GEREKÇE : Uyuşmazlık davacı borçluya ait aracın engelli aracı olduğundan haczedilmezlik şikayeti ile haczin kaldırılması talebinin reddine dair memur muamelesini şikayet niteliğindedir....
Hukuk Dairesi'nin 09.02.2022 tarihli, 2021/1778 E, 2022/144 K. sayılı ilamıyla istinaf talebinin esastan reddine karar verildiği, dosyanın halen derdest olup temyiz aşamasında olduğu, davacının ihtiyati hacizlerin kaldırılması talebinde bulunduğu, icra müdürlüğünce talebin reddedildiği ve bu işleme karşı şikayet yoluna başvurulduğu anlaşılmıştır. Mahkemenin İİK. nun 281/2.maddesine dayalı olarak verdiği bu ihtiyati haciz kararı, ihtiyati tedbir mahiyetinde olup, şikayet ihtiyati tedbir kararının uygulanmasına yöneliktir....
iddiasına ilişkin varakanın alacaklı ve borçluya tebliğ edildiğini ancak taraflarca istihkak iddiasına itiraz edilmediğini, bu nedenle istihkak iddiasının kabul edilmiş sayıldığını ve haczin kaldırılması gerektiğini, bu doğrultuda icra müdürlüğüne istihkak iddiasının kabul edilmiş sayılması sebebiyle haczin kaldırılması talebinde bulunulduğunu ancak talebin usul ve yasaya aykırı şekilde reddedildiğini beyan etmiş, müdürlük kararın kaldırılmasına ve hacizlerin kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir....
Dairesince 6183 Sayılı Yasa uyarınca yapılan takip sırasında davacının maaşına haksız olarak haciz uygulandığı ileri sürülerek haczin kaldırılması istenmiştir. Bu talep, tahsil dairesinin yanlış uygulamasının şikayet yoluyla kaldırılması niteliğinde olduğundan 2577 Sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 1 ve 2. maddeleri uyarınca davaya bakmak görevi adli yargıya değil idari yargıya “vergi mahkemesine” aittir. Bu nedenle mahkemece dava dilekçesinin görev yönünden reddine karar verilmesi gerekirken kamu düzenine ilişkin bu husus gözardı edilerek davanın esası hakkında hüküm tesisi doğru olmadığından karar bozulmalıdır. SONUÇ: Yukarıda açıklanan sebeplerle hükmün BOZULMASINA, bozma nedenine göre sair temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına, fazla alınan temyiz peşin harcının istek halinde temyiz eden davacıya geri verilmesine, 21.06.2010 gününde oybirliğiyle karar verildi....
Asliye Hukuk Mahkemesinin 29.11.2011 tarihli ve 2011/360 Esas, 2011/282 Karar sayılı kesinleşmiş önalım hükmü ile davacılar adına tesciline karar verilen taşınmazlar üzerinde önceki malikin borcu için tedbir kararından sonra konulan haciz şerhlerinin kaldırılması istemine ilişkindir. Mahkemece, dava konusu bağımsız bölümlerde uygulanan hacizlerin önalım davasının açıldığı tarihten sonra konulduğu, talebin İİK'nın 16. maddesinde belirtilen icra ve iflas dairelerinin yaptığı muamelelerin kanuna aykırı veya hadiseye uygun bulunmadığı iddiasına dayalı şikayet niteliğinde olduğu değerlendirilerek, icra hukuk mahkemelerince incelenmesi gerektiğine, mahkemenin görevsizliği nedeniyle davanın dava şartı eksikliğinden usulden reddine, dosyanın icra hukuk mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir. Hükmü, davacılar vekili temyiz etmiştir. Dava, önalım davasında tedbir konulduktan sonra davalı malikin borcu için sonradan konulan haczin kaldırılması istemine ilişkindir....
