İcra mahkemesinin görevine giren şikayet, icra müdürünün icra-iflas hukuku ile ilgili hükümleri uygulamaması veya yanlış uygulaması nedenine dayanır. Başka bir deyişle, şikayet maddi hukuka değil, takip hukukuna ilişkin hükümlerin yanlış uygulanması halinde söz konusu olur. Şikayet ile İcra Müdürünün takip hukukuna ilişkin görevlerini hiç yapmadığı veya yanlış yaptığı ileri sürülür. Bu sebeple İcra Müdürü işleminin kanuna aykırı olması, hadiseye uygun bulunmaması, bir hakkın yerine getirilmemesi, bir hakkın sebepsiz sürüncemede bırakılması nedenleri ile şikayete gelinebilir. (Prof.Dr. Baki Kuru-İcra İflas Hukuku El Kitabı sayfa 97 ve devamı) Kural olarak şikayet hakkı takibin taraflarına ait ise de takibe taraf olmayan üçüncü kişiler, şikayet konusu ettikleri yolsuz işlemlerin iptalinde hukuken korunan yararları bulunmak koşuluyla, şikayet hakkına sahiptirler.(Pekcanıtez H/Simil C - İcra ve İflas Hukukunda Şikayet 2....
Dairemizin 10/02/2020 tarih, 2019/403 esas ve 2020/193 karar sayılı kararında belirtildiği üzere davacı/borçlu vekilinin dilekçesinde; icra emri, kıymet takdiri raporu ve satış ilanı tebliğ işlemlerinin usulsüzlüğü ile birlikte ayrıca takip öncesinde kat ihtarı tebligatının geçersiz olduğunu belirtererek ilamlı takip yapılamayacağını ileri sürererek şikayette bulunduğu açıktır. Ancak, mahkemece Dairemizin kaldırma kararından sonra; ilk derece Mahkemesince satış ilanının usulsüz tebliğine yönelik şikayet bakımından tefrik kararı verilmesi ve hesap kat ihtarı tebliğ işleminin usulsüzlüğüne yönelik şikayet bakımından değerlendirme yapılması yerinde ise de; dava dilekçesinde şikayet konusu yapılan icra emri ve kıymet takdiri raporunun usulsüz tebliğine yönelik şikayet bakımından yine hiçbir değerlerdirme yapılmaması HMK'nun 297/2. maddesine aykırı olmuştur....
Kural olarak icra mahkemesi kararları kesin hüküm teşkil etmez ise de, aynı konuda, aynı taraflar arasında ve aynı icra müdürlüğü ya da takip işlemi hakkında verilmeleri ve kesinleşmeleri koşuluyla sonraki şikayet yönünden birbirlerine karşı kesin hüküm teşkil ederler. Her ne kadar mahkemece kesin hüküm nedeniyle istemin reddine karar verilmiş ise de,.... İcra Hukuk Mahkemesi'nin 26.06.2015 tarih ve 2015/44 E.-2015/63 K. sayılı dosyasında, şikayetçi, muris .... olup muris hakkında yapılan takipte murisin haczedilmezlik şikayeti hakkında verilen karar, takibin mirasçılara yöneltilmesinden sonra mirasçıların kendi adlarına yapacakları haczedilmezlik şikayeti yönünden kesin hüküm teşkil etmez. Tarafları aynı olmayan.... İcra Hukuk Mahkemesi'nin 26.06.2015 tarih ve 2015/44 E.-2015/63 K. sayılı kararı eldeki meskeniyet şikayeti yönünden HMK'nun 303. maddesi anlamında kesin hüküm niteliğini taşımaz....
Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar, belgeler ve gerekçe içeriğine göre yapılan incelemede; Şikâyet dilekçesinde, tüzel kişiliği temsil eden şirket yetkilisinin isminin belirtilmemesi, tüzel kişiliğin şikayeti halinde şikayet dilekçesi ve eklerinde gösterilmeyen ve şikayete esas takip dosyasından da kimliği anlaşılamayan kişilerin araştırılmasına ve cezalandırılmasına Kanuni olanak bulunmaması nedeniyle İİK'nın 345. maddesi gereğince davanın reddine karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde beraat kararı verilmesi, Kanuna aykırı ve şikâyetçi vekilinin temyiz nedenleri bu itibarla yerinde görüldüğünden, hükmün BOZULMASINA, 5320 sayılı Kanun'un 8/1. madde ve fıkrası aracılığıyla 1412 sayılı CMUK’nın 322. maddesi uyarınca bu aykırılık, yeniden yargılama yapılmasına gerek olmaksızın düzeltilebilir nitelikte bulunduğundan, hükmün 1....
