DEĞERLENDİRME VE GEREKÇE : Dava İİK'nın 82/1- 4 maddesine dayalı haczedilmezlik şikayetine ilişkindir. Nazilli İcra Müdürlüğünün 2019/10400 Esas sayılı dosyasının incelenmesinde; takip kapsamında borçlu T1'a ait 34 XX 565 plakalı traktöre 02/12/2019 ve 11/08/2020 tarihlerinde haciz, 02/01/2020 tarihinde ise yakalama şerhi konulduğu, davacı tarafa 28/12/2019 tarihinde ilk hacze ilişkin 103 davetiyesi tebliğ edildiği, ikinci hacze ilişkin ise herhangi bir tebligat gönderilmediği anlaşılmıştır. İİK.'nun 82/1- 4. bendi uyarınca; “Borçlu çiftçi ise kendisinin ve ailesinin geçimi için zaruri olan arazi ve çift hayvanları ve nakil vasıtaları ve diğer eklenti ve ziraat aletleri” haczedilemez. Bu durumda, bu madde gereği haczedilmezlik şikayetinde bulunabilecek olan kişi borçlu olup, borçlunun yukarıda değinilen yasal düzenleme uyarınca hacizli ziraat aletinin (traktörün) maliki olmaması halinde bu mala yönelik haczedilmezlik şikayetinde bulunamayacağı açıktır....
Delillerin Değerlendirilmesi Ve Gerekçe; İİK'nun 82. maddesinde yer alan haczedilmezlik şikayeti, İİK'nun 16/1. maddesi uyarınca 7 günlük süreye tâbi olup, bu süre öğrenme tarihinden başlar. Somut olayda, şikayetçi vekili olarak Av T2 13.09.2019 tarihinde vekaletnamenin sunulduğu, şikayete konu taşınmaza ilişkin 01.10.2019 tarihinde yapılan kıymet takdirine ilişkin tebligatın 18.11.2019 tarihinde şikayetçi borçlu vekiline e-tebligat yolu ile, 23.11.2019 tarihinde asile tebliğ edildiği, borçlunun şikayet dilekçesinde bu tebligata ilişkin usulsüz tebligat iddiasının bulunmadığı da gözetildiğinde öğrenme tarihinin 18.11.2019 olduğunun kabulü gerekir. Bu durumda, 02.03.2020 tarihinde yapılan meskeniyet şikayetinin yasal süresinde yapılmadığı sabittir. HMK.'nın 355. maddesi hükmüne göre istinaf incelemesinin ancak istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılabileceği, ancak kamu düzenine aykırılık görüldüğü takdirde bu hususun resen gözetilebileceği, HMK.'...
İSTİNAF NEDENLERİ: Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; mahkemenin yaptığı araştırma ve alınan raporda tamamen haczedilmezlik şikayeti olarak davaya talep dışı devam ettiğini, inceleme ve değerlendirme yaparak bilirkişi raporunu da bu yönde hatalı olarak ele aldığını, bilirkişi raporunun talebi karşılamadığını, dosyada yapılan keşif ve bilirkişi raporu sonucunda müvekkilin çiftçilik yapması sebebi ile hacze konu traktörün İİK. m. 82/4 anlamında olunmadığını, hükme esas alınabilecek nitelikte olmadığını, mahkeme adeta davayı şikayeti süreden red edebilmek için bir yol izlediğini, haczedilen menkul ve gayrimenkul malların miktar olarak alacaktan fazla olduğunu, dolayısıyla traktör üzerindeki haczin taşkın haciz niteliğinde olduğu nedenleri ile kararın kaldırılması istemiyle istinaf kanun yoluna başvurmuştur. DELİLLERİN TARTIŞILMASI, HUKUKİ SEBEP VE GEREKÇE: Dava, haczedilmezlik şikayeti ve taşkın haciz nedeniyle haczin kaldırılması istemine ilişkindir....
