Mahkemece, iddia, savunma ve tüm dosya kapsamına göre, şikayet edilenin haciz tarihinin 07.04.2006 olduğu ve 04.04.2008 tarihinde diğer masraflarla birlikte 1.800,00 TL satış avansı yatırılarak süresinde satış talebinde bulunulduğu, 23.03.2010 tarihinde haciz devam ederken alacaklı vekili tarafından masraf önceden yatırılıp satış yapılmadığından yasal süre içerisinde satış talebinin yenilendiği, İcra Mahkemesi'nce 06.04.2010 tarihinde verilen yetki doğrultusunda ortaklığın giderilmesi davası açıldığı, buna göre 07.04.2006 tarihinde konan haczin satış tarihinde düştüğüne ilişkin iddialar ile tüm alacaklıları alakadar eden masrafların satış bedelinden öncelikle ödenmesi gerekirken bu hesaplamaların yapılıp paraların ödenmediği iddialarının sabit olmadığı gerekçesiyle şikayetin reddine karar verilmiştir. Kararı, şikayetçi vekili temyiz etmiştir....
İcra Müdürlüğü'nün 2008/14368 Esas sayılı dosyasında taşınmaz kaydına 16.01.2009 tarihinde haciz konduğunu, dosyada hacizli taşınmaza ilişkin herhangi bir işlem yapılmadan 06.01.2011 tarihinde doğrudan satış talep edilip, 100,00 TL satış avansı yatırıldığını, satışa hazırlık işlemlerinin tamamlanmaması nedeni satış talebinin İcra Müdürlüğü'nce reddedildiğini, yatırılan satış avansının, satış masraflarını karşılamaya yetecek miktarda olmadığını, bu sebeplerle şikayet olunanın haczinin düştüğünü ileri sürerek, şikayet olunanın sıra cetvelinden çıkarılarak, kalan paranın ödenmesine karar verilmesini talep ve şikayet etmiştir. Şikayet olunan vekili, şikayetin reddini istemiştir. Müdahale talep eden vekili, sıra cetvelinin iptali için ... 5. Tüketici Mahkemesi'nin 2012/115 Esas sayılı dosyasında dava açıldığını iddia ederek, davaya müdahale taleplerinin kabulüne ve bu davanın bekletici mesele sayılmasına karar verilmesini istemiştir....
Müdürlüğünün 2009/13087 Esas sayılı dosyasına gönderildiğini ve bu dosyada sıra cetveli düzenlendiğini, şikayet olunan alacaklının söz konusu taşınmazlara ....08.2009 tarihinde haciz koyduğunu, ....05.2011 tarihinde hacizli taşınmazların satışını talep ettiğini ancak talebin reddine karar verildiğini, dosyada satış kararı olmadığı gibi satış işlemleri için yeterli miktarda paranın depo da ettirilmediğini bu nedenle şikayet olunanın haczinin düştüğünü ileri sürerek sıra cetvelinin iptalini talep etmiştir. Şikayet olunan ... vekili, şikayetin reddini istemiştir....
HÜKÜM :Yukarıda açıklanan nedenlerle; 1- Davacının istinaf talebinin REDDİNE, 2- HMK 353 (1) b-2 md. gereğince İSTANBUL 25....
Cüz’i de olsa satış avansının yatırılmış olması, usulüne uygun bir satış talebinin bulunduğu anlamına gelir. Yatırılan masrafın yetmeyeceği sonradan anlaşılırsa, bunun tamamlanması istenebilirse de masraf hiç yatırılmamışsa geçerli bir talebin varlığından söz edilemez. Alacaklı tarafça yasal süre henüz dolmadan satış talep edilmiş ve buna ilişkin satış avansı yasal süre dolmadan yatırılmış ise haczin düşmediğinin kabulü gerekir. Eğer geriye avans kalmamışsa ya da bakiye avans satış giderlerini karşılamıyor ise icra müdürünün eksikliği her zaman tamamlatması mümkündür....
Bu durumda, borçlunun muhammen değerin eksik belirlendiğine yönelik iddiası, satışa hazırlık işlemine ilişkin şikayet niteliğinde olup, şikayetçi borçluya satış ilanı 01.03.2016 tarihinde bizzat tebliğ edildiği halde, satış ilanın tebliği usulsüzlüğü iddiası da olmadığı göz önünde bulundurularak yasal 7 günlük süre içerisinde bu işlemin şikayet konusu yapılmadığı dosya kapsamı ile sabittir. Öyleyse, süresinde şikayet edilmeyen satış öncesi işlem kesinleştiğinden, artık bu hususa dayalı olarak ihalenin feshi istenemez. Buna göre mahkemece; satış ilanı tebliğinden sonra yasal 7 günlük sürede bu işlemin şikayet konusu yapılmadığı göz ardı edilmek sureti ile bu aşamada borçlunun kıymet takdiri işleminin hatalı olduğuna yönelik iddiasının artık dinlenilmesine olanak bulunmadığı düşünülmeksizin taşınmaz üzerinde yeniden kıymet takdiri yapılması yerinde değildir....
