Mahkemece; yargılama aşamasında dosya borcunun infaz edildiği ve davaya konu hacizlerin fekkedildiği gerekçesiyle şikayetin konusu kalmadığından esas hakkında hüküm kurulmasına yer olmadığına karar verilmesi üzerine hüküm; şikayetçi borçlu vekili tarafından temyiz edilmiştir. Somut olayda; şikayete konu icra takip dosyasına, haciz konulan banka hesabından şikayet tarihinden sonra para gönderildiği, alacaklılara ödendiği ve borçlu vekilinin hacizlerin kaldırılması talebi üzerine İcra Müdürlüğü'nce ilgili bankaya haczin kaldırılmasına dair yazı yazıldığı anlaşılmaktadır. Haciz nedeniyle hesaptan gelen paranın ödenmesi haczedilmezlik şikayetinin esasının incelenmesine engel değildir. Bu nedenle şikayet nedenleri incelenerek sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması isabetsizdir....
durdurulması kararının alacaklıya tebliğinden itibaren 7 gün içerisinde dava açılmadığından ihtiyati hacizlerin kalktığının kabulü gerektiğini, hacizlerin kaldırılması talebine dair 06.09.2017 tarihli dilekçelerinin icra müdürlüğünce reddedildiğini, 08.03.2019 tarihli talep dilekçesi ile bu kez, İİK 106 ve 110 maddeleri uyarınca hacizlerin kaldırılmasını talep ettiklerini, ancak bu talebinde ihtiyati haczi kaldırma yetkisinin olmadığından bahisle icra müdürlüğünce reddedildiğini, her iki kararın da açıkça yasaya aykırı olduğunu beyanla Gürpınar İcra Müdürlüğünün 12.09.2017 ve 11.03.2019 tarihli kararlarının ortadan kaldırılarak müvekkili aleyhine uygulanmış tüm hacizlerin kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir....
İcra Müdürlüğü'nün 2019/5603 esas sayılı takip dosyasında konulan taşkın hacizlerin kaldırılması ve dosyada blokeli meblağ dikkate alınarak İİK 266.maddesi kapsamında teminat olarak kabulü ile ihtiyati haciz kararının kaldırılması istemine ilişkindir. 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 297/2. maddesinde; "...Hükmün sonuç kısmında, gerekçeye ait herhangi bir söz tekrar edilmeksizin, taleplerden her biri hakkında verilen hükümle, taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, sıra numarası altında; açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gereklidir...." düzenlemesine yer verilmiştir....
DAVA KONUSU : ŞİKAYET (İCRA MEMUR MUAMELESİ) KARAR : TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ : Davacı- borçlu vekili dava dilekçesinde özetle; İstanbul 1. İcra müdürlüğünün 2009/40512 E. sayılı dosyasında yapılan takip nedeniyle müvekkil adına kayıtlı taşınmazlara alacaklının talebi üzerine 2013 yılında haciz şerhi konulduğunu, yatırılan satış avansının 10/04/2020 tarihinde geri çekilerek satış talebinden vazgeçildiğini, haciz şerhi 2013 yılına ait olup alacaklının satıştan vazgeçmesi nedeniyle İİK 110 maddeye göre hacizlerin düştüğünün açıkça anlaşıldığını, herhangi bir satış talebi ve satış avansı olmayan aynı zamanda Uyap sisteminde kapalı gözüken dosyada hacizlerin kaldırılması için yapmış oldukları talebinin reddedildiğini beyanla, şikayetlerinin kabulü ile müvekkil adına kayıtlı taşınmazlar üzerindeki haczin İİK 106- 110 maddeleri de gözetilerek kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir....
İcra Müdürlüğünün 2021/10578 Esas sayılı dosyasından verilen 26/07/2021 tarihli ve 11/08/2021 tarihli memur muamelelerini şikayet ile dosyada mübrez 05/08/2021 tarihli talepleri gibi müvekkilinin menkul ve gayrimenkullerinde bulunan hacizlerin kaldırılması ile ihtirazi kayıtla dosyaya yatırılan 610.725,00- TL'nin taraflarına iadesine karar verilmesini istemiştir. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ : İlk derece mahkemesince; ''Şikayet eden vekili dava dilekçesinde, İstanbul 11. İcra Hukuk Mahkemesinin 2021/629 E - 2021/829 K sayılı ilamı ile davanın kabulü İstanbul 32....
