"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi - K A R A R - Dosya kapsamına, sav ve savunmaya, mahkemece saptanan hukuki niteliğe göre uyuşmazlık, taraflar arasında görülen şiddetli geçimsizlik sebebine dayalı boşanma isteminden kaynaklanmaktadır. 2797 Sayılı Yargıtay Yasasının 14. maddesi ve Başkanlar Kurulunun 23.01.1992 tarihli kararı uyarınca temyiz incelemesi Yargıtay Yüksek 2. Hukuk Dairesine ait olup, Dairemizin görevi dışındadır. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; dosyanın görevli Yargıtay Yüksek 2. Hukuk Dairesi Başkanlığına gönderilmesine 22/03/2007 gününde oybirliği ile karar verildi....
DAVA KONUSU : Boşanma & Kişisel Eşyanın İadesi KARAR : Dairemizce dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda; GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: İSTEM:Davacı vekili tarafından sunulan 16/05/2018 havale tarihli dava dilekçesinde özetle; tarafların şiddetli geçimsizlik nedeniyle boşanmalarına, müşterek çocuğun velayetinin müvekkiline verilmesine, müvekkili lehine aylık 1.250 TL yoksulluk nafakasına, müşterek çocuk lehine 1.500 TL iştirak nafakasına, müvekkili için 100.000 TL manevi tazminata, düğünden takılan 22 ayar 6 adet bileziğin müvekkiline iadesine karar verilmesini talep etmiştir. DELİLLER:Tarafların nüfus aile kayıt tablosu, tanık beyanları, yaptırılan zabıta araştırmaları ve dava dosyası....
İş Mahkemesi TÜRK MİLLETİ ADINA Davacı, şiddetli geçimsizlik nedeniyle boşanmış olduğu eşi ile ayrı evde yaşadığının tespitine karar verilmesini istemiştir. İlk Derece Mahkemesince davanın reddine karar verilmesi üzerine davacı vekilince istinaf kanun yoluna başvurulmuştur. Bölge Adliye Mahkemesince davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir. Bölge Adliye Mahkemesi kararının davacı vekilince temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan sonra düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okundu, işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar verildi....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki eşya bedelinin iadesi davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı avukatı tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü. KARAR Davacı,davalı ile 1997 yılında evlendiklerini, 2001 yılında şiddetli geçimsizlik nedeniyle boşandıklarını, ziynet eşyaları ile saatinin davalıda kaldığını,ayrıca davalı adına olan aracın yarı hissesinin kendisine ait olduğunu ileri sürerek ziynet eşyalarının aynen iadesini , olmadığı taktirde bedeli olan 7 000 000 000 TL nin ve aracın yarı bedeli olan 3 500 000 000 TL nin tahsilini talep etmiş, bilahare araç bedeline yönelik talebinden feragat etmiştir. Davalı, ziynet eşyalarını davacının annesine götürdüğünü, araç alımında katkısının olmadığını savunarak davanın reddini dilemiştir....
un Türk Medeni Kanunu'nun 166/1. maddesi gereğince şiddetli geçimsizlik nedeni ile BOŞANMALARINA" karar verildiği halde, gerekçeli kararın hüküm fıkrasında " davanın KABULÜ ile; ... ili ... ilçesi ... mah/köy cilt no: 16 hane no: 172 BSN:26'da nüfusa kayıtlı olan ... ve ... oğlu 16/04/1977 ... doğumlu (... TC Kimlik nolu) davacı ... ile aynı yer BSN:37'de nüfusa kayıtlı ... ve .... kızı 01/07/1975 ... doğumlu (... TC Kimlik nolu) davalı ...'in Türk Medeni Kanunu'nun 166/1. maddesi gereğince şiddetli geçimsizlik nedeni ile BOŞANMALARINA" hükmedilerek kısa kararla gerekçeli karar arasında çelişki yaratılmıştır. Hukuk Muhakemeleri Kanununun 294/3. maddesi uyarınca, hükmün tefhimi, her halde hüküm sonucunun duruşma tutanağına geçirilerek okunması suretiyle olur. Gerekçeli karar, tefhim edilen hüküm sonucuna aykırı olamaz (HMK m. 298/2). Buna göre, tefhim edilen hüküm sonucu yanlış da olsa, gerekçeli kararın, tefhim edilen hüküm sonucuna uygun düzenlenmesi gerekmektedir....
