İCRA HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 28/10/2020 NUMARASI : 2020/660 2020/621 DAVA KONUSU : Meskeniyet İddiası KARAR : Yukarıdaki mahal esas ve karar numarası ayrıntılı olarak belirtilen İlk Derece Mahkeme kararının süresi içinde istinaf kanun yoluna başvurulmuş olmakla dosya mündericatında tüm bilgi ve belgeler okunup tetkik edildikten sonra heyetçe yapılan müzakere sonunda duruşma açılmasına gerek görülmeksizin gereği görüşülüp düşünüldü. GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ : Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Bursa 9....
Şikayete konu taşınmazda şikayetçi borçlunun el birliği ile mülkiyet hakkının olması, bu pay dolayısıyla var olan evi kullanma hakkına dayalı olarak meskeniyet şikayetinde bulunma hakkını şikayetçiye verir. Şikayetçinin payının değeri bilirkişi raporu ile 66.430 TL olarak belirlenmiştir. Şikayetçinin haline uygun 2+1 evi en uygun 250.000 TL bedelle alabileceği bilirkişi raporuyla sabit olduğundan meskeniyet şikayetinin kabulü kararı hukuka uygundur. İİK 82/1- 12. maddesine dayalı olarak haczedilmezlik şikayetinde bulunulabilmesi için şikayet tarihi itibariyle hukuken geçerli bir haczin varlığı şart olduğu gibi haczin yargılama süresince de ayakta kalması gerekir. Bu nedenle borçlunun veya borçlunun eşi tarafından haczedilmezlik şikayetinde bulunması üzerine öncelikle İİK 106- 110 maddeleri uyarınca haczin düşmüş olup olmadığının belirlenmesi gerekir....
münasip olduğu anlaşılmış olup mahkemece meskeniyet şikayetinin kabulü ile taşınmaz üzerindeki haczin kaldırılmasına karar verilmesinde usul ve yasaya aykırılık bulunmadığı, Davalı alacaklı tarafın istinaf sebepleri yönünden yapılan incelemede, dairemizin kaldırma kararında da belirtildiği üzere her haczin borçluya yeni bir şikayet hakkı tanıyacağından 2015 ve 2016 yıllarında taşınmazın tapu kaydına konulan hacizlere ilişkin olarak alacaklı tarafın satış talebinde bulunmuş ve satış avansı yatırmış olmasının sonradan konulan hacizlere ilişkin borçlunun şikayet hakkını ortadan kaldırmayacağı, alınan bilirkişi raporunun Yargıtay içtihatları doğrultusunda denetime ve hüküm kurmaya elverişli olduğu, davalı alacaklı aleyhine yargılama gideri ve vekalet ücreti hükmedilmesinin isabetsiz olduğu yönündeki iddiasının ise kendini vekil ile temsil ettiren davacı borçlunun şikayetinin kabulüne karar verildiği ve yargılama sırasında davalı tarafın davanın reddini savunduğu görülmekle aleyhine yargılama...
Delillerin Değerlendirilmesi ve Gerekçe; Borçlu, icra mahkemesine başvurusunda, meskeniyet iddiası ile taşınmaz üzerindeki haczin kaldırılmasını talep etmiş, mahkemece, istemin kabulüne karar verildiği görülmüştür. İİK. nun 82. maddesinin 1.fıkrasının 12. bendinde yer alan haczedilmezlik şikayeti, İİK.nun 16/1.maddesi uyarınca 7 günlük süreye tabidir. Bu süre öğrenme tarihinden başlar. Öte yandan İcra ve İflas Kanunda taşınmaz üzerine konulan haczin yenilenmesi diye bir müessese mevcut olmayıp, aynı takip dosyasından olsa da konulan her haciz yeni bir haciz olup borçlunun her hacze yönelik olarak şikayet hakkı vardır....
DELİLLERİN TARTIŞILMASI, HUKUKİ SEBEP VE GEREKÇE: Dava, İİK’ nun 82/12. maddesine dayalı haczedilmezlik (meskeniyet) şikayetine ilişkindir. İstinaf kanun yolu başvurusuna konu edilen karar hakkında; 6100 sayılı HMK'nın 355. maddesindeki düzenleme gereğince, istinaf dilekçesinde belirtilen nedenler ve kamu düzenine ilişkin aykırılık bulunup bulunmadığı hususlarıyla sınırlı olarak inceleme yapılmıştır. İİK' nın 82. maddesinin 1. fıkrasının 12. bendi gereğince, borçlunun “haline münasip” evi haczedilemez. Meskeniyet iddiası, İİK' nın 16. maddesi kapsamında şikayet olup, aynı maddenin 1. fıkrası uyarınca haczin öğrenildiği tarihten itibaren yedi günlük sürede icra mahkemesine yapılmalıdır. Somut olayda, davacıya, davaya konu hacze ilişkin 103 davetiyesinin 26/10/2017 tarihinde tebliğ edildiği, davacının ise şikayetini 14/11/2017 tarihinde yaptığı görülmektedir....