Davacı borçlu vekili istinaf dilekçesinde özetle; belediyeye ait bir çok taşınmaz olduğunu ve değerli olduğunu, fazla miktarda uygulanan hacizlerin kaldırılması gerektiğini, hacizlerin harçsız olarak kaldırılması şikayeti yönünden verilen kararın da usul ve yasaya aykırı olduğunu beyan etmiş, kararın kaldırılmasına ve şikayetin kabulüne karar verilmesini talep etmiştir. Davalı tarafça istinafa karşı cevap dilekçesi sunulmamıştır. GEREKÇE: Uyuşmazlık, borçlu belediye tarafından bildirilen taşınmazlar dışındaki taşınmazlara haciz işlemi uygulanıp uygulanamayacağı, hacizlerin taşkın haciz olup olmadığı ve alacaklının muvafakati üzerine bu taşınmazlar üzerindeki hacizlerin kaldırılması aşamasında tahsil harcı alınıp alınmayacağı hususlarında toplanmaktadır. HMK'nın 297/2 maddesine göre, hükmün sonuç kısmında taleplerden her biri hakkında hüküm kurulması gerektiği açıkça düzenlemiş olup, bu husus kamu düzenine ilişkin olduğundan resen gözetilmelidir....
Davacı borçlu vekili istinaf dilekçesinde özetle; belediyeye ait bir çok taşınmaz olduğunu ve değerli olduğunu, fazla miktarda uygulanan hacizlerin kaldırılması gerektiğini, hacizlerin harçsız olarak kaldırılması şikayeti yönünden verilen kararın da usul ve yasaya aykırı olduğunu beyan etmiş, kararın kaldırılmasına ve şikayetin kabulüne karar verilmesini talep etmiştir. Davalı tarafça istinafa karşı cevap dilekçesi sunulmamıştır. GEREKÇE: Uyuşmazlık, borçlu belediye tarafından bildirilen taşınmazlar dışındaki taşınmazlara haciz işlemi uygulanıp uygulanamayacağı, hacizlerin taşkın haciz olup olmadığı ve alacaklının muvafakati üzerine bu taşınmazlar üzerindeki hacizlerin kaldırılması aşamasında tahsil harcı alınıp alınmayacağı hususlarında toplanmaktadır. HMK'nın 297/2 maddesine göre, hükmün sonuç kısmında taleplerden her biri hakkında hüküm kurulması gerektiği açıkça düzenlemiş olup, bu husus kamu düzenine ilişkin olduğundan resen gözetilmelidir....
Somut olayda borçlulara gönderilen icra emirleri usulüne uygun tebliğ edilmediğinden, Mahkemece buna ilişkin şikayet kabul edilerek, icra emirlerinin tebliğ tarihi 22.01.2013 olarak düzeltildiği halde, bu tarihe göre gerçekleşecek kesinleşme tarihinden önce konulan hacizlerin kaldırılması gerekir. Mahkemece haciz işlemine geçilebilmesi için İİK'nun 32. maddesinde belirtildiği şekilde usulüne uygun icra emri tebliği gerektiği, hususu nazara alınarak, takip kesinleşmeden önce konulan hacizlerin kaldırılması yerine, borçluların şikayetlerinin reddine karar verilmesi isabetsizdir. SONUÇ: Borçlular vekilinin temyiz itirazlarının kısmen kabulü ile hükmün açıklanan nedenlerle İİK'nun 366 ve 6100 sayılı HMK'nun Geçici 3. maddesi yollamasıyla 1086 sayılı HUMK'nun 428. maddesi gereğince BOZULMASINA,taraflarca HUMK'nun 388/4....
Şikayet dilekçesinin incelenmesinde, şikayetçilerin sadece mal varlıklarına konulan hacizlerin ve yakalamaların kaldırılması talebinde bulundukları, ilk derece mahkemesince talep aşılmak suretiyle takibin iptaline karar verildiği görülmektedir. Oysa taleple bağlılık ilkesi uyarınca, takibin iptali talebi bulunmadığı nazara alınarak talepten fazlasına karar verilemez. O halde mahkemece dava dilekçesindeki talepler değerlendirilerek, şikayetçilerin mal varlıklarına konulan hacizlerin ve yakalamaların kaldırılması ile yetinilmesi gerekirken, HMK’nun 26. maddesine aykırı bir şekilde talep aşılarak takibin iptaline karar verilmesi isabetsiz olup kararın bu nedenle bozulması gerekir ise de, anılan yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını zorunlu kılmadığından kararın düzeltilerek onanması gerekmiştir. SONUÇ : Alacaklının temyiz itirazlarının kısmen kabulü ile Adana Bölge Adliye Mahkemesi 10....
Mahkemece, bozma ilamı doğrultusunda, araştırma yapılarak alacaklı vekilinin kabul beyanı esas alınarak 20/05/2013 tarihinden sonra konulan tüm hacizlerin kaldırılmasına karar verilmiştir. İİK'nun 111. maddesi gereğince taksitle ödeme taahhütünün usulüne uygun olması halinde icra işlemlerinin durdurulacağı karar verilmesi mümkün iken tüm hacizlerin kaldırılmasına karar verilmesi isabetsizdir. Taahhüt tarihinden sonra yapılan hacizlerin taahhüte bağlı olarak kaldırılabilmesi gerekir ancak olayımızda taahhüt tarihinden sonra yapılan ve şikayete konu maaş haczinin kaldırılması mümkün değildir. Bu hususlar göz ardı edilerek talep dışında tüm hacizlerin kaldırılması kararı isabetsizdir....