Mahkemece; anılan dava dosyalarının birleştirildiği, usulüz tebligat şikayetin kabulüne, tebligat geçersiz olsa bile aynı yasanın 32. mad. uyarınca öğrenmiş sayılacağından tebliğ tarihinin 28/10/2015 tarihi olarak sayılmasına, birleşen dava dosyası yönünden haczin kaldırılması şikayetinin reddine hükmedildiği görülmektedir.İİK'nun 50/2. maddesinde; ''Yetki itirazı esas hakkındaki itirazla birlikte yapılır. İcra mahkemesi tarafından önce yetki meselesi tetkik ve kati surette karara raptolunur.'' hükmüne yer verilmiştir....
- K A R A R - Şikayetçi vekili, müvekkilinin borçludan olan alacağı için başlattığı ilamsız takip sonucu, kesin haciz işlemi uyguladığını, sıra cetvelinde 1. sırada şikayet olunanın alacaklı olduğu dosyanın olduğunu ve bütün paranın bu sıraya ödendiğini, oysa şikayet olunanın takip dosyasında borçluya gönderilen ödeme emrinin usulsüz olduğunu, tebliğin memur vasıtası ile yapılmasının usul ve yasaya aykırı olduğunu, müvekkilinin alacaklı olduğu dosya üzerinden taşınmaz üzerine koyulan haczin kesin haciz olduğunu ve 24.09.2013 tarihli olduğunu ileri sürerek sıra cetvelinin iptalini talep ve dava etmiştir. Şikayet olunan vekili, şikayetçinin ödeme emrinin usulsüzlüğünü ileri sürme hakkı olmadığını, sırası itibari ile kendisine pay ayrılma imkanı olmadığından dava açmada hukuki yararı olmadığını, tebliğin usulüne uygun olduğunu savunarak davanın reddini istemiştir....
- K A R A R - Şikayetçi vekili, müvekkilinin borçludan olan alacağı için başlattığı ilamsız takip sonucu, kesin haciz işlemi uyguladığını, sıra cetvelinde 1. sırada şikayet olunanın alacaklı olduğu dosyanın olduğunu ve bütün paranın bu sıraya ödendiğini, oysa şikayet olunanın takip dosyasında borçluya gönderilen ödeme emrinin usulsüz olduğunu, tebliğin memur vasıtası ile yapılmasının usul ve yasaya aykırı olduğunu, müvekkilinin alacaklı olduğu dosya üzerinden taşınmaz üzerine koyulan haczin kesin haciz olduğunu ve 24.09.2013 tarihli olduğunu ileri sürerek sıra cetvelinin iptalini talep ve dava etmiştir. Şikayet olunan vekili, şikayetçinin ödeme emrinin usulsüzlüğünü ileri sürme hakkı olmadığını, sırası itibari ile kendisine pay ayrılma imkanı olmadığından dava açmada hukuki yararı olmadığını, tebliğin usulüne uygun olduğunu savunarak davanın reddini istemiştir....
Mahkemece ''borçlu vekiline gönderilen icra emrinin iptaline, haczedilen buzdolabı ve televizyon üzerindeki hacizlerin kaldırılmasına, yürüme bandı üzerindeki haczin kaldırılması talebinin reddine karar verilmiştir. Hükmü davacı borçlu vekili temyiz etmiştir. İcra Mahkemesi'nce yargılamada vekillikten çekilen Av. ...adına çıkarılan icra emri iptal edilmiş olduğundan bu durumda kesinleşmiş takipten ve yasaya uygun hacizden söz edilemez. O halde haczedilmezlik şikayetinin esasının incelenmesi ve yürüme bandı üzerine konulan haczin kaldırılması talebinin reddine karar verilmesi isabetsizdir SONUÇ: Borçlu vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK'nun 366 ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca BOZULMASINA, taraflarca HUMK'nun 388/4....
-K A R A R- Şikayetçi vekili, şikayet olunanın alacaklı olduğu takip dosyasına sıra cetvelinde birinci sırada yer verildiğini, söz konusu takip dosyasında ödeme emrinin Tebligat Kanunu’nun 35. maddesine göre usulsüz olarak tebliğ edilmesine ve bu tebliğ işleminden sonra ilanen tebligat yapılmasına rağmen ihtiyati haczin kesinleşme tarihinin usulsüz olarak yapılan ilk tebligata göre belirlendiğini, bu nedenle müvekkilinin alacaklı olduğu takip dosyasının sıra cetvelinin ikinci sırasında yer aldığını ileri sürerek, sıra cetvelinin birinci sırasının iptaline, müvekkilinin alacaklı olduğu takip dosyasının birinci sıraya alınmasına karar verilmesini talep etmiştir. Şikayet olunan vekili, sıra cetvelinin doğru olarak düzenlendiğini savunarak, şikayetin reddine karar verilmesini istemiştir....
