Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

İcra Müdürlüğü'nün 2019/2489 Esas Sayılı dosyası celp edildiğinde görüleceği üzere 28.05.2019 tarihinde borca itiraz edildiğini Tebligat Kanunu"Usulüne aykırı tebliğin hükmü" başlıklı madde 32 hükmü ile davacının 28.05.2019 tarihinde borçtan haberdar olduğunu, İcra İflas Kanunu'nun "Şikayet ve şartlar " başlıklı 16. madde hükmü ile borçlunun tebliği öğrenme tarihinden itibaren 7 (yedi) gün içerisinde borca itirazını icra müdürlüğüne, aynı 7 (yedi) gün içerisinde usulsüz tebligat şikayetini ise icra mahkemelerine yapması gerektiğini, dava konusu olayda bir an için usulsüz tebligatın varlığı kabul edilse dahi davacı borçlu öğrenme tarihi üzerinden 7 gün geçtikten çok sonra, 19.06.2020 tarihinde şikayette bulunduğunu, davanın süresi içinde açılmadığını belirterek davanın reddini talep etmiştir. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ : Mahkemece "Şikayetin süreden REDDİNE," karar verilmiştir....

Somut olayda, davacı vekilinin dava dilekçesinde, takipten diğer borçluya ödeme emrinin tebliğ tarihi olan 29/07/2020 tarihinde haberdar olduklarını, 04/08/2020 tarihinde de takip dosyasına borca itiraz dilekçesi verdiğini belirttiği, takip dosyasının incelenmesinde de, davacı vekili tarafından imzalı 04/08/2020 tarihli dilekçe ile borca itiraz edildiğinin anlaşıldığı, dolayısıyla davacının en geç 04/08/2020 tarihinde takipten haberdar olduğu, usulsüz tebligat şikayetinin 7 günlük yasal süreden sonra, 22/09/2020 tarihinde yapıldığı anlaşılmakla, mahkemece şikayetin süre aşımı nedeniyle reddine karar verilmesi usul ve yasaya uygundur....

İcra Müdürlüğü'nün 2013/4484 Esas sayılı dosyasında verilen 02/01/2014 tarihli icra takibinin itiraz nedeni ile durdurulması kararından sonra yapılan tebliğ işlemlerinin ve 29/05/2015 tarihli ikinci kez verilen takibin durdurulması kararının iptaline karar verildiği, alacaklının temyizi üzerine Dairemizce borçlunun talebinin süresinde olmadığı gerekçesi ile kararın bozulduğu görülmüştür. Sair karar düzeltme nedenleri yerinde değil ise de; İcra memuru işleminin yasaya veya olaya uygun bulunmaması nedeniyle icra mahkemesine başvurularak şikayet yolu ile kaldırılmasının istenmesi, kural olarak yedi günlük süreye tâbidir. Şikayet süresi, şikayet konusu işlemin öğrenildiği günden başlar (İİK'nun 16/1). Bu kuralın iki önemli istisnası vardır: 1-Bir hakkın yerine getirilmemesinden veya sebepsiz sürüncemede bırakılmasından dolayı her zaman şikayet olunabilir (m.16/2)....

    Maddeye göre ödeme emri tebliğinden itibaren 5 günlük süre içerisinde icra mahkemesine başvurarak borca veya imzaya itiraz edilebileceğini, muris Hasan Gültepe'nin takipten önce öldüğünü, yasal mirasçılar hakkında takip başlattıklarını, davacıların 28/11/2020 tarihinde icra dosyasına dilekçe göndererek borca itiraz ettiklerini, itirazın süresi içerisinde mahkemeye yapılması gerektiğini, mirasın reddi kararının ödeme emri tebliğinden önce 03/10/2020 tarihinde kesinleştiğini, 5 günlük yasal süre içerisinde borca itiraz edilmediğini söyleyerek davanın reddini ve davacı aleyhine tazminata hükmedilmesini istemiştir....

    Borçlunun, yetkili icra dairesince düzenlenen ödeme emrinin tebliği üzerine, yeniden itiraz ve şikayet hakkının doğduğu izahtan varestedir. Başka bir anlatımla, yetkili icra dairesinden borçluya gönderilen ödeme emri, borçluya yeniden itiraz ve şikayet hakkı verir. O halde mahkemece, borçlunun ödeme emrine yönelik şikayetlerinin esasının incelenerek sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme ve yanlış değerlendirme ile yazılı şekilde sonuca gidilmesi isabetsizdir. SONUÇ : .Alacaklının temyiz itirazlarının kısmen kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK'nun 366 ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), bozma nedenine göre alacaklının sair temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine yer olmadığına, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, ilamın tebliğinden itibaren 10 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 16.03.2017 gününde oybirliğiyle karar verildi....

