"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : İcra Hukuk Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Şikayet Yukarıda tarih ve numarası yazılı Mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki temyiz eden tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden Daire'ye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü: K A R A R İlama dayalı olarak başlatılan takipte borçlu vekili İcra Mahkemesi'ne başvurusunda; faiz hesaplamasının yanlış yapıldığını belirterek takibin iptalini istemiştir. Mahkemece, şikayetin süre aşımı nedeniyle reddine karar verilmiştir. Hüküm, borçlu vekili tarafından temyiz edilmiştir. İlama aykırılık süresiz şikayete tabi olup, her zaman ileri sürülebilir (HGK'nun 21.06.2000 tarih, 2000/12-1002 sayılı kararı)....
İcra Müdürlüğünün 2015/11808 esas sayılı dosyası ile davacı aleyhine 32.000 TL para alacağı için ilamsız icra takibinde bulunulduğunu, dosyada son işlem tarihinden itibaren 3 yıllık bir zamanaşımı kesinlikle geçmediği gibi, 3 yıla dair zaman aşımı iddiasının nedeninin de anlaşılamadığını, takip konusu alacağın adi alacak olması nedeniyle 10 yıllık zaman aşımına tabi olduğunu, davaya konu takip dosyasının yapılan icrai işlemler nedeniyle zaman aşımına uğradığını ileri sürerek, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. İLKİ DERECE MAHKEME KARARININ ÖZETİ: Mahkemece, "....Dava dilekçesi ile incelenen icra dosyası birlikte ele alınıp değerlendirildiğinde; icra dosyasında takibin kesinleştiği, bu nedenle genel zaman aşımı süresi olan 10 yıllık zamanaşımı süresine tabi olduğu, icra dosyasında belirli zaman aralıklarıyla sürekli bir kısım işlemler yapıldığı, kesintisiz 10 yıllık zamanaşımı süresinin dolmadığı anlaşıldığından davanın reddine..." dair karar verildiği görülmüştür....
Her ne kadar takip talebi ile zaman aşımı kesilse de takip talebi ile takibin kesinleşmesi arasında alacağın zaman aşımına uğraması söz konusu olmasa da takibin kesinleşmesinden sonraki dönemde alacağın zaman aşımına uğraması mümkündür. Haciz ve satış isteme sürelerinin geçmesi hallerinde takip düşmemekte takip dosyası derdest kalmaya devam etmektedir. Bir yenileme talebi ile haciz istemek suretiyle takibe her zaman devam edilebilir. Takibe ilişkin son işlem tarihinden itibaren borcun tabi olduğu zaman aşımını geçirdikten sonra yenileme talebinde bulunulursa borçlu alacağın zaman aşımına uğradığını ileri sürebilmelidir. (İcra ve İflas Hukuku Ders Kitabı, Prof Doktor Baki Kuru, Ramazan Arslan, Ejder Yılmaz 21....
Davacı söz konusu fatura bedellerinin ödenmediğinden bahisle davalı hakkında 19/10/2016 tarihinde takip başlatmış olup, davalının süresinde itirazı üzerine takip icra müdürlüğünün 09/12/2016 tarihli kararı ile durmuştur. Dava tarihinde yürürlükte bulunan 6098 sayılı TBK'nın 147/6 maddesi uyarınca eser sözleşmesinden kaynaklanan alacaklar 5 yıllık zaman aşımı süresine tabidir. Aynı kanunun 149. Maddesine göre zaman aşımı süresi alacağın muaccel olması ile işlemeye başlar. Yine aynı kanunun 154. Maddesinde zaman aşımının kesilmesi düzenlenmiştir. Buna göre Davacı alacaklı zaman aşımı süresi içinde alacağı için icra takibinde bulunduğundan takip tarihi itibarıyla TBK 154/2 maddesi gereğince zaman aşımı süresi kesilmiş olup takibe itiraz üzerine takibin durduğu 09/12/2016 tarihi itibarıyla zaman aşımı süresi yeniden başlamıştır....
İcra memuru işleminin yasaya veya olaya uygun bulunmaması nedeniyle icra mahkemesine başvurularak şikayet yolu ile kaldırılmasının istenmesi, kural olarak yedi günlük süreye tâbidir. Şikayet süresi, şikayet konusu işlemin öğrenildiği günden başlar (İİK'nun 16/1). Bu kuralın iki önemli istisnası vardır. 1-Bir hakkın yerine getirilmemesinden veya sebepsiz sürüncemede bırakılmasından dolayı her zaman şikayet olunabilir (m.16/2). Bu hükmün amacı, ilgilileri icra memurunun bir hakkı yerine getirmekten kaçınmasına karşı korumaktır. 2-Kamu düzenine aykırı olan işlemlere karşı da süresiz şikayet yoluna gidilebilir. Anılan ilke doktrinde benimsenmiş ve Yargıtay uygulamalarında da kabul edilmiştir. Somut olayda, talep konusu, bir hakkın yerine getirilmemesine ilişkin olduğundan başvuru, İİK'nun 16/2. maddesi uyarınca süresiz şikayete tâbi olup, anılan konuda icra mahkemesine her zaman şikayet olunabilir....
