Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

İcra Müdürlüğünün 2014/3140 esas sayılı dosyasıyla kambiyo senetlerine özgü yolla icra takibi başlatıldığını, diğer müvekkilinin ise dosya borcuna 24.07.2006 tarihinde müşterek ve müteselsil kefil olduğunu, kambiyo senetlerinde zaman aşımı süresinin 3 yıl olduğunu, takip talebiyle zaman aşımının kesildiğini, zaman aşımı kesilince süresi aynı olan yeni bir zaman aşımı işlemeye başladığını, alacaklı tarafından haciz istenerek muhtelif tarihlerde zaman aşımı kesilmişse de 13.06.2007- 06.02.2014 tarihleri arasında müvekkili Fikret için hiçbir talepte bulunulmadığını ve zaman aşımının gerçekleştiğini, diğer müvekkili Rukiye için ise icra kefili olması nedeniyle zaman aşımının 10 yıl olduğunu, 13.06.2007- 22.08.2018 tarihleri arasında müvekkili Rukiye için de haciz talebinde bulunulmadığını, alacaklı tarafından 06.02.2014 tarihinde sadece Fikret ve diğer borçlu Özçelik Ltd....

Davacı, vekaletten kaynaklanan alacak isteminin davalı adına takip edilen birden fazla dosyadan kaynaklandığını, dosyaların bir kısmından hiç istifa edilmediğini, bir tanesinde 2007 yılında istifa edildiğini, diğerinden ise 2008 yılında istifa edildiğini, icra takip tarihi dikkate alındığında zaman aşımı süresinin dolmadığını ileri sürerek verilen kararı istinaf etmiştir. İlk derece mahkemesince, vekalet ilişkisinden kaynaklanan alacak istemlerinin 6098 sayılı TBK nun 147.maddesi gereğince 5 yıllık zaman aşımı süresine dahil olduğunu, davacının istifa tarihinin 09/04/2007 tarihi olması nedeniyle 5 yıllık zaman aşımı süresinin 09/04/2012 tarihinde sona erdiği, icra takip tarihinin bu tarihten sonra olması nedeniyle zaman aşımı süresinin dolduğu gerekçe gösterilerek açılan dava reddedilmiştir. Dosya kapsamı incelendiğinde, CBS'na yapılan şikayet üzerine iddianame ile dava açılan 1....

Maddesine göre , 7 günlük şikayet süresi içerisinde ileri sürülmesi gerekir. Yine yetki itirazının da 7 gün içerisinde ileri sürülmesi gerekir. Somut olayda; icra emri şikayetçiye 20/01/2018 tarihinde tebliğ edilmiş olup 15.01.2021 tarihinde icra mahkemesine yapılan şikayet ve yetki itirazı süresinde değildir. Bu durumda ilk derece mahkemesince anılan şikayetlerin ve yetki itirazının süre aşımı nedeniyle reddine karar verilmesi gerekirken esasının incelenmesi isabetsizdir. Bu nedenlerle, şikayetçi borçlunun istinaf sebepleri yerinde değil ise de, ilk derece mahkemesince şikayetlerin ve yetki itirazının süre aşımı nedeniyle reddi gerekirken esasının incelenmesi yerinde olmadığından HMK.nun 355/1, 353/1- b-2 maddeleri gereğince ilk derece mahkemesinin kararının kaldırılmasına, şikayetlerin ve yetki itirazının süre aşımı nedeniyle reddine karar vermek gerekmiştir. HÜKÜM: gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere, 1- Mersin 5. İcra Hukuk Mahkemesi'nin 2021/42 E. 2021/200 K....

Davalı şirket vekili yasal süre içindeki cevap dilekçesi ile; zaman aşımı süresinin dolduğunu , kusur oranını kabul etmediklerini , icra inkar tazminatı istenemeyeceğini belirterek davanın reddini istemiştir. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ : Mahkemece "...Davalının zaman aşımı itirazı bulunmaktadır. Sigortalı İbrahim COŞKUN un 24.01.1997de iş kazası geçirdiği, iş verence kazanın 27.01.2017 tarihli yazı ekinde düzenlenmiş aynı tarihli kaza bildirim formu ile kuruma bildirildiği sabittir. Kurum 1997 olan kaza ile ilgili hiç bir işlem yapmamış, 2013 tarihinde rapor düzenlemek suretiyle olayın iş kazası olduğuna dair tespit yaparak kusur belirlemiş, ardından da bu tespitten 16 yıl önce meydana gelen kaza bakımından fatura bedelini tahsilata kalkışmıştır. Tedavi giderleri 10 yılık zaman aşımı süresine tabidir. Süre ödeme tarihinden başlar. Kurum ödemenin ne zaman yapıldığını da bilmemektedir. Daha doğru bir ifade ile ödeme yapıldığı kanıtlanmamış, belge sunulmamıştır....

"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi SUÇ : Hırsızlık HÜKÜM : Mahkumiyet Mahalli mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle dosya incelenerek, gereği düşünüldü: Suça konu cep telefonunun, müşteki tarafından öncelikle kaybolduğunu düşünerek sanıkla gittiği internet kafenin sahibi ile birlikte telefonu aradığı tanık tarafından doğrulandığı, şikayet başvurusunda bulunan ve katılanın dayısı olan ...' ün bildirdiği suç tarihinden sonra suça sürüklenen çocuk tarafından kullanıldığının belirlenmesi, telefonun suça sürüklenen çocuktan elde edilmesi ve soruşturma başladıktan sonra Savcılıkça alınan ifadesi sırasında teslim alınması karşısında, suça konu telefonun çalındığına ilişkin şikayet başvurusunun, telefonun maliki olan dayısı ... tarafından yapılması nedeniyle suç tarihi ile şikayet tarihi arasında 4 aya yakın zaman geçtiği, "telefonu hırsızlanan bir kişinin en kısa sürede yetkili makamlara şikayette bulunması gerekeceği" şeklindeki oluşa uygun olmayan gerekçe ile...

