Somut olayda, ihalenin feshi isteminin esastan reddine karar verilen şikayet konusu taşınmazın satış bedelinin, muhammen bedelin üzerinde olduğu anlaşılmaktadır.Şikayetçinin ihalenin feshi isteminde, kıymet takdirine itiraz da etmediği gözetildiğinde zarar unsuru gerçekleşmemiş olup, şikayetçinin ihalenin feshini istemekte hukuki yararı bulunmamaktadır. Mahkemece istemin bu nedenle reddi yerine işin esasının incelenerek sonuca gidilmesi yerinde değil ise de, sonuçta istem reddedildiğinden bu husus bozma nedeni yapılmamıştır. Ancak, İİK'nun 134. maddesinin ikinci fıkrasının son cümlesinde işin esasına girilmeden ihalenin feshi talebinin reddi halinde şikayetçi aleyhine para cezasına hükmedilemeyeceği öngörülmektedir....
Müdürlüğü'nün 2006/2405 sayılı dosyasında haczin 07.04.2006 tarihinde konduğu, 04.04.2008 tarihinde alacaklı vekilince diğer işlemlerin masraflarının yanında ayrıca ....800,00 TL satış avansı yatırılarak yasal süre içinde satış talebinde bulunulduğu, alacaklı vekilinin talebi ile müşterek mülkiyete konu taşınmazın ortaklığının satış yoluyla giderilmesi için dava açma konusunda alacaklı vekiline yetki verildiği, ....03.2010 tarihinde haciz devam ederken alacaklı vekilince masraf önceden yatırılıp satış yapılmadığından yasal süre içinde satış talebinin yenilendiği, 04.05.2010 tarihinde verilen yetki doğrultusunda ... .... Sulh Hukuk Mahkemesi'nde ortaklığın giderilmesi davası açıldığı, davanın karar aşamasına geldiği sırada şikayetçi vekilince açılan ortaklığın giderilmesi davası sonucu dava konusu taşımazın ... .......
ŞİKAYET Şikayetçi borçlular vekili şikayet dilekçesinde; davalı alacaklı tarafından, müvekkilleri aleyhine Ankara Gayrimenkul Satış İcra Dairesinin 2021/1217 E. sırasına kayden ipoteğin paraya çevrilmesi yolu ile ilamlı takip başlatıldığını, takipte tüm tebligatların Tebligat Kanunu ve Tebligat Kanunu'nun Uygulanmasına Dair Yönetmelik'e aykırı olduğunu, satış ilanının tüm ilgililere tebliğ edilmeden ihale yapıldığını, bu nedenle ihalenin feshi gerektiğini, müvekkili ...'a çıkartılan satış ilanı tebligatının 11.01.2022 tarihinde iade geldiğini, borçlulara satış ilanının usulüne uygun şekilde tebliğ edilmediğini, müvekkiline gönderilen kıymet takdiri tebliğ mazbatasının da TK ve ilgili yönetmeliğe uygun gönderilmediğini, kıymet takdiri raporu ve satış ilanının tapu sicilindeki ilgili olan herkese tebliğ edilmediğini, müvekkilinin ihaleden 11.03.2022 tarihinde haberdar olduğunu belirterek ihalenin feshine karar verilmesini talep etmiştir. II....
Birleşen dosyada şikayetçi vekili, kendisine tebliğ edilemeyen sıra cetvelinde dava dışı borçlu tarafından satış bedelinin bir kısmı temlik edilmiş olmasına rağmen alacağına yer verilmemiş olmasının hukuka aykırı olduğunu, şikayet olunanın haczinin iki yıllık süre içerisinde satış masrafı yatırmadığından düştüğünü, haczin yenilenmesi diye bir kavramın kanunda olmadığını, düşen haciz sebebiyle şikayet olunana pay ayrılamayacağını ileri sürerek, sıra cetvelinin iptalini talep ve şikayet etmiştir. ../.. S.2. Birleşen dosyada şikayet olunan vekili, meskeniyet iddiasıyla dosya açıldığından satışın durduğunu, duran 11 aylık sürede satışın işlemediğini savunarak, şikayetin reddini istemiştir. Mahkemece, iddia, savunma ve tüm dosya kapsamına göre; .... sayılı kararı ile şikayetçinin haczinin düşmemiş olduğuna karar verildiği, dolayısıyla şikayet konusu taşınmaz üzerinde.... 16.372,56 TL 'lik ve.......
