Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

süresinin de dolduğunu ve kefilliğinin de sona erdiğini, asıl borçlu açısından takibin durduğundan, kefil olan kendisi hakkındaki takibin durması gerektiğini belirterek, takibin iptali ile maaş haczinin kaldırılmasını istemiştir....

İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI; Mahkemece, satış talimatına konu icra takibin yönelik itiraz ve şikayet hakkında verilen karara ilişkin temyiz incelemesinin henüz sonuçlanmadığını ve kararın kesinleşmediği, şikayet hakkında verilen kararın temyiz tarihinin satış talimatı yazılması tarihinden önce olduğu, takibin iptaline yönelik şikayet keşinleşmeden ve borçlunun satışın durdurulması talebi olduğu halde satışa gidilmesi ve bu hususta satış için talimat yazılmasının usul ve yasaya uygun olmadığı belirtilerek şikayetin kabulüne karar verilmiştir....

-K A R A R- Şikayetçi vekili, müvekkilinin dava dışı borçludan olan alacağı için başlattığı icra takibinde borçlunun menkulleri haczedilerek satış talep edildiğini, şikayet olunan tarafından başlatılan icra takibinde yapılan işlemlerin usulüne uygun olmadığını, borçlu ile şikayet olunan arasında yapılan tüm işlemlerin muvazaalı olduğunu, şikayet olunan ile borçlu arasında her zaman düzenlenmesi mümkün olan kıymetli evrak düzenlenerek ve muvazaalı olarak icra takibine konu edilerek mal kaçırılmasının hedeflendiğini ileri sürerek, sıra cetvelinin iptalini talep etmiştir....

    Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar, belgeler ve gerekçe içeriğine göre yapılan incelemede; İİK’nun Onaltıncı Bab'ında düzenlenen bir kısım suçlar bakımından şikayet hakkının doğması için bu suçların niteliği gereği icra takibinin kesinleşmesi gerektiği, icra takibi kesinleşmeden yapılacak şikayetin, henüz doğmamış bir hakkın kullanımı niteliğinde olacağı ve icra takibinin sonradan kesinleşmesinin de bu şikayeti süresinde ve usulüne uygun yapılmış bir şikayet konumuna getirmeyeceği cihetle; Ödeme emrinin borçlu şirkete 20.02.2014 tarihinde tebliğ edildiği, Borçlu şirket yetkilisi tarafından 26.02.2014 tarihinde borca itiraz edildiği, takibin durduğu, alacaklı tarafından itirapzın iptali davası açıldığı, itirazın iptaline ilişkin kararın henuz kesinleşmediği dolayısı ile henüz takip kesinleşmeden 09/03/2016 tarihinde şikayette bulunulduğunun anlaşılması karşısında, şikayet tarihi itibariyle kesinleşmiş bir takip bulunmadığından, CMK'nun 223/8. maddesinde soruşturma...

      Şikayet dilekçesinin incelenmesinde, şikayetçilerin sadece mal varlıklarına konulan hacizlerin ve yakalamaların kaldırılması talebinde bulundukları, ilk derece mahkemesince talep aşılmak suretiyle takibin iptaline karar verildiği görülmektedir. Oysa taleple bağlılık ilkesi uyarınca, takibin iptali talebi bulunmadığı nazara alınarak talepten fazlasına karar verilemez. O halde mahkemece dava dilekçesindeki talepler değerlendirilerek, şikayetçilerin mal varlıklarına konulan hacizlerin ve yakalamaların kaldırılması ile yetinilmesi gerekirken, HMK’nun 26. maddesine aykırı bir şekilde talep aşılarak takibin iptaline karar verilmesi isabetsiz olup kararın bu nedenle bozulması gerekir ise de, anılan yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını zorunlu kılmadığından kararın düzeltilerek onanması gerekmiştir. SONUÇ : Alacaklının temyiz itirazlarının kısmen kabulü ile Adana Bölge Adliye Mahkemesi 10....

        İcra Müdürlüğü'nün 2022/6431 Esas sayılı dosyası, İLK DERECE MAHKEMESİ KARAR ÖZETİ: Şikayet konusuz kaldığından karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir. İSTİNAFA BAŞVURAN TARAF VE İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili tarafından, dava dilekçesindeki nedenler tekrarlanarak ve haciz tehdidi altında ödeme yapılmış olması sebebiyle şikayetin konusuz kalmayacağı esastan incelenmesi gerektiği belirtilerek istinaf yasa yoluna başvurulmuştur. DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: İstinaf konusu, takip borçlusu tarafından açılan takibin iptali şikayetine ilişkindir....

