Bu maddeye göre belediyenin haczedilmezlik şikayetinin kabul edilebilmesi için mahcuzların kamu hizmetinde fiilen kullanılması zorunludur. Asıl olan, alacaklının alacağına kavuşmasını sağlamak olduğundan, kural olarak borçluların tüm mallarının haczi mümkündür. Bir malın haczedilememesi için yasal bir düzenlemenin bulunması zorunludur. Haczedilmezlik istisnai bir durum olduğundan, bu yöndeki düzenlemelerini de dar yorumlanması gerekir. Buna göre, 5393 sayılı Belediye Kanunu'nun 15/son maddesinin de; dar yorumlanması gerekip, maddede açıkça haczedilmezlik için "fiilen kamu hizmetinde kullanılma" koşulunun kabul edilmesi karşısında, Belediye'ye ait bir malın haczedilmezliği ancak fiili durumunun tespiti ile belirlenmelidir. Somut olayda; ......
Ancak, talimat yazısı, borçluya ait menkul ve gayrimenkul mallar ile 3. kişilerdeki hak ve alacakların haczi yönünde ve genel nitelikli olmayıp da belli bir malın haczini isteyen "nokta haczi" biçiminde yazılmış ise bu halde anılan hacizle ilgili şikayet, talimatı yazan icra dairesinin bağlı olduğu icra mahkemesince incelenir. Bir başka deyişle böyle hallerde İİK'nın 79. maddesi hükmü uygulanamaz. Yine, haciz işlemi talimat yoluyla değil de doğrudan müzekkere yazılarak yapılmış ise haciz işlemini yapan icra dairesinin bağlı olduğu icra mahkemesi şikayetleri incelemede yetkilidir. Somut olayda; davacı vekili, icra müdürü tarafından borçlu hakkında uygulanan ihtiyati haciz kararının icrası sırasında borçlunun haczi kabil olmayan menkulleri hakkında haciz uygulandığını belirterek, haczedilmezlik şikayetinin kabulü ile haczin kaldırılmasını talep etmiştir. ... İcra Müdürlüğünün .../......
İcra Mahkemesi'nce bozma ilamına uyulmasına rağmen, İSKİ mallarının 2560 sayılı Yasa'nın 27. maddesi, 1580 sayılı Yasa'nın 19/7. maddesi ve İİK'nun 82. maddesi kapsamında haczedilmezlik şikayetinin esasının incelenmesi, bu hususta bankalardaki hesapların niteliği denetlenmeden, eksik inceleme ile karar verilmesi doğru değildir. Mahkeme gerekçesinde yer verilen dosyadaki hacizlerin kalkmış olması da haczedilmezlik şikayetinin esasının incelemesine engel değildir. Banka hesapları üzerinde inceleme yapılarak sonucuna göre karar verilmesi için mahkeme kararının yeniden bozulması yoluna gidilmiştir....
GEREKÇE : Uyuşmazlık davacı borçluya ait aracın engelli aracı olduğundan haczedilmezlik şikayeti ile haczin kaldırılması talebinin reddine dair memur muamelesini şikayet niteliğindedir....
DAVA KONUSU : Memur muamelesini şikayet ve haczedilmezlik şikayeti KARAR : İlk derece mahkemesi tarafından verilen karara karşı süresinde istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine dosya incelendi, gereği görüşülüp düşünüldü: Anayasanın 36. maddesinde; " herkes meşru vasıta ve yollardan faydalanmak suretiyle yargı merciileri önünde davacı ve davalı olarak iddia ve savunma ile adil yargılanma hakkına sahiptir. Hiçbir mahkeme görev ve yetki içindeki davaya bakmaktan kaçınamaz " düzenlemesi bulunmaktadır. Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'nin 6.maddesinde ise; " her şahıs gerek medeni hak ve vecibeleri ile ilgili nizalar, gerek ceza-i sahada kendisine karşı serdedilen bir isnadın esası hakkında karar verecek olan kanuni, müstakil ve tarafsız bir mahkeme tarafından davasının makul bir süre içerisinde hakkaniyete uygun ve aleni surette dinlenmesini istemek hakkına haizdir " hükmü mevcuttur....