Ancak her ne kadar ödeme emrinin tebliği bu haliyle usulsüz olsa da davacı borçluya 04.11.2019 tarihinde 103 davetiyesi tebliğ edildiği ve dava dilekçesinde 103 davetiyesine ilişkin usulsüz tebligat şikayetinin bulunmadığı, bu hususun Samsun BAM. 4.HD'nin 2020/698 E, 2020/750 K sayılı kaldırma ilamı ile de tespit edildiği, bu durumda borçlunun ödeme emrinden en geç 103 davetiye tebliği ile haberdar olduğunun kabul edileceği (İstanbul BAM 21.HD. E.: 2021/113 , K: 2021/1727 Karar; ... Bam 8. HD E: 2020/1140 K: 2021/803) Ödeme emrinden haberdar olunma tarihi en geç 103 davetiyesinin tebliğ tarihi olan 04.11.2019 tarihi olduğuna göre 04.11.2019 tarihinden usulsüz tebligat şikayeti tarihi olan (dava tarihi) 24.01.2020 tarihine kadar yasal şikayet süresi olan (7) günlük süre geçmiş bulunduğundan süresinde yapılmayan şikayetin ve davanın reddine karar vermek gerektiği ifade olunmuştur. IV. İSTİNAF A....
nin eşi ... tarafından açılan davanın aktif husumet yokluğu nedeni ile reddinin hatalı olduğunu, davacı ... icra dosyasında taraf olmasa bile Anayasa Mahkemesinin 2016/10454 ...kararında zikrettiği üzere aile hayatına saygının ihlali teşkil etmemesi için aile konutu iddiası ile dava açma ve haczin kaldırılmasını talebinde bulunma hakkına sahip olduğundan bahisle yerel mahkeme kararının kaldırılmasını talep etmiştir. C. Gerekçe ve Sonuç Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile " Davacı ... yönünden yapılan istinaf incelemesinde; İİK'nın 82. maddesinde yer alan haczedilmezlik şikayeti, İİK'nın 16/1. maddesi uyarınca 7 günlük süreye tâbi olup, bu süre öğrenme tarihinden başlar. Somut olayda, şikayete konu hacze ilişkin olarak icra dosyasından borçlu ...'...
Davacı gecikmiş itirazda bulunmuşsa da davanın hukuki nitelendirilmesi hakime ait bir görev olup somut olayda gecikmiş itirazın koşulları bulunmamaktadır, olsa olsa usulsüz tebligat şikayeti söz konusu olabilir. Zaten usulsüz tebligat şikayeti ile gecikmiş itiraz bir arada yapılamaz. Gecikmiş itirazda tebligat usulsüzlüğü söz konusu olmayıp aksine yapılan tebligat usulüne uygundur, borçlu hastalık vs. geçerli bir mazereti sebebiyle süresinde borca itiraz edememiştir. Somut olayda böyle bir durum söz konusu değildir. Davacı bonoda keşideci konumunda olup herhangi bir adres bildirmemiştir. (Bononun keşide yeri Ankara'dır.) Davacının mernis adresine yapılan ilk tebligatın bila iade dönmesi üzerine ikinci tebligat TK 21/2'ye göre yapılmış olup herhangi bir usulsüzlük bulunmamaktadır. Tebligat usulüne uygun olarak kabul edildiğinden davacının şikayeti ve borca itirazı yasal süresi içerisinde yapılmamış olup süre aşımı nedeniyle reddine karar verilmiştir....
YANIT : Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle, yerinde ve süresinde olmayan davanın reddine karar verilmesini istemiştir. İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARARI : İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonunda, şikayetin süresinde olmaması nedeniyle reddine karar verilmiştir. İSTİNAF SEBEPLERİ : Davacı istinaf başvuru dilekçesinde özetle, kendisine herhangi bir bildirimde bulunulmadan taşınmazına haciz konulduğunu, kıymet takdirinin tebliği üzerine bu haczi 11/09/2019 tarihinde öğrendiğini, usulsüz tebligat yapıldığını, çiftçilik yaptığını, taşınmaza geçimini sağlayabilmesi için ihtiyaç duyduğunu, haczin devam etmesi halinde mağdur olacağını belirterek, usul ve yasaya aykırı kararın kaldırılmasını istemiştir. DEĞERLENDİRME VE GEREKÇE : Dava, İİK'nın 82/1- 4. maddesi uyarınca haczedilmezlik şikayetine ilişkindir. Somut olayda, davacı hakkında İzmir 24....
