zaman aşımı definin dava dilekçesinin tebliğden itibaren 10 günlük cevap süresi içerisinde yapılması gerektiği, davalı vekilinin 07.07.2010 tarihli celsede yapıldığı, davalı vekilinin 02.07.2010 tarihinde zaman aşımı definde bulunduğunu bildirmiş ise de yazı işleri müdürü tarafından havale edilen 02.07.2010 tarihli cevap dilekçesinin fotokopi olduğu ve aslının dosyaya ibraz edilmediği ,zaman aşımı definin süresinde yapılmadığ,...” gerekçesiyle zamanaşımı itirazı dikkate alınmayarak davanın kabulüne karar verilmiştir. D) Temyiz: Kararı davalı taraf temyiz etmiştir. E) Gerekçe: 5521 sayılı İş Mahkemeleri Kanununun 7 nci maddesinde, iş mahkemelerinde sözlü yargılama usulü uygulanır. Ancak 01.10.2011 tarihinde yürürlüğe giren 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 447 inci maddesi ile sözlü yargılama usulü kaldırılmış, aynı yasanın 316 ve devamı maddeleri gereğince iş davaları için basit yargılama usulü benimsenmiştir....
Gölge'nin ise 2004- 2006 arasında çalışıp davalı ile husumetinin bulunduğunu, eksik inceleme, ıslaha karşı zaman aşımı itirazı, zaman aşımı itirazı, davacı iddiaları ve tanık beyanlarına karşı hayatın olağan akışına aykırı olduğu iddiaları husumet itirazları ücrete yönelik itirazları, çalışma olgusuna ilişkin itirazları, e-posta ve CD çözümlemelerine itirazları davacının isticvabı ile zaman aşımı süresinin dolmasına yakın dava açtığının sorulmaması e-posta yollayan Gökhan Arslan'ın dinlenmemesi sebepleri ile karar hatalı olduğundan kaldırılarak Çalık Holding yönünden esastan diğer davalı yönünden husumet yönünden reddine karar verilmesini talep etmiştir. GEREKÇE : İstinaf incelemesi Hukuk Muhakemeleri Kanununun 355. Maddesine göre re'sen gözetilecek kamu düzenine aykırılık halleri dışında, istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılır....
Suç tarihinin tespitinden sonra söz konusu suça ilişkin olarak zaman aşımı müddetine yönelik olarak yasal mevzuatın incelenmesi önem taşımaktadır. Buna göre; A- 4208 sayılı Kanunun 8. maddesi uyarınca asli zaman aşımı süresi 10 yıl, olağanüstü zaman aşımı süresi ise 15 yıldır. Anılan maddede yer alan "on" ibaresi 12.12.2003 kabul tarihli, 26.12.2003 tarih ve 25328 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan 5020 sayılı Kanunun 16. maddesine ile "onbeş" şeklinde değiştirilmiş olup, olağanüstü zaman aşımı süresi 22,5 yıla çıkmaktadır. Anılan tarihten önce işlenen suçlar bakımından asli zaman aşımı süresi yine 10 yıl olarak uygulanacaktır. B- 1 Haziran 2005 tarihinde yürürlüğe giren 5237 sayılı TCK 282/1. maddesindeki cezanın türü ve üst sınırı nazara alındığında ise 5237 sayılı TCK'nın 66/1-e maddesi gereğince ise asli zaman aşımı süresi 8 yıl, olağanüstü zaman aşımı süresi ise 12 yıldır....
nin alt işveren olduğu, asıl işveren tarafından zaman aşımı def'inde bulunulmasına rağmen alt işveren tarafından zaman aşımı def'inde bulunulmadığı görülmekle - asıl işverenin ileri sürdüğü zamanaşımı def'inden sadece asıl işverenin yararlanacağı hususu dikkate alınmaksızın- her iki davalı yönünden de fazla mesai ücreti, hafta tatili ücreti ve UBGT ücreti alacaklarının zaman aşımı nedeniyle reddine karar verilmesi hatalı bulunmuştur. İzah edilen nedenlerle; davacı vekilinin istinaf talebinin -zaman aşımı yönünden- kısmen kabulü ile mahkeme kararı kaldırılarak aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur....
