Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Birleşen dosyada şikayet olunan vekili, şikayetin reddine karar verilmesini istemiştir. Mahkemece, iddia, savunma, benimsenen bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre; 15. İcra Müdürlüğü'nün 2010/12 sayılı takip dosyasında 14.01.2010 tarihinde ihtiyati haczin konulduğu, 16.01.2010 tarihinde kesin hacze dönüştüğü, 04.01.2012 tarihindeki satış talebi ve 12.01.2012 tarihinde de satış avansının yatırılması ile süresinde satış istendiği, satış tarihi itibari ile düşmediği, her ne kadar İcra Müdürlüğü tarafından satış talebinin reddine karar verilmiş ise de devamında gerekli avansın dosyaya depo edilmesi ile önce kıymet takdiri ve kesinleşme işlemlerinin yapılması gerektiği ve sürelerin muhafaza edileceğinin belirtilmiş olduğu, birleşen dosya yönünden ise ... 15. İcra Müdürlüğü'nün 2010/1182 sayılı dosya alacaklısı ... A.Ş.'...

    Bu durumda, borçlunun muhammen değerin eksik belirlendiğine yönelik iddiası, satışa hazırlık işlemine ilişkin şikayet niteliğinde olup, şikayetçi borçluya satış ilanı 01.03.2016 tarihinde bizzat tebliğ edildiği halde, satış ilanın tebliği usulsüzlüğü iddiası da olmadığı göz önünde bulundurularak yasal 7 günlük süre içerisinde bu işlemin şikayet konusu yapılmadığı dosya kapsamı ile sabittir. Öyleyse, süresinde şikayet edilmeyen satış öncesi işlem kesinleştiğinden, artık bu hususa dayalı olarak ihalenin feshi istenemez. Buna göre mahkemece; satış ilanı tebliğinden sonra yasal 7 günlük sürede bu işlemin şikayet konusu yapılmadığı göz ardı edilmek sureti ile bu aşamada borçlunun kıymet takdiri işleminin hatalı olduğuna yönelik iddiasının artık dinlenilmesine olanak bulunmadığı düşünülmeksizin taşınmaz üzerinde yeniden kıymet takdiri yapılması yerinde değildir....

      Somut olayda, davacı icra müdürünün haciz işlemi yapılmasına neden olan kararının kaldırılmasını istemiş, dilekçesinde talebinin şikayet olduğunu belirtmiş, yargılama aşamasında 3.kişi vekilinin 2.11.2020 tarihli dilekçesi ile uyuşmazlığın istihkak olmadığı, davanın konusunun icra memur muamelesini şikayet olduğunun yinelendiği ve Mahkemenin harcın tamamlanmasına ilişkin ara kararından talebin şikayet olduğu belirterek dönülmesinin talep edildiği görülmüştür. Bu durumda, davacı davaya konu takip dosyasında taraf olmayıp, anılan hacizde üçüncü kişi sıfatına sahiptir. Bu nedenle, davacının aktif husumet ehliyeti bulunmadığından şikayetin reddine karar verilmesi gerekirken yazılı gerekçe ile şikayetin kabulü ile hacizlerin kaldırılmasına karar verilmesi hatalı olup, bozmayı gerektirmiştir....

        İcra Müdürlüğü'nün 2006/10527 Esas sayılı dosyasına ödenmesine karar verildiğini, ancak satış tarihi itibariyle şikayet olunanın haciz ve takibinin düştüğünü, takibini yenilemeksizin sadece haciz yenilemesinin mümkün olmadığını ileri sürerek, şikayet olunanın 2006/10527 sayılı takip dosyasının sıra cetvelinden çıkartılarak satış bedelinin müvekkilinin dosyasına aktarılmasına karar verilmesini talep etmiştir. Şikayet olunan vekili, takip talebinin yenilenmesine gerek olmaksızın haczin yenilenmesinin istenebileceğini savunarak, şikayetin reddini istemiştir....

          Şikayet edilenler vekili, şikayetin reddini istemişlerdir. Mahkemece, şikayet edilen Yapı Kredi Bankası A.Ş.'nin icra takibinin 14.12.1999 tarihinde kesinleştiği, 29.08.2000 tarihinde Satış talebinde bulunduğu, satış avansını da yatırdığı, satış talebinin İcra Müdürlüğünce reddolunduğu, İİK'nun 106. maddesindeki yasal süre içinde satışın talep edildiği, yasal gereklerin alacaklı Yapı Kredi Bankası A.Ş. tarafından yerine getirildiği, bu haliyle haczinin sıhhatini koruduğu ve hazırlanan sıra cetvelinde birinci sırada yer almasında yasaya aykırılık bulunmadığı gerekçesiyle şikayetin reddine dair verilen karar, şikayet eden vekilinin temyiz istemi üzerine, Dairemizin 03.10.2011 tarih, 2011/829 E. 781 K. sayılı ilamıyla onanmıştır. Bu kez, şikayet eden vekili karar düzeltme isteminde bulunmuştur....