        İLK DERECE MAHKEMESİ KARAR ÖZETİ: Mahkemece yapılan yargılama neticesinde "Şikayet konusuz kaldığından ESAS HAKKINDA KARAR VERİLMESİNE YER OLMADIĞINA, şikayetçi hakkında takip başlatılması vergi numarasındaki karışıklıktan kaynaklandığından şikayetçi lehine vekalet ücreti ve yargılama giderlerine hükmolunmasına yer olmadığına..." şeklinde karar verilmiştir. İSTİNAFA BAŞVURAN TARAF VE İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili tarafından; mahkemesince verilen kabul kararına rağmen gerekçeli kararda müvekkili lehine vekalet ücretine hükmedilmemesi nedeni ile vekalet ücreti ve yargılama giderleri yönünden istinaf yasa yoluna başvurulduğu görülmüştür. DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE : Şikayet; ilama aykırılık nedeniyle takibin iptali istemine ilişkin olup; davalı vekilince karardaki "vekalet ücretine hükmolunmasına yer olmadığı", "yargılama giderlerinin şikayet eden üzerinde bırakılması" hükmü yönünden istinaf yasa yoluna başvurulduğu anlaşılmıştır....

        ve Niğde İcra Hukuk Mahkemesinin 2018/238 E sayılı dosyası ile takibin iptali nedeni ile dava açıldığını, yerel mahkemece davaları kabul edilse de İstinaf Mahkemesince takibin sadece T1 yönünden iptaline karar verildiğini, adi ortaklığa karşı takip yapılamaması nedeni ile Niğde İcra Müdürlüğüne başvurarak dosyada tahsil edilen paranın pilot ortak olan taraflarına ödenmesini talep ettiklerini ancak İcra müdürlüğü taleplerinin reddine karar verdiğini, bu kez de Niğde İcra Hukuk Mahkemesine Memur Muamelesini şikayet yoluna başvurulmuş olduğunu, taleplerinin İstinaf Mahkemesince bu yönde bir karar verilmemesi nedeni ile yine ret edildiğini, bütün bu nedenlerle öncelikle adi ortaklık hakkedişinden icra marifetiyle tahsil edilen dosyada bulunan paranın alacaklılara ödenmemesi için tedbir kararı verilmesini, yargılama sonucunda takibin iptali ile tahsil edilen paranın adi ortaklığın pilot ortağı olan tarafıma ödenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir....

        Bu itibarla mahkemece şikayetçinin geçerli bir haczi olduğu kabul edilerek şikayet olunan yönünden inceleme yapılmalıdır. Şikayet olunanın dosyasında borçlu ...'a ödeme emrinin 02.08.2005 tarihinde tebliğ edildiği, bu borçlu yönünden takibin 13.08.2005 tarihinde kesinleştiği, borçlu ...'a ödeme emrinin 13.09.2005 tarihinde tebliğ edildiği ve bu borçlu yönünden takibin 24.09.2005 tarihinde kesinleştiği, bu dosyada 15.08.2005 tarihinde haciz konulduğu dikkate alındığında, satış avansının yatırıldığı 20.08.2007 tarihi itibariyle borçlu ... yönünden iki yıllık sürenin geçmesi sebebiyle haczin düştüğü, diğer borçlu yönünden haczin ayakta kaldığı anlaşılmıştır. Bu durumda mahkemece, şikayet olunanın haczinin şikayetçinin haczinden daha önce olduğu, borçlu ... yönünden şikayet olunanın haczinin düştüğü ve gareme koşullarının oluşmadığı da dikkate alınarak hüküm kurulması gerekirken, yazılı şekilde karar verilmesi doğru olmamıştır....

          İcra takibinin kesinleşmesinden sonraki devrede alacağın zamanaşımına uğradığına ilişkin şikayet, herhangi bir süreye bağlı olmayıp İİK’nun 71/2. maddesi uyarınca her zaman icra mahkemesinde ileri sürülebilir. Mahkemece, borçlunun başvurusunun takibin kesinleşmesinden sonraki zamanaşımı şikayeti ve İİK'nun 78/2.maddesi gereğince takibin iptali talebi olduğu gözetilerek bu bağlamda inceleme ve değerlendirme yapılması gerekir. O halde mahkemece, borçlunun İİK.nun 71/2.maddesi kapsamında yaptığı zamanaşımına ve İİK'nun 78/2.maddesine yönelik şikayetlerinin esasının incelenerek oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken, yazılı gerekçe ile istemin reddi yönünde hüküm tesisi isabetsizdir....

            UYAP Entegrasyonu