WhatsApp Hukuki Asistan

Yeni

Son Karar yapay zeka destekli hukuk asistanınız artık WhatsApp üzerinden cebinizde. Aşağıdaki hizmetlerden dilediğinizi seçerek WhatsApp asistanınıza soru sorarak hemen kullanmaya başlayabilirsiniz.

Hukuki Destek Alma
Hukuki sorularınız için anında uzman desteği alın
Yargıtay ve BAM Kararı Arama
Emsal kararlar ve içtihatlar için arama yapın
Dava Dilekçesi Hazırlama
Yapay zeka ile hızlı ve profesyonel dilekçeler oluşturun
Sözleşme Hazırlama
Özelleştirilmiş sözleşme şablonları oluşturun
Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

tebligat zarfının renginin de mavi olmadığı, bu sebeple 2. haciz ihbarnamesinin TK'nun 21/2 maddesine göre tebliğinin de usulsüz olduğu, yine 3. haciz ihbarnamesinin 1. haciz ihbarnamesi gibi ilk çıkartılan tebligatın bila tebliğ iade gelmesi üzerine bu defa mernis adresine tebliğe çıkartıldığı ancak bu tebliğe ilişkin tebligat parçası incelendiğinde de mernis şerhinin yer almadığı ve tebligat zarfının renginin de mavi olmadığı, bu sebeple 3. haciz ihbarnamesinin TK'nun 21/2 maddesine göre tebliğinin de usulsüz olduğu anlaşılmış olup, buna göre şikayetin kabulü ile davacının öğrenme tarihine göre 1. haciz ihbarnamesi tebliğ tarihinin 14/03/2020 olarak düzeltilmesine ve buna bağlı olarak 2. ve 3. haciz ihbarnamelerinin gönderilmesi şartları oluşmadığından, bu haciz ihbarnamelerinin iptaline karar verilmesi gerekirken, 3. haciz ihbarnamesi tebliğinin usulüne uygun kabul edilerek şikayetin süreden reddine karar verilmesi doğru bulunmamıştır....

Sair temyiz itirazları yerinde değil ise de; Mahkemece borçlunun idareye verdiği teminatların haczedilemeyeceği gerekçesiyle istemin kabulüne ve 1. haciz ihbarnamesinin iptaline karar verilmişse de, haciz ihbarnamesinde sadece nakdi teminatların değil, diğer hak ve alacakların da ihtiyaten haczinin talep edildiği görülmektedir. Bu durumda, mahkemece, 1. haciz ihbarnamesinin sadece "nakdi teminata" ilişkin kısmının iptaline karar verilmesi gerekirken, haciz ihbarnamesinin tümden iptali yönünde hüküm tesisi isabetsizdir. SONUÇ : Alacaklının temyiz itirazlarının kısmen kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK'nun 366 ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), peşin alınan harcın istek halinde iadesine, ilamın tebliğinden itibaren 10 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 27.05.2016 gününde oybirliğiyle karar verildi....

    talebi üzerine 89/3 haciz ihbarnamesinin gönderilmesine karar vermiş ve bu haciz ihbarnamesi de 25.05.2019 tarihinde müvekkilime tebliğ olduğunu usule aykırı olarak gönderilmiş olan 89/3 haciz ihbarnamesi ile alakalı İstanbul 7....

    Maddesindeki ihbarnamelerin iptali ve diğer şikayet taleplerinin Medeni Kanunda belirtilen hakkın kötüye kullanım yasağına aykırı olduğu anlaşıldığından şikayetin reddine karar vermek gerekmiştir..." şeklinde açıklanan gerekçeleriyle, "Şikayetin reddine" karar verildiği görülmüştür....

    İcra Müdürlüğü’nün 2007/12584 – 12583 ve 12582 sayılı icra dosyalarında alacaklı ... tarafından dava dışı borçlu ... şirketi aleyhine başlatılan kambiyo senetlerine özgü haciz yolu ile icra takibinde davacı şirkete 89/1, 89/2 ve 89/3 haciz ihbarnameleri gönderildiği, davacı şirketin banka hesabında bulunan 95.871,44 TL’nin haczedilerek, tahsil edildiği ve şirketin birden çok aracı üzerine haciz konulduğu, davacı şirketin haciz ihbarnamelerine ilişkin yapılan tebligatların usulsüz olduğundan iptali için şikayet yoluna gittiği ve icra mahkemesince şikayet kabul edilip, 1. haciz ihbarnamesinin davacıya tebliğ tarihinin 25.12.2007 olarak düzeltilmesine karar verildiği, böylelikle sözkonusu haciz ihbarnamesinin iptali ile işlem geri alınarak, haczedilmiş olan paranın iadesinin gerektiği, üçüncü şahsın takip alacaklısına İcra İflas Kanunu’nun 89/5 maddesi uyarınca açacağı iade davasında Borçlar Kanunu’nun haksız fiile ilişkin hükümlerinin uygulanacağı, İİK’nun 89. maddesi gereğince zimmetinde...