            İstinafa konu uyuşmazlık, satış talebinin reddine ilişkin şikayet olması nedeniyle istinaf yoluna başvurulamayacak, dolayısı ile kesin kararlardan olduğundan istinaf talebinin usulden reddine karar verilmiş ve aşağıdaki hüküm kurulmuştur. HÜKÜM:Yukarıda açıklanan nedenlerle; 1- Mahkeme kararının nitelik itibariyle kesin olması nedeniyle (İİK. 363. maddesi gereğince) istinaf talebinin USULDEN REDDİNE, 2- a-)Alınması gereken 59,30 TL karar ve ilam harcının peşin alınan 108,80 TL'den mahsubuna, bakiye 49,50 TL'nin talep halinde davacıya iadesine, b)İstinaf yargılama giderlerinin başvuran üzerinde bırakılmasına; Dosya üzerinde yapılan ön inceleme sonunda İİK.'nun 365/3. maddesi gereğince KESİN olarak oy birliği ile karar verildi....

            İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; somut olayda ihalenin feshini isteyen şikayetçi borçlunun, kendisi dışındaki diğer ilgililere usulüne uygun tebliğ yapılmadığı hususunu, ihalenin feshi sebebi olarak ileri sürmesi mümkün olmadığı, şikayete konu taşınmazların özellik ve niteliklerinin gerçekte olduğu şekliyle belirtilmediği iddiasının satış öncesi döneme ilişkin bir şikayet olduğu, satış ilanı usulüne uygun şekilde 04/01/2022 tarihinde davacı borçluya tebliğ edildiği halde süresinde şikayet edilmediğinden, satış öncesi işlemler kesinleşmekle artık bu hususa dayalı olarak ihalenin feshi istenemeyeceği, kaldı ki satış ilanında da bilirkişi raporunda tespit edilen hususların yer aldığı, fesat iddiasının somutlaştırılmadığı gibi bu hususta herhangi bir delil de bildirilmediği ve sair hususlarda da hukuka aykırılık olmadığı gerekçesiyle ihalenin feshi talebinin reddine ve şikayetçi aleyhine şikayete konu 14 adet taşınmaz ihale...

              Mahkemece; iddia, savunma, bilirkişi raporu dosya kapsamına göre; alacaklı tarafından yasal iki yıllık süre içinde satış talep edildiği, ancak satış avansının bu süre zarfında yatırılmadığı, İİK. 59. maddesi hükmü uyarınca satış avansı yatırılmasının zorunlu olduğu, bu haliyle süresinde yapılmış geçerli bir satış talebinin bulunmadığı anlaşıldığından şikayetin kabulü ile sıra cetvelinin iptaline karar verilmiştir. Karara karşı şikayet olunan vekilince istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine, Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 23....

                Şti.vekili, süresi içinde satış avansı yatırılarak satış talebinde bulunulduğunu ve müvekkilin haczinin ayakta olduğunu savunarak, davanın reddini istemiştir.Şikayet olunan ... (Temlik Alan ... Varlık A.Ş) vekili, şikayete cevap vermemiştir. Mahkemece, iddia, savunma ve dosya kapsamına göre; Şikayet olunan ....'nin haciz tarihinin 10.03.2008 olduğu, 12.01.2009'da satış avansını yatırmak suretiyle satış talebinde bulunduğu,İcra Müdürlüğü’nce kıymet takdiri yapılmadığından ilk satış talebinin reddine karar verilmiş olmasının şikayet olunanın haczini düşürmeyeceği, diğer şikayet olunanın da haciz tarihinin 10.09.2007 olduğu, 30.07.2009 'da satış avansını yatırmak suretiyle usulüne uygun ve süresinde satış talebinde bulunduğu ve haczin devam ettiği gerekçesiyle, şikayetin reddine karar verilmiştir. Kararı, şikayetçi vekili temyiz etmiştir....

                  Açıklanan nedenlerle şikayetin reddine ilişkin kararın onanması gerekirken, bozulduğu anlaşılmakla, şikayet olunan vekilinin karar düzeltme talebinin kabulü ile Dairemizin 27.12.2011 gün ve 2011/805-2876 E.K. sayılı kararının kaldırılmasına ve yerel mahkeme hükmünün onanmasına karar vermek gerekmiştir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle şikayet olunan vekilinin karar düzeltme talebinin kabulü ile Dairemizin 27.12.2011 gün ve 2011/805-2876 E.K. sayılı kararının kaldırılmasına ve yerel mahkeme hükmünün ONANMASINA, evvelce alınması gereken onama harcının temyiz eden şikayetçiden alınmasına, 18.01.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....

                    UYAP Entegrasyonu