İcra Müdürlüğü'nün 2018/24992 esas sayılı dosyasında kambiyo senedine özgü takip başlatıldığını 26.08.2019 tarihinde ödeme emrini tebliğ aldığını takibin zaman aşımına uğradığını söyleyerek takibin iptaline karar verilmesini istemiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle zaman aşımı itirazı ödeme emrinin tebliğinden önce vuku bulduğunu takibin iptalinin istenemeyeceğini söyleyerek davanın reddini istemiştir. İLK DERECE MAHKEME KARARININ ÖZETİ: İlk derece mahkemesince:"Somut olayda alacaklı T2 tarafından İstanbul 13....
İcra Müdürlüğünün 2009/6556 Esas sayılı dosyasıyla müvekkili aleyhine başlatıla kambiyo senetlerine özgü icra takibinde, alacaklı vekilinin takip masraflı ilk işlemi 15.04.2009 tarihli tebligat masrafı olup, bu tarihten sonra 09.07.2010 tarihli vekalet suret masrafı olduğunu, 09.07.2010 tarihinden sonra yapılmış masraflar olmayıp zaman aşımını kesen yada durduran işlemler yapılmadığını, 09.07.2010 tarihli işlem zaman aşımını kesen işlem olmayıp vekalet suret harcı olduğunu, 09.07.2010 tarihinden sonraki 20.05.2022 dava tarihine kadar olan zaman aralığında dosyada masraflı hiçbir işlem yapılmadığını, icra dosyasının yaklaşık 12 yıl işlemsiz bırakıldığını, alacağın TBK 146 md si gereği 10 yıllık zamanaşımına uğradığını, icra dosyasında gerek 03.02.2012 TTK değişiklikten sonraki 3 yıllık zaman aşımı, gerekse tüm alacaklar yönünden BK 146 genel alacak zamanaşımının gerçekleştiğini belirterek, takibin iptaline, mahkeme aksi kanaatte ise İİK 170/b maddesinin göndermesi ile aynı kanunun...
Gerekçe: 1-Dosyadaki yazılara toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre, davalının aşağıdaki bendin kapsamı dışındaki temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir. 2- İşçilik alacaklarının zaman aşımına uğrayıp uğramadığı konusu taraflar arasındaki uyuşmazlık noktasıdır. Zamanaşımı, alacak hakkının belli bir süre kullanılmaması yüzünden dava edilebilme niteliğinden yoksun kalmasını ifade eder. Bu tanımdan da anlaşılacağı üzere zaman aşımı, alacak hakkını sona erdirmeyip sadece onu "eksik bir borç" haline dönüştürür ve "alacağın dava edilebilme özelliği"ni ortadan kaldırır. Bu itibarla zaman aşımı savunması ileri sürüldüğünde, eğer savunma gerçekleşirse hakkın dava edilebilme niteliği ortadan kalkacağından, artık mahkemenin işin esasına girip onu incelemesi mümkün değildir....
O halde, mahkemece, borçlunun şikayet nedenleri olan İİK'nun 78., 106. ve 110. maddeleri kapsamında inceleme ve değerlendirme yapılmak suretiyle dosyanın muameleden kaldırılıp kaldırılmayacağı ve hacizlerin kaldırılmasının gerekip gerekmediği hususları araştırılarak oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken, uyuşmazlık konusu olmayan zamanaşımı itirazı hakkında yapılan değerlendirmelerle sonuca gidilmesi isabetsizdir. SONUÇ :Borçlunun temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK'nin 366. ve HUMK’nin 428. maddeleri uyarınca BOZULMASINA, bozma nedenine göre borçlunun sair temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine yer olmadığına, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, ilamın tebliğinden itibaren 10 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 01/10/2020 tarihinde oybirliği ile karar verildi....
Davanın zaman aşımı nedeniyle reddine ilişkin olarak verilen karar, Dairece,“.... davada dayanılan hukuki nedenin vekalet görevinin kötüye kullanılması olduğu ve bu tür davalarda herhangi bir zaman aşımı süresinin bulunmadığı gerekçesiyle bozulmuş, mahkemece bozmaya uyularak iddianın kanıtlanamadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. Karar, davacı vekili tarafından süresinde temyiz edilmiş olmakla; Tetkik Hakimi ...’in raporu okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelendi, gereği görüşülüp düşünüldü. -KARAR- Dosya içeriğine, toplanan delillere, hükmün dayandığı yasal ve hukuksal gerekçeye ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre; davacının temyiz itirazı yerinde değildir. Reddiyle usul ve yasaya uygun olan hükmün ONANMASINA, 24.10.2011 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....