Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

İcra Hukuk Mahkemesi Yukarıda tarih ve numarası yazılı olan bölge adliye mahkemesi hukuk dairesince verilen kararın temyizen tetkiki şikayetçi vekili ile şikayet olunan ... vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla dosyadaki kağıtlar okundu, gereği konuşulup düşünüldü. - K A R A R - Şikayetçi vekili, sıra cetvelinde 3. sırada gösterildiğini, 1. sırada yer alan şikayet olunan ...’ın aynı zamanda Konya 4. İcra Müdürlüğü'nün 2017/6599 E. sayılı dosyasında borçlu sıfatı ile yer aldığını, hem alacaklı hem borçlu sıfatı tek kişide birleştiğinden sıra cetvelinde pay ayrılmasının mümkün olmadığını, yine 2. sırada yer alan Konya 8. İcra Müdürlüğü'nün 2012/8291 E. sayılı dosyasında şikayet olunan alacaklı Kuveyt Türk Katılım Bankası A.Ş.'nin takibinin usulsüz tebligat nedeniyle kesinleşmediğini, haczin geçerli olmadığını ileri sürerek sıra cetvelinin iptalini talep ve şikayet etmiştir. Şikayet olunan ... vekili, davanın reddini istemiştir....

    "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki borçlular tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü: Sair temyiz itirazları yerinde değil ise de; Alacaklı tarafından borçlu aleyhine kira alacağından dolayı ilamsız takip başlatıldığı, borçlunun, 13 örnek ödeme emri tebligatının usulsüz olduğunu, ödeme emrinde belirtilen 30 günlük ödeme süresi dolmadan araçlarına konulan haczin de usulsüz olduğunu belirterek ödeme emri tebliğ tarihinin 27.04.2015 olarak düzeltilmesi, araçlara konulan haczin kaldırılması ve takibin iptali istemiyle icra mahkemesine başvurduğu, mahkemece, ödeme emri tebliğinin usulüne uygun olduğu gerekçsiyle davanın reddine karar verildiği görülmüştür....

      2017/3359 K.sayılı ilamı ile; borçlu adına çıkartılan 103 davetiyesi ve kıymet takdir raporu tebliğ işlemlerinin usulsüz olduğundan bahisle şikayetin sürede olduğunun kabulü gerektiği belirtilerek bozulduğu görülmektedir....

        Şikayet olunan banka vekili, tebligatın Tebligat Kanunu'nun 21 ve 41. maddelerine uygun olduğunu, ayrıca satış avansının süresi içinde yatırıldığını, ayrıca şikayetçinin itirazında hukuki yararı olmadığını, zira şikayetçiye ait takip ve haczin ... 1. İcra Müdürlüğü'nün 2009/3780 sayılı ilk kesin haczin şerhedildiği dosyadan daha sonra olduğunu, bu dosyaya isabet eden paranın takip konusu alacağın sadece bir kısmının tahsil edildiğini, bu dosya alacağı tamamen tahsil edilmeden, diğer dosyalara para isabet etmeyeceğini savunarak, şikayetin reddini istemiştir. Mahkemece, iddia, savunma ve tüm dosya içeriğine göre, şikayet olunan bankanın alacaklı olduğu takip dosyasından dava dışı borçlu şirket adına yapılan tebligatın Tebligat Kanunu ve Tebligat Tüzüğü'ne uygun olduğu, tebligatın usulsüz olması halinde dahi takip dosyasında taraf olmayan üçüncü şahsın bunu ileri sürmesinin mümkün bulunmadığı, ayrıca sıra cetvelinin düzenlendiği icra dosyasında diğer şikayet olunan ...'...

          borçluya süre verilerek mahcuzların muhammen bedeli nispetinde bir teminat gösterilmesinin ve gösterilecek teminatın mahcuzlar üzerindeki haczin yerine kabul edilmesi gerektiğini, usulsüz tebligat şikayetinin kabulüne dair kararın istinaf mahkemesince kaldırılmasına karar verilmesi ihtimalinde bu defa davalı alacaklı müvekkilinin bir zararı söz konusu olmaması gerektiğini, ancak mahkemece bu yönde bir uygulama da yapılmadığını ve doğrudan hacizli mallar üzerindeki haczin kaldırılmasına karar verilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek ilk derece mahkeme kararının kaldırılmasına ve davanın reddine karar verilmesini istemiştir....