      'ın temyiz itirazlarının incelenmesinde; Sair temyiz nedenleri yerinde değil ise de; Alacaklı tarafından borçlu mirasçılar hakkında genel haciz yoluyla başlatılan icra takibinde, şikayetçi borçluların takibin kesinleşmesinden sonra icra müdürlüğüne mirasın reddine ilişkin mahkeme ilamını ibraz ederek, takibin iptalini ve hacizlerin kaldırılmasını talep ettikleri, icra müdürlüğü tarafından verilen ret kararı üzerine icra mahkemesine başvurdukları, mahkemece, bu taleplerin borca itiraz niteliğinde olduğu ve mirasın reddi kararının kesinleşmesinden itibaren yedi günlük itiraz süresi içerisinde ileri sürülmediği gerekçesiyle istemin reddine karar verildiği görülmektedir. Şikayet edenlerin murisi ... olup, takip, şikayetçi borçlular hakkında mirasçı sıfatı ile yapılmaktadır. Şikayetçi borçlular, mirası reddettiklerinden, murisin borcundan sorumlu olmadıklarını ileri sürerek icra müdürlüğünün ret kararının iptalini ve hacizlerin kaldırılmasını istemişlerdir....

        Şikayetçi mirasçı kendisine yönelen icra takip işlemlerini süresiz şikayet yolu ile iptal ettirebilir. ''İmzaya itiraz dışındaki diğer bütün itirazlara borca itiraz denir. Anılan itiraz, ödeme, …sıfat itirazı gibi…. borçlunun borcu olmadığı, faize itiraz, takip konusu senedin karşılıksız olduğu (veya kaldığı), hatır senedi olduğu, teminat senedi olduğu, anlaşmaya aykırı doldurulduğu, kambiyo senedinde tahrifat yapıldığı, borçlunun senedin düzenlendiği tarihte temyiz kudretine sahip olmadığı, mirası reddetmiş olduğu veya mirasın hükmen reddedilmiş olduğu gibi sebeplere dayanır” (Prof. Dr. Baki KURU; İcra ve İflas Hukuku El Kitabı, s.197, Kasım 2004- İstanbul). Borçlunun başvurusu bu hali ile İİK.'nın 168/5. maddesine dayalı borca itiraz niteliğindedir ve aynı maddeye göre borca itirazın icra mahkemesine yapılması zorunludur. İcra mahkemesi yerine icra müdürlüğüne yapılan itiraz hukuki sonuç doğurmaz....

        Anılan hükmün uygulanabilmesi için, borçluya, tebligatın usulüne uygun olarak yapılmış olması, ancak muhatabın kendisinden kaynaklanmayan bir engel nedeniyle süresinde itiraz edememiş olması gerekir. Bir başka anlatımla gecikmiş itirazın ön koşulu usulüne uygun bir tebligatın varlığıdır. Somut olayda; davalının davacı aleyhine, alacağının tahsili için kambiyo takibine geçtiği, davacının dava dilekçesinde açıkça ödeme emri tebligatının usulsüz olması sebebi ile ödeme emri tebliğ tarihinin düzeltilmesini ve borca, imzaya itirazının kabulünü talep ettiği halde, borçlunun isteminin gecikmiş itiraz talebi olarak değerlendirilmesi yerinde görülmemiştir. Borçlunun başvurusu, usulsüz tebligata dayalı, tebliğ tarihinin düzeltilmesi istemi olarak tavsif edilmelidir. Bu durumda usulsüz tebligata ilişkin şikayet değerlendirilerek sonucuna göre imzaya ve borca itirazlarının da değerlendirilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsizdir....

        Şahıs kooperatif hakkında İpoteğin paraya çevrilmesi yolu ile takip yapılamaz, takip şartları gerçekleşmediğini, Takibin iptali gerektiğini, borca itiraz ve şikayet farklı kanun yolları olup, borca itirazla var olan takip durmakta ve duran takibin devamı alacaklının insiyatifine kalmaktadır. Oysa şikayet yolu ile takip iptal edildiğinde borçlu hakkındaki takibi iptal ettirmiş olacaktır. Ayrıca itirazın iptali davası ve şikayet kanun yolu farklı yollar olup, sonuçları da farklıdır. Bu sebeple usulsüz tebligattan dolayı takip şartı olan muacceliyet ihbarı yapılmadan, takip şartı gerçekleşmeden, davalı tarafça başlatılan icra takibinin iptali için iş bu şikayet yoluna başvurmakta hukuki yararımız var olup, öğrenir öğrenmez derhal takibin iptali için başvurulduğu, Küçükçekmece 4....

        Şikayet olunan ... vekili, şikayetçinin daha evvel müvekkilinin alacaklı olduğu ... 2007/997 sayılı dosyadan yapılan sıra cetveline itiraz ve sonrasında bu talebinden feragat ettiğini, bu hakkını bir daha kullanmasına imkan bulunmadığını, şikayetin kesin hüküm nedeniyle reddedilmesi gerektiğini, alacağın vergi dairesi nezdinde doğum tarihinin 28.2.2008 günü olduğunu, ... sayılı kararı ile ilk haczin müvekkilinin dosyasından konulduğunun hükme bağlandığını savunarak, şikayetin reddini istemiştir. Şikayet olunan... vekili, şikayetçinin başkası lehine sıra cetveline itiraz etmesinde hukuki yarar bulunmadığını, bütün takyidat alacaklılarının hasım gösterilmesi ve davanın bunlara ihbarının gerektiğini, aynı sıra cetveline yönelik itirazlarının bulunduğunu ve bunların birleştirilmesini talep ettiklerini savunarak, şikayetin reddini istemiştir....

          UYAP Entegrasyonu