Mahkemece; davalı vekilinin 21/02/2013 tarihli süre uzatım isteminde zaman aşımı itirazında bulunmadığı, 07/03/2013 tarihli cevap dilekçesinde zaman aşımı itirazında bulunduğu, ancak duruşmada davacı tarafın davalının yaptığı zaman aşımı itirazına karşılık savunmanın genişletilmesi itirazında bulunmadığı bu nedenle zaman aşımı itirazı nazara alınarak yapılan hesaplamaya göre karar verildiği, buna göre de, davacının davalıdan talep edebileceği herhangi bir alacağının bulunmadığı gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiş, hüküm; davacı tarafından temyiz edilmiştir. 1- 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu yürürlükte iken süresinden sonra yapılan zamanaşımı def'ine davacı taraf süre yönünden hemen ve açıkça karşı çıkmamışsa (suskun kalınmışsa) zamanaşımı def'i geçerli sayılmakta iken, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun uygulandığı dönemde süresinden sonra yapılan zamanaşımı def'inin geçerli sayılabilmesi için davacının açıkça muvafakat etmesi gerekir....
Davalı Bakanlık vekili cevap dilekçesinde özetle; husumet itirazı ve zaman aşımı def'inde bulunarak davanın reddini savunmuştur. Davalı Kur İnşaat A.Ş. ve SMS İnş... Ltd. Şti. vekili cevap dilekçesinde özetle; husumet itirazı ve zaman aşımı def'inde bulunarak, davacı ile davalı şirketler arasında herhangi bir sözleşmese ilişki bulunmadığını, davacının davalı şirketlerin işçisi olmadığını beyanla davanın reddini savunmuştur. İlk derece Mahkemesi tarafından kararda belirtilen gerekçelerle “ Davanın KABULÜNE " karar verilmiştir....
Davalı Bakanlık vekili cevap dilekçesinde özetle; husumet itirazı ve zaman aşımı def'inde bulunarak davanın reddini savunmuştur. Davalı Kur İnşaat A.Ş. ve SMS İnş... Ltd. Şti. vekili cevap dilekçesinde özetle; husumet itirazı ve zaman aşımı def'inde bulunarak, davacı ile davalı şirketler arasında herhangi bir sözleşmese ilişki bulunmadığını, davacının davalı şirketlerin işçisi olmadığını beyanla davanın reddini savunmuştur. İlk derece Mahkemesi tarafından kararda belirtilen gerekçelerle “ Davanın KISMEN KABULÜNE " karar verilmiştir....
hükmü gereğince bir ve on yıl olduğu, haksız rekabet açısından eylem suç teşkil etse bile sekiz yıllık zaman aşımı süresinin dolduğu gerekçesiyle bu davalılar yönünden davanın zaman aşımı nedeniyle reddine karar verilmiş, hüküm davacılar vekilince istinaf edilmiştir....
devam ettiğini belirterek, zaman aşımı nedeniyle icranın geri bırakılmasına karar verilmesini istemiştir....
Bendinde hüküm altına alınmış olsa da, yasanın emredici hükümlerine uygun olmayan ve şekli şartlarında eksiklik bulunan belgenin ilam hükmünde kabul edilmesi mümkün olmadığından genel zaman aşımı süresi olan 10 yıllık zaman aşımı süresinin de uygulanmayacağı açıktır. Açıklanan nedenlerle alacak zaman aşımına uğramış olduğundan ve davalı taraf zaman aşımı def'ini yargılama sırasında ileri sürdüğünden bu nedenle itirazın kaldırılması isteminin reddine karar verilmesi gerekir ki, ilk derece mahkemesinin kararı da bu cihettedir. Yukarıdaki açıklamalar doğrultusunda, ilk derece mahkemesi kararında kamu düzenine aykırılık yanında esası etkileyen bir usul hatası bulunmadığı, vakıa tespitlerinin tam ve isabetli olduğunun kabulüyle davacıların istinaf başvurusunun HMK 353/1- b-1 maddesi uyarınca esastan reddine oy birliği ile karar verilmiştir....