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ; "...taraflar arasında evlilik birlik ve beraberliğini temelinden sarsacak nitelikte şiddetli geçimsizlik olduğu, müşterek hayatın çekilmez bir hal aldığı, bu geçimsizlik sebebiyle tarafların ayrıldıkları, tekrar bir araya gelip bu evliliği yürütme ihtimallerinin bulunmadığı, evlilik birliğinin devamında korunmaya değer bir yararın da kalmadığı anlaşıldığından..."gerekçesi ile; "-Davacı karşı davalı T1 tarafından açılan Pek Kötü Ve Onur Kırıcı Davranış ve Şiddetli Geçimsizlik Nedeniyle Boşanma davasının sübut bulmaması nedeniyle REDDİNE, -Davalı karşı davacı T3 tarafından açılan davanın KABULÜ İLE tarafların TMK.nun 166/1. maddesi gereğince evlilik birliğinin temelinden sarsılmış olması nedeniyle BOŞANMALARINA, -Yasal koşulları oluşmadığından davalı karşı davacı T3'ın tedbir ve yoksulluk nafakası istemlerinin Reddine, -20.000,00- TL maddi ve 20.000,00....
DAVA KONUSU : Ziynet Alacağı KARAR : Dairemizce yapılan dosya üzerinden inceleme sonucunda; GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: İSTEM: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkili ile davalının 10.05.2009 tarihinde evlendiklerini, müvekkili ev hanımı olup, davalı Çorum/Osmancık ilçesinde oto alım-satımı yapmakta olup aylık geliri ortalana 50.000,00- TL olduğunu, tarafların bu evlilikten Alperen ÖZÜDOĞRU ve Eslem ÖZÜDOĞRU isimli iki çocukları bulunduğunu, müvekkili ve davalı arasında özellikle davalının son aylardaki davranışları ve delillerle sunulucağı üzere aile kurumunu kökten yıkıcı davranışları nedeni ile şiddetli geçimsizlik mevcut olduğunu, müvekkilinin evlilik birliğini devam ettirme durum ve ihtimali kalmadığından şiddetli geçimsizlik nedeniyle tarafların boşanmalarını, ziynet eşyalarının karşılığının ödenmesini, yargılama giderleriyle avukatlık ücretinin dahi davalıya yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir....
ZİYNET EŞYASININ İADESİ 4721 S. TÜRK MEDENİ KANUNU [ Madde 6 ] 4721 S. TÜRK MEDENİ KANUNU [ Madde 174 ] "İçtihat Metni" Mahalli mahkemesinden verilmiş bulunan yukarıda tarih ve numarası yazılı ziynet eşyası iadesi davasına dair karar davalı ve davacı tarafından süresi içinde temyiz edilmiş olmakla dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği görüşülüp düşünüldü. Dava, ziynet eşyalarının aynen iadesi mümkün olmadığı taktirde bedelin tahsili istemine ilişkindir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Boşanma Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davalı kadın tarafından temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Davacı erkek tarafından açılan dava sonunda 29.02.2000 tarihinde tarafların şiddetli geçimsizlik sebebi ile boşanmalarına karar verilmiş, mahkemenin gerekçeli kararı, aradan on beş yıl geçtikten sonra tebliğe çıkartılmış, 19.03.2015 tarihinde davalı kadına tebliğ edilmesi üzerine, davalı süresi içerisinde kararı temyiz etmiştir. Davalı, temyiz dilekçesinde, aralarında geçimsizlik bulunmadığını ileri sürmüştür. Kararın on beş yıl gibi uzun bir süre geçtikten sonra tebliğe çıkarılması, Türk Medeni Kanununun 2. madesinde yer alan dürüstlük kuralına aykırı ve "hakkın kötüye kullanılması" niteliğindedir....
Yerel Mahkeme kararında, "taraflar arasında müşterek hayatı çekilmez kılacak derecede şiddetli geçimsizlik bulunduğu, evlilik birliğinin ortak hayat sürdürmeleri kendilerinden beklenmeyecek derecede temelden sarsıldığı, aralarındaki geçimsizlik nedeniyle tarafların ayrı ayrı yaşadıkları, evliliklerinin fiilen bittiği, devamında taraflar bakımından korunmaya değer bir yarar kalmadığı ve davalının da boşanmayı kabul ettiği" belirtilerek, Türk Medeni Kanununun 166/1-2. maddesi uyarınca davanın kabulüne karar verilmiş, boşanma davasının kabulüne dayanak "vakıalar" ve taraflara yüklenen kusurlar ayrı ayrı gerekçede gösterilmemiştir. Yerel mahkemenin hangi delillerle sonuca ulaştığını değil, dayanılan dellirde yer alan hangi vakıanın kabul edildiğini Yargıtay denetimine elverişli şekilde gerekçeli olarak açıklaması zorunludur. Bu nedenle, gerekçesiz şekilde hüküm kurulması da usul ve kanuna aykırı olduğundan, bozmayı gerektirmiştir....