İCRA HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 04/09/2019 NUMARASI : 2019/406 ESAS 2019/367 KARAR DAVA KONUSU : Şikayet (İcra Memur Muamelesi) KARAR : Mersin 1....
Davalı vekili tarafından her ne kadar ödeme emrinin tebliğinin usulsüzlüğü de istinaf sebebi yapılmışsa da, takip aşamasında ödeme emrine süresi geçtikten sonra itiraz edilmek suretiyle davalı tarafın takipten ve ödem emrinden haberdar olduğunun görüldüğü, davalının icra takip dosyasındaki ödeme emri tebligatının usulsüz olduğuna dair İcra Hukuk Mahkemesinde şikayet yoluna başvurduğuna dair bir savunma ileri sürülmediği, tebligat usülsüzlüğüne yönelik şikayetin İİK.nun 16/1. maddesi gereğince bu işlemin öğrenildiği tarihten itibaren 7 gün içerisinde icra mahkemesine yapılmasının zorunlu olduğu, kaldı ki davalı, icra takip dosyasındaki ödeme emrinin usulsüzlüğüne ilişkin olarak İcra Mahkemesinde itirazda bulunsa dahi bu yönde şikayet yasa yoluna başvurmadığı sürece, yargılama aşamasında hakim tarafından res'en bu hususun dikkate alınmasının mümkün olmayacağı, ödeme emrinin usulsüzlüğü iddiasının takip hukukunu ilgilendiren ve ayrı bir yasa yolu ile (memur muamelesini şikayet) ileri sürülmesi...
Mahkemece ödeme emrinin tebliğinin usulsüzlüğü sebebiyle davanın reddine karar verilmiş, karar davacı tarafından temyiz edilmiştir. Borçluya gönderilen 13 örnek ihtarlı ödeme emri 16.12.2013 tarihinde 7201 Sayılı Tebligat Kanununun 21.maddesine göre mahalle muhtarına teslimle tebliğ edilmiştir. Ödeme emri usule uygun tebliğ edilmemiş olsa dahi, dava dilekçesi ve duruşma gün ve saatini bildirir davetiye borçluya 04.02.2014 tarihinde bizzat tebliğ edilmiştir. Davalı borçlunun ödeme emrinin tebliğindeki usulsüzlüğü bu tarihte öğrendiğinin kabulü gerekir. Ne var ki bu tarih itibariyle tebligatın usulsüzlüğünü icra mahkemesinde şikâyet yoluyla ileri sürüp, tebliğ tarihini düzelttirmediği gibi, süresinde de itirazda bulunmadığından 16.12.2013 tarihinde yapılan tebligat kesinleşmiştir. İcra mahkemesi ödeme emrinin tebliğindeki usulsüzlüğü kendiliğinden nazara alamaz. YHGK.30.3.2005 gün ve 2005/6-190-220 ve 28.09.2005 tarih 2005/6-518-518 sayılı kararları da bu doğrultudadır....
Şikayetçi, iddiasının dayanağı olan bütün vakıaları şikayet dilekçesinde göstermek zorundadır. Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 25. maddesi hükmüne göre de, hakim, şikayet dilekçesinde bildirilen vakıalarla bağlı olup, ileri sürülmeyen maddi olayları kendiliğinden gözetemez. Somut olayda, yukarıda içeriği özetlenen şikayet dilekçesi kapsamına göre, şikayetçi borçlu tarafından 103 davet kağıdının tebliğinin usulsüzlüğü açıkça ileri sürülmediği halde, Bölge Adliye Mahkemesince, borçlunun dilekçesinde dayandığı vakıaların dışına çıkılıp 103 davetiyesinin tebliğinin usulsüzlüğü re'sen dikkate alınacak hususlar kapsamında görülmediğinden, 103 davetiyesinin tebliğ tarihi dikkate alınarak Bölge Adliye Mahkemesince istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmesi gerekirken, davanın kabulüne karar verilmesi isabetsizdir. SONUÇ: Alacaklıların temyiz isteminin kabulü ile ... Bölge Adliye Mahkemesi........
İcra Dairesi'nin 08.02.2012 tarihli yazısında, borçluya gönderilen icra emri tebligat parçasının bulunamadığı bildirildiğine göre; ... PTT Posta Dağıtım Merkezi'nin yazısı esas alınarak borçluya usulüne uygun tebliğin yapıldığı kabul edilemez. Bu durumda, Mahkemece tebligatın usulsüzlüğü, borçlunun tebligatı öğrenme tarihine göre şikayetin süresinde yapıldığı kabul edilerek, şikayetin esası incelenip sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, şikayetin reddi doğru değildir. Borçlu vekilinin temyiz isteminin kabulü ile Mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle 6100 sayılı HMK'nun Geçici 3. maddesi yollamasıyla 1086 sayılı HUMK'nun 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA, taraflarca HUMK'nun 388/4. (HMK.m297/ç) ve İİK'nun 366//3. maddeleri gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 10 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine, 09.05.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....
