Bu durumda davalı borçlunun şikayetinin kabulü halinde, davalı borçlu tarafından takibe de itiraz edildiğinden artık kesinleşen takipden sözedilemez. Bu nedenle, işbu şikayet davası tahliye davasını etkileyeceğinden, mahkemece, bekletici mesele yapılarak sonucuna göre bir karar vermesi gerekirken, yazılı gerekçe ile tahliye kararı verilmesi doğru değildir. Karar bu nedenle bozulmalıdır. SONUÇ:Yukarıda açıklanan nedenlerle temyiz itirazlarının kabulü ile 6100 sayılı HMK.ya 6217 Sayılı Kanunla eklenen geçici 3.madde hükmü gözetilerek HUMK.nın 428 ve İİK.nın 366.maddesi uyarınca kararın BOZULMASINA, istek halinde peşin alınan temyiz harcının temyiz edene iadesine, 28/05/2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....
Ancak davalı şirket vekilinin 08.12.2014 tarihli itiraz dilekçesi ile borca itiraz edildiği halde tebligatın usulsüzlüğünden bahsedilmediği gibi bu yönde icra mahkemesine şikayet başvurusunun da bulunduğundan bahsedilmemiştir. Tebligat Kanunu'nun 32. maddesi usulüne aykırı yapılmış olsa bile muhatabın tebligatı öğrenmesi halinde usulsüz tebligatın geçerli hale geleceğine amirdir. Davalı tarafın tebliğe haberdar olmasına rağmen bu yönde şikayet başvurusunun olmaması nedeniyle tebligat mazbatası üstündeki tarihin iflas ödeme emri tebliğ tarihi olarak kabulü gerekir. Dolayısı ile davalı tarafın vaki itirazının süresinde olmadığından hukuki sonuç doğurmayacağı ve iflas takibininkesinleştiğinin kabul edilmesi gerekirken, yerel mahkemece takibin kesinleşmediği gerekçesi ile davanın usulden reddine karar verilmesi isabetsizdir....
İİK'nın 168/1- 3 maddesinde "...Takibin müstenidi olan senet kambiyo senedi vasfını haiz değilse, beş gün içinde icra mahkemesine şikayet etmesi lüzumu..." düzenlemesi mevcuttur. İİK.nun 170/a bendine göre de; İcra mahkemesi müddetinde yapılan şikayet veya itiraz dolayısıyle, usulü dairesinde kendisine intikal eden işlerde takibin müstenidi olan kambiyo senedinin bu vasfı haiz olmadığı veya alacaklının kambiyo hukuku mucibince takip hakkına sahip bulunmadığı hususlarını re'sen nazara alarak bu fasla göre yapılan takibi iptal edebilir.Dosyada takibe konu bononun keşide tarihinin 19.09.2019 olduğu vade tarihinin ise 01.10.2019 olduğu anlaşılmakla senette çifte vade bulunduğu iddiasına itibar edilmemiştir. Takip dayanağı bononun tanzim ve vade tarihinde tahrifat yapılması kambiyo vasfını etkilemiyorsa takibin iptalini gerektirmez....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki davalı tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü: Şikayet konusu yapılan ... 31. İcra Müdürlüğü'nün 2015/20890 Esas sayılı takibe ilişkin olarak takip talebi ekinde senet aslının icra müdürlüğünce dolayısı ile kasaya alınıp alınmadığı, alınmış ise itiraz süresi içerisinde kasada tutulup tutulmadığı araştırılıp, buna ilişkin kayıtların dosya ile birlikte gönderilmesi için dosyanın mahalline GERİ ÇEVRİLMESİNE, 11.05.2017 gününde oybirliğiyle karar verildi....
Bu şartların bulunması halinde takibe konu alacağın niteliğine göre sıra cetvelindeki yerinin doğru olmadığı iddia olunmuşsa, itiraz etmeyenleri etkilememek kaydı ile önce sıralamaya itiraz edenin ve itiraz edilen sıranın yerindeliğinin denetimi yapılacaktır. (YHGK'nın 05.03.2008 tarih ve 161 E., 213 K. sayılı ilamı) Süresinde itiraz ya da şikayet yoluna başvurulmayan icra dosyalarındaki alacaklılar yönünden sıra cetveli kesinleşmiş olduğundan, bu alacaklılar lehine ya da aleyhine hüküm tesis edilemeyeceği gibi, düzenlenecek yeni sıra cetvelindeki hukuki durumları da önceki sıra cetveline göre herhangi bir değişiklik göstermeyecek, kesinleşen miktardan daha fazla pay almaları mümkün olmayacaktır. Sıra cetveline şikayetin kabulü halinde, bundan yalnızca şikayetçi alacaklının yararlanması, şikayetçi olmayan aleyhine kesinleşen hukuki durumun ve pay miktarının yeni cetvelde nazara alınması gerekmektedir. Somut olayda, sıra cetvelinde, şikayet olunanın alacaklı bulunduğu ... 2....
Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar, belgeler ve gerekçe içeriğine göre yapılan incelemede, Sanığın üzerine atılı 2004 satılı İİK’nın 337/a maddesine aykırılık suçunun soruşturma ve kovuşturmasının şikayet şartına bağlı olduğu,İİK’nın Onaltıncı Bab’ında düzenlenen bir kısım Suçlar bakımından şikayet hakkının doğması için bu suçların niteliği gereği icra takibinin kesinleşmesi gerektiği, icra takibi kesinleşmeden yapılacak olan şikayetin henüz doğmamış bir hakkın kullanımı niteliğinde olacağı ve usulüne uygun bir şikayet konumuna getirmeyeceği, Somut uyuşmazlıkta, şikayete dayanak olan icra takip dosyasında ödeme emrinin borçlu şirket ...Metal İnşaat Tic. ve San.Ltd....
İcra Müdürlüğü'nün 2009/3716 sayılı dosya ile aynı borçlu hakkında takip yaptığını, her iki dosyadan da hacizli bulunan taşınmazların satılıp paraya çevrilmesinden sonra şikayet olunan alacaklının dosyasından 15.06.2012 tarihinde sıra cetveli düzenlendiğini, sıra cetvelinde müvekkiline pay ayrılmadığını, şikayet olunanın takibinin, kambiyo senetlerine mahsus haciz yoluyla takip olmasına karşın takibe dayanak olan senette tanzim yeri bulunmadığını, senedin bono niteliğinde olmadığını, takip kapsamında yapılan tebligatların usulüne uygun olmadığını ileri sürerek, sıra cetvelinin iptalini talep ve şikayet etmiştir. Şikayet olunan vekili, şikayete konu edilen nedenlerin şikayetçi tarafından ileri sürülemeyeceğini savunarak, şikayetin reddini istemiştir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi Taraflar arasında görülen sıra cetveline itiraz sonucunda verilen hükmün bozulmasına ilişkin Dairemizin 25.12.2014 gün ve 2014/3455 Esas, 2014/8488 Karar sayılı ilamının karar düzeltme yoluyla incelenmesi şikayet olunan vekilince istenilmekle, dosya incelendi, gereği görüşüldü. - KARAR - Şikayetçi vekili, şikayet dışı borçlunun menkul mallarının satışından sonra düzenlenen sıra cetvelinde, şikayet olunanın alacağına birinci sırada yer verildiğini, oysa şikayet olunanın haczin konulduğu 02.02.2013 tarihinden itibaren altı ay içinde satış talep ederek satış avansını ödemememesi nedeniyle İİK'nın 106 ve 110. maddesi hükmü uyarınca haczinin kalktığını ileri sürerek, 04.10.2013 tarihli sıra cetvelinin iptaline, haciz kalktığı için kendisine pay ayrılan şikayet olunan alacaklısı olduğu icra dosyasının sıradan çıkartılmasına ve satış bedelinin müvekkilinin takip dosyasına gönderilmesine karar verilmesini talep etmiştir....
Takip ehliyeti, yerleşik Yargıtay İçtihatlarına göre kamu düzenine ilişkin olduğundan, her zaman (süresiz) şikayet yolu ile ileri sürülebilir. İcra müdürü ve icra mahkemesi, bu işlemlerin geçersizliğini kendiliğinden (re'sen) gözetmelidir. Borçlunun hakkında yapılan takipte pasif takip ehliyeti bulunmadığı yönündeki başvurusu şikayet niteliğinde olup, genel haciz yoluyla takipte borçlunun, icra dairesinde borca itiraz etmiş olması, icra mahkemesine şikayet yoluyla başvurarak, takip ehliyeti yokluğu nedeniyle takibin iptalini istemesine engel teşkil etmez. Bir başka anlatımla, borçlunun özetlenen talepte bulunmasında hukuki yararı vardır. Somut olayda borçlu tarafından ileri sürülen husus kefaletin şekil şartlarına ilişkin olup, bu husus açılacak olan itirazın iptali davasında değerlendirilecektir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkikinin borçlu tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden Daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü: Alacaklı vekili tarafından başlatılan genel haciz yoluyla ilamsız takibe karşı borçlu vekilinin, ödeme emri tebliği üzerine takip dayanağı belgelerin resmi onaylı Türkçe çevirilerinin takibe eklenmediğini ileri sürerek ödeme emrinin iptali istemi ile icra mahkemesine başvurduğu, mahkemece, genel haciz yoluyla takipte itiraz üzerine takip durduğundan borçlunun icra mahkemesine başvurmasında hukuki yararı olmadığı gerekçesi ile şikayetin reddine karar verildiği anlaşılmaktadır....