Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Davacı borçlu vekili istinaf dilekçesinde özetle; belediyeye ait bir çok taşınmaz olduğunu ve değerli olduğunu, fazla miktarda uygulanan hacizlerin kaldırılması gerektiğini, hacizlerin harçsız olarak kaldırılması şikayeti yönünden verilen kararın da usul ve yasaya aykırı olduğunu beyan etmiş, kararın kaldırılmasına ve şikayetin kabulüne karar verilmesini talep etmiştir. Davalı tarafça istinafa karşı cevap dilekçesi sunulmamıştır. GEREKÇE: Uyuşmazlık, borçlu belediye tarafından bildirilen taşınmazlar dışındaki taşınmazlara haciz işlemi uygulanıp uygulanamayacağı, hacizlerin taşkın haciz olup olmadığı ve alacaklının muvafakati üzerine bu taşınmazlar üzerindeki hacizlerin kaldırılması aşamasında tahsil harcı alınıp alınmayacağı hususlarında toplanmaktadır. HMK'nın 297/2 maddesine göre, hükmün sonuç kısmında taleplerden her biri hakkında hüküm kurulması gerektiği açıkça düzenlemiş olup, bu husus kamu düzenine ilişkin olduğundan resen gözetilmelidir....

Davacı borçlu vekili istinaf dilekçesinde özetle; belediyeye ait bir çok taşınmaz olduğunu ve değerli olduğunu, fazla miktarda uygulanan hacizlerin kaldırılması gerektiğini, hacizlerin harçsız olarak kaldırılması şikayeti yönünden verilen kararın da usul ve yasaya aykırı olduğunu beyan etmiş, kararın kaldırılmasına ve şikayetin kabulüne karar verilmesini talep etmiştir. Davalı tarafça istinafa karşı cevap dilekçesi sunulmamıştır. GEREKÇE: Uyuşmazlık, borçlu belediye tarafından bildirilen taşınmazlar dışındaki taşınmazlara haciz işlemi uygulanıp uygulanamayacağı, hacizlerin taşkın haciz olup olmadığı ve alacaklının muvafakati üzerine bu taşınmazlar üzerindeki hacizlerin kaldırılması aşamasında tahsil harcı alınıp alınmayacağı hususlarında toplanmaktadır. HMK'nın 297/2 maddesine göre, hükmün sonuç kısmında taleplerden her biri hakkında hüküm kurulması gerektiği açıkça düzenlemiş olup, bu husus kamu düzenine ilişkin olduğundan resen gözetilmelidir....

Somut olayda borçlulara gönderilen icra emirleri usulüne uygun tebliğ edilmediğinden, Mahkemece buna ilişkin şikayet kabul edilerek, icra emirlerinin tebliğ tarihi 22.01.2013 olarak düzeltildiği halde, bu tarihe göre gerçekleşecek kesinleşme tarihinden önce konulan hacizlerin kaldırılması gerekir. Mahkemece haciz işlemine geçilebilmesi için İİK'nun 32. maddesinde belirtildiği şekilde usulüne uygun icra emri tebliği gerektiği, hususu nazara alınarak, takip kesinleşmeden önce konulan hacizlerin kaldırılması yerine, borçluların şikayetlerinin reddine karar verilmesi isabetsizdir. SONUÇ: Borçlular vekilinin temyiz itirazlarının kısmen kabulü ile hükmün açıklanan nedenlerle İİK'nun 366 ve 6100 sayılı HMK'nun Geçici 3. maddesi yollamasıyla 1086 sayılı HUMK'nun 428. maddesi gereğince BOZULMASINA,taraflarca HUMK'nun 388/4....

    Şikayet dilekçesinin incelenmesinde, şikayetçilerin sadece mal varlıklarına konulan hacizlerin ve yakalamaların kaldırılması talebinde bulundukları, ilk derece mahkemesince talep aşılmak suretiyle takibin iptaline karar verildiği görülmektedir. Oysa taleple bağlılık ilkesi uyarınca, takibin iptali talebi bulunmadığı nazara alınarak talepten fazlasına karar verilemez. O halde mahkemece dava dilekçesindeki talepler değerlendirilerek, şikayetçilerin mal varlıklarına konulan hacizlerin ve yakalamaların kaldırılması ile yetinilmesi gerekirken, HMK’nun 26. maddesine aykırı bir şekilde talep aşılarak takibin iptaline karar verilmesi isabetsiz olup kararın bu nedenle bozulması gerekir ise de, anılan yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını zorunlu kılmadığından kararın düzeltilerek onanması gerekmiştir. SONUÇ : Alacaklının temyiz itirazlarının kısmen kabulü ile Adana Bölge Adliye Mahkemesi 10....

