İcra Müdürlüğünün 2020/22620 Esas sayılı takip dosyası ile davacı alacaklı tarafından davalı borçlu ve dava dışı borçlu hakkında ilamsız icra takibi başlatıldığı, davalı borçluya çıkartılan ödeme emri tebligatının bila ikmal döndüğü, dava dışı borçluya çıkartılan ödeme emri tebligatının ikmalen döndüğü, her iki borçlunun ortak vekili tarafından borca itiraz edildiği, icra dairesince 07/12/2020 tarihinde takibin durdurulmasına karar verildiği görülmektedir. Davacı - alacaklı vekili tarafından 28/12/2020 tarihinde icra müdürlüğüne dilekçe verilerek tebligatı bila ikmal dönen davacı borçlu T3 ödeme emri tebligatı gönderilmesinin istenildiği, aynı tarihli memurluk kararı ile talebin reddine karar verildiği görülmektedir. Davalı borçlu T3 vekili aracılığıyla icra müdürlüğüne başvurarak borca itiraz etmiş ise de, ödeme emri davalı borçluya tebliğ edilmediği görülmektedir....
B.İstinaf Sebepleri Borçlu, itiraz dilekçesi içeriğini tekrar ederek, imzaya itiraz ile birlikte borca ve ferilerine de itiraz edildiğini, borca itirazlarının faize itirazı da kapsadığını, bu hususun mahkemece göz ardı edilerek usul ve yasaya aykırı karar verildiğini belirterek kararın kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir. C. Bölge Adliye Mahkemesi Kararı C.1.Gerekçe ve Sonuç Alacaklı bankanın vergi numarasının ve adresinin yazılı olmamasının ödeme emrinin iptalini gerektirmediği, eksikliğin her zaman giderilebileceği, ayrıca TTK'nın 722. maddesi gereğince alacaklının çek bedellerinin binde 3'ünü aşmamak üzere çek komisyonu talep edebileceği, İstanbul 14....
HUKUK DAİRESİ DOSYA NO : 2021/1192 KARAR NO : 2021/1212 T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A İ S T İ N A F K A R A R I İNCELENEN KARARIN MAHKEMESİ : NİĞDE İCRA HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 25/05/2021 NUMARASI : 2021/168 ESAS 2021/228 KARAR DAVA KONUSU : İcra Takibine İtiraz (Borca İtiraz) KARAR : Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararı aleyhine süresi içinde davacı vekili tarafından istinaf yasa yoluna başvurulmuş olmakla, HMK’nın 353. maddesi gereğince dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde işin gereği görüşülüp düşünüldü: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davalı tarafından icra takibinde kefil olarak bulunan müvekkili aleyhine başlatılan Niğde İcra Dairesi 2021/1827 Esas sayılı icra takibine ilişkin borca itiraz ettiklerini, müvekkilinin böyle bir borcunun olmadığını, başlatılan icra takibindeki % 16,75 den Avans faizi işletilmesinin de hukuka aykırı olduğunu, Merkez Bankasının belirtilen orandaki avans faizinin 19.12.2020 tarihinden itibaren...
İcra Müdürlüğü 2022/5041 Esas sayılı takip dosyasının incelenmesinde; davalı alacaklı tarafından diğer borçlu ile birlikte davacı keşideci borçlu aleyhine kambiyo senetlerine özgü haciz yoluyla icra takibine başlandığı, örnek 10 ödeme emrinin 16/04/2022 tarihinde borçluya tebliğ edildiği, borçlu vekilinin dosyaya vekaletname sunarak müvekkiline tebligatla birlikte ödeme emrinin tebliğ edilmediği belirterek icra müdürlüğünden usulüne uygun şekilde ödeme emri tebliğ edilmesine karar verilmesini talep ettiği, icra müdürlüğünün 13/05/2022 tarihli kararı ile borçlu vekilinin talebinin reddine karar verildiği, bu karara karşı şikayet yoluna başvurulduğu ve borca, ferilerine itiraz edildiği anlaşılmıştır....
Karara karşı davalı vekili istinaf başvurusunda bulunarak, mahkeme kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu, davacıya tebliğ edilen usulüne uygun bir tebligatın bulunmadığını, davacının şikayetinin bu anlamda yersiz ve hukuki yarardan yoksun olduğunu, davacının Ürgüp İcra Hukuk Mahkemesinin 2022/51 Esas sayılı mahkeme kararını icra dosyasına ibraz etmeden mahkeme ilamı doğrultusunda kendisinin UETS adresine yeni bir ödeme emri tebliğ edilmeden borca itiraz etmesinin usule yasaya aykırı olduğunu, davacının söz konusu şikayet davasını açmasında hukuki yararının bulunmadığını, davacının dava açmakta hukuki yararının bulunmasının bir dava şartı olduğunu, bu nedenle mahkeme kararının kaldırılmasına, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir....