İcra Hukuk Mahkemesi'nin 2020/761 E. sayılı dosyasında yapılan şikayetin kesinleşmemesi nedeniyle İİK'nın 364/3. maddesine aykırı olarak satış yapılmasının usulsüz olduğunu, satış ilanında KDV hususunda çelişkili ifadeler bulunduğunu, İİK'nın 133. maddesinin 7343 sayılı Yasa'nın yürürlüğe girmesi ile mülga edilmesine rağmen satış ilanında bu maddeye yer verilmesinin tereddüt oluşturduğunu ve satışa esas alınan imar durum bilgisinin üzerinden çok uzun zaman geçmesine rağmen güncel imar durumu araştırılmadan satış yapılmasının hatalı olduğunu, bu hususlara ilişkin İstanbul 6. İcra Hukuk Mahkemesi'nin 2022/144 E. sayılı dosyasında şikayet yoluna başvurulduğunu ileri sürerek tapunun 5 parselinde kayıtlı taşınmaz ihalesinin feshini talep etmiştir. II....
Mahkemece; iddia, savunma, bilirkişi raporu dosya kapsamına göre; alacaklı tarafından yasal iki yıllık süre içinde satış talep edildiği, ancak satış avansının bu süre zarfında yatırılmadığı, İİK. 59. maddesi hükmü uyarınca satış avansı yatırılmasının zorunlu olduğu, bu haliyle süresinde yapılmış geçerli bir satış talebinin bulunmadığı anlaşıldığından şikayetin kabulü ile sıra cetvelinin iptaline karar verilmiştir. Karara karşı şikayet olunan vekilince istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine, Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 23....
Mahkemece bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonucunda, İİK'nın 106 ve 110. madde hükümleri alacaklının takibi sürüncemede bırakmaması amacıyla getirilmiş olup bu amaca uygun olarak şikayetçi tarafından İİK'nın 106. maddesindeki 2 yıllık süre içerisinde İİK'nın 59. maddesine uygun olarak satış talep edilerek avansı yatırılmış olmakla, bir daha satış istemesine gerek kalmaksızın, haczi ve satışının ayakta olduğunun kabulünün gerektiği, satışın da aynı iki yıl içinde yapılmasının zorunlu olduğu, aksi halde haczin düşeceği yönünde yasada bir hüküm bulunmadığı, alacaklıya yüklenen görev, süresinde satış isteyerek avansı yatırmak olup,. İİK'nın 123. maddesinde satış görevi, icra dairesine yüklenmiş olmakla satış ne zaman yapılırsa yapılsın, haciz ve satış talebinin ayakta kalacağı gerekçesiyle şikayetin kabulüne karar verilmiştir. Kararı şikayet olunanlar vekilleri temyiz etmiştir....
İcra Müdürlüğü'nün 2010/2882 sayılı dosyasındaki alacağı nedeniyle 17.05.2010 tarihinde borçlunun taşınmazlarının haczedildiğini, satış sonrası düzenlenen sıra cetvelinde dağıtıma konu bedelin tamamının şikayet olunana ait ... 2. İcra Müdürlüğü'nün 2006/10527 sayılı dosyasına ödenmesine karar verildiğini, ancak satış tarihi itibariyle şikayet olunanın haciz ve takibinin düştüğünü, takibini yenilemeksizin sadece haciz yenilemesinin mümkün olmadığını ileri sürerek, şikayet olunanın 2006/10527 sayılı takip dosyasının sıra cetvelinden çıkartılarak satış bedelinin müvekkilinin dosyasına aktarılmasına karar verilmesini talep etmiştir. Şikayet olunan vekili, takip talebinin yenilenmesine gerek olmaksızın haczin yenilenmesinin istenebileceğini savunarak, şikayetin reddini istemiştir....
Mahkemece, iddia, savunma ve tüm dosya kapsamına göre, şikayet edilenin haciz tarihinin 07.04.2006 olduğu ve 04.04.2008 tarihinde diğer masraflarla birlikte 1.800,00 TL satış avansı yatırılarak süresinde satış talebinde bulunulduğu, 23.03.2010 tarihinde haciz devam ederken alacaklı vekili tarafından masraf önceden yatırılıp satış yapılmadığından yasal süre içerisinde satış talebinin yenilendiği, İcra Mahkemesi'nce 06.04.2010 tarihinde verilen yetki doğrultusunda ortaklığın giderilmesi davası açıldığı, buna göre 07.04.2006 tarihinde konan haczin satış tarihinde düştüğüne ilişkin iddialar ile tüm alacaklıları alakadar eden masrafların satış bedelinden öncelikle ödenmesi gerekirken bu hesaplamaların yapılıp paraların ödenmediği iddialarının sabit olmadığı gerekçesiyle şikayetin reddine karar verilmiştir. Kararı, şikayetçi vekili temyiz etmiştir....
Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme Uyuşmazlık; icra müdürlüğünün haciz ve satış talebinin reddi kararına ilişkin şikayet niteliğindedir. 2. İlgili Hukuk İİK'nın 16, 1163 Sayılı Kanun'un 19/son maddesi 3. Değerlendirme 1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür. 2. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup alacaklının temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir. VI....