Mahkemece yapılan yargılama sonunda tebligat usulsüz kabul edilmiş ve borçlunun süresinde icra takibine itiraz ettiği kabul belirtilerek icra takibinin durdurulmasına karar verilmiştir. İİK'nun 62 ve devamı maddelerinde belirtildiği üzere, genel haciz yoluyla takipte her türlü itirazın icra müdürlüğüne yasal 7 günlük süre içerisinde yapılması gerekir. Borçlunun icra mahkemesine başvurusu bu anlamda geçersiz bir başvurudur. Ancak borçlu, takibe ilişkin olarak kendisine gönderilen ödeme emri tebligatının usulsüzlüğünü icra mahkemesi nezdinde şikayet konusu yapabilir. Somut olayda, borçlu tebligatın usulsüzlüğü yanı sıra, borca itiraz etmiş olup, mahkemece tebligata yapılan şikayetin değerlendirilerek tebligatın usulsüzlüğüne karar verilmesi doğru ise de; borca itiraz ile ilgili olarak bu itirazın icra müdürlüğüne yapılması gerektiğinden bu isteğin reddine karra vermek gerekirken, kabulü ile takibin durdurulmasına karar verilmesi doğru değildir....
e usulüne uygun tebliğ edilmediğini de ileri sürerek ihalenin feshine karar verilmesi istemi ile icra mahkemesine başvurmuş, mahkemece, şikayet dilekçesindeki öne sürülen diğer hususların ihalenin feshini gerektirip gerektirmediği irdelenmeden, taşınmaz hissedarı ...'e yapılan satış ilanı tebligatının usulsüz olduğundan bahisle ihalenin feshine karar verildiği anlaşılmıştır. Satış ilanı tebligatının usulsüzlüğü nedeniyle ihalenin feshini isteme hakkı, sadece kendisine tebligat yapılmayan ilgilisine aittir. İhalenin feshini isteyen şikayetçi, kendisi dışındaki diğer ilgililere satış ilanının tebliğ edilmediği hususunu ihalenin feshi sebebi olarak ileri süremez. O halde mahkemece, alacaklının ileri sürdüğü diğer fesih nedenleri incelenerek sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, taşınmaz hissedarı olan ve ihalenin feshi istemine dair şikayeti de bulunmayan ...'e satış ilanının usulüne uygun tebliğ edilmediği gerekçesi ile ihalenin feshine karar verilmesi isabetsizdir....
Davacı 28/10/2020 tarihinde tebligat usulsüzlüğü ve borca itiraz davası açmıştır. Mahkemece borca itirazın kabulü ile takibin durdurulmasına karar verilmiş, bu karara karşı her iki tarafça istinafa başvurulmuştur. Davacı borçluya ödeme emri 27/08/2020 tarihinde tebliğ edilmiş, davacı borçlu ise 28/10/2020 tarihinde iş bu davayı açmış olup, borca itiraz davası şekli olarak süresinde değildir. Ancak davacı aynı dilekçede tebligat usulsüzlüğü şikayetinde bulunduğundan mahkemece öncelikle borçlunun tebligat usulsüzlüğü şikayetinin değerlendirilmesi, tebligatın usulsüzlüğüne kanaat getirilmesi halinde, davacının borca itirazının değerlendirilerek sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, tebligat usulsüzlüğü şikayeti ile ilgili olumlu veya olumsuz bir karar verilmeden davacının borca itirazının değerlendirilmesi isabetsizdir....
şerhiyle 29.11.2021 tarihinde tebliğ edildiği, anılan tebligatın şirketin yetkili temsilcileri olmaması durumunda çalışanına teslimi gerekirken, mahalle muhtarına verilerek Tebligat Kanunu’nun 21/1. maddesine göre yapılmaya çalışıldığı, şirket çalışanına ise haber bırakıldığı, tebligatın bu haliyle TK'nın 21/1. maddesine aykırı olarak yapıldığı ve dolayısıyla usulsüz olduğu anlaşılmaktadır. Her ne kadar tebligat parçasında Tebligat Kanununun 20. maddesine göre tebliğ yapıldığı yazılmış ise de, Tebligat Kanununun 20. maddesine göre yapılmış bir tebligat bulunmadığından ihbarnamenin kapıya yapıştırılmasından itibaren 15 gün sonra tebligatın yapılmış sayılmasından söz edilemez....
Yön. m. 30) tebliğ imkansızlığı sebebiyle tebliğ zarfı Barbaros mahalle muhtarı teslim edilmiş 2 nolu haber kağıdı muhatabın kapısına yapıştırılmış, ayrıca en yakın Sibel Sağlam haber edilmiştir.” şerhiyle 27.12.2021 tarihinde tebliğ edildiği, anılan tebligatın şirketin yetkili temsilcileri olmaması durumunda çalışanına teslimi gerekirken, mahalle muhtarına verilerek Tebligat Kanunu’nun 21/1. maddesine göre yapılmaya çalışıldığı, şirket çalışanına ise haber bırakıldığı, tebligatın bu haliyle TK'nın 21/1. maddesine aykırı olarak yapıldığı ve dolayısıyla usulsüz olduğu anlaşılmaktadır. Her ne kadar tebligat parçasında Tebligat Kanununun 20. maddesine göre tebliğ yapıldığı yazılmış ise de, Tebligat Kanununun 20. maddesine göre yapılmış bir tebligat bulunmadığından ihbarnamenin kapıya yapıştırılmasından itibaren 15 gün sonra tebligatın yapılmış sayılmasından söz edilemez....