Ancak, gerçek ya da tüzel kişi olan adi ortaklığın ortaklarından her birinin, adi ortaklık hakkında yapılan takibe yönelik olarak şikayet haklarının bulunduğu izahtan varestedir. Somut olayda yukarıda belirtilen zorunluluğa riayet edilmeksizin, takipte borçlu olarak, T4 gösterildiği, usulüne uygun şekilde, adi ortaklığı oluşturan tüm ortakların ayrı ayrı gösterilmediği, icra emrinin de bu takip talebine göre sadece adi ortaklık hakkında düzenlendiği ve ödeme emrinin de 09/07/2020 tarihinde adi ortaklık adına tebliğ edildiği, takibe dayanak faturalarda da borçlunun T4 Ve Tic. Ltd. Şti olduğu görülmektedir. Bu şekilde başlatılan takip geçerli bir takip değildir. Adi ortaklığın takip ehliyeti bulunmadığı hususu tartışmasızdır....
Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; ilk derece mahkemesince verilen kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu, müvekkili hakkında başlatılan ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla ilamsız takibe itiraz edildiğini, takibin icra müdürlüğünce durdurulduğunu, ancak müvekkiline herhangi bir muacceliyet ihbarında bulunulmadığından TMK'nun 887.maddesi uyarınca taşınmaz maliki 3.şahıs olan davacı müvekkili yönünden borç muaccel olmadığı gerekçesiyle takibin iptali istemiyle açılan iş bu davanın borca itiraz değil, şikayet olduğunu, borca itiraz edilmesinin şikayet yoluyla icra mahkemesinden takibin iptalinin talep edilmesine engel teşkil etmediğini, muacceliyet ihtarı yapılmadan takip başlatılamayacağının bir takip şartı olduğunu, bu nedenle kararın kaldırılarak davanın kabulüne, takibin iptaline karar verilmesini talep etmiştir. Dava İİK'nun 149 vd.maddeleri uyarınca açılmış ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla ilamsız takibe itirazdır....
DELİLLERİN TARTIŞILMASI, HUKUKİ SEBEP VE GEREKÇE: Dava, mükerrir takip nedeniyle borca itiraz ve şikayet istemine ilişkindir. İstinaf kanun yolu başvurusuna konu edilen karar hakkında; 6100 sayılı HMK'nın 355. maddesindeki düzenleme gereğince, istinaf dilekçesinde belirtilen nedenler ve kamu düzenine aykırılık bulunup bulunmadığı hususlarıyla sınırlı olarak inceleme yapılmıştır. Davacı vekili, Erzincan 1. İcra Dairesinin 2019/1107 esas sayılı ipoteğin paraya çevrilmesi yolu ile başlatılan icra takibi ile 2019/1839 esas sayılı ilamsız icra takibinin aynı alacak için mükerrer takip olduğunu ve alacaklı Akbank'ın alacağını davalı T3 borçlunun rızası olmadan temlik ettiği gerekçesi ile itiraz ve şikayet isteminde bulunmuştur. Mahkemece, mükerrer icra takibine ilişkin borca itiraz istemi yönünden karar verilmesine yer olmadığına, alacağın temlikine ilişkin şikayet yönünden ise davanın reddine karar verilmiştir. Hükmü davacı vekili istinaf etmiştir....
kesinlikle davaya konu senedin kambiyo senedi olduğuna dair bir kabullerinin olmadığını, senede karşı hem şikayet hem de borca itiraz yoluna gidilmesini yasaklayan bir yasal düzenleme bulunmadığını, bu bakımdan mahkemece şikayet yönünden davanın kabulüne karar vermesi gerekirken reddine karar vermesi hukuka aykırı olduğunu belirtmiştir....
Kararı, şikayet olunan M.. B.. temyiz etmiştir. 1- Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, şikayet olunan M.. B..'ın, şikayetin süresinde olmadığına yönelik temyiz itirazları yerinde görülmemiştir. 2- Şikayet, sıra cetvelinde sıraya ilişkindir. İİK'nın 142. maddesinde, cetvel suretinin tebliğinden yedi gün içinde her alacaklının takibin icra edildiği mahal mahkemesinde alakadarlar aleyhine dava etmek suretiyle cetvel münderecatına itiraz edebileceği düzenlenmiş ve bu madde hükmü ile sıra cetveline itiraz hakkı takip alacaklılara tanınmış ise de her alacaklı bu hakkı haiz değildir. YHGK'nın 05.03.2008 tarih ve 19-161 E., 213 K. sayılı ilamında da açıklandığı üzere, sıra cetveline itiraz eden alacaklının icra takibinin ve buna bağlı olarak geçerli bir haciz işleminin bulunması gerekir....
