DEĞERLENDİRME VE GEREKÇE : Dava, İİK'nın 16. maddesi uyarınca ödeme emri tebliğinin usulsüzlüğü nedeniyle tebliğ tarihinin düzeltilmesi, İİK'nın 58/3., 61/1. maddeleri uyarınca ödeme emrine takip dayanağı belgenin eklenmemesi nedeniyle ödeme emrinin iptali ve borca itiraz istemine ilişkindir. Tebligat Kanunu'nun “Elektronik Tebligat" başlıklı 7/a maddesinin 2. fıkrasında, birinci fıkra kapsamı dışında kalan gerçek ve tüzel kişilere, talepleri halinde elektronik tebligat adresi verileceği, bu durumda bu kişilere tebligatın elektronik yolla yapılmasının zorunlu olduğu, 3. fıkrasında ise; elektronik yolla tebligatın zorunlu bir sebeple yapılamaması halinde bu Kanunda belirtilen diğer usullerle tebligat yapılabileceği düzenlemeleri yer almaktadır. Somut olayda, davacıya çıkartılan ödeme emrinin tebliğ tarihi itibariyle davacının elektronik tebligat adresi açık ve aktif olduğundan, tebligatın elektronik yolla yapılması yasal zorunluluktur....
Borçlunun tebligat evrakını almaktan imtina etmesi üzerine ödeme emri tebliğ evrakı 7201 sayılı Tebligat Kanununun 21/1.maddesine göre mahalle muhtarına teslim edildiğinden tebliğ işlemi bu haliyle, 7201 sayılı Tebligat Kanunu’nun 21/1 ve Tebligat Yönetmeliği’nin 31 ve 35/1- f maddelerine ve dolayısıyla usulüne uygun bulunmaktadır. (Yargıtay 12.H.D'nin 2018/1598- 14207 , 2014/29042- 2015/3868 E.K sayılı içtihatları) Davacı taraf, Tebligat Kanunu ve Tebligat Yönetmeliğinin ilgili maddelerinde tebliğ mazbatasında bulunması gereken hususlar arasında, ''imtina için gösterilen sebebin'' yer aldığını belirtmiş ise de; söz konusu maddede düzenlenen bu hususun eksikliği, tebligatın usulsüzlüğünü gerektirmez. Bu itibarla, 89/3. Haciz ihbarnamesi usulüne uygun olarak tebliğ edildiğinden davacı tarafın, 1. ve 2. haciz ihbarnamelerinden en geç 14/082021 tarihinde haberdar olduğunun kabulü gerekir....
,İcra Müdürlüğü'nce tebligatın usulsüzlüğü, haczedilmezlik gibi itiraz ve şikayetlerin incelenmesinin mümkün olmadığı, bu yöndeki icra müdürlüğünün kararında herhangi bir usul ve yasaya aykırılık bulunmadığı anlaşıldığından tüm şikayet ve davanın reddine karar verilmiştir....
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: Takibin Aksaray İcra Müdürlüğünde başlatıldığı, davacı borçlunun 10.08.2021 tarihinde yetkiye ve borca itiraz ettiği, itirazın alacaklıya 15.08.2021 tarihinde tebliğ edildiği, alacaklı vekilinin 27.08.2021 tarihinde yetki itirazını kabul ederek dosyanın yetkili icra dairesine gönderilmesini talep ettiği, yetkili icra müdürlüğü tarafından yeniden düzenlenen ödeme emrinin 17/09/2021 tarihinde borçluya tebliğ edildiği, alacaklının 20/09/2021 tarihinde Hatay 6. Asliye Hukuk Mahkemesinde itirazın iptali davası açtığı, bu davada ihtiyati hacizlerin devamına karar verildiği ve ihtiyati hacizlerin devam ettiği ve hükümsüz hale gelmediği gerekçesiyle şikayetin reddine karar verildiği anlaşılmıştır....
Diğer bir deyişle, her dava ve şikayet yapıldığı andaki şartlara göre değerlendirilmelidir. Şikayet tarihinden sonra dosyanın infaz edilmesi üzerine henüz şikayet sonuçlanmadan icra müdürlüğünce hacizlerin kaldırılmasına karar verildiği görülmekte olup, şikayetçi tarafından açıkça şikayetten vazgeçilmedikçe hacizlerin kaldırılması, ihtiyati haczilerin kaldırılması gerektiğine ilişkin şikayetin incelenmesine engel teşkil etmez. O halde mahkemece, şikayetin esası incelenerek sonucuna göre olumlu veya olumsuz bir karar verilmesi gerekirken, yazılı gerekçe ile konusuz kalan uyuşmazlığın esası hakkında karar verilmesine yer olmadığına şeklinde hüküm tesisi isabetsizdir. Ayrıca mahkemece, şikayetin esası incelenmemesine ve şikayetin haklı olup olmadığı araştırılmamasına rağmen davalının dava açılmasına sebebiyet vermediği eksik gerekçesi ile yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına hükmedilmesi de doğru görülmemiştir (Yargıtay 34 XX 242/1728 Esas 2018/5756 Karar)....