Şikayet İİK'nun 266. maddesi gereğince teminat karşılığında ihtiyati haczin kaldırılmasıdır. Takibe başlandıktan sonra bu konuda karar verme yetkisi icra mahkemesine geçer. Somut olayda; alacaklı tarafından takip başlatılmadan 09.01.2018 tarihinde 78.413,32 TL üzerinden ... 9. Sulh Hukuk Mahkemesi'nin 2018/2 D. İş sayılı dosyasıyla ihtiyati haciz kararı alındığı, takip kesinleşmeden takipteki toplam borç miktarı olan 81.041,78 TL’yi karşılayacak tutarda 81.045,00 TL’nin borçlu tarafından nakit teminat olarak yatırıldığı görülmüştür. O halde; ilk derece mahkemesince verilen şikayetin reddi kararı yerinde olup, İİK'nun 266. maddesi uyarınca ihtiyati hacizlerin kaldırılması için ihtiyati haciz kararında belirtilen borç miktarı kadar teminat alınması yeterli iken, Bölge Adliye Mahkemesi’nin şikayet tarihi itibariyle dosya borcunun ulaştığı miktar üzerinden ödeme yapılması halinde ihtiyati haczin kaldırılmasının mümkün olduğuna dair gerekçesi isabetsizdir....
Kabule göre de; şikayet konusu edilen takip dosyası ile ilgili haczin kaldırılması gerekirken meskeniyet şikayetinin kabulü ile birlikte taşınmaz üzerinde bulunan ipoteğin de kaldırılması doğru bulunmamıştır. SONUÇ : Alacaklının temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK'nun 366 ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), peşin alınan harcın istek halinde iadesine, ilamın tebliğinden itibaren 10 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 16.06.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi....
İİK'nın 82/1 maddesine dayalı olarak haczedilmezlik şikayetinde bulunulabilmesi için, şikayet tarihi itibariyle hukuken geçerli bir haczin varlığı şarttır. Bu nedenle borçlunun haczedilmezlik şikayetinde bulunması üzerine, öncelikle İİK'nın 106 ve 110 maddeleri uyarınca haczin düşmüş olup olmadığının belirlenmesi ve halen geçerli ve devam eden bir haczin bulunup bulunmadığının mahkemece resen tespit edilmesi gerekir. Şikayet tarihinden önce anılan maddeler uyarınca haczin düştüğünün veya haczin kaldırıldığının belirlenmesi halinde, davacının düşen bir haczin kaldırılmasını istemekte hukuki yararı olmayacağından meskeniyet şikayetinin fuzuli yapıldığının kabulü gerekir....
Taşınmaz üzerine konulan haczin kaldırılması istemi icra memurunun işlemine yönelik şikayet mahiyetinde olduğundan şikayet koşulları doğrultusunda çözümlenmesi gerekir. Somut olayda, davacı 3.kişinin taşınmaz üzerine konan haczin kaldırılmasını talep ettiği görülmektedir. Mahkemece istem şikayet olarak kabul edilmeli ve işin niteliği gözetilerek süreye tabi olmadığı da nazara alınarak, işin esası incelenip neticelendirilmelidir. Eksik inceleme ve hatalı değerlendirmeyle yazılı şekilde hüküm tesis edilmesi isabetsizdir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı 3.kişi vekilinin temyiz itirazlarının kabulüyle hükmün İİK'nun 366 ve HUMK'nun 428. maddesi gereğince BOZULMASINA, taraflarca İİK'nun 366/3. maddesi gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 10 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine ve peşin harcın istek halinde temyiz edene iadesine 26.10.2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....
Meskeniyet nedeniyle haczin kaldırılması istemi İİK.nun 16. maddesine dayalı şikayet olup, anılan madde uyarınca inceleyecek mercii icra mahkemesidir. Yine, İİK'nun 4. maddesi uyarınca icra ve iflas dairelerinin işlemlerine karşı yapılan şikayetleri inceleme görevi şikayete konu işlemi yapan icra dairesinin bağlı olduğu yer icra mahkemesine aittir. Haciz de bir icra memurluğu işlemi olduğuna göre haczin kaldırılmasına ilişkin şikayeti inceleme görevi, şikayete konu haczi koyan icra dairesinin bağlı olduğu icra mahkemesine aittir. Anılan maddede düzenlenen yetki kuralı, kamu düzenine ilişkin olup kesin yetki niteliğindedir. O halde, mahkemece, şikayetçinin meskeniyet nedeniyle haczin kaldırılmasına ilişkin şikayetinin tefrik edilerek görevsizlik kararı verilmesi gerekirken, esasının incelenerek yazılı şekilde sonuca gidilmesi isabetsizdir....