Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Davalı alacaklı vekili cevap dilekçesinde özetle; öncelikle sayın mahkemece eldeki davanın dava dilekçesinde yazdığı gibi memur işlemini şikayet mi yoksa ihalenin feshi davası olarak nitelendirileceğinin tespit edilmesi gerektiğini zira memur işlemi şikayet ediliyorsa bu davada davacının memur işleminin dayanağı olan tensip kararının istenmesi yani HMK. md.194 gereğince davacıdan talebinin somutlaştırılması istenerek bu dava şartının açıklattırılması aksi takdirde davanın usulden reddi gerektiğini, olayın basit bir klavye hatası olarak nitelendirilemeyeceğini, iş bu satışın ikinci satış olduğunu ve ilkinin de benzer yöntemle iptal edildiğini, davacının kusurunun müvekkiline yüklenmemesi gerektiğini beyanla davanın reddine, davacı aleyhine para cezasına hükmedilmesini talep etmiştir. İlk derece mahkemesince; şikayetin kabulü ile, Emet İcra Müdürlüğünün 2020/43 Esas sayılı dosyasında 05/04/2022 tarihinde yapılan ihalenin feshine, dair karar verilmiştir....

Alacaklının icra mahkemesine başvurusu, İİK’nun 150/e-2 maddesi gereğince süresinde satış istenmemesi nedeni ile icra müdürlüğünün satış talebinin reddine ilişkin kararını şikayet olup, bu şikayet üzerine verilen karar yukarıda anılan yasa hükümleri uyarınca kesindir. Dairemizce incelenmesi istenen Bölge Adliye Mahkemesi kararı, İİK’nin 365/1-son maddesinde belirtildiği üzere KESİN nitelikte olduğundan, 5311 sayılı Kanunla değişik İİK'nun 364. maddesi ve 6100 sayılı HMK'nin 366.maddesinin göndermesi ile uygulanması gereken aynı Kanunun 352.maddesi uyarınca temyiz başvuru talebinin (REDDİNE), 07/10/2022 gününde oy birliğiyle karar verildi....

    belirterek taşınmazın satış işlemlerinin durdurulmasına ve iptaline karar verilmesini talep etmiştir....

    İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: Mahkemece, kıymet takdir raporunun şikayet edene 26.04.2021 tarihinde bizzat tebliğ edildiği, şikayet edenin rapora karşı itirazda bulunduğu, Osmaniye İcra Hukuk Mahkemesi'nin 2021/164 esas sayılı dosyasıyla yapılan yargılama sonucunda şikayetin kabulüyle taşınmazın değerinin 300.000 TL olduğunun tespitine karar verildiği, satış şartnamesinin tebliğine ilişkin yasal bir düzenleme bulunmadığı, şikayet edenin kendisi dışındaki kişilere yapılan usulsüz tebligat iddiasını ileri sürme imkanının olmadığı, örnek 6 icra emrinin şikayet edene 22.07.2020 tarihinde tebliğ edildiği, bu tarihten önce satışa hazırlık kapsamında taşınmazın ilk kıymet takdir raporunun alındığı, tebliğ tarihinden sonra 07.08.2020 tarihinde alacaklı vekili tarafından satış talebinde bulunulduğu, 10.08.2020 tarihinde satış avansı yatırıldığı, satışın yasal süre içinde istendiği, satış ilanının şikayet edene 16.11.2021 tarihinde tebliğ edildiği, şikayet edenin ilana karşı herhangi bir şikayet...

    Somut olayda, ihale konusu taşınmazlara ilişkin KDV oranının %18 olduğu ve damga vergisinin ihale alıcısından alınacağı belirtilerek satış kararı doğrultusunda gerekli yerlerde ve vasıtalarla ilan edildiği, İİK'nun 16/1. maddesinde öngörülen yasal sürede KDV oranı ve damga vergisinin şikayet konusu yapılmadığı anlaşılmaktadır. Görüldüğü gibi ihale alıcısı, ihale şartlarını bilerek ihaleye girmiş ve ihale konusu taşınmazları 24/06/2019 tarihinde sürdüğü pey ile almıştır. Buna göre; herkes için kesinleşmiş olan “ihale şartları” çerçevesinde yapılan ihaleden sonra taşınmaz bedellerine KDV ve damga vergisi uygulanmaması talebinin icra mahkemesinde ileri sürülemeyeceğinin kabulü gerekir. O halde, ilk derece mahkemesince, şikayetin reddi gerekirken, yazılı gerekçe ile istemin kabulü yönünde hüküm tesisi ve Bölge Adliye Mahkemesi'nce başvurunun esastan reddine karar verilmesi isabetsiz olup bozmayı gerektirmiştir. SONUÇ : ......

