mevcut ve sabit olup her iki tarafında dava açmakta haklı oldukları, olayların akışı karşısında; sadakatsiz davranışlarda bulunan, aile içindeki olayları kendi ailesine aktararak ailesinin evlilik birliğine müdahale etmesine sebep olan davalı- karşı davacı erkeğin boşanmaya yol açan olaylarda ağır kusurlu olduğu, telefonunu gün boyunca kapatan, eşini akşam eve almayan ve eşinin sosyal hayatını kısıtlayan davacı- karşı davalı kadının boşanmaya yol açan olaylarda az da olsa kusurlu olduğu, bu aşamadan sonra tarafları birlikte yaşamaya zorlamanın mümkün görülmemesi nedeniyle tarafların karşılıklı olarak boşanma taleplerinin kabulüne karar verilmesi gerektiği," şeklindeki gerekçeyle; "Asıl davada; davacı-karşıdavalı kadının ve karşı davada davalı-karşıdavacı erkeğin boşanma davalarının ayrı ayrı KABULÜ ile, tarafların TMK nın 166/1 maddesi gereğince şiddetli geçimsizlik nedeniyle BOŞANMALARINA, Davacı-karşıdavalı kadının maddi tazminat isteminin kısmen kabulü ile, 10.000,00 TL maddi tazminatın...
, bu süreçte mağdurenin ailesinin evine iki kez gidip geldiği, mobilya ve perde alışverişine çıktıkları, ilerleyen zamanda aralarında şiddetli geçimsizlik çıkması üzerine mağdurenin evliliğin devam edemeyeceğini söyleyip ailesinin yanına dönmek istemesi nedeniyle 10.10.2007 günü Ramazan'la aralarında tartışma yaşandığı, Ramazan'ın sanıklar Ceylan ve Mustafayla birlikte zorla mağdureyi tanık Bekir'in evinden alıp sanık Mustafa'nın evine götürdükleri ve mağdurenin kriz geçirmesi nedeniyle hastaneye götürdüklerinde zorla kaçırıldığını doktora anlatıp durumun polise bildirilmesi üzerine soruşturmaya başlandığı anlaşıldığından, sanıklar Ramazan ve Ceylan'ın 14.09.2007 ve 10.10.2007 tarihli zincirleme şekilde işledikleri eylemler nedeniyle CMK.nın 226. maddesi gereğince ek savunma hakkı verilerek TCK'nın 109/2-3b-5, 43/1. maddeleri, sanık Özgür'ün TCK'nın 109/2-3b-5, sanık Muhammet'in TCK'nın 109/2-3b-5,31/3. maddeleri gereğince, 10.10.2007 tarihli olayda, evliliği devam ettirmek istemeyip...
Bu halde taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamına imkan vermeyecek nitelikte bir geçimsizlik mevcut ve sabittir. Olayların akışı karşısında davacı dava açmakta haklıdır. Bu şartlar altında eşleri birlikte yaşamaya zorlamanın artık kanunen mümkün görülmemesine göre, boşanmaya karar verilecek yerde, yetersiz gerekçe ile davanın reddi doğru bulunmamıştır. SONUÇ: Davacının temyiz itirazının kabulü ile hükmün yukarıda gösterilen sebeple BOZULMASINA, temyiz peşin harcının istek halinde yatırana geri verilmesine, işbu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere oybirliğiyle karar verildi. 18.03.2015 (Çrş.)...
Aile Mahkemesi TARİHİ : 30/01/2014 NUMARASI : 2013/1695-2014/95 Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı-davalı erkek tarafından, zina ve şiddetli geçimsizlik sebeplerine dayalı boşanma davası ve fer'ileri yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Mahkemece davalı-davacı kadının zina fiilinin ispatlanamadığı gerekçesiyle davacı-davalı erkeğin zina (TMK.md.161) hukuksal sebebine dayalı boşanma davasının reddine karar verilmiş ise de; yapılan soruşturma ve toplanan delillerden; davalı-davacı kadının, 05.12.2010 günü ortak konuta bir erkeği aldığı, aynı gece saat 22.00'de evde bu kişiyle birlikte yakalandığı, bu şahsın tuvalette gizlenmiş halde bulunduğu, bu olay öncesinde de bu şahısla muhtelif tarihlerde çok sayıda görüşmesinin olduğu, bu kişinin 05.12.2010 tarihli kolluk ifadesinde, davalı-davacı kadın ile evlenmeyi düşündüğünü, daha öncede...
Asliye Hukuk Mahkemesinin 2006/245 Esas, 2008/1 Karar sayılı kararı ile şiddetli geçimsizlik nedeni ile tarafların boşandıklarını, Mahkeme kararı ile davacı için 250 TL, müşterek çocuk için 150 TL nafaka ödenmesine karar verildiğini, nafakanın yetmediğini belirterek arttırılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili verdiği cevap dilekçesinde müşterek çocuk için hükmedilen nafakanın 100 TL arttırılmasını kabul ettiklerini ancak diğer yönlerden davanın reddine karar verilmesini beyan ve talep etmiştir....
"İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ :Boşanma Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm, davalı (kadın) tarafından temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Olayları açıklamak taraflara, hukuki nitelendirme hakime aittir. (...m.33) Davacı, dava dilekçesinde; davalı eşi aleyhine şiddetli geçimsizlik sebebiyle 2008 yılında boşanma davası açtığını, davanın reddedildiğini ve kararın kesinleştiğini, daha sonra biraraya gelmediklerini, ortak hayatın kurulamadığını, on bir yıldan beri ayrı yaşadıklarını ileri sürerek, boşanmalarına karar verilmesini istediğine göre, dava Türk Medeni Kanununun 166/1. maddesine değil, aynı Yasanın 166/4. maddesinde yer alan fiili ayrılığa dayanmaktadır....
Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesinin 2011/314 esas, 2012/82 karar sayılı dosyasından anlaşıldığı üzere, evvelce davacı koca tarafından şiddetli geçimsizlik hukuki sebebine dayalı olarak açılan boşanma davası reddedilmiş, hüküm 12.6.2012 tarihinde kesinleşmiştir. Bu davada dayanılan ihtar