Bu sebeple taşınmazlar üzerindeki kesinleşmeden sonra konulan hacizlerin kaldırılması talebinin kabulüne, kesinleşme öncesindeki hacizlerin kaldırılması talebinin reddine" karar verildiği, kararının redde ilişkin kısmının şikayet konusu edildiği anlaşılmıştır....
İcra Hukuk Dairesinin 2020/170 Esas - 2020/482 Karar sayılı ilamı ile kesin olarak kaldırıldığını, bu haliyle takibe dayanak ilam ortadan kaldırıldığından icra dairesinde takiple konulan tüm hacizlerin kaldırılmasını ve yatan paranın iadesini talep ettiği, icra dairesinin hacizlerin kaldırılması ve tahsil edilen paranın iadesi talebini reddettiği, kararın usul ve yasaya aykırı olduğu şikayetiyle usul ve yasaya aykırı icra müdürlüğü kararının kaldırılarak hacizlerin kaldırılması ve dosyaya ödenen paranın iadesini talep ettiği anlaşılmış olup mahkememizce konuya ilişkin ilgili icra dairesine müzekkere yazılmış, 16/09/2020 tarihli müzekkere cevabında takip dosyasının durdurulduğu, bununla birlikte hacizlerin kaldırılması talebi ile yatan paranın iadesi talebinin reddine karar verildiği anlaşıldığı, mahkememizce yapılan değerlendirmede icra müdürlüğünce İİK'nın 40....
İcra Dairesi'nin 2013/7245 Esas sayılı dosyasına göre 03.04.2014 tarihinde dosyanın infaz olunması nedeniyle hacizlerin kaldırılmış olduğu ayrıca davalı vekilinin 01.07.2014 tarihli celsedeki beyanından da hacizlerin kaldırılmış olduğunun anlaşılması karşısında davanın konusuz kaldığı gerekçesiyle esas hakkında hüküm kurulmasına yer olmadığına karar verilmesi üzerine hüküm; şikayetçi borçlu vekili tarafından temyiz edilmiştir. Şikayete konu icra takip dosyasına, haciz konulan hesaplardan şikayet tarihinden sonra para gönderildiği, alacaklılara ödendiği ve alacaklı vekilinin hacizlerin kaldırılması talebi üzerine İcra Müdürlüğü'nce haczin kaldırılmasına dair yazı yazıldığı anlaşılmaktadır. Haciz nedeniyle hesaptan gelen paranın ödenmesi haczedilmezlik şikayetinin esasının incelenmesine engel değildir. Bu nedenle şikayetin esasının incelenip sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması isabetsizdir....
Bu hükümden, devam eden icra takiplerinde konulmuş hacizlerin kaldırılmasının 5393 sayılı Kanun'a eklenen fıkra hükümleri dikkate alınarak yapılması öngörülmekte olup, 5393 sayılı Kanun'a eklenen 15/son fıkrası uyarınca borçlu belediye, icra müdürlüğüne başvurmadan doğrudan icra mahkemesinden hacizlerin kaldırılması talebinde bulunamaz.Borçlu anılan hükümler uyarınca icra müdürlüğüne başvurarak borca yeter miktarda haczedilebilecek malı gösterdikten sonra, hacizlerin kaldırılmasını talep edebilir. İcra müdürlüğünce yürürlüğe giren bu hükümlere göre yapılacak işlem ve alınacak kararlara karşı şikayet yolu ile icra mahkemesine başvurulabilir....
İcra Müdürlüğünün 2013/7498 Esas sayılı dosyası üzerine 8 ayrı takip dosyası üzerinden konulan hacizlerin kaldırılmasını talep ettiği görülmektedir. İlk derece mahkemesince öncelikle 4 ayrı takip dosyası üzerinden Ankara ve İstanbul İcra Dairelerince konulan hacizlerin kaldırılması istemlerine ilişkin olarak, mevcut şikayet hakkında takip dosyalarının bulunduğu yer icra mahkemeleri şikayeti inceleme konusunda yetkili olacağından Ankara ve İstanbul İcra Dairelerince konulan hacizlerin kaldırılması talepleri hakkında İstanbul Anadolu İcra Mahkemesinin yetkili olmadığı gerekçesi ile yetkisizlik kararı verilmesi gerekmektedir....
