Ödeme emri tebliğ işleminin usulsüzlüğü iddiasının yasal dayanağı İİK.nun 16. maddesi olup, bu yöndeki şikayetin, aynı maddenin 1. fıkrası uyarınca usulsüz tebliğ işleminin öğrenildiği tarihten itibaren 7 günlük süre içinde yapılması zorunludur. Somut olayda, borçlu vekili 29/12/2014 tarihli şikayet dilekçesinde ödeme emri tebliğ işleminden 07/11/2014 tarihinde haberdar olduğunu bildirdiğine göre, usulsüz tebligat şikayetini de bu tarihten itibaren en geç 7 gün içinde icra mahkemesinde ileri sürmesi gerekmektedir. Bu durumda, borçlunun bildirdiği öğrenme tarihine göre, 29/12/2014 tarihinde icra mahkemesine yaptığı başvuru, İİK'nun 16/1. maddesinde öngörülen yasal yedi günlük süreden sonra olup, mahkemece, şikayetin süre aşımı nedeniyle reddine karar verilmesi gerekirken, işin esasının incelenerek yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz ise de sonuçta istem reddedildiğinden sonucu itibariyle doğru olan kararın onanması gerekmiştir....
ŞİKAYET Borçlu şikayet dilekçesinde; ödeme emri tebligatının, Tebligat Kanunu'nun 12,13 üncü maddelerine aykırı olarak yapıldığını, tebligatı almaya yetkili kişilerin kim olduğu araştırılmadan, yetkili kişilerin bulunmama nedenleri belirtilmeden, tebligatın muhatabı olan tüzel kişinin temsilcisinden sonra gelen bir kimse veya evrak müdürü gibi birisinin olup olmadığı tespit edilmeden tebligatın bila tebliğ iade edilmesi ve daha sonrasında Tebligat Kanunu 35 inci maddeye göre yapılan tebligatın usulsüz olduğunu ileri sürerek usulsüz tebliğ şikayetinin kabulüne, icra takibinden 08.4.2021 tarihinde haberdar olduğunun ve itirazının süresinde olduğunun tespitine karar verilmesini talep etmiştir. II....
Ne var ki, şikayetçi borçlunun şikayet ve istinaf dilekçesinde, bila tebliğ iade dönen tebligatta yazılı adreste oturmasına rağmen tebligat yapılmadan adresten taşındığı belirtilerek tebligatın iade edildiğini, taşınma durumunun söz konusu olmadığını ileri sürdüğü ve şikayet dilekçesinde de adres olarak bu adresi belirttiği görülmüştür. Dairemizce yapılan değerlendirmelere göre; mahkemece, ödeme emri tebligatının iade edildiği 09.03.2019 tarihi itibariyle şikayetçi borçlunun 09/03/2019 tarihinde "Yeşilyurt mah. Sahil Yolu cad. Kalender sit. No:19 İc Kapı No:3 Bakırköy/İST" adresinde oturup oturmadığı yöntemince araştırılarak, apartman yöneticisi Faruk Soylu"nun ve tebliğ memuru tarafından bilgisi alınan apartman görevlisi Ali Aktaş'ın tanık sıfatıyla dinlenerek Tebligat Kanunu’nun 21/2. Maddesine göre tebligat çıkarılması koşullarının oluşup oluşmadığı değerlendirilmek suretiyle oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken (benzer nitelikte Yargıtay 12....
Uyuşmazlığın, tebligat usulsüzlüğü şikayeti ile faize itiraza ilişkin olduğu görüldü. Tebligat Kanunu’nun 21/1. maddesinde; “Kendisine tebligat yapılacak kimse veya yukarıdaki maddeler mucibince tebligat yapılabilecek kimselerden hiçbiri gösterilen adreste bulunmaz veya tebellüğden imtina ederse, tebliğ memuru tebliğ olunacak evrakı, o yerin muhtar veya ihtiyar heyeti azasından birine veyahut zabıta amir ve memurlarına imza mukabilinde teslim eder ve tesellüm edenin adresini ihtiva eden ihbarnameyi gösterilen adresteki binanın kapısına yapıştırmakla beraber, adreste bulunmama halinde, tebliğ olunacak şahsa keyfiyetin haber verilmesini de mümkün oldukça en yakın komşularından birine, varsa yönetici veya kapıcıya da bildirilir. İhbarnamenin kapıya yapıştırıldığı tarih, tebliğ tarihi sayılır ” hükmü yer almaktadır....