Her ne kadar davacı vekili meskeniyet şikayetinde bulunmuş ise de, icra dosyasının incelenmesinde meskeniyet şikayetine konu taşınmaza 19/10/2012 tarihinde haciz konulduğu, 24/01/2013 tarihinde kıymet takdirine ilişkin bilirkişi raporunun düzenlendiği, kıymet takdirine ilişkin bilirkişi raporunun davacı borçluya 25/02/2013 tarihinde tebliğ edildiği, mahkememize meskeniyet şikayeti davasının ise 20/04/2017 tarihinde, yaklaşık olarak 4 yıl sonra açıldığı, 7 gün olan şikayet süresi içerisinde borçlu tarafından haczedilmezlik şikayetinde bulunulmadığı anlaşılmakla, meskeniyet şikayetinin süre aşımı nedeniyle reddine..." dair karar verildiği görülmüştür....
Mahkemece; Davacının meskeniyet şikayetinin aktif husumet yokluğu nedeniyle HMK'nın 114/1- d ve HMK'nın 115/2. maddesi gereği usulden reddine, şeklinde karar verildiği görülmüştür....
Mahkeme; alacaklı T2 vekili tarafından borçlu Zeki Demir aleyhine kambiyo senetlerine özgü icra takibi başlatıldığı, şikayetçinin haczedilen taşınmazın aile konutu olduğunu ve bu konuda şerh konulduğunu belirterek meskeniyet şikayetinde bulunduğu, meskeniyet şikayetlerinin 7 günlük şikayet süresine tabi olduğu, tapu kaydının incelenmesinde, taşınmaza alacaklı haczinin 10.12.2020 tarihinde konulduğu, 01.03.2021 tarihinde şikayetçi Havva Demir'in talebi ile aile konutu şerhi işlendiği, şikayetçinin 01.03.2021 tarihi itibariyle hacizden haberdar olduğu, 7 günlük süre içerisinde meskeniyet şikayetinde bulunmadığı gerekçesiyle şikayetçinin meskeniyet şikayetinin süre yönünden reddine karar vermiştir....
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE : Tüm dosya kapsamı uyarınca;; şikayet, davacıya ait taşınmaz üzerindeki haczin İİK. 'nun 82/1- 12. Maddesi (meskeniyet iddiası) uyarınca kaldırılması istemine ilişkindir. İİK'nun 82. maddesinin 1. fıkrasının 12. bendi gereğince, borçlunun "haline münasip" evi haczedilemez. Bir meskenin borçlunun haline uygun olup olmadığı adı geçenin haciz anındaki sosyal durumuna ve borçlu ile ailesinin ihtiyaçlarına göre belirlenir. Buradaki "aile" terimi, geniş anlamda olup, borçlu ile birlikte aynı çatı altında yaşayan, bakmakla yükümlü olduğu kişileri kapsar....
Maddesine göre, meskeniyet iddiası sadece haciz işlemine karşı ileri sürülebilir, ipoteğe karşı meskeniyet iddiası ileri sürülemeyeceğini, davacıların murisi Sıddıka Pehlivan, maliki olduğu taşınmazı, dava dışı oğlu-mirasçısı Kamil Pehlivan'ın açılmış ve açılacak tüm kredilerinin teminatını teşkil etmek üzere müvekkil banka lehine ipotek ettirdiğini, müvekkil banka tarafından vefat eden muris Sıddıka Pehlivan'ın veraset ilamına göre mirasçılarına ihtarname çekilmiş, borcun ödenmemesi üzerine ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla takibe geçildiğini, İpotek konusu taşınmaz, kredi borcunun teminatını oluşturacağından ve İpoteğe karşı meskeniyet iddiası ileri sürülemeyeceğinden davanın reddine karar verilmesini ve yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yüklenmesine karar verilmesini talep etmiştir. İzmir 12. İcra Hukuk Mahkemesince yapılan yargılama sonunda davacıların davasının reddine karar verilmiştir....