Somut olayda davacının talebi haciz kararına itiraz niteliğinde olmayıp aradan geçen süre nedeniyle hacizlerin kaldırılmasına yönelik şikayet niteliğindedir. Davacının hacizlerin düştüğü iddiasına dayalı haczin kaldırılması istemi İİK.nun 16. maddesine dayalı şikayet olup, anılan madde uyarınca inceleyecek mercii icra mahkemesidir. Yine, İİK'nun 4. maddesi uyarınca icra ve iflas dairelerinin işlemlerine karşı yapılan şikayetleri inceleme görevi şikayete konu işlemi yapan icra dairesinin bağlı olduğu yer icra mahkemesine aittir. Haciz de bir icra memurluğu işlemi olduğuna göre haczin kaldırılmasına ilişkin şikayeti inceleme görevi, şikayete konu haczi koyan icra dairesinin bağlı olduğu icra mahkemesine aittir. Anılan maddede düzenlenen yetki ve görev kuralları kamu düzenine ilişkin olup kesin niteliktedir....
İLK DERECE MAHKEME KARARININ ÖZETİ : İlk derece mahkemesince " mahkeme kararları ile, şikayetçi şirket hakkında kesin mühlet kararı verildiği, ihtiyati haciz kararının icrasına mühlet karar tarihinden sonra başlanıldığı göz önünde bulundurulduğunda, mühlet içinde borçlu aleyhine 6183 sayılı AATUH Kanuna göre yapılan takipler de dahil olmak üzere hiçbir takip yapılamayacağı gibi alacaklı tarafından konulan hacizlerin de mühlet kararına aykırı olduğu açıktır. Şikayetçi tarafından, icra memurunun muamelesini şikayet ile 18/01/2019 tarihinden sonra konulan hacizlerin kaldırılması talep edildiği ve taleple bağlılık gereği 18/01/2019 tarihinden sonra konulan hacizlerin kaldırılmasına, şikayetin kabulüne; taleple bağlılık gereği İstanbul 26.İcra Müdürlüğünün 2019/4557 esas sayılı dosyasından 24/01/2019 tarihinde verilen kararın ve davacının geçici ve kesin mühlet içerisinde olduğu tarihlerde yapılan tüm hacizlerin kaldırılmasına " dair karar verildiği görülmüştür....
hacizlerin İİK'nun 106 ve 110. maddeleri gereğince kaldırılmasını talep ettiklerini, icra Müdürlüğünce 19/11/2018 tarihli karar ile “alacaklı vekilinin 28/11/2016 tarihli talebinin tahsil harcının yatırılması gerektiğinden bahisle ret edildiği, borçlu vekilinin 16/02/2017 tarihli talebi gereğince de tahsil harcının yatırılması gerektiğinden bahisle ret edildiği yine borçlu vekilinin 31/01/2018 tarihli talebinin de daha önceden aynı konuda karar verilmiş olması nedeni ile karar verilmesine yer olmadığı şeklinde karar verilmiş olduğu ve neticede tahsil harcının yatırılması halinde hacizlerin kaldırılmasına, borçlu vekilinin İİK 106- 110 maddeleri gereğince hacizlerin kaldırılması talebinin reddine" karar verildiğini; İcra Müdürlüğünün iş bu kararına karşı açmış oldukları şikayet davasında; İstanbul 26.İcra Hukuk Mahkemesinin 2018/812 esas, 2019/450 kararı sayılı kararı ile de; " Her ne kadar İcra müdürlüğünce tahsil harcı yatırılmadığından haciz işleminin kaldırılamayacağından bahisle...
Somut olayda, borçlu tarafından 05/09/2020 tarihinde icra mahkemesine başvurularak 02/09/2020 tarihli müdürlük kararının kaldırılması talep edilmiş olup, mahkemece şikayet tarihinden sonraki, 28/09/2020 tarihli müdürlük işleminin kaldırılmasına karar verildiği anlaşılmaktadır. Bu durumda, ilk derece mahkemesince; borçlunun şikayetinin kabulü ile 02/09/2020 tarihli müdürlük kararının kaldırılmasına karar verilmesi gerekirken, maddi hataya müstenit olarak şikayet başvurusundan sonraki tarihli müdürlük kararının kaldırılması isabetsiz olup, kararın belirtilen nedenle bozulması gerekir ise de, anılan yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını zorunlu kılmadığından, Bölge Adliye Mahkemesi kararının kaldırılması ile İlk Derece Mahkemesi kararının düzeltilerek onanması gerekmiştir. SONUÇ : Alacaklının temyiz itirazlarının kısmen kabulü ile ... Bölge Adliye Mahkemesi 3....
tüm hacizlerin kaldırılmasını talep etmiştir....