    TTK'nın 661. maddesi uyarınca bonolar için 3 yıllık zaman aşımı öngörülmüştür. Diğer yandan TTK'nın 662. maddesinde "müruruzaman; dava açılması, takip talebinde bulunulması, davanın ihbar edilmesi veya alacağın iflas masasına bildirilmesi sebepleriyle kesilir" hükmüne yer verilmiştir. Aynı Kanunun 663/2. maddesi gereğince zaman aşımı kesilince son işlem tarihinden itibaren, müddeti aynı olan yeni bir zaman aşımı işlemeye başlar. Ayrıca alacaklının yaptığı, takibin devamını sağlayıcı nitelikte her takip işlemi ile de zaman aşımı kesilir ve yeni bir süre işlemeye başlar. Somut durumda takibin kesinleşmesinden sonraki dönemde alacaklı vekilince açılan 01/08/2012, 13/03/2015, 18/03/2016, 27/02/2019 ve 29/03/2022 tarihli talepler ile haciz talep edilmiştir. Söz konusu taleplerin zamanaşımını kesen işlemler niteliğinde olduğu açıktır....

    Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; Müvekkilinin alacaklısı olduğu İstanbul Anadolu 24.İcra Müdürlüğü'nün 2006/3201 E sayılı dosyasında davalı - borçlu T1 tarafından huzurdaki dava ile zaman aşımı itirazı ileri sürüldüğü ve yerel mahkeme tarafından icranın geri bırakılmasına dair hüküm tesis edildiğini, Davacı borçlunun ileri sürdüğü zaman aşımı defi işin esasına dair bir itiraz olmakla icra tetkik merciinde incelenme imkanı bulunmamakta olup şikayetin reddine karar verilmesi gerekmesine rağmen bu yönde bir inceleme yapılmadığını, zaman aşımına ilişkin itirazın mahkemeniz görev alanına ilişkin olduğu değerlendirilir ise bu kere bu hususun nisbi harca tabi işlemlerden olduğunun da değerlendirilmesi ile eksik harcın takip bedeli üzerinden tamamlatılması gerekmesine rağmen bu hususta beyanlarının dikkate alınmadığını, dosyanın ekinde mevcut icra takip dosyası incelendiğinde takibin ve alacağın zaman aşımına uğramadığının da anlaşıldığını, icra takibi derdest oldukça zamanaşımı işlememekte...

    Maddesinde TTK' nun mer'iyetinden önce işlemeye başlamış bulunan zaman aşımı sürelerinin eski kanun hükmüne tabi olacağının düzenlendiğini, yine 01/07/2012 tarihinde yürürlüğe giren 6103 sayılı TTK'nun yürürlüğü ve uygulama şekli hakkında kanunun 6/1 maddesinde "TTK' nun yürürlüğe girmesinden önce işlemeye başlamış bulunan zaman aşımı süreleri ile hak düşürücü süreler eski hukuka tabidir" düzenlemelerinin yer aldığını, bu hükümler birlikte değerlendirildiğinde TTK' nun zaman aşımı sürelerinin başladığı tarihe göre belirlenmesi gerektiğini, tüm bu nedenlerle Ortaca İcra Müdürlüğünün 2009/808 esas sayılı dosyası ile başlatılan takibin geri bırakılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir....

    Mahkeme, zaman aşımı nedeniyle davanın reddine karar vermiştir. Hükmün, davacı Kurum avukatı tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kâğıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi. 1479 sayılı kanunun 70. maddesinin 2. fıkrası; bu kanuna dayanılarak Kurumca açılacak tazminat ve rücu davalarının 10 yıllık zaman aşımına tabi olduğunu hükme bağlamıştır. Zaman aşımı başlangıcı gelirin onay tarihi olup, davalı tarafından 20.07.2002 tarihinde öldürülen sigortalının hak sahibine bağlanan 10.01.2003 onay tarihli ilk peşin aylıkların 14.08.2009 tarihli dava ile talep edilmesi karşısında, zaman aşımı süresinin dolmadığı gözetilip davanın esasına girilerek sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, yazılı biçimde ve zaman aşımı nedeniyle reddine karar verilmesi usul ve yasaya aykırı görülmüştür....

      Takibin kesinleşmesinden önce zamanaşımı itirazı İİK'nun 168/3. maddesine göre beş günlük süreye tabi ise de, takibin kesinleşmesinden sonraki devrede borcun zamanaşımına uğradığına ilişkin şikayet ise İİK'nun 170/b maddesinin göndermesi ile uygulanması gereken aynı Kanun'un 71/2 ve 33/a maddesi gereğince herhangi bir süreye tabi olmayıp iddianın yerinde olduğunun belirlenmesi halinde icranın geri bırakılmasına karar verilir. Somut olayda; örnek 10 nolu ödeme emri borçluya 03.11.2011 tarihinde tebliğ edilmiştir. Borçlunun 16.12.2015 tarihinde icra mahkemesine yaptığı başvuruda, icra takibinin kesinleşmesinden sonraki dönemde zamanaşımının gerçekleşmesi nedeni ile icranın geri bırakılmasını talep etmiş olup, İİK'nun 71. maddesi uyarınca zamanaşımı itirazı süreye bağlı olmaksızın yapılabilir. Mahkemece işin esasının incelenmesi gerekirken, yazılı gerekçeyle istemin süre aşımı nedeniyle reddi yönünde hüküm tesisi isabetsizdir....

        UYAP Entegrasyonu