Somut olayda, borçlu T1'ın haczedilmezlik şikayetinde bulunduktan ve söz konusu şikayet incelenip karara bağlandıktan sonra 31/08/2022 tarihinde öldüğü UYAP'tan alınan nüfus kayıt örneğinden anlaşılmaktadır. Bu durumda, mirasçının kendisi ve ailesinin ihtiyacı nedeniyle bu yargılamaya devam etmesi olanaklı değildir. Dolayısıyla şikayet konusuz kalmıştır. Diğer taraftan, şikayet konusuz kaldığından HMK.nun 331. Maddesine göre, yargılama giderleri ve vekalet ücretinden sorumlu olan tarafların belirlenebilmesi için dava tarihi itibarıyla haklılık durumunun tespiti gerekir. Somut olayda; ayrıntılı ve denetlemeye elverişli bilirkişi raporunda taşınmazın değerinin 270.000,00 TL olarak belirlendiği, borçlunun haline münasip ev alabileceği tutarın ise 180.000,00 TL civarı olarak tespit edildiği anlaşıldığından iki tarafta kısmen haklıdır....
Takipte davacı borçluya taşınmaz haczine ilişkin 103 davetiyesinin tebliğ edilmediği, davacının şikayet tarihinde muttali olduğunun kabulü gerektiği, daha evvel bir tarihte öğrendiğine dair delil bulunmadığından meskeniyet şikayetinin yasal süresinde yapıldığı anlaşılmıştır. İİK'nın 82/1 maddesine dayalı olarak haczedilmezlik şikayetinde bulunulabilmesi için, şikayet tarihi itibariyle hukuken geçerli bir haczin varlığı şarttır. Bu nedenle borçlunun haczedilmezlik şikayetinde bulunması üzerine, öncelikle İİK'nın 106 ve 110 maddeleri uyarınca haczin düşmüş olup olmadığının belirlenmesi ve halen geçerli ve devam eden bir haczin bulunup bulunmadığının mahkemece resen tespit edilmesi gerekir. Şikayet tarihinden önce anılan maddeler uyarınca haczin düştüğünün veya haczin kaldırıldığının belirlenmesi halinde, davacının düşen bir haczin kaldırılmasını istemekte hukuki yararı olmayacağından meskeniyet şikayetinin fuzuli yapıldığının kabulü gerekir....
Mahkemece yapılan yargılama sonucunda; somut olayda, davacı borçlunun meskeniyet iddiasına dayalı haczedilmezlik şikayetinde bulunduğu taşınmaza ilişkin yapılan kıymet takdiri tebliğinin usulüne uygun şekilde 20.05.2019 tarihinde gerçekleştirildiği, taşınmaza yapılan satış talebi sonrasında kıymet takdirinin öğrenilmesi ile şikayet süresinin başladığı, taşınmazın kıymet takdiri tebliği davacı borçluya 20.05.2019 tarihinde tebliğ edilmiş olup, davacı borçlunun 20.05.2019 tarihinde hacze muttali olduğunun kabulü gerekir. Bu durumda, 7 günlük yasal süre geçirildikten sonra 29.05.2019 tarihinde haczedilmezlik şikayeti için mahkemeye başvurulduğu belirtilerek, süre aşımından davanın reddine karar verilmiştir. İİK.nun 79. maddesi gereğince; haczolunacak malların başka bir yerde bulunması halinde icra dairesi, malların bulunduğu yer icra dairesine talimat yazarak haczin yapılmasını ister....
Bu ödemeler, iradi nitelikte ödeme sayılamayacağından, haczedilmezlik şikâyetinin esasının incelenmesine engel değildir. Borçlunun haczedilmezlik şikâyetinin kabulü hâlinde, borçlu alacaklıya ödenen paranın iadesini talep edebileceğinden şikâyetin esasının incelenmesinde hukukî yararı bulunmaktadır. Mahkemece haczedilmezlik şikâyetinin esası incelenerek haczedilemeyecek bir para tahsil edilmiş ise iadesine olanak sağlanması gerekirken yazılı gerekçeyle karar verilmesine yer olmadığına karar verilmesi isabetsizdir....
Asıl dava, müdürlük muamelesini şikayet,birleşen dava alacaklı tarafından İİK’nin 99. vd. maddesi uyarınca açılan istihkak iddiasının reddi talebi ve diğer birleşen dava ise üçüncü kişi tarafından ileri sürülen haczedilmezlik şikâyeti niteliğindedir. 1.Davalı üçüncü kişi vekilinin ve borçlu vekilinin asıl davaya yönelik temyiz itirazlarının incelenmesinde; Uyuşmazlık İİK'nin 97-99 maddelerinin uygulanmasına yönelik şikayet istemine ilişkindir. İcra mahkemesi kararlarından hangilerinin temyiz olunabileceği özel hükümlerle ve genel olarak da İİK'nin 363. maddesinde birer birer açıklanıp gösterilmiştir. Bunların dışında kalan mahkeme kararları kesindir....