İcra Müdürlüğünün 2020/368 E sayılı takip dosyası getirtilmiş incelenmesinde, şikayet edene yapılan ödeme emri tebligatının "Nispetiye Mah. Gazi Güçnar Sk. Uygur. İş Merkezi No:4 D:2 Beşiktaş/İstanbul" adresinde tebliğ edildiği, bu adresin İstanbul Ticaret Sicil Müdürlüğünden alınan sicil kaydına göre, aynı zamanda şikayet edenin sicile kayıtlı adresi olduğu görülmüştür. Hükmi şahıslara ne şekilde tebligat yapılacağı 7201 Sayılı Tebligat Kanunu'nun 12 ve 13. maddelerinde belirlenmiştir. Borçlu şirketin tebligat adresinin, ticaret sicilinde kayıtlı adresi olması ve tevziat saatlerinde kapalı bulunması veya tebligatın alınmasından imtina edilmesi halinde, bu adrese 7201 Sayılı Tebligat Kanunu'nun 21/1. ya da 35/4. maddelerine göre tebligatın yapılması gerekir....
Tebligat usulsüz ise başvuru şikayet olarak nitelendirilmelidir. Somut olayda şikayet edene yapılan tebligatlar aşağıda açıklanacağı üzere usulsüz olup başvuru gecikmiş itiraz olarak değil şikayet olarak nitelendirilmiştir (HMK 33.madde). Tebliğ işleminin usulsüzlüğü iddiasının yasal dayanağı İcra ve İflas Yasasının 16. maddesi olup, bu yöndeki şikayetin, aynı maddenin 1. fıkrası uyarınca usulsüz tebliğ işleminin öğrenildiği tarihten itibaren 7 gün içerisinde icra mahkemesine yapılması zorunludur. Tebligat Yasasının 32. maddesine göre; “Tebliğ usulüne aykırı yapılmış olsa bile, muhatabı tebliğe muttali olmuş ise muteber sayılır. Muhatabın beyan ettiği tarih, tebliğ tarihi addolunur.” Şikayetçinin bildirdiği öğrenme tarihi esas olup, bu tarihin aksi karşı tarafça ancak yazılı belge ile ispatlanabilir. Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 1967/172- 107 sayılı kararında da benimsendiği üzere, beyan edilen öğrenme tarihinin aksi tanık beyanıyla ispat edilemez....
yapılmaksızın o adrese tebligat çıkarılacağı açıklanmıştır....
İcra Müdürlüğü'nün 2019/5991 Esas sayılı dosyasında, tebligat usulsüzlüğü şikayetinin kabulüne, 7201 sayılı yasanın 32. Maddesi gereğince öğrenme tarihinin 24/01/2021 tarihi olarak tespitine, ihale yapıldığından satış kararına ilişkin şikayet hakkında karar verilmesine yer olmadığına, karar verilmiştir. Davalı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle, ilk derece mahkemesince her ne kadar tebliğ işlemi anında borçlunun evinde bulunmadığı veya o sırada evrakı bizzat alamayacak bir halde olduklarına ilişkin araştırma ve şerh bulunmadığı, bu sebeple tebliğ işleminin TK'nun 12 ve 13. maddesi ile Tebligat Yönetmeliğin 21. maddesine aykırı olduğu gerekçesiyle hüküm kurulmuş ise de, TK'nun 12 ve 13. maddelerinde hükmi şahıslara ve hükmi şahısların memur ve müstahdemlerine tebligat Teb. Yön.'...
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki alacaklı tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü : Alacaklı tarafından genel haciz yolu ile başlatılan ilamsız icra takibinde, borçlunun ödeme emri tebligatının usulsüzlüğü şikayeti ile icra mahkemesine başvurduğu, mahkemece tebligatın usulüne uygun olmadığı gerekçesiyle şikayetin kabulüne karar verildiği anlaşılmıştır. 7201 sayılı Tebligat Kanunu'nun 12. maddesine göre, hükmi şahıslara tebligat, selahiyetli mümessillerine, bunlar birden ziyade ise yalnız birine yapılır....
Tebliğ işleminin usulsüzlüğü iddiasının yasal dayanağı İİK. nun 16. maddesi olup, bu yöndeki şikayet aynı maddenin 1. fıkrası uyarınca usulsüz tebliğ işleminin öğrenildiği tarihten itibaren 7 günlük sürede yapılmalıdır. 7201 Sayılı Kanunun 32. maddesi gereğince tebligatın usulsüz olması halinde muhatabı tebliğden haberdar olmuş ise muteber sayılır. Muhatabın beyan ettiği tarih tebliğ tarihi olarak kabul edilir. Hukuk Genel Kurulunun 5.6.1991 tarih ve 1991/12-258 esas ve 1991/344 karar sayılı ilamında da açıklandığı üzere “..usulsüz tebliğ işlemini öğrenen muhatabın bu tebliği öğrendiği tarihten itibaren yedi gün içinde şikayet yolu ile tebligatın usulsüzlüğünü İcra Mahkemesi önüne getirmesi gereklidir.” . Borçlunun bildirdiği öğrenme tarihi esas olup, bu tarihin aksi karşı tarafça ancak yazılı belge ile ispatlanabilir. Hukuk Genel Kurulunun 12.02.1969 tarih ve 1967/172-107 sayılı kararında da benimsendiği üzere beyan edilen öğrenme tarihinin aksi tanık beyanıyla ispat edilemez....