e 20.08.2014 tarihinde tebliğ edildiği, usulsüz tebligat şikayeti ile birlikte imzaya itirazının ise yasal 5 günlük süreden sonra 29.08.2014 tarihinde yapıldığı anlaşılmaktadır. Bu durumda mahkemece, öncelikle usulsüz tebligat şikayetinin değerlendirilerek, ödeme emrinin usulüne uygun olarak tebliğ edilmediğinin tesbiti halinde, Tebligat Kanunu'nun 32. maddesi uyarınca tebliğ tarihinin düzeltilmesine ve düzeltilen tebliğ tarihine göre imzaya itirazı süresinde ise itirazın esası yönünden inceleme yapılarak oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken, usulsüz tebligat şikayeti değerlendirilmeksizin eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsizdir....
Somut olayda, usulsüz tebligata ilişkin şikayete konu icra dosyasından davacı borçlu T1 14.12.2019 tarihinde kıymet takdirinin, 14.10.2020 tarihinde de satış ilanının tebliğ edildiği, borçlunun 19.12.2020 tarihinde ödeme emri tebligatının usulsüzlüğüne ilişkin şikayette bulunduğu, şikayetinde kıymet takdiri ve satış ilanı tebligatının usulsüz olduğunun ileri sürülmediği anlaşılmıştır. Usulsüz tebligat şikayetinin 7 günlük yasal süresinde yapılıp yapılmadığı kamu düzenine ilişkin olup, bu hususun re’sen gözetilmesi gerektiği dikkate alındığında, borçlunun usulsüz tebligat şikayeti, İİK.nun 16/1. maddesinde öngörülen yasal 7 günlük süreden sonradır (Yargıtay 12. HD'nin 31.05.2021 tarihli, 2021/1917 E, 2021/5694 K. sayılı içtihadı)....
Mahkemece; haczedilmezlik şikayeti ileri süren kişinin takipte taraf ehliyeti olmadığı, taraf olmayan üçüncü kişinin İİK 82 maddesi kapsamında haczedilmezlik şikayetini ileri süremeyeceği, bu yönde şikayet ileri sürmesi için özel bir kanun hükmü de bulunmadığı anlaşıldığından haczedilmezlik şikayetinin reddine karar verilmiştir. Davacı vekili dava dilekçesindeki beyanlarını tekrarla birlikte haczin kaldırılmasında hukuki yararlarının bulunduğunu beyanla kararın kaldırılmasını talep etmiştir. Somut olayda şikayetçinin, haczin konulduğu icra takibinin tarafı olmayan üçüncü kişi olduğu anlaşılmaktadır. İcra takibinin tarafı olmayan üçüncü kişiler, tarafı olmadıkları icra takibindeki hacizlerin kaldırılmasını şikayet yoluyla icra mahkemesinden isteyemezler....
de borçluların yıllık geçinebilecekleri miktarın belirlenip, şikayet tarihinde haczedilen ve haczedilmeyen tüm taşınmazlardan elde ettiği gelir hesaplanarak ve taşınmazların değeriyle orantılı gelir elde edilip edilmediği belirlenerek oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme ile ve yetersiz rapora dayalı olarak yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsizdir.SONUÇ : Alacaklının temyiz itirazlarının kısmen kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK'nun 366 ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), peşin alınan harcın istek halinde iadesine, ilamın tebliğinden itibaren 10 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 07.04.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi....
İSTİNAF SEBEPLERİ: Davalı T3 Vekili dilekçesinde özetle; yerel mahkeme kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu, yerel mahkemenin davacının dava dilekçesini taraflarına tebliğ etmemiş olmasının usul ve yasaya aykırı olduğunu, ayrıca mahkeme tarafından Vakıflar Bankasından istenecek hesap dokümanlarından hesapların kamuya tahsisli olduğu belirlenmesi gerekirken mahkemece hiç bir ayrım yapmadan dosya üzerinden eksik inceleme ile tek taraflı hüküm tesis edildiğini, dilekçe ekinde sunulan 11.03.2021 tarih ve 90 sayılı meclis kararında kamuya tahsisli ve haczedilemez olan mal ve hesapların yazıldığını, haczedilmezlik itirazının İİK nun 16.maddesine göre ayrımını icra hukuk mahkemesinin yapması gerekirken sadece davacının iddiaları yönünde tek taraflı inceleme yapılmasının usul ve yasaya aykırı olduğunu, icra müdürünün alacaklının haciz talebini olduğu gibi kabul etmek gibi bir yasal zorunluluğunun bulunmadığını, İİK nun 82.maddesine 02.07.2012 tarihli ve 6352 sayılı kanunun 16.maddesiyle eklenen...