İCRA HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 09/11/2021 NUMARASI : 2019/198 ESAS- 2021/2028 KARAR DAVA KONUSU : HACZEDİLMEZLİK ŞİKAYETİ KARAR : TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: Davacı-borçlu vekili dava dilekçesinde özetle; İstanbul 11. İcra Müdürlüğünün 2014/521 Esas sayılı dosyasından başlatılan takip kapsamında davacıya ait İstanbul ili Şile ilçesi Doğancılı Mahallesi 419 parsel sayılı taşınmaza haciz konulduğunu, buna ilişkin 103 davetiyesinin davacıya 31/01/2019 tarihinde tebliğ edildiğini, hacizden haricen haberdar olunsa bile borçlunun hacizle ilgili şikayetlerinde sürenin tebligat ile başladığını, bu taşınmazın borçlunun aile konutu, mesken olarak kullandığı bir yer olduğunu, bunun yanında geçimini de buradaki bağ, bahçe ve hayvanlardan sağladığını, haciz işleminin İİK'nın 82. maddesine aykırı olduğunu bildirerek, haczin kaldırılmasına karar verilmesini istemiştir....
nin 21. maddesinde ise tüzel kişilerin memur ve müstahdemlerine tebligat hükümlerinin düzenlendiğini, davacının hükmi şahıs - tüzel kişi olmayıp somut olayda TK'nun 12 ve 13. maddeleri ile Tebligat Yönetmeliğinin 21. maddesinin uygulanmasında hukuka uyarlılık bulunmadığını, uygulanması gerekenin TK'nun 16. maddesi ile Tebligat Yönetmeliğinin 25. maddesinin olduğunun izahtan vareste olduğunu, davacının tebliğ tarihinde tebligat adresinde oturmadığına veya tebligat yapılan kişileri tanımadığına yönelik herhangi bir beyanı ve itirazının da söz konusu olmadığını, davacı tarafça usulsüz tebliğe ilişkin düzenlemeler kullanılarak ve bunun süresiz şikayete tabi olduğu belirtilerek taşınmazın ihalesinin düşürülmesinin amaçlandığı izahtan vareste olup kötü niyetli iş bu davada TMK'nun 2. maddesi gereği hakkın korunmayacağının açık olduğunu, ilk derece mahkemesince müvekkili banka aleyhine vekalet ücreti ve yargılama giderine hükmedilmiş olup, davanın memur muamelesini şikayet niteliğinde olması...
İcra ve İflas Kanunu ve takip hukuku ilkelerine göre asıl olan, alacaklının alacağına kavuşmasını sağlamak olduğundan, kural olarak borçluların tüm mallarının haczi mümkündür. Bir malın haczedilememesi için yasal bir düzenlemenin bulunması zorunludur. Haczedilmezlik istisnai bir durum olduğundan, bu yöndeki düzenlemelerin de dar yorumlanması gerekir. Buna göre, 5393 Sayılı Belediye Kanunu'nun 15/son maddesinin de dar yorumlanması gerekip, maddede açıkça haczedilmezlik için "fiilen kamu hizmetinde kullanılma" koşulunun kabul edilmesi karşısında, belediyeye ait bir malın haczedilmezliği ancak fiili durumunun tespiti ile belirlenmelidir. İcra müdürlüğü alacaklının talebi ile borçluya ait malvarlığı üzerine haciz koymak zorundadır. Ancak borçlu haczedilmezlik şikayeti ile icra mahkemesine başvurabilir. Bu konuda ispat yükü ise borçluya düşmektedir....