Somut olayda, davacı icra müdürünün haciz işlemi yapılmasına neden olan kararının kaldırılmasını istemiş, dilekçesinde talebinin şikayet olduğunu belirtmiş, yargılama aşamasında 3.kişi vekilinin 2.11.2020 tarihli dilekçesi ile uyuşmazlığın istihkak olmadığı, davanın konusunun icra memur muamelesini şikayet olduğunun yinelendiği ve Mahkemenin harcın tamamlanmasına ilişkin ara kararından talebin şikayet olduğu belirterek dönülmesinin talep edildiği görülmüştür. Bu durumda, davacı davaya konu takip dosyasında taraf olmayıp, anılan hacizde üçüncü kişi sıfatına sahiptir. Bu nedenle, davacının aktif husumet ehliyeti bulunmadığından şikayetin reddine karar verilmesi gerekirken yazılı gerekçe ile şikayetin kabulü ile hacizlerin kaldırılmasına karar verilmesi hatalı olup, bozmayı gerektirmiştir....
Birleşen dosyada şikayet olunan vekili, şikayetin reddine karar verilmesini istemiştir. Mahkemece, iddia, savunma, benimsenen bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre; 15. İcra Müdürlüğü'nün 2010/12 sayılı takip dosyasında 14.01.2010 tarihinde ihtiyati haczin konulduğu, 16.01.2010 tarihinde kesin hacze dönüştüğü, 04.01.2012 tarihindeki satış talebi ve 12.01.2012 tarihinde de satış avansının yatırılması ile süresinde satış istendiği, satış tarihi itibari ile düşmediği, her ne kadar İcra Müdürlüğü tarafından satış talebinin reddine karar verilmiş ise de devamında gerekli avansın dosyaya depo edilmesi ile önce kıymet takdiri ve kesinleşme işlemlerinin yapılması gerektiği ve sürelerin muhafaza edileceğinin belirtilmiş olduğu, birleşen dosya yönünden ise ... 15. İcra Müdürlüğü'nün 2010/1182 sayılı dosya alacaklısı ... A.Ş.'...
İstinafa konu uyuşmazlık, satış talebinin reddine ilişkin şikayet olması nedeniyle istinaf yoluna başvurulamayacak, dolayısı ile kesin kararlardan olduğundan istinaf talebinin usulden reddine karar verilmiş ve aşağıdaki hüküm kurulmuştur. HÜKÜM:Yukarıda açıklanan nedenlerle; 1- Mahkeme kararının nitelik itibariyle kesin olması nedeniyle (İİK. 363. maddesi gereğince) istinaf talebinin USULDEN REDDİNE, 2- a-)Alınması gereken 59,30 TL karar ve ilam harcının peşin alınan 108,80 TL'den mahsubuna, bakiye 49,50 TL'nin talep halinde davacıya iadesine, b)İstinaf yargılama giderlerinin başvuran üzerinde bırakılmasına; Dosya üzerinde yapılan ön inceleme sonunda İİK.'nun 365/3. maddesi gereğince KESİN olarak oy birliği ile karar verildi....
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; somut olayda ihalenin feshini isteyen şikayetçi borçlunun, kendisi dışındaki diğer ilgililere usulüne uygun tebliğ yapılmadığı hususunu, ihalenin feshi sebebi olarak ileri sürmesi mümkün olmadığı, şikayete konu taşınmazların özellik ve niteliklerinin gerçekte olduğu şekliyle belirtilmediği iddiasının satış öncesi döneme ilişkin bir şikayet olduğu, satış ilanı usulüne uygun şekilde 04/01/2022 tarihinde davacı borçluya tebliğ edildiği halde süresinde şikayet edilmediğinden, satış öncesi işlemler kesinleşmekle artık bu hususa dayalı olarak ihalenin feshi istenemeyeceği, kaldı ki satış ilanında da bilirkişi raporunda tespit edilen hususların yer aldığı, fesat iddiasının somutlaştırılmadığı gibi bu hususta herhangi bir delil de bildirilmediği ve sair hususlarda da hukuka aykırılık olmadığı gerekçesiyle ihalenin feshi talebinin reddine ve şikayetçi aleyhine şikayete konu 14 adet taşınmaz ihale...