ŞİKAYET Şikayetçi borçlular vekili şikayet dilekçesinde, dosyada takibin kesinleşmeden sonra takip dosyası işlemlerinin yürütülmesi sırasında 08.09.2014 tarihli taleple dosyanın tüm borçluları için menkul ve gayrimenkul mallar yönünden haciz talebinde bulunulduğunu, 23.10.2014 tarihinde alacaklı vekilince, borçlulardan Teksfil İplik Örme Sanayi ve Ticaret A.Ş. için taşınmaz haczi talep edildiğini, alacaklı vekilinin davacı müvekkilleri aleyhine 08.09.2014 tarihinden sonra ilk olarak 10.04.2015 tarihinde taşınmaz ve araç sorgulaması yapılarak tespiti halinde haciz talep ettiğini, talebin 13.04.2015 tarihinde kabul ile işlem yapıldığını, ancak takip dayanağı çek olmasına ve haciz talep tarihinin üzerinden 6 ay geçmiş olmasına, takibin çek sebebiyle zamanaşımına uğraması ve kambiyo vasfını kaybetmiş olmasına rağmen bu husus gözetilmeden takibe ve hacze devam edildiğini beyanla zamanaşımı itirazlarının kabulü ile icranın geri bırakılmasına ve hacizlerin fekkine karar verilmesini talep etmiştir...
Borçlunun şikayeti takip dayanağı ilamda brüt alacağa hükmedildiği, bu alacağın net miktarlar üzerinden istenebileceği halde, bu lazimeye uyulmadan takip başlatıldığı yönünde ilama aykırılık şikayeti olup, İİK'nun 33,33/a maddelerinde düzenlenen imhal, itfa ve zamanaşımı itirazı değildir. Bu durumda şikayetin esası incelenerek sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken yazılı gerekçe ile istemin reddi yönünde hüküm tesisi isabetsizdir.SONUÇ: Borçlu vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile Mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle 6100 sayılı HMK'nun Geçici 3. maddesi yollamasıyla 1086 sayılı HUMK'nun 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA, taraflarca HUMK'nun 388/4. (HMK b. 297/ç) ve İİK'nun 366/3. maddeleri gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karış 10 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine, 01.10.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....
Şikâyet hakkını kullanma konusunda asıl olanın vekâlet verenin iradesi olduğu yönündeki ilke ışığında somut olaya gelince; Dosya içerisinde mevcut olan ve Diesel S.P.A, Versace S.P.A. ile .... şirketlerinin yetkilileri tarafından ... irtibat bürosu yetkilisi ...’e verilen asıl vekaletnamelerin içeriğinde “Bir gümrük davasını ya da diğer davaları takip etme anlaşması vaka bazında mektup, telefaks veya e-posta iletişimi ile yapılacaktır.” ve “Gümrük davasını ve diğer davaları takip konusundaki onay, duruma göre yazı, faks veya e-posta ile verilecektir şeklindeki kısıtlamaların bulunması ve Dairemizin 05.11.2019 tarihli tevdii kararına rağmen katılan firmalar vekilinin, sanık hakkında şikâyet hakkının kullanılması amacıyla ve şikâyet tarihini kapsar şekilde marka sahibi firmaların yetkilileri tarafından kendilerine verilmiş izin içeren mektup, telefaks veya elektronik posta iletisi aslını veya tercümesinin onaylı örneklerini dosyaya ibraz edemediği, şikayet tarihinden sonra düzenlenen vekaletnamenin...
-K A R A R- Şikayetçi vekili, 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkındaki Kanunun 23. maddesine göre, düzenlenen derece kararında müvekkili vergi dairesinin alacağının, garameten paylaşıma esas alınması gerektiğini ileri sürerek, derece kararının iptalini ve yeni bir derece kararı düzenlenmesini talep ve şikayet etmiştir. Şikayet edilen vekili, davacının haczinin rehin tarihinden sonra olduğunu, aracın aynından doğan vergi borcunun ihale alıcısı tarafından tescil öncesi ödendiğini savunarak, şikayetin reddini istemiştir. Mahkemece, iddia, savunma, ve tüm dosya kapsamına göre, alacaklının.......
Sair temyiz itirazları yerinde değil ise de; Borçlunun icra mahkemesine başvurusu takip alacaklısının tüzel kişiliğinin olmaması nedenine dayalı olup aktif husumet ehliyetine ilişkindir. Aktif husumet ehliyetine ilişkin şikayet, kamu düzenine ilişkin olduğundan mahkemece re'sen dikkate alınır ve İİK.nun 16/2. maddesi uyarınca süreye tabi değildir. Öte yandan başvuru İİK.nun 16.maddesine dayalı şikayet olduğundan, takibin şekline göre icra dairesine itiraz edilmesi nedeniyle icra takibinin durmuş olması borçlunun anılan maddeye dayalı şikayet hakkını ortadan kaldırmayacağı gibi, alacaklılar tarafından itirazın iptali davası açılmış olması mahkemece istemin esasının incelenmesine de engel teşkil etmez. O halde mahkemece şikayetin esası incelenerek oluşacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken yazılı gerekçe ile hüküm tesisi isabetsizdir....
Borçlunun şikayeti 6552 sayılı Yasa ile eklenen 5393 sayılı Belediye Yasası'nın 15/son fıkrası ve 5393 sayılı Yasa'nın 15. maddesine ilişkin olup, Mahkemece borçlu vekilinin şikayet nedenleri ve borçlu Belediye ile ilgisi olmayan 6552 sayılı Yasa ile değiştirilen 5502 sayılı Sosyal Güvenlik Kurumu Kanunu'nun 36. maddesinden bahisle şikayetin kabulüne ve takibin iptaline karar verildiğinden, şikayet nedenleri incelenerek, buna göre karar verilmesi için hükmün bozulması gerekmiştir....