, davacının bu davayı açmaktaki haklı korunmaya değer menfaatinin ne olduğu hususunun da belli olmadığını, söz konusu dava sadece şikayet davası olmasına rağmen istirdat davası konusu olan paraların geri verilmesine dair hatalı kararın da müvekkili lehine kaldırılması gerektiğini belirterek yerel mahkeme kararının kaldırılmasını talep etmiştir....
Yukarıda belirtilen ilke ve kurallar ile 28.02.2009 tarihinde yürürlüğe giren 5510 sayılı Kanun'un 93. maddesi değişikliğinin amacı borçlunun önceden muvafakati olmadan Sosyal Güvenlik Kurumu emekli maaşının haczinin engellenmesi olup, İİK'nun 83/a maddesinin yürürlükten kaldırmadığından borçlu sadece malının tamamının haczedilememesi hakkından feragat ettiğinden, haciz sonrası her zaman İİK'nun 83. maddesi çerçevesinde icra mahkemesinde kendisinin ve ailesinin geçimine yetecek miktardan fazla haciz yapıldığını şikayet yolu ile ileri sürebilir. Başka bir deyişle Sosyal Güvenlik Kurumu'ndan emekli maaşı alan borçlunun hacizden önce maaşına haciz konulmasına muvafakati sadece icra memuruna ...'na maaş haczi müzekkeresi yazması için izin niteliğinde olup, maaşa konulacak haczin miktarı yönünden İİK'nun 83/a maddesi kapsamında geçerli bir muvafakatin olduğu şeklinde yorumlanamaz....
Yine, İİK'nun 16. maddesinde; “Kanunun hallini mahkemeye bıraktığı hususlar müstesna olmak üzere İcra ve İflas dairelerinin yaptığı muameleler hakkında kanuna muhalif olmasından veya hadiseye uygun bulunmamasından dolayı icra mahkemesine şikayet olunabilir. Şikayet bu muamelelerin öğrenildiği tarihten yedi gün içinde yapılır. Bir hakkın yerine getirilmemesinden veya sebepsiz sürüncemede bırakılmasından dolayı her zaman şikayet olunabilir” düzenlemesi yer almaktadır. Somut olayda; takip dosyasından borçlunun çalıştığı kuruma yazılan maaş haciz müzekkeresine istinaden, şikayetçi alacaklının 18.09.2013 tarihli başvurusu ile icra müdürlüğünden, borçlunun çalıştığı kurum tarafından başka dosya hacizlerinin şikayete konu dosya haczinden önceye kaydedildiği iddiasıyla haciz kesinti sırasının düzeltilmesi için Toki-......
maaş haczi müzekkeresi göndermiştir....
Hukuk Dairesinin 2022/428 Esas 2022/523 Karar sayılı ihtiyati haciz kararı gereğince davacının tüm malvarlığına ihtiyati haciz uygulanabileceğinden davacının kurumdan aldığı maaşının da kurumdaki hak ve alacağı olması nedeniyle haciz konulduğunu, maaş haczinin hukuka uygun olduğunu, ihtiyati haciz kararında kastedilen hususun davacının kurumdan aldığı maaşa haciz konulamayacağı değil, maaşın tamamının haczedilemeyeceği için ve banka maaş hesabının diğer ödemeler için de kullanılması nedeniyle davacının "banka mevduatlarındaki maaş hesapları" hariç tutulması olduğunu, icra müdürlüğü yazısında da belirtildiği üzere davacının bankada bulunan maaş hesabına haciz uygulanmasının önüne geçildiğini, mahkeme ara kararı ile takibin davacı yönünden tedbiren durdurulmasına ilişkin kararının da hukuka uygun olmadığını, ihtiyati haciz kararının İİK'nun 264/3 maddesi gereği icra takibine konu ihtiyati haciz kararı gereği borçlunun tüm malvarlığına ihtiyati haczin uygulandığını, takibe itiraz edilmesinin...