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki borçlu tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü : Alacaklı tarafından ipoteğin paraya çevrilmesi yolu ile icra takibine başlanıldığı ve borçluya örnek 6 nolu icra emri tebliğ edildiği, borçlunun icra mahkemesine başvurusunda meskeniyet şikayetinde bulunarak taşınmaz üzerindeki haczin kaldırılmasını istediği, mahkemece, şikayetin reddine karar verildiği görülmüştür. İİK'nun 82/1-12. maddesinde yer alan borçlunun haline uygun meskeninin haczedilemeyeceği düzenlemesi haczedilmezlik şikayeti olup, haciz yoluyla yapılan takipler hakkında uygulanır....
in 02.04.2012 tarihinde usulsüz tebligat şikayeti ile birlikte borca itirazlarını ileri sürerek icra mahkemesine başvurduğu, mahkemece şikayetçiye yapılan tebligatın usulsüz olduğu tespit edildikten sonra, icra dosyasında şikayetçinin süresinde borca itiraz etmiş olması sebebi ile usulsüz tebligat şikayetini ileri sürmekte hukuki yararı olmadığından davanın reddine karar verildiği görülmektedir. 7201 Sayılı Tebligat Kanunu'nun 32.maddesi gereğince, tebliğ usulüne aykırı yapılmış olsa bile, muhatabı tebliğ işleminden haberdar olmuş ise geçerli sayılır. Muhatabın beyan ettiği öğrenme tarihi, tebliğ tarihi olarak kabul edilir....
Şikayet dilekçesi, icra dosyası ve tüm dosya kapsamıyla; Yargıtay 12. hukuk dairesi 2018/12368 E 2019/18176 K sayılı kararında "....Öte yandan; şikayetin haczedilmezlik şikayeti olduğu açık olup, haczedilmezlik şikayeti, yalnızca takip borçlusuna tanınmış bir hak olup, takipte borçlu sıfatı taşımayan üçüncü kişinin bu şikayette bulunmaya hakkı yoktur....
Ancak ikinci haciz, süresinde satış talebinde bulunulduğu için, şikayet tarihinde ve halen ayaktadır. Davacıya tebliğe gönderilen 103 davetiyesi de açıkça konulan ikinci hacze yöneliktir. Bu davetiyenin usulsüz tebliğ edildiğine dair bir iddia da ileri sürülmemektedir. O halde davacının şikayete konu hacizden haberdar olma tarihi olarak 103 davetiyesinin tebliğ tarihi olan 14/09/2020 tarihinin kabulü gerekmekte olup bu tarihe göre 02/08/2021 tarihinde açılan davanın süresinde olmadığı anlaşılmakla davanın süre yönünden reddine karar verilmesi yerindedir....
İCRA HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 17/01/2019 NUMARASI : 2018/533 ESAS 2019/20 KARAR DAVA KONUSU : Meskeniyet ve aile konutu şerhine dayalı haczedilmezlik şikayeti KARAR : Mersin 4. İcra Hukuk Mahkemesi'nin 2018/533 Esas 2019/20 Karar sayılı kararına karşı istinaf kanun yoluna davacı vekili tarafından başvurulması üzerine dosya incelendi; DAVA:Davacı vekili dava dilekçesinde özetle;Mersin 8.İcra Dairesinin 2016/4881 esas sayılı dosyası ile müvekkilinin eşi aleyhine takip yapıldığını, takipte haczedilen Mersin ili, Yenişehir ilçesi, Çiftlik mahallesi 1964 ada, 8 parsel sayılı taşınmazda bulunan evin sicil kaydında aile konutu şerhi bulunması ve bu taşınmazın borçlu ve ailesinin yaşadığı tek ev olması nedeni ile haczedilemeyeceğini belirterek satış kararı ve haczin kaldırılmasına, yargılama giderlerinin tahsiline karar verilmesini talep etmiştir....