Anılan yasa hükümlerine göre imzaya, borca, yetkiye itiraz ve kambiyo hukuku bakımından şikayet ödeme emrinin tebliğinden itibaren 5 günlük süreye tabidir. İcra dosyasının incelenmesinde, ödeme emrinin borçluya 22.12.2018 tarihinde tebliğ edildiği, davanın ise 27.12.2018 tarihinde açıldığı görülmektedir. Borçlunun ödeme emrinin usulsüz tebliğ edildiğine yönelik iddiasının bulunması ve Mahkemece usulsüz tebliğ şikayetinin yerinde görülmeyerek reddedilmiş olması yasal süresi içerisinde yapılan itirazların incelenmesine engel teşkil etmez. Kaldı ki borçluya ödeme emrinin tebliğine ilişkin mazbatada haber bırakılan komşu, kapıcı, yöneticinin kim olduğunun yazılı olmadığı, bu haliyle ödeme emrinin borçluya tebliğinin TK'nın 21/1, Tebligat Yönetmeliğinin 35/f ve 30 ile 31. maddelerine aykırı ve usulsüz olduğu anlaşılmaktadır....
Sayılı kararı ) Dolayısı ile somut olayda muacceliyet sözleşmesi geçerli olup , takip dayanağı bonolardan 09.12.2019 vade tarihli ve 500.000- TL tutarlı bono takip tarihi itibari ile muaccel olduğundan , sonraki tarihli diğer bono da muacceliyet sözleşmesi gereğince takibe konulmasında yasaya aykırı yön bulunmadığından şikayetin yerinde olmadığı anlaşılmış ve davacının (şikayet eden borçlunun) muacceliyete ilişkin şikayetinin reddine karar verilmiştir. Davacının (muteriz borçlunun) borca itirazının incelenmesinde; Muteriz borçlu takibe konu senetlerin zorla alındığını ve imzalatıldığına dair iddiası borca itiraz niteliğinde olmakla birlikte bu husus da TBK.'nın 37- 38. maddelerinde belirtilen ikrah nedeni ile irade fesadına dayalı olduğu, bu iddianın yargılamayı gerektirdiği anlaşılmakla, borca itirazın reddine karar verilmesi gerekmiştir....
İCRA HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 10/03/2021 NUMARASI : 2020/303 2021/176 DAVA KONUSU : Şikayet-Borca İtiraz KARAR : Yukarıdaki mahal esas ve karar numarası ayrıntılı olarak belirtilen İlk Derece Mahkeme kararının süresi içinde istinaf kanun yoluna başvurulmuş olmakla dosya mündericatında tüm bilgi ve belgeler okunup tetkik edildikten sonra heyetçe yapılan müzakere sonunda duruşma açılmasına gerek görülmeksizin gereği görüşülüp düşünüldü. GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ : Davacı dava dilekçesinde özetle; Bursa 13. İcra müdürlüğünün 2020/3185 esas sayılı dosyasında Bursa 1....
DEĞERLENDİRME VE GEREKÇE : Dava, İİK'nın 16. maddesine dayalı usulsüz tebligat şikayeti ve İİK'nın 169. maddesine dayalı borca itiraza ilişkindir. Borçlunun tebliğ işleminin usulsüzlüğüne ilişkin başvurusu, İİK'nın 16. maddesi uyarınca şikayet niteliğindedir. Şikayet başvurusu, şikayete konu işlemin öğrenilmesinden itibaren yedi gün içinde yapılmalıdır. 7201 sayılı Tebligat Kanunu'nun 32. maddesi gereğince, tebliğ usulüne aykırı yapılmış olsa bile, muhatabı tebliğ işleminden haberdar olmuş ise geçerli sayılır. Muhatabın beyan ettiği öğrenme tarihi tebliğ tarihi olarak kabul edilir. Somut olayda, davacı dava dilekçesinde, ödeme emrinin tebliği işleminin usulsüzlüğü ile birlikte 103 davetiyesi tebliği işleminin usulsüzlüğünü de ileri sürmüş olup, dava dilekçesinde bildirilen öğrenme tarihi 17/02/2020 itibariyle şikayet başvurusu yasal süresi içinde yapılmıştır....
YANIT : Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle, davacının davayı takip yetkisi bulunmadığını, davacının yönetim yaptığı sitede toplu yapı yönetimine geçilmediğini, usulüne uygun olarak kurulmuş resmi bir yönetim de bulunmadığını, itiraz dilekçesinde, borca itiraz eden taraf olarak açıkça Seçkinevler 1 Sitesi yönetimi adına yetkilisi şeklinde belirtildiğini, yetkiye de itiraz edildiğinden, dosyanın yetkili icra müdürlüğüne gönderilmesi gerektiğini, takibin durdurulması işleminin yerinde olduğunu belirterek, davanın reddini istemiştir. İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARARI : İlk derece mahkemesince dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, subut bulmayan şikayetin reddine karar verilmiştir....