WhatsApp Hukuki Asistan

Yeni

Son Karar yapay zeka destekli hukuk asistanınız artık WhatsApp üzerinden cebinizde. Aşağıdaki hizmetlerden dilediğinizi seçerek WhatsApp asistanınıza soru sorarak hemen kullanmaya başlayabilirsiniz.

Hukuki Destek Alma
Hukuki sorularınız için anında uzman desteği alın
Yargıtay ve BAM Kararı Arama
Emsal kararlar ve içtihatlar için arama yapın
Dava Dilekçesi Hazırlama
Yapay zeka ile hızlı ve profesyonel dilekçeler oluşturun
Sözleşme Hazırlama
Özelleştirilmiş sözleşme şablonları oluşturun
Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

İİK'nun 82. maddesinin birinci fıkrasının 12. bendi gereğince haczedilmezlik şikayeti, aynı Kanun'un 16/1. maddesine göre 7 günlük süreye tâbidir. Şikayet konusu haciz işlemi, şikayette bulunana tebliğ edilmiş ise süre tebliğ tarihinden, eğer haciz işlemi tebliğ edilmemişse haciz işleminin öğrenilmesinden itibaren başlar. Bu tarihin aksi ancak yazılı belge ile ispatlanabilir. Borçlu, meskeniyet şikayeti ile birlikte haciz işlemi tebliğinin usulsüz olduğunu ileri sürerse, öncelikli olarak haciz işlemi tebliğinin usulüne uygun olup olmadığının denetlenmesi, usulsüz olduğunun saptanması ve borçlunun, haczi öğrenme tarihine göre 7 gün içinde meskeniyet şikayetinde bulunduğunun anlaşılması durumunda işin esasının incelenmesi gerekir....

Hukuk Dairesi'nin 2021/1666 E. 2022/139 K. sayılı ilamında; "Her ne kadar usulsüz tebligat şikayeti, icra müdürlüğü işlemini şikayet niteliğinde olsa dahi davalı alacaklının, yargılama sırasında husumeti sürdürdüğü görülmekle mahkemece davacı lehine vekalet ücreti ve yargılama giderlerine hükmedilmesi gerekirken yazılı gerekçe ile davacı üzerinde bırakılması doğru görülmediğinden davacı vekilinin istinaf isteminin kısmen kabulü ile ilk derece mahkeme kararının kaldırılmasına" şeklinde karar verilerek usulsüz tebligat şikayetinde davacı lehine vekalet ücreti ve yargılama giderlerine hükmedilmesi gerektiğinin belirtildiğini, bu nedenle yerel mahkemece verilen kararın bozularak ortadan kaldırılmasına ve taraflarına lehine vekalet ücreti ve yargılama giderine hükmedilerek şikayetin kabulüne karar verilmesini talep etmiştir....

Somut olayda, borçlu, sair itirazları yanında işletilen faizin hatalı ve fahiş olduğunu ve kambiyo vasfı şikayetini ileri sürdüğü halde, mahkemenin bu yöndeki itiraz ve şikayeti değerlendirmediği görülmektedir. O halde, mahkemece, ödeme emrinin usulsüz tebliğ edildiğine ilişkin şikayet kabul edildiğine göre, borçlunun süresinde yapmış olduğu kambiyo vasfı şikayeti ve faize itirazı konusunda inceleme yapılarak bir karar verilmesi gerekirken, bu konuda olumlu veya olumsuz bir karar verilmemesi isabetsizdir. SONUÇ : Borçlunun temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK'nun 366 ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), peşin alınan harcın istek halinde iadesine, ilamın tebliğinden itibaren 10 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 10/03/2016 gününde oybirliğiyle karar verildi....

    Somut olayda, davacı borçlu tarafça, sair şikayet ve itirazların yanında, ödeme emri tebliğinin usulsüzlüğü, 103 davetiyesinin usulsüz tebliğ edildiği, takibe ilişkin şikayet ve itirazlar ve borca itiraz şeklinde şikayet ve itirazlarda bulunulmuş, mahkemece, belirtilen bu hususlardan, davacının 103 davetiyesinin usulsüz tebliğine ilişkin şikayeti konusunda olumlu ya da olumsuz herhangi bir değerlendirmede bulunulmamış ve hüküm kurulmamıştır. Yukarıda belirtilen usuli eksiklik kamu düzenine ilişkin esaslı hata niteliğinde olup, HMK 'nun 355. Maddesi uyarınca, dairemizce resen nazara alınması zorunlu olduğundan; davacı tarafın sair istinaf sebepleri bu aşamada değerlendirilmeksizin, istinaf başvurusunun kabulüne, HMK'nun 355 ve 353/1- a-6 maddeleri gereğince ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına, belirtilen eksikliklerin giderilerek usulüne uygun şekilde hüküm kurulması için dosyanın kararı veren ilk derece mahkemesine gönderilmesine, oy birliği ile karar verilmiştir....