Şti'nin 3. kişideki alacağının paylaşımı için düzenlenen sıra cetvelinde şikayet olunanın dosyasının 1. sıraya yazıldığını, oysa kendi hacizlerinin daha önce olduğunu, ayrıca şikayet olunanın icra dosyasında tebligatın, ödeme emrinin usulsüz olduğunu ileri sürerek, sıra cetvelinin iptalini istemiştir. Şikayet olunan vekili, şikayetin reddini istemiştir. Mahkemece tüm dosya kapsamına göre; şikayet olunanın icra dosyasında esaslı bir usulsüzlük bulunmadığı, takip talebindeki imza eksikliğinin bilahare giderilebileceği, ayrıca bu iddianın ve tebligat usulsüzlüğü iddiasının daha önce şikayet konusu yapılıp reddedildiği, keza icra dosyalarının incelenmesinde şikayet olunanın kesin haczinin daha önce olduğunun anlaşıldığı gerekçesiyle şikayetin reddine karar verilmiştir. Kararı, şikayetçi vekili temyiz etmiştir....
2020/473 Esas, 2020/457 Karar sayılı ilamı ile itirazın kabul edildiğini ve takibin durdurulduğunu, anılan dosyanın istinaf aşamasında olduğunu, öğrenme tarihindeki değişikliğe ilişkin kararın kesinleşmediğini belirterek, icra memurunun haczin kaldırılması ve takibin durdurulmasına yönelik 25/12/2020 tarihli kararının kaldırılmasına ve hacizlerin devamına karar verilmesini istemiştir....
Bu hali ile yapılan tebligat; 7201 sayılı Kanun'un 21/1. maddesi ile Yönetmeliğin 30. maddesi hükümlerine aykırı olduğundan usulsüzdür. Ancak borçlu takip dosyasından 06/06/2018 tarihinde dosyanın tamamının fotokopisini aldığından bu tarihte tebliğe muttali olmuş olup, 7 günlük süre içinde şikayet yapılmadığından İlk Derece Mahkemesince takibin usulüne aykırı kesinleştirildiğine yönelik şikayetin reddine dair kararı yerindedir. Davacı borçlunun taşınmaz üzerindeki haczin İİK 106. ve İİK 110. maddesine göre kaldırılması ve yeniden kıymet takdiri yapılmasına yönelik istinaf incelenmesinde ; Borçlunun, İİK'nın 106- 110 maddeleri gereğince taşınmazlarının üzerindeki haczin kaldırılması şikayeti hakkında İlk Derece Mahkemesince verilen karar kesin niteliktedir (Yargıtay 12. HD'nin 2018/16218- 2019/2701 E-K sayılı ilamı)....
Şikayet olunan banka vekili, tebligatın Tebligat Kanunu'nun 21 ve 41. maddelerine uygun olduğunu, satış avansının süresi içinde yatırıldığını, ayrıca şikayetçinin itirazında hukuki yararı olmadığını, zira şikayetçiye ait takip ve haczin .....sayılı ilk kesin haczin şerhedildiği dosyadan daha sonra olduğunu, bu dosyaya isabet eden paranın takip konusu alacağın sadece bir kısmının tahsil edildiğini, bu dosya alacağı tamamen tahsil edilmeden diğer dosyalara para isabet etmeyeceğini savunarak, şikayetin reddini istemiştir. Mahkemece, iddia, savunma ve tüm dosya içeriğine göre, şikayet olunan bankanın alacaklı olduğu takip dosyasından dava dışı borçlu şirket adına yapılan tebligatın Tebligat Kanunu ve Tebligat Tüzüğü'ne uygun olduğu, haczinin de düşmediği, diğer şikayet olunan ...'ın alacağının 3 ve 4. sırada yer almasına rağmen bu sıralara pay ayrılmadığı, bu nedenle ...'...
DAVA Şikayet eden üçüncü kişi vekili dilekçesinde; Tebligat Kanunu'nun 21. maddesine göre tebliğ edilen 89/1 haciz ihbarnamesinin adresten geçici mi sürekli mi ayrıldığı tespitinin yapılmamasından, 89/3 haciz ihbarnamesinin ise doğrudan Tebligat Kanunu'nun 21/2 maddesine göre tebliğ edilmiş olmasından ötürü usulsüz tebliğ edildiklerini, usulsüz tebligatlara binaen taşınmaz ve araçlarının haczedildiğini ileri sürerek adı geçen tebligatların usulsüzlüğünün tespiti ve öğrenme tarihinin 28.02.2021 olarak düzeltilmesi ile icra dosyasından taşınmaz ve araçları üzerine konulan haczin kaldırılmasını talep etmiştir. II. CEVAP Alacaklı vekili cevap dilekçesinde; şikayetin süresinde yapılmadığını, tüm tebligatların usul ve yasaya uygun tebliğ edildiğini beyan ederek şikayetin süreden aksi halde esastan reddini istemiştir. III....