WhatsApp Hukuki Asistan

Yeni

Son Karar yapay zeka destekli hukuk asistanınız artık WhatsApp üzerinden cebinizde. Aşağıdaki hizmetlerden dilediğinizi seçerek WhatsApp asistanınıza soru sorarak hemen kullanmaya başlayabilirsiniz.

Hukuki Destek Alma
Hukuki sorularınız için anında uzman desteği alın
Yargıtay ve BAM Kararı Arama
Emsal kararlar ve içtihatlar için arama yapın
Dava Dilekçesi Hazırlama
Yapay zeka ile hızlı ve profesyonel dilekçeler oluşturun
Sözleşme Hazırlama
Özelleştirilmiş sözleşme şablonları oluşturun
Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Tebligat Kanunu’nun 35. maddesi ve Tebligat Yönetmeliği'nin 57. maddesi gereğince ticaret siciline bildirilen adrese TK' nun 35. madde gereğince tebligat yapılabilmesi için söz konusu adrese öncelikle normal usullere göre tebligat çıkartılıp bilâ tebliğ dönmesi halinde 35. maddedeki tebliğ prosedürünün işletilmesi gerekir. Somut olayda, borçlu şirketin ticaret sicilinde kayıtlı “... Sitesi ... Sk. A Blok No: 18 ...” adresine çıkarılan satış ilanı tebligatının, Tebligat Kanunu'nun 35. maddesi gereğince 07.9.2015 tarihinde tebliğ edildiği, ancak borçlu şirkete bu tebligattan önce çıkartılmış ve iade edilmiş bir tebligat bulunmadığı anlaşıldığından TK'nun 35/4. maddesine göre yapılan tebligatın usulsüz olduğunun kabulü gerekir. Bununla birlikte, borçlu şirkete 02.9.2015 tarihinde de, "Şirket yetkilisi ... imzasına tebliğ" şerhi ile satış ilanı tebliğ edilmiş ise de; borçlunun şikayet dilekçesinde, bu tebligattaki yetkili imzasına itiraz ettiği anlaşılmıştır....

    Bir başka anlatımla, icra takibinin diğer borçlusuna satış ilanının tebliğ edilmemiş olması, kendisine usulüne uygun tebligat yapılan borçluya değil, tebligat yapılmayan ilgilisine şikayet hakkı verir. Bu nedenle, mahkemece icra takibinin diğer borçlusu ya satış ilanı tebliğinin usulsüz olduğundan bahisle ihalenin feshine karar verilmesi isabetsizdir.SONUÇ  : Alacaklının temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İ.İ.K. 366 ve H.U.M.K.’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), 24.01.2012 gününde oybirliğiyle karar verildi....

      DAVA Şikayetçi borçlu ve ipotek veren vekili şikayet dilekçesinde; müvekkilleri aleyhine alacaklı tarafından ... 26....

        İcra iflas Müdürlüğünün ... iflas sayılı dosyasında iflas idare memurlarınca düzenlenen sıra cetvelinde şikayet edenin alacağının 4. Sıra kaydına alındığı söz konusu alacağın kabul edildiği görülmüştür. Yukarıda icra iflas kanunu madde 235/4 ve 227 maddede sıra cetveline şikayet koşulları anlatılmıştır. Şikayet şartları sayılıdır, bu şikayet nedenleri usulüdür, işçilik alacağının iflas masasına imtiyazlı alacak olarak 1. Sırada kayıt edilmesi istemli şikayet kayıt kabul davasının konusudur, kayıt kabul davası sıra cetveline itiraz dava yoludur ve Asliye Ticaret Mahkemesinde görülür (İİK 235/1 Hükmü gereğince) şikayetçinin şikayeti Asliye Ticaret Mahkemesinin yargılama konusuna girdiği..." gerekçesiyle görevsizlik kararı verilmiştir. Bakırköy 3. Asliye Ticaret Mahkemesince,".....

          Sair temyiz itirazları yerinde değil ise de; 7201 sayılı Tebligat Kanunu'nun 32. maddesi gereğince, tebliğ usule aykırı yapılmış olsa bile muhatabı tebliğ işleminden haberdar olmuş ise tebligat geçerli sayılır. Muhatabın beyan ettiği öğrenme tarihi tebliğ tarihi olarak kabul edilir. Hukuk Genel Kurulu'nun 05.06.1991 tarih ve 1991/12-258 Esas ve 1991/344 Karar sayılı ilamında da açıklandığı üzere; usulsüz tebliğ işlemini öğrenen muhatabın, bu tebliği öğrendiği tarihten itibaren İİK'nun 16/1. maddesinde öngörülen yedi gün içinde şikayet yolu ile tebligatın usulsüzlüğünü, icra mahkemesi önüne getirmesi gerekir, aksi halde usulsüz de olsa tebliğ işlemi geçerli kabul edilir. Yine HGK'nun 12.02.1969 tarih ve 1967/172-107 sayılı kararında benimsendiği üzere, şikayetçinin iddia ettiği öğrenme tarihinin aksi yazılı bir belge ile kanıtlandığı takdirde, öğrenme tarihi olarak adı geçenin beyanına itibar edilemez....

            Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar, belgeler ve gerekçe içeriğine göre yapılan incelemede; İİK’nun Onaltıncı Bab'ında düzenlenen bir kısım suçlar bakımından şikayet hakkının doğması için bu suçların niteliği gereği icra takibinin kesinleşmesi gerektiği, icra takibi kesinleşmeden yapılacak şikayetin, henüz doğmamış bir hakkın kullanımı niteliğinde olacağı ve icra takibinin sonradan kesinleşmesinin de bu şikayeti süresinde ve usulüne uygun yapılmış bir şikayet konumuna getirmeyeceği cihetle; Borçlu şirkete çıkarılan ödeme emrinin 28.04.2014 tarihinde bila tebliğ iade edildiği, bunun dışında dosya kapsamında borçlu şirkete başkaca tebligat yapılmadığı ve takibin kesinleşmediği, henüz takip kesinleşmeden ........2014 tarihinde şikayette bulunulduğunun anlaşılması karşısında, şikayet tarihi itibariyle kesinleşmiş bir takip bulunmadığından, CMK'nun 223/.... maddesinde soruşturma veya kovuşturma şartının gerçekleşmeyeceğinin anlaşılması halinde “davanın düşmesine” karar...

              Bu hakkın hukuken korunabilmesi ve yerinde kullanıldığının kabul edilebilmesi için şikayet edilenin cezalandırılmasını veya sorumlu tutulmasını gerektirecek yeterli kanıtların mevcut olması da zorunlu değildir. Şikayeti haklı gösterecek bazı emare ve olguların zayıf ve dolaylı da olsa varlığı yeterlidir. Bunlara dayanarak başkalarının da aynı olay karşısında davalı gibi davranabileceği hallerde şikayet hakkının kullanılmasının uygun olduğu kabul edilmelidir. Aksi halde şikayetin hak arama özgürlüğü sınırları aşılarak kullanıldığı, kişilik değerlerine saldırı oluşturduğu sonucuna varılmalıdır. Somut olayda; davalı davacılarında içinde bulunduğu kişiler hakkında ... müdürlüğüne hitaben yazdığı dilekçe ile usulsüz işlemler olduğuna dair şikayette bulunduğu, idari soruşturma sonucunda davacılardan devlet memuru (Kadastro müdürü) ... hakkında bir kısım eylemleri yönünden disiplin cezası verilmesinin teklif edildiği, ......

                Tebligat mazbatasını çıkaran merci tarafından Tebligat Yönetmeliği'nin 16/2. maddesi kapsamında bir şerh verilmediği için tebligatın TK'nun 21/1 ve Tebligat Yönetmeliği'nin 30. maddesine göre yapılması gerekirken, dağıtıcının kendiliğinden TK'nun 21/2. maddesine göre yapması kanuna aykırıdır. O halde mahkemece, usulsüz tebligat şikayeti kabul edilerek, borçlunun 02.09.2015 tarihinde dosyadan fotokopi aldığı nedenle, Tebligat Kanunu'nun 32. maddesi uyarınca tebliğe muttali olduğu tarihin bu tarih olarak kabul edilmesi ve usulsüz tebligat neticesi takibin kesinleştirilmesinden sonra borçlu hakkında uygulanan haciz işlemi var ise bunların kaldırılmasına karar verilmesi gerekirken hatalı gerekçe ile yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsizdir....

                  Borçlunun İcra Mahkemesi'ne başvurusu, icra takibinin dayanağı olan Mahkeme ilamının Yargıtay'ca "İdare harçtan bağışık olduğundan harç alınmamasına" ifadesiyle onandığı, borcun ve fer’ilerinin bu kapsamda hesaplanması gerektiği, İdarece 715.806,96 TL ödenerek borcun tamamen kapatıldığı, bu nedenle 15.08.2013 tarihli bakiye borç muhtırasının usulsüz olduğuna ilişkindir. Bu hali ile anılan şikayet, muhtıranın ilama aykırı olduğu şikayeti olarak değerlendirilmelidir. Bu durumda şikayet kamu düzenine ilişkin olup Mahkemece şikayetin süresiz olduğu düşünülerek işin esasının incelenip oluşacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken istemin süreden reddine karar verilmesi isabetsizdir. SONUÇ: Borçlu vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile Mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle 6100 sayılı HMK'nun Geçici 3. maddesinin yollamasıyla 1086 sayılı HUMK'nun 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA, taraflarca HUMK'nun 388/4....

                    Usulsüz tebliğe ilişkin şikayetin, İİK.nun 16/1. maddesi uyarınca, borçlunun, tebligatın usulsüzlüğünden haberdar olduğu tarihten itibaren 7 günlük süre içerisinde icra mahkemesine bildirilmesi gerekir. Somut olayda, ... İcra Müdürlüğü'nün 2013/27200 esas sayılı dosyasından borçlu adına 10/12/2013 tarihinde ödeme emrinin, 12/03/2014 tarihinde ise hacze ilişkin 103 davetiyesinin tebliğ edildiği görülmektedir. Borçlu vekili ise şikayet dilekçesinde, sadece 10/12/2013 tarihli ödeme emri tebliğ işlemini şikayet konusu yapmış olup, açıkça şikayet konusu yapılmayan 12/03/2014 tarihli 103 davetiyesi tebliğ işlemine göre 05/12/2014 tarihinde yapılan başvuru, yukarıda açıklanan yasa hükmünde öngörülen 7 günlük şikayet süresinden sonradır. Bu durumda mahkemece, ödeme emrine ilişkin usulsüz tebligat şikayetinin süre yönünden reddi gerekirken, yazılı gerekçe ile reddine karar verilmesi doğru değil ise de, sonuçta istem reddedildiğinden sonucu doğru kararın onanması gerekmiştir....

                      UYAP Entegrasyonu