      Somut olayda, ihale konusu taşınmazlara ilişkin KDV oranının %18 olduğu belirtilerek satış kararı doğrultusunda gerekli yerlerde ve vasıtalarla ilan edildiği, İİK'nun 16/1. maddesinde öngörülen yasal sürede KDV oranı şikayet konusu yapılmadığı anlaşılmaktadır. Görüldüğü gibi ihale alıcısı, ihale şartlarını bilerek ihaleye girmiş ve ihale konusu taşınmazları 04/11/2019 tarihinde sürdüğü pey ile almıştır. Buna göre; herkes için kesinleşmiş olan “ihale şartları” çerçevesinde yapılan ihaleden sonra taşınmaz bedellerine KDV ve damga vergisi uygulanmaması talebinin icra mahkemesinde ileri sürülemeyeceğinin kabulü gerekir. O halde, ilk derece mahkemesince, şikayetin reddi gerekirken, yazılı gerekçe ile istemin kabulü yönünde hüküm tesisi ve Bölge Adliye Mahkemesi'nce başvurunun esastan reddine karar verilmesi isabetsiz olup bozmayı gerektirmiştir....

        Öyleyse, süresinde şikayet edilmeyen satış öncesi işlem kesinleştiğinden, artık bu hususa dayalı olarak ihalenin feshi istenemez. Öte yandan tebligat, herhangi bir hukuki işlem veya olaydan haberdar olmak için muhataba yapılan bir tebliğ (bildirim) işlemi olup, doğrudan doğruya tebligatın muhatabı tebliğ yapılan şahıs olduğundan tebligatın yapılmadığı veya usulsüzlüğü bizzat muhatap tarafından ileri sürülmediği sürece diğer ilgililerin bu tebligata ilişkin itiraz ve şikayet hakları yoktur. Bu kurallar ışığında, ihalenin feshini isteyen borçlunun, diğer borçlulara veya alacaklılara satış ilanı tebliğ edilmediğinden bahisle ihalenin feshini isteme hakkının bulunmadığının kabulü gerektiği sonucu ortaya çıkmaktadır. Bir başka anlatımla, diğer borçlu veya alacaklıya satış ilanının tebliğ edilmemiş olması, tebligat yapılmayan ilgilisine şikayet hakkı verir....

          İcra Hukuk Mahkemesinin 2016/1132 e sayılı dosyası ile meskeniyet iddiasında bulunduğunu, davanın reddine karar verildiğini, istinaf talebinin de reddedildiğini, süresi içinde satış talep edilip satış avansının da yatırıldığını, İİK 123 maddesine göre satış görevinin icra dairesine yüklenmiş olup, satış ne zaman yapılırsa yapılsın satış ve haciz talebinin ayakta olduğunu beyanla davanın reddine karar verilmesini istemiştir. İstanbul Anadolu 17. İcra Hukuk Mahkemesi'nin 11/10/2022 gün, 2022/469 Esas- 2022/592 Karar ilamı ile, "İİK'nun 59. maddesi uyarınca bir işlemin yapılmasını isteyen alacaklı o işlemin yapılması için gerekli masrafı avans olarak peşin yatırmalıdır. Az da olsa satış avansının yatırılmış olması halinde, usule uygun satış talebi yapılmış sayılır....

          Somut olayda, ihalenin feshi isteminin esastan reddine karar verilen şikayet konusu menkullerden, muhammen bedeli 1.500,00 TL olan 1 adet Stankoınport marka 6P12 model freze tezgahının satış bedelinin 5.700,00 TL olduğu ve muhammen bedeli 40.000,00 TL olan 1 adet Proth marka HSGO-75150 AHR model taşlama tezgahının satış bedelinin 40.100,00 TL olduğu anlaşılmaktadır. Dolayısıyla muhammen bedelleri üzerinde satıldıklarından anılan menkuller yönünden zarar unsuru gerçekleşmemiştir. Yerleşik Yargıtay uygulamasına göre, satış bedelinin, muhammen bedelin üzerinde olması halinde ihalede zarar unsurunun gerçekleşmediğinin kabulü gerekir. Bu durumda şikayetçinin bu menkuller yönünden ihalenin feshini istemekte hukuki yararı yoktur. Mahkemece, anılan menkuller yönünden istemin bu nedenle reddi yerine işin esasının incelenerek sonuca gidilmesi yerinde değil ise de, sonuçta istem reddedildiğinden bu husus bozma nedeni yapılmamış, belirtilen nedenle sair temyiz itirazları yerinde görülmemiştir....

            diğer ilgililere satış ilanının tebliğ edilmediği hususunu ihalenin feshi sebebi olarak ileri süremeyeceği, satış ilanında satışa konu taşınmaz hakkında gerekli bilgilerin ve taşınmazın özelliklerinin yer almadığına dair şikayet satış öncesi döneme ilişkin bir şikayet olup satış ilanı tebliğ edildiği halde süresinde şikayet edilmeyen satış öncesi işlemler kesinleştiğinden artık bu hususa dayalı olarak ihalenin feshinin istenemeyeceği, ilan tarihi itibariyle ilanın yapıldığı Posta gazetesinin trajının 50.000 adetin üzerinde olduğu anlaşıldığı, 22.07.2020 tarihli satış kararında ilanın belediyede yapılmasına ilişkin bir karar alınmadığı, ancak yine de ilan belediyeye gönderildiği, takip dosyasındaki tutanaktan Karataş Belediyesinin ilanı 24.07.2020 tarihinde Mezat salonu divanhanesine asıldığının görüldüğü, ilanın İİK'nın 126. maddede belirtildiği şekilde yasaya uygun olarak yapıldığı, işin esasına girilmesi nedeniyle para cezasına hükmedilmesinin isabetli olduğu gerekçesi ile istinaf başvurusunun...

              UYAP Entegrasyonu