          nce konulan haczin düşmüş durumda olduğunu, şikayet olunanın takip dosyasında iade edilen 10.03.2008 tarihli ilk tebligattan sonra resmi dairelerden adres sorulmadan ve ilk adresten farklı adrese tebligat yapıldığından Tebligat Kanunu'nun 35. maddesine göre yapılan 09.04.2008 tarihli tebliğ işleminin hukuka aykırı olduğunu, bu sebeple takibin kesinleşmediğini ve iade edilen ilk tebligat tarihi olan 10.03.2008 tarihinden sonraki işlemlerin geçersiz hale geldiğini ileri sürerek, ...'nün 2008/660 Esas sayılı dosyasındaki 10.03.2008 tarihinden sonra yapılan işlemlerin iptaline, bu taleplerinin kabul görmemesi halinde sıra cetveline itirazlarının kabulüne karar verilmesini talep ve şikayet etmiştir. Şikayet olunan vekili, şikayetin reddini istemiştir. Mahkemece, iddia, savunma ve dosya kapsamına göre; ...'nün 2008/660 Esas sayılı takip dosyasından sıra cetveli tanzim edildiği, sıra cetvelinin 1. sırasında ...'nün 2008/660 Esas sayılı dosyasının, 2. sırasında ......

            icra müdürlüğünün bağlı olduğu icra mahkemesine yapılması gerektiği gerekçesiyle yetkisizlik kararı verilmiştir. tarafından ise şikayet konu haczin takip sayılı dosyası ile yapıldığı, davacının taşınmaza ilişkin haczedilmezlik şikayetinde bulunduğu anlaşılmakla anılan takip dosyası ile ilgili haczin kaldırılması talebini inceleme yetkisi,ait olduğu gerekçesiyle yetkisizlik yönünde hüküm kurmuştur....

              - K A R A R - Şikayetçi vekili, müvekkilinin borçludan olan alacağı için başlattığı ilamsız takip sonucu, kesin haciz işlemi uyguladığını, sıra cetvelinde 1. sırada şikayet olunanın alacaklı olduğu dosyanın olduğunu ve bütün paranın bu sıraya ödendiğini, oysa şikayet olunanın takip dosyasında borçluya gönderilen ödeme emrinin usulsüz olduğunu, tebliğin memur vasıtası ile yapılmasının usul ve yasaya aykırı olduğunu, müvekkilinin alacaklı olduğu dosya üzerinden taşınmaz üzerine koyulan haczin kesin haciz olduğunu ve 24.09.2013 tarihli olduğunu ileri sürerek sıra cetvelinin iptalini talep ve dava etmiştir. Şikayet olunan vekili, şikayetçinin ödeme emrinin usulsüzlüğünü ileri sürme hakkı olmadığını, sırası itibari ile kendisine pay ayrılma imkanı olmadığından dava açmada hukuki yararı olmadığını, tebliğin usulüne uygun olduğunu savunarak davanın reddini istemiştir....

                - K A R A R - Şikayetçi vekili, müvekkilinin borçludan olan alacağı için başlattığı ilamsız takip sonucu, kesin haciz işlemi uyguladığını, sıra cetvelinde 1. sırada şikayet olunanın alacaklı olduğu dosyanın olduğunu ve bütün paranın bu sıraya ödendiğini, oysa şikayet olunanın takip dosyasında borçluya gönderilen ödeme emrinin usulsüz olduğunu, tebliğin memur vasıtası ile yapılmasının usul ve yasaya aykırı olduğunu, müvekkilinin alacaklı olduğu dosya üzerinden taşınmaz üzerine koyulan haczin kesin haciz olduğunu ve 24.09.2013 tarihli olduğunu ileri sürerek sıra cetvelinin iptalini talep ve dava etmiştir. Şikayet olunan vekili, şikayetçinin ödeme emrinin usulsüzlüğünü ileri sürme hakkı olmadığını, sırası itibari ile kendisine pay ayrılma imkanı olmadığından dava açmada hukuki yararı olmadığını, tebliğin usulüne uygun olduğunu savunarak davanın reddini istemiştir....

                  Mahkemece; anılan dava dosyalarının birleştirildiği, usulüz tebligat şikayetin kabulüne, tebligat geçersiz olsa bile aynı yasanın 32. mad. uyarınca öğrenmiş sayılacağından tebliğ tarihinin 28/10/2015 tarihi olarak sayılmasına, birleşen dava dosyası yönünden haczin kaldırılması şikayetinin reddine hükmedildiği görülmektedir.İİK'nun 50/2. maddesinde; ''Yetki itirazı esas hakkındaki itirazla birlikte yapılır. İcra mahkemesi tarafından önce yetki meselesi tetkik ve kati surette karara raptolunur.'' hükmüne yer verilmiştir....

                    UYAP Entegrasyonu