talebinin kabulü ile usulsüz tebligata yönelik şikayetin reddine ,borca ve faize itiraza ilişkin dava süresinde olmadığından reddine karar verilmesi gerekmiş ve aşağıdaki hüküm kurulmuştur. HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle; 1- Davalının istinaf talebinin KABULÜ ile İstanbul 8....

    CEVAP Şikayet edilen borçlu cevap dilekçesinde; icra dosyasından gönderilen ödeme emrinin usulsüz şekilde tebliğ edildiğini, kira borcundan bakiye kalan bedelin alacaklı davacının hesabına yatırıldığını, kira borcu kalmadığından dolayı icra dosyasına itiraz ettiklerini, bu nedenle davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. III....

      Davacı vekili icra müdürlüğüne yapmış olduğu itirazında takipten haberdar olma tarihini 09.10.2019 olarak beyan etmiş olup, buna rağmen davayı 17.10.2019 tarihinde 7 günlük yasal şikayet süresinden sonra açmıştır. Davacı vekilinin ödeme emrinin usulsüz tebliğ edildiğine yönelik iddiası 7 günlük şikayet süresine tabi olup mahkemece davanın 7 günlük şikayet süresinden sonra açıldığı gözetilerek bu şikayetin reddine, bu kabule göre de kesinleşen takipte davacının sair şikayetlerinin de süresinde olmaması sebebiyle reddine karar verilmesi gerekirken, yazılı kararın verilmesi isabetizdir. HMK 353/1- b-2 maddesine göre ön inceleme sonunda dosyada eksiklik bulunmadığı anlaşılırsa; yargılamada eksiklik bulunmamakla beraber, kanunun olaya uygulanmasında hata edilip de yeniden yargılama yapılmasına ihtiyaç duyulmadığı takdirde veya kararın gerekçesinde hata edilmiş ise düzelterek yeniden esas hakkında, duruşma yapılmadan karar verilir....

      .- 2014/691 K. sayılı kararının, itiraz tarihinden sonra borcun ödenmiş olduğunun bildirilmesinin, borçlunun usulsüz tebligata ilişkin şikayetini ve borca itirazını konusuz bırakmayacağı gerekçesiyle bozulduğu, icra mahkemesince, bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonucunda, ödeme emrinin, borçlu şirkete, 7201 sayılı Tebligat Kanunu'nun 13. maddesi hükmüne uygun olarak tebliğ edildiği gerekçesiyle istemin reddine karar verildiği görülmektedir. Somut olayda, alacaklı tarafından bonoya dayalı olarak kambiyo senetlerine özgü haciz yoluyla icra takibi yapıldığı, ödeme emrinin borçlu şirkete 29.05.2014 tarihinde tebliğ edildiği, borçlu şirketin ise, yasal süresi içerisinde 02.06.2014 tarihinde icra mahkemesine başvurduğu görülmektedir. Bu haliyle, borçlunun usulsüz tebligata ilişkin şikayetinin incelenmesinin sonuca etkisi bulunmadığı anlaşılmaktadır....

        UYAP Entegrasyonu