      Mahkemece, dosya kapsamına göre, ihtiyati tedbir kararıyla, davacı vekilinin İİK’nın 89. maddesi gereği haciz ihbarnamesinin gönderilmesinin engellenmesine ilişkin talebinin maddi hukuk anlamında sonuç doğuracak tedbirler verilemeyeceğinden reddine karar verildiği, bu kararın davacı tarafça temyiz edilmediği, aynı ihtiyati tedbir kararı ile takiplerin bulunduğu aşamada durmasına ve yeni takip yapılmamasına karar verildiği, ihtiyati tedbir kararı gereğince, davacı şirket hakkındaki takipler bulunduğu aşamada durduğundan, mahkemenin mevcut hacizlerin, bloke şerhlerinin ve muhafaza tedbirlerinin kaldırılmasına karar veremeyeceği, İİK'nın 89. maddesine göre haciz, birinci haciz ihbarnamesinin üçüncü kişiye tebliğinden önce icra müdürlüğünün verdiği haciz kararı ile gerçekleşeceğinden, icra müdürünün kararı aleyhine İİK'nın 16. maddesi gereğince İcra Hukuk Mahkemesine şikayet yoluyla başvurulabileceği gerekçesiyle, istemin reddine karar verilmiştir. Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir....

        .. şirket ortağı olduğundan, borçlu şirket yönünden üçüncü kişi sayılacağından İİK. nun 89. maddesi uyarınca haciz ihbarnamesi gönderilmesinde yasaya uymayan bir yön bulunmadığından haciz ihbarnamesinin iptaline ilişkin talebinin reddine ..." karar verildiği, Kararın alacaklı tarafından temyiz edildiği anlaşılmaktadır....

          nun 89.maddesine göre gönderilen ikinci ve üçüncü haciz ihbarnamesi tebligatının usulüne uygun yapılmadığını ileri sürerek, tebliğ tarihinin öğrenme tarihi olan 21.05.2013 olarak düzeltilmesi istemiyle şikayet yoluyla icra mahkemesine başvurmuştur. Mahkemece, ikinci haciz ihbarına ilişkin tebligatın usulüne uygun olduğundan bu usulsüz tebligat şikayetinin reddine, diğer taleplerinin ise İİK'nun 89. maddesine göre gönderilen haciz ihbarına süresinde itiraz edilmediği gerekçesiyle reddine karar verilmiştir. Şikayetçi, üçüncü haciz ihbarnamesinin usulsüz tebliğ edildiğini ileri sürdüğüne göre, mahkemece HMK'nun 26. maddesine aykırı olarak üçüncü haciz ihbarnamesinin tebligatının usulüne uygun olup olmadığı incelenmeden yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsizdir....

            Dava ve takip dosyası içeriğine, dosyadaki yazılara göre; ilk derece mahkemesince de belirtildiği üzere, davacı vekili tarafından dava dilekçesinde sadece müvekkiline birinci haciz ihbarnamesi tebliği işleminin usulsüz olduğunun iddia edildiği, ikinci ve üçüncü haciz ihbarnamesi tebliğlerinin usulsüz olduğunun iddia edilmediği, davacıya ikinci haciz ihbarnamesinin 11/11/2019 tarihinde, üçüncü haciz ihbarnamesinin ise 06/01/2020 tarihinde tebliğ edildiği, buna göre en geç ikinci haciz ihbarnamesinin tebliğ edildiği tarihte birinci haciz ihbarnamesinin tebliğinin usulsüz olduğuna muttali olunduğunun kabulünün gerektiği, davacının iş bu şikayet yoluna 11/11/2019 tarihinden itibaren 7 günlük hak düşürücü süre içerisinde başvurması gerektiği halde, 7 günlük süre geçtikten sonra 23/11/2022 tarihinde icra mahkemesine başvurduğu anlaşılmakla, ilk derece mahkemesince şikayetin süreden reddine karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmamaktadır....

            Haciz ihbarnamesine süresi içerisinde itiraz etmeyen borçlunun 15 günlük süre içerisinde menfi tespit davasını açması gerekir.Bu süre hak düşürücü süre olup, taraflarca ileri sürülmese dahi mahkemece re'sen dikkate alınması gerekir. Nitekim ilk derece mahkemesince bu husus karar yerinde değerlendirilmiş olup, davacıya 3. Haciz ihbarnamesinin 13/07/2022 tarihinde tebliğ edildiği, davanın ise bu süre geçirildikten sonra 26/08/2022 tarihinde açıldığı gözetilerek yazılı şekilde karar verilmiştir.Davacı vekili davanın Adli Tatil nedeniyle 08/07/2022 tarihine kadar açılabileceği ileri sürülmüş ise de bu istinaf sebebi yerinde değildir....

              UYAP Entegrasyonu