Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Davalı vekili, senedin zaman aşımına uğradığına yönelik kesin hüküm olduğunu, davanın kesin hüküm nedeniyle reddi gerektiğini, şikayet konusu kambiyo senedi olduğundan taraf gösterilmesine gerek olmadığını, herkes hakkında hüküm doğuracağını, davacıların icra dosyasında zaman aşımını kesecek işlem yapmadıklarını belirterek davanın reddini istemiştir. Mahkemece, tüm dosya kapsamına göre, davacının talebine istinaden davalının payına düşecek taşınmaz üzerine haciz konulduğunu, sonrasında ortaklığın giderilmesi davası açıldığı ve bu davanın 06.01.2011 tarihinde kesinleştiği, 2 yıllık satış süresinin bu tarihten itibaren başladığı,bu nedenle icranın geri bırakılması davası açıldığı tarih itibariyle satış isteme süresi ve takip zaman aşımı süresi dolmadığı gerekçesiyle takibin ve bononun zaman aşımına uğramadığının tespitine karar verilmiş, hüküm davalı vekilince temyiz edilmiştir....

    Bu ceza zaman aşımından faydalanacak olan sigorta şirketidir, sigorta şirketi ödeme yapmış olsaydı sigortalısına karşı açacağı rücuan tazminat davasında bu zaman aşımından faydalanabilirdi. --- zaman aşımı ve hak düşürücü süreler ----zaman aşımının sadece suç teşkil eden fiili işleyen kişi hakkında uygulanacağı hususunda öğreti ve Yargıtay arasında görüş birliği vardır. -------- fiili işleyen kişi hakkında uygulanacağı " denilmesinden elbette zaman aşımı davacıya ilave süre verilmek suretiyle bir hak bahşedeceği sebebiyle, suçun mağduruna bu imkanın sağlandığı şüphesizdir. Hal böyle olunca, geçirdiği ceza soruşturması ve ceza yargılamasında fail olan davacımızın uzamış ceza zaman aşımından bu yönden de faydalanamayacağı mahkememizce belirlenmiştir. Geriye zaman aşımı defi hakkının kötüye kullanılması kalmakta olup; zaman aşımı hakkının kötüye kullanılması hali normal zaman aşımı süreleri için geçerlidir....

      Şikayet konusu tebliğ işleminin usulsüzlüğü iddiası, İİK'nun 16. maddesine dayalı şikayet olup, aynı maddenin 1. fıkrası uyarınca takipten haberdar olunduğu tarihten itibaren 7 günlük şikayet süresi içinde icra mahkemesine başvurulması gerekir. Somut olayda, şikayet konusunun borçlu aleyhine başlatılan takipte yapılan tebligatın usulsüzlüğü olduğu, şikayet edenin kendisine kıymet takdiri raporunun tebliğ edildiği tarihte dosyadan haberdar olduğunu belirttiği, kıymet takdir raporunun 17/04/2019 tarihinde davacı tarafa tebliğ edildiği görülmüştür. Bu durumda, anılan takipten en geç 17/04/2019 tarihinde haberdar olunmasına rağmen, borçlunun tebligat usulsüzlüğü şikayetini 7 günlük yasal süre aşıldıktan sonra 25/02/2020 tarihinde yapmış olması nedeniyle şikayetin süre aşımı nedeniyle reddine karar verilmesi gerekmiştir..." şeklinde açıklanan gerekçeleriyle, "Şikayetin süre aşımı nedeniyle reddine" karar verildiği görülmüştür....

      nın 146.maddesiyle aynı mahiyette olduğu ve bu madde gereğince 10 yıllık zaman aşımı süresine tabi olduğu ve bu sürenin geçtiği, davalının gerek icra dosyasındaki itiraz dilekçesinde, gerekse mahkememiz dosyasındaki cevap dilekçesinde açıkça zaman aşımı definde bulunduğu, zaman aşımı definin süresinde olduğu belirtilerek açılan davanın zaman aşımı nedeniyle reddine karar verilmiş,hüküm davacı vekilince temyiz edilmiştir. Dava Genel Kredi Sözleşmesinden kaynaklanan alacağın tahsiline yönelik icra takibine yapılan itirazın iptaline ilişkindir....

        yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi yollamasıyla 1412 sayılı CMUK’un 322. maddesinin verdiği yetkiye dayanılarak, sanık hakkında açılan kamu davasının zaman aşımı nedeniyle DÜŞMESİNE, 17.06.2020 tarihinde oy birliğiyle karar verildi....

          nun 513. maddesi gereğince azami 5 senelik zaman aşımı süresi geçmiş bulunduğu ve davalı vekilinin zaman aşımına yönelik itirazı da yasal süresi içerisinde olduğu gerekçeleri ile davanın reddine karar verilmiştir. Karar, davacılar tarafından süresinde temyiz edilmiş olmakla; Tetkik Hakimi ...'un raporu okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelendi, gereği görüşülüp, düşünüldü. -KARAR- Dosya içeriğine, toplanan delillere, hükmün dayandığı yasal ve hukuksal gerekçeye ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre; davacıların temyiz itirazı yerinde değildir. Reddiyle usul ve yasaya uygun olan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı 3.15.-TL. bakiye onama harcının temyiz eden davacılardan alınmasına, 17.01.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....

            Bu itibarla, mahkemesince zaman aşımı sebebi ile davanın reddi kararı yerinde olmamıştır....

            Şikayet olunan ... vekili şikayetin reddini istemişlerdir. Şikayet olunan ... San. ve Tic. A.Ş. şikayete cevap vermemiştir. Mahkemece iddia, savunma ve tüm dosya kapsamına göre, şikayetçinin kira alacağına dayalı olarak 3 ayrı takip başlattığı ve bunlardan 8. İcra Müdürlüğünün 2012/22390 Esas sayılı takibi ile tahliye kararı aldığı, her üç dosyada da kira alacağının tahsili için hapis hakkı bulunduğu hatta 3. İcra Müdürlüğünün 2014/1848 Esas sayılı takibi kapsamında bedeli paylaşıma konu mallar hakkında defter tutulduğu, mevzuatta kira alacağının hapis hakkı ile teminat altına alındığı ve her zaman kullanılabileceği gerekçesiyle şikayetin kabulü ile yeniden sıra cetveli yapılmasına karar verilmiştir. Kararı, şikayet olunan ... vekili temyiz etmiştir. Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre şikayet olunan ... vekilinin temyiz itirazı yerinde görülmemiştir....

              GEREKÇE; Uyuşmazlık, bonoya dayalı takipte zaman aşımı nedeni ile icranın geri bırakılması talebine ilişkindir....

              Dava konusu ihtilafta uygulanacak zaman aşımı süresi taraflar arasında ödünç sözleşme ilişkisi bulunması nedeniyle TBK nun 146 maddesi gereğince 10 yıl olup davacının davalıya dava konusu bedeli 11/09/2015 tarihiyle gönderdiği sabit olduğundan dava tarihine kadar geçen sürede zaman aşımı süresi dolmamıştır. Hal böyle olunca davanın esasına girilip taraf delilleri toplanarak sonucuna göre karar verilmesi gerekirken mahkemece zaman aşımı nedeniyle davanın reddine karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olduğu anlaşıldığından davacının istinaf talebinin kabulü ile ilk derece mahkemesinin kararının kaldırılmasına ve dosyanın ilk derece mahkemesine gönderilmesine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm tesisi usul ve yasalara uygun görülmüştür. HÜKÜM: Yukarıda açılanan nedenlerle: Davacının istinaf başvurusunun KABULÜNE, HMK 353. maddesine göre Büyükçekmece 3....

              UYAP Entegrasyonu