    Maddesine göre tebliğ edildiği,müvekkiline gönderilen ödeme emrine ait tebliğ mazbatasında tebliği isteyen tarafın adı,soyadı ve adresin mazbatada yer almadığını, tebliğ mazbatasında tebligat saatinin yazılmadığını,müvekillinin kapısına veya bina kapısına haber kağıdı ihbarnamesi yapıştırılmadığını,müvekkilinin usulsüz tebligatın 25/03/2019 tarihinde evinin üzerinde haciz olduğunu bankadan kredi çekerken öğrendiğini,bunun üzerine aynı gün muhtara gittiğini ve tebligatı tebliğ aldığını belirterek Şikayetin Kabulü ile ödeme emri tebliğ tarihinin muttali oldukları 25/03/2019 tarihi olarak kabul edilmesine,taraflarınca icra dairesine yapılan itirazının kabulüne karar verilmesini talep ve dava etmiştir. İlk Derece Mahkemesi gerekçeli kararında özetle: "...,Eldeki şikayet, usulsüz tebligat şikayeti olup, ıttıla tarihinden itibaren 7 günlük süre içinde şikayette bulunulmuş olduğu, TK.'...

    Taraflar arasındaki usulsüz tebligat ve meskeniyet şikayeti uyuşmazlığından dolayı yapılan inceleme sonunda İlk Derece Mahkemesince 103 davetiyesinin tebliğ tarihinin 17.10.2020 olarak tespitine ve meskeniyet şikayetin kabulüne karar verilmiştir. Kararın alacaklı tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine hükmedilmiştir. Bölge Adliye Mahkemesi kararı alacaklı tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi ... tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü: I. ŞİKAYET Borçlu şikayet dilekçesinde; 103 davet kağıdının usulüne uygun tebliğ edilmediğini, hacizden 17.10.2020 tarihinde haberdar olduğunu, haczedilen taşınmazın haline münasip evi olduğunu ileri sürerek, 11 bağımsız bölüm numaralı taşınmazdaki haczin kaldırılmasını talep etmiştir. II....

      , Mahkeme aksi kanaatte ise usulsüz tebligat sebebiyle ödeme emrinin iptaline karar verilmesini talep etmiştir....

      Sayılı ilamı ile de sabit olduğu, ilgili ilamda " davacı tarafın dava dilekçesinde belirtilen mükerrerlik iddiasına ve hacizlerin fekki taleplerine yönelik olarak ilk derece mahkemesince hiçbir değerlendirme yapılmadığı " dikkate alınarak davacının mükerrer takip şikayeti ile haczin fekki taleplerinin de süresinden sonra açılması nedeni ile reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur..." şeklinde açıklanan gerekçeleriyle, "Davacının usulsüz tebligat şikayetinin esastan reddine, ödeme emrine eklerin eklenilmediği şikayetinin süre nedeniyle reddine, Davacının mükerrer takip şikayeti ile haczin fekki taleplerinin reddine" karar verildiği görülmüştür....

      Vekil ile takip edilen işlerde vekile tebligat zorunlu olduğundan, asile yapılan tebligatın usulüne uygun olup olmaması ve borçlu asilin hacizden haberdar olması da sonuca etkili değildir. Ayrıca, davacı borçlunun hacizden haberdar olduğu da yazılı bir belge ile ispatlanmış değildir. Davacı borçlu keşif sırasında hazır bulunmamıştır. Bilirkişilerin borçlu ile temas kurup kurmadıkları, hangi tarihte ve ne şekilde temas kurdukları da belli değildir. Bilirkişi raporundaki soyut bir beyana itibar edilerek borçlunun hacizden haberdar olduğu kabul edilemez. Tebligat Kanunu'nun 32. maddesinin uygulanabilmesi için öncesinde usulsüz de olsa yapılan bir tebligatın varlığı gerektiğinden, yok hükmünde sayılan bir tebligat nedeniyle Tebligat Kanunu'nun 32. maddesi uygulanarak borçlunun hacizi öğrendiği kabil edilemeyecektir. Dosya kapsamında, davacı borçlunun hacizden haberdar olduğuna dair yazılı belge bulunmamaktadır....

      İlk Derece Mahkemesi gerekçeli kararında özetle: "...Mahkememiz dosyası ile icra müdürlüğü dosyasının incelenmesinde, davacı tarafça her ne kadar ödeme emrinin usulsüz tebliğ edildiğini, öğrenme tarihinin 20/08/2021 tarihi olarak kabulü istenilmiş ise de, memur işlemi ile usulsüz tebligata ilişkin şikayetin 05/10/2021 tarihinde yapıldığı, öğrenme tarihi olarak bildirilen 20/08/2021 tarihinden itibaren 7 günlük süre içerisinde şikayette bulunulmadığı anlaşılmakla, usulsüz tebligat şikayeti ile memur muamelesi şikayetinin süreaşımı nedeniyle reddine karar vermek gerekmiş, aşağıdaki şekilde karar verilmiştir...'' şeklinde açıklanan gerekçeleriyle; Usulsüz Tebligat Şikayeti ile Memur Muamelesi Şikayetinin süreaşımı nedeniyle reddine, " karar verildiği görülmüştür....

      UYAP Entegrasyonu