Hukuk Dairesinin 2022/428 Esas 2022/523 Karar sayılı ihtiyati haciz kararı gereğince davacının tüm malvarlığına ihtiyati haciz uygulanabileceğinden davacının kurumdan aldığı maaşının da kurumdaki hak ve alacağı olması nedeniyle haciz konulduğunu, maaş haczinin hukuka uygun olduğunu, ihtiyati haciz kararında kastedilen hususun davacının kurumdan aldığı maaşa haciz konulamayacağı değil, maaşın tamamının haczedilemeyeceği için ve banka maaş hesabının diğer ödemeler için de kullanılması nedeniyle davacının "banka mevduatlarındaki maaş hesapları" hariç tutulması olduğunu, icra müdürlüğü yazısında da belirtildiği üzere davacının bankada bulunan maaş hesabına haciz uygulanmasının önüne geçildiğini, mahkeme ara kararı ile takibin davacı yönünden tedbiren durdurulmasına ilişkin kararının da hukuka uygun olmadığını, ihtiyati haciz kararının İİK'nun 264/3 maddesi gereği icra takibine konu ihtiyati haciz kararı gereği borçlunun tüm malvarlığına ihtiyati haczin uygulandığını, takibe itiraz edilmesinin...
Taahhüt tarihinden sonra yapılan hacizlerin taahhüte bağlı olarak kaldırılabilmesi gerekir ancak olayımızda taahhüt tarihinden sonra yapılan ve şikayete konu maaş haczinin kaldırılması mümkün değildir. Bu hususlar göz ardı edilerek talep dışında tüm hacizlerin kaldırılması kararı isabetsizdir. SONUÇ : Alacaklının temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda (2) nolu bentte yazılı nedenlerle İİK'nun 366. ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), peşin alınan harcın istek halinde iadesine, ilamın tebliğinden itibaren 10 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 12/09/2018 gününde oybirliğiyle karar verildi....
İSTİNAF NEDENLERİ: Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; dava dilekçesindeki beyanlarını tekrar ederek; müvekkili şirkete ilk maaş haczinin ulaştığı 08/12/2020 tarihinde borçlunun şirketten ayrılmış olduğunu, müvekkilinden hiçbir hak ve alacağının kalmadığını, 08/12/2020 tarihinden sonraki dönemde dosya borçlusu şirkette çalışmadığı için icra dosyasına ödenecek bir alacağının mevcut olmadığını, işverenin maaş haczine ilişkin gereğini yapmaması nedeni ile oluşan sorumluluğu maaş haczinin tebliğ tarihi ile işçinin işten ayrıldığı tarih arasındaki süre ile sınırlı olduğunu, müvekkili şirketin tüm dosya borcundan sorumlu olarak borçlu sıfatı ile dosyaya eklenmesinin ve mal varlığına ilişkin haciz uygulanmasının yasalara aykırı olduğunu belirterek mahkeme kararının kaldırılmasını talep etmiştir....
maaş kesintisinin yapılmadığını, Kayseri 3....
Şikayet dilekçesinde şikayetçi olarak şirketin isminin yazılı bulunmasından sonra şirket temsilcisinin ismi yazılı ise de, şikayet dilekçesi T1 Şirketi adına vekili Av. T2 tarafından verilmiş ve şikayete şirket vekili olduğuna dair vekaletname eklenmiştir. İİK'nın 16. maddesi uyarınca şikayet yoluna icra müdürlüğünün işleminden zarar gördüğünü ileri süren herkes başvurabilir. Şikayet yoluna başvurabilmesi için şikayet konusu işlemin iptali veya düzeltilmesinde şikayette bulunanın korunmaya değer hukuki bir yararının bulunması ve o işlemin doğrudan doğruya şikayetçinin kendi hukuki durumuna ilişkin olması ve işlemin şikayetçinin zararına bulunması gerekir. Bir başka deyişle, şikayet edebilmek için, hukuken korunmuş menfaatleri ihlal olunan durumunda bulunmak gerekir (Mustafa Oskay, Coşkun Koçak ve arkadaşları, İİK şerhi, Turhan Kitabevi, Ankara, 2007, 1. cilt, s. 138)....