Buna göre, takibe yönelik itiraz ve şikayetler hakkında verilen icra mahkemesi kararları kesinleşmeden satışa gidilemez. Bu husus mahkemece de kendiliğinden dikkate alınmalıdır. Davalı tarafından davacı aleyhine başlatılan Marmaris 1....
Davalı tarafından sunulan itiraz dilekçesinin içeriğinde açıkça borca itiraz ifadesinin yer almadığı, ancak icra dosyasına itiraz ifadesinin yer alındığının, davacı taraf ile aralarındaki hukuki ilişkinin ve kapora aldığının kabul edildiği , ancak dilekçe içeriğinden kaporanın iadesine yönelik itirazın bulunduğu anlaşıldığından, davacının beyanı borca itiraz niteliğinde olup takibin durdurulmasına yönelik müdürlük kararı yerinde olduğu gibi, itirazın kaldırılması için İİK 68. Maddesinde sayılan belgeler sunulmadığı gibi uyuşmazlık genel mahkemelerde yargılamayı gerektirdiğinden mahkeme kararı usul ve yasaya uygun olmakla yerinde bulunmayan istinaf talebinin reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki hüküm kurulmuştur....
İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARAR ÖZETİ: Mahkemece; davacının şikayetinin temelde ödeme emri tebligatının usulüne uygun olarak yapılmadığı (tebligata eklenmesi gereken belgelerin eklenmediği) sebebine dayandığı, başvurunun İcra ve İflas Kanununun 16/1. maddesi uyarınca ödeme emrinin tebliğ tarihinden itibaren 7 günlük süre içerisinde icra mahkemesine yapılmasının zorunlu olduğu, davacıya ödeme emrinin 27/08/2019 tarihinde tebliğ edilmesi, keza davacının 02/09/2019 tarihli dilekçe ile takibe itirazlarını sunması ve bunun sonucunda icra takibinin durması karşısında 02/06/2020 tarihinde yapılan eldeki şikayet başvurusunda öğrenme tarihinden itibaren yedi günlük sürenin geçirildiği, her ne kadar şikayet eden davacı tarafından dava dilekçesinde bu şikayete konu usulsüzlüğün süresiz şikayete tabi olduğu belirtilmiş ise de bu görüşe iştirak edilmediği, eldeki şikayetin yedi günlük şikayet süresine tabi olduğu, şikayetin süresinde yapılmadığı gerekçesiyle şikayetin reddine karar verilmiştir....
İcra Müdürlüğünün 2018/8725 esas sayılı dosyası ile kambiyo senetlerine özgü haciz yolu ile takip başlatıldığını, takibe konu senedin kambiyo vasfında belge olmadığını, senedin arkasında "Ev karşılığında teminat olarak verilmiştir.'' şeklinde yazıldığını, takibe dayanak senedin teminat senedi olduğunu, kambiyo vasfında olmayan senetle yapılan takibin yasal olmadığını, bu sebeplerle; usulsüz yapılan takibin iptaline, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; şikayetin kural olarak süreye bağlı olduğunu, bu sürenin kambiyo senetlerine özgü takip yolunda beş gün olduğunu, şikayet konusu işlemin ilgiliye tebliğ edilmişse; şikayet süresinin bu tarihten başlayacağını, davacı borçlu Avukatı T4 Sakarya 3....
İİK'nun 62/1. maddesinde; “İtiraz etmek istiyen borçlu, itirazını, ödeme emrinin tebliği tarihinden itibaren yedi gün içinde dilekçe ile veya sözlü olarak icra dairesine bildirmeye mecburdur...” hükmü ile aynı maddenin 4. fıkrasında; “Borcun bir kısmına itiraz eden borçlunun o kısmın cihet ve miktarını açıkca göstermesi lazımdır. Aksi taktirde itiraz edilmemiş sayılır.” hükmü yer almaktadır. Borçlunun; “borçlu değilim”, “borcum yoktur”, “alacaklının takibe yetkisi yoktur”, “senet sahtedir”, “itiraz ediyorum”, “borçtan sorumlu değilim” ve sair şekilde itiraz istemini dile getiren, itiraz iradesini ortaya koyan sözcüklerin kullanılması yeterlidir. Bu konuda, kullanılan sözcüklerin sözlük anlamına bakılmayıp, onu kullanan kişinin gerçek maksat ve isteği göz önünde tutulmalıdır. Borçlunun dilekçesinden genel olarak “itiraz iradesi” çıkarılabiliyorsa, bu geçerli bir itiraz olarak kabul edilmelidir. Bu konuda, kuşkuya düşülmesi halinde, borçlu lehine hareket edilmelidir....