      Mahkemece, bozma ilamı doğrultusunda, araştırma yapılarak alacaklı vekilinin kabul beyanı esas alınarak 20/05/2013 tarihinden sonra konulan tüm hacizlerin kaldırılmasına karar verilmiştir. İİK'nun 111. maddesi gereğince taksitle ödeme taahhütünün usulüne uygun olması halinde icra işlemlerinin durdurulacağı karar verilmesi mümkün iken tüm hacizlerin kaldırılmasına karar verilmesi isabetsizdir. Taahhüt tarihinden sonra yapılan hacizlerin taahhüte bağlı olarak kaldırılabilmesi gerekir ancak olayımızda taahhüt tarihinden sonra yapılan ve şikayete konu maaş haczinin kaldırılması mümkün değildir. Bu hususlar göz ardı edilerek talep dışında tüm hacizlerin kaldırılması kararı isabetsizdir....

        DAVA Şikayetçi borçlular şikayet dilekçesinde; İstanbul 6. İcra Hukuk Mahkemesinin 2020/1091 Esas sayılı dava dosyasında yapılan yargılama sonucunda 04.01.2021 tarih 2020/1091 E. - 2021/1K. sayılı ilamı ile icra takibinin şikayetçi borçlular yönünden iptaline karar verildiğini, takibin iptaline karar verilmesinin ardından hacizlerin kaldırılması için kararın icra müdürlüğüne sunulduğunu fakat icra müdürlüğünün 08.01.2021 ve 20.01.2021 tarihli kararları ile talebin reddine karar verildiğini bu kararların usul ve yasaya aykırı olduğunu, icra mahkemesi kararlarının uygulanması için kesinleşmesinin gerekmediğini ileri sürerek müdürlük kararlarının iptali ile hacizlerin kaldırılmasını talep etmişlerdir. II....

          Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; Yerel mahkemece taraflarınca yapılan şikayetin sanki dosya borçlusu tarafından yapılmış taşkın hacze ilişkin şikayet gibi değerlendirildiğini, icra dosyası incelendiğinde icra müdürlüğü tarafından sıra cetveline itiraz davasına konu paylaştırılacak toplam satış bedelinin 711.716.28 TL olduğunu, icra müdürlüğünce müvekkili aleyhine konulan hacizlerin bu bedelin kat be kat üzerinde olduğunu, icra dosya borçlusu olmayan ve borçlu aleyhine konulan diğer hacizler ile ilgisi bulunmayan alacaklı - müvekkili T1 aleyhine konulan taşkın hacizlerin kaldırılması gerekirken yerel mahkemece taşınmazlara ilişkin başkaca alacaklılar olduğu iddiası ile şikayetlerinin reddine karar verilmiş olmasının usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasını, davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir. Delillerin Değerlendirilmesi Ve Gerekçe; Uyuşmazlık, İstanbul Anadolu 14....

          İlk derece mahkemesi tarafından dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda; alacaklı tarafça şikayetçiler aleyhine icra takibi yapıldığı, şikayetçilerin banka hesaplarına İ.İ.K'nun 89/1 maddesi gereğince haciz ihbarnamesi gönderildiği, emekli maaşlarına yönelik olarak haciz talebinin bulunmadığı, ancak şikayetçi borçluların Türkiye İş Bankası Farabi Şubesindeki hesaplarına da haciz konulduğu, alacaklı tarafın talebi üzerine şikayet tarihinden önce 02/03/2018 tarihinde talep açılarak icra müdürlüğünce 30/07/2018 tarihi itibariyle hacizlerin fekkine dair ilgili bankaya yazı yazıldığı, şikayet tarihi itibariyle mevcut bir haczin bulunmadığı, şikayet tarihi itibariyle şikayetin yerinde olmadığı gerekçesi ile şikayetin reddine karar verilmiştir....

          Ancak, mahkemece davacı tarafından tüm hacizlerin kaldırılması talep edildiğinden davanın kısmen kabulüne karar verilerek ek 2 listede yer alan taşınmazlar yönünden hacizlerin kaldırılmasına karar verilmesi gerekirken bu ayrım yapılmaksızın hacizlerin tümünün kaldırılması hatalı olduğundan, davalının istinaf başvurusunun HMK'nun 353- (1)-b-2 maddesi uyarınca kısmen kabulü ile ilk derece mahkemesi kararının kaldırılarak aşağıdaki şekilde yeniden hüküm kurmak gerektiği anlaşılmıştır....

          Asliye Ticaret Mahkemesinin 2018/1307 Esas sayılı dosyasında verilen konkordato kararını ibraz ederek ihtiyati hacizlerin kaldırılmasını istediği, icra müdürlüğünün bu talebi reddetmesi üzerine red kararına karşı şikayet yoluna başvurduğu, ilk derece mahkemesi kararının gerekçesinde de belirtildiği üzere esas takibe geçilmeden infaz edilen ihtiyati haciz kararının kaldırılması İİK 266.madde 2.cümle kapsamında kararı veren mahkemeden istenebileceği anlaşılmakla istinaf talebinin esastan reddine karar vermek gerekmiş aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur....

          UYAP Entegrasyonu