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Tüm dosya kapsamına göre; davacı aleyhine ilamsız icra takibine gidildiği, davacının ödeme emrinin usulsüz tebliğ edildiğinden bahisle tebliğ tarihinin düzeltilmesi ve takip kesinleşmeden konulan hacizlerin kaldırılması için şikayette bulunulduğu, davacıya çıkartılan ödeme emri tebligat parçasının incelenmesinde muhatabın evde olmaması nedeni ile aynı konutta ikamet eden Melih Gürses'e ödeme emrinin tebliğ edildiği, tebligatı alan kişi ile posta memurunun ayrı ayrı tebligat parçasında imzalarının bulunduğu, tebligatı alan kişi ile muhatabın birlikte ikamet etmediğine yönelik bir iddianın da bulunmadığı, bu nedenle ilk derece mahkemesi kararının yasaya uygun olduğu anlaşılmakla istinaf talebinin esastan reddine karar vermek gerekmiş aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur....
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE HUKUKİ SEBEPLER: Alacaklı tarafından Bartın İcra Müdürlüğü'nün 2022/4047 esas sayılı takip dosyası ile ilamsız icra takibi başlatıldığı, borçluya ödeme emrinin 11/08/2022 tarihinde tebliğ edildiği görülmüştür. Borçlu tebligat usulsüzlüğü şikayetini ileri sürmüştür. Tebligat Kanunu'nun 12. ve 13. maddeleri uyarınca, tüzel kişilere tebliğ yetkili temsilcilerine, bunlar birden fazla ise yalnız birine yapılır. Temsile yetkili kişinin herhangi bir nedenle tebliğ yapıldığı sırada işyerinde bulunmaması veya bizzat tebligatı alamayacak durumda olması halinde, kendisinden sonra gelen bir kimse veya evrak müdürüne, bu da olanaklı değilse, tüzel kişinin o yerdeki memur veya işçilerinden birine yapılmalıdır. Bu sıraya uyulması yasal zorunluluk olup, aksi takdirde tebligat usulsüz sayılır (Yargıtay 12. H.D.'nin 10/10/2018 tarih ve 2018/4201 esas 2018/9543 karar sayılı içtihadı)....
Yargıtay'ca incelenmesi istenen karar bu maddelerle tespit edilen kararlar arasına girmeyip kesin nitelikte bulunduğundan temyiz dilekçesinin REDDİNE; 2-Borçlu vekilinin diğer temyiz itirazları yönünden; 6100 sayılı HMK'nun 30. maddesinde “Hâkim, yargılamanın makul süre içinde ve düzenli bir biçimde yürütülmesini ve gereksiz gider yapılmamasını sağlamakla yükümlüdür.” şeklinde usul ekonomisi ilkesi hüküm altına alınmıştır. Usul ekonomisi gereğince borçlu vekilinin 17.11.2014 tarihli dilekçesinde talep edilen icra takibi kesinleşmeden konulan hacizlerin kaldırılması yönündeki şikayeti incelenerek bu şikayet hakkında olumlu yada olumsuz bir karar verilmemesi isabetsizdir....
Hukuk Dairesi Yukarıda tarih ve numarası yazılı Bölge Adliye Mahkemesince verilen kararın müddeti içinde temyizen tetkiki borçlu tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü : Borçlunun; haczin kaldırılması ve ödenen paranın iadesine dair taleplerinin reddine ilişkin müdürlük kararının usul ve yasaya aykırı olduğununu belirterek icra mahkemesine şikayet yoluna başvurduğu, mahkemece şikayetin kabulüyle hacizlerin kaldırılmasına karar verildiği; alacaklının istinaf yoluna başvurması üzerine bölge adliye mahkemesince ilk derece mahkemesinin kararı kaldırılarak, davanın derdestlik nedeniyle reddine dair hüküm kurulduğu görülmektedir....
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ, HUKUKİ SEBEPLER ve GEREKÇE: Davalı alacaklı Ziraat Bankası vekili tarafından davacı ve dava dışı borçlular hakkında Akşehir İcra Müdürlüğü'nün 2019/207 Esas sayılı dosyasıyla ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla ilamlı icra takibi başlatılmış, davacıya çıkartılan icra emri 16/01/2019 tarihinde "Yeniköy Mahallesi Akşehir/Konya" adresinde yakını Ramazan Sakallı imzasına tebliğ edilmiştir. Davacı borçlu alacaklı Ziraat Bankası ve PTT A.Ş aleyhine icra emrinin usulsüz tebliğ edildiğinden bahisle, tebligat usulsüzlüğü ve meskeniyet şikayeti davası açmıştır. Mahkemece tebligat usulsüzlüğü şikayetinin kabulü ile davacıya çıkartılan icra emrinin 21/05/2019 tarihinde tebliğ edildiğinin tespitine karar verilmiştir. Somut olayda; alacaklı Ziraat Bankası vekili tarafından davacı ve dava dışı borçlular hakkında başlatılmıştır....