WhatsApp Hukuki Asistan

Yeni

Son Karar yapay zeka destekli hukuk asistanınız artık WhatsApp üzerinden cebinizde. Aşağıdaki hizmetlerden dilediğinizi seçerek WhatsApp asistanınıza soru sorarak hemen kullanmaya başlayabilirsiniz.

Hukuki Destek Alma
Hukuki sorularınız için anında uzman desteği alın
Yargıtay ve BAM Kararı Arama
Emsal kararlar ve içtihatlar için arama yapın
Dava Dilekçesi Hazırlama
Yapay zeka ile hızlı ve profesyonel dilekçeler oluşturun
Sözleşme Hazırlama
Özelleştirilmiş sözleşme şablonları oluşturun
Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Takip öncesi zamanaşımı itirazı borca itiraz olup, takibin şekline göre İİK'nun 150/a göndermesiyle İİK'nun 62. maddesi uyarınca yasal 7 günlük süre içinde takibin yapıldığı icra dairesine yapılır. Yapılan bu itiraz üzerine takip durur. Alacaklı duran bu takibe devam etmek isterse yasal süre içinde itirazın kaldırılması talebiyle icra mahkemesine ya da itirazın iptali talebiyle genel mahkemeye dava açabilir. Dolayısıyla bu itiraz ile icra mahkemesine şikayet fuzuli bir başvurudur. Takibin şekline göre alacaklı itirazın kaldırılmasını istediğinde bu husus değerlendirilip itirazın kaldırılması istemi şartları var ise reddedilir. Mahkemece şikayet konusu olmadığı halde, alacağın tüketici kanunundan doğduğundan bahisle takibin iptaline karar verilmiş ise de bu husus Dairemiz içtihatlarında öngörüldüğü üzere ipoteğin paraya çevrilmesi yolu ile ilamlı takibe karşı yapılacak şikayette resen değerlendirilebilecek bir husustur....

    Ceza Dairesi tarafından müşteki Sakine’nin 6 aylık şikayet süresini geçirdikten sonra şikayetçi olması nedeniyle soruşturma ve kovuşturma yapılamayacağı gözetilmeden TCK’nın 43. maddesi uygulandığından bahisle bozulduğu, bozmaya uyulmasına karşın şikayeti devam eden müşteki Hayati’ye yönelik eylemi nedeniyle sanığın cezalandırılması gerekirken müşteki Sakine’nin şikayetinden vazgeçtiğinden bahisle düşme kararı verilmesi, Kanuna aykırı ve O Yer Cumhuriyet Savcısı'nın temyiz nedenleri ile tebliğnamedeki düşünce yerinde görüldüğünden, HÜKMÜN BOZULMASINA, yargılamanın bozma öncesi aşamadan başlayarak sürdürülüp sonuçlandırılmak üzere dosyanın esas/hüküm mahkemesine gönderilmesine, 30/04/2019 tarihinde oy birliğiyle karar verildi....

      Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar, belgeler ve gerekçe içeriğine göre yapılan incelemede; Mahkemede ifade verdiği tarih itibariyle 15 yaşını doldurmuş olup şahsa sıkı sıkıya bağlı bir hak olan şikayet hakkını kullanma ehliyeti bulunan ...'ın, bu hakkını kullanarak sanıktan şikayetçi olduğunu beyan etmesi ve vekilinin de bu şikayeti tekrarlayarak katılma talebinde bulunması ile davaya katılan olarak kabulleri karşısında, ...'ın annesinin şikayetinin bulunmadığı gerekçesiyle düşme kararı verilmesi, Kanuna aykırı ve O Yer Cumhuriyet Savcısının temyiz nedenleri ile tebliğnamedeki düşünce yerinde görüldüğünden, HÜKMÜN BOZULMASINA, yargılamanın bozma öncesi aşamadan başlayarak sürdürülüp sonuçlandırılmak üzere dosyanın esas/hüküm mahkemesine gönderilmesine, 01/07/2015 tarihinde oy birliğiyle karar verildi....

        İ.İ.K Madde 87 gereği haczi yapan memur haczettiği malın kıymetini takdir eder icabında ehlivukufa müracaat edebilir dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda;Takip dosyasında davalı tarafından davacı aleyhine icra takibi başlatıldığı ve taşınır ve taşınmazlar hakkında haciz uygulandığı, şikayet konusu taşınır ve taşınmazların kıymet takdir raporunun dosyada olmadığı, bu durumda dosya kapsamında konulan hacizlerin taşkın olup olmadığının tespit edilemeyeceği öncelikle icra dairesince gerekli kıymet takdirlerinin yapılması gerektiği anlaşıldığından şikayetin reddine ..." dair karar verildiği görülmüştür....

        Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar, belgeler ve gerekçe içeriğine göre yapılan incelemede; Şikayete dayanak olan icra dosyası kapsamından borçlu şirketin yetkilisinin anlaşılabilmesi karşısında yargılamaya devamla bir hüküm kurulması gerekirken davanın reddine karar verilmesi, Kabule göre de, 1-Hükmün esasını oluşturan ve tefhimle geçerlilik kazanan kısa kararda "davanın reddine” karar verildiği halde, gerekçeli kararda “şikayet hakkının düşürülmesine” hükmedilmek suretiyle hükmün karıştırılması, 2-Şikayetçi vekilinin şikayet dilekçesinden İİK’nın 333/a ve 337/a maddelerinde düzenlenen suçlardan şikayetçi olduğunun anlaşılması karşısında gerekçeli kararın başlık kısmında sadece 333/a, gerekçe kısmında ise sadece 337/a maddelerindeki suçlar yazılarak hükümde karışıklığa yol açılması, 3-Aynı sanıkla ilgili başka müştekinin şikayeti sebebiyle verilen halen Yargıtay Başkanlığında bulunan dava dosyalarının TCK 43. maddesinin uygulanıp uygulanmayacağının değerlendirilmesi...

          Bir diğer anlatımla, borçlunun İİK'nun 168. maddesinde yazılı yasal 5 günlük sürede borca ya da imzaya itiraz etmesi veya zamanaşımı itirazında bulunması durumunda, takip konusu belgenin kambiyo senedi vasfını haiz olmadığının veya alacaklının kambiyo senetlerine özgü yol ile takip hakkının bulunmadığının tespit edilmesi halinde, diğer itiraz nedenleri incelenmeksizin İİK'nun 170/a-2. maddesi uyarınca re'sen takibin iptaline karar verilmesi gerekir. İtiraz konusu takip sonrası zamanaşımı itirazı ve icra müdürlüğü yenileme işlemini şikayet olup, ödeme emrinin tebliğinden itibaren yasal 5 günlük süre içerisinde başvuru gerçekleşmediğinden, olayda İİK'nun170/a-2. maddesi uygulanma koşulları bulunmamaktadır. Diğer taraftan; alacaklı tarafından takibe konu edilen 16/04/2009 keşide ve 01/06/2009 vade tarihli bonoda lehtar bulunmadığından senedin kambiyo vasfı bulunmamaktadır....

          Takibe konu bonoların ödeme tarihi 10/04/2011, 10/05/2011, 10/06/2011, 10/07/2011 olup, takip tarihi itibariyle 3 yıllık zamanaşımı süresi geçmemiştir. Bakırköy 5. İcra mahkemesinin 23/01/2019 tarihli 2018/488 E 2019/74 K sayılı kararı ile ödeme emri tebligatının usulsüzlüğünün kabulü ile öğrenme tarihinin 27/04/2018 tarihi olarak belirlenmesine ve bu tarihten önce yapılan tüm hacizlerin kaldırılmasına karar verilmiş olup, iş bu karar 01/03/2019 tarihinde kesinleşmiştir. Somut olayda; takip tarihinden önce 3 yıllık zamanaşımı süresi geçmeden takibin başlatıldığı, davacı tarafından, Bakırköy 5. İcra mahkemesinde tebligatın usulsüzlüğü şikayeti ile birlikte zamanaşımı itirazının da İİK 168/3 fıkrasına göre, 5 gün içinde ileri sürülmesi gerekirken, ileri sürülmediği, 5 günlük yasal sürenin geçtiği, takibin kesinleşmesi ile dava tarihi arasında da zamanaşımı süresi geçmediğinden, mahkemece sonuç itibariyle şikayetin reddine karar verilmesi hukuken yerindedir....

          Hukuk Genel Kurulu'nun 05.06.1991 tarih ve 1991/12-258 Esas ve 1991/344 Karar sayılı ilamında da açıklandığı üzere “..usulsüz tebliğ işlemini öğrenen muhatabın bu tebliği öğrendiği tarihten itibaren yedi gün içinde şikayet yolu ile tebligatın usulsüzlüğünü İcra Mahkemesi önüne getirmesi gereklidir.” Borçlunun bildirdiği öğrenme tarihi esas olup, bu tarihin aksi karşı tarafça ancak yazılı belge ile ispatlanabilir. Hukuk Genel Kurulu'nun 12.02.1969 tarih ve 1967/172-107 sayılı kararında da benimsendiği üzere beyan edilen öğrenme tarihinin aksi tanık beyanıyla ispat edilemez. Öte yandan, muhatap tarafından şikayet dilekçesinde öğrenme tarihi bildirilmemiş ise en geç şikayet tarihinde öğrendiğinin kabulü gerekir. Somut olayda Mahkemece tebligatlar usulsüz kabul edildiğine göre, Tebligat Kanunu'nun 32. maddesine göre tebliğ tarihlerinin düzeltilmesi gerekirken usulsüz tebligat şikayeti hususunda hüküm kurulmaması isabetsiz olup kararın bu yönden bozulması gerekmiştir....

            Somut olayda, borçlulara ödeme emrinin 02/11/2019 tarihinde tebliğ edildiği, yasal 5 günlük şikayet ve itiraz süresinin 07/11/2019 tarihinde sona erdiği halde, davacı borçluların süresinden sonra 23/06/2020 tarihinde icra mahkemesine müracaatla şikayet ve itirazda bulunduğu, başvurularında tebligatların usulsüzlüğüne yönelik bir şikayetlerinin de bulunmadığı anlaşılmaktadır....

            Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar, belgeler ve gerekçe içeriğine göre yapılan incelemede, Sanığın üzerine atılı 2004 sayılı İİK’nun 337/a maddesine aykırılık suçunun kovuşturmasının şikayet şartına bağlı olduğu, İİK’nun 347. maddesine göre fiilin öğrenildiği tarihten itibaren üç ay ve her halde fiilin işlendiği tarihten itibaren bir yıl içinde kullanılmayan şikayet hakkının düşeceği, İİK’nun Onaltıncı Bab'ında düzenlenen bir kısım suçlar bakımından şikayet hakkının doğması için bu suçların niteliği gereği icra takibinin kesinleşmesi gerektiği, icra takibi kesinleşmeden yapılacak şikayetin, henüz doğmamış bir hakkın kullanımı niteliğinde olacağı ve icra takibinin sonradan kesinleşmesinin de bu şikayeti süresinde ve usulüne uygun yapılmış bir şikayet konumuna getirmeyeceği cihetle; CMK'nun 223/8. maddesinde soruşturma veya kovuşturma şartının gerçekleşmeyeceğinin anlaşılması halinde “davanın düşmesine” karar verileceğinin öngörülmesi, Borçlu sanığa ödeme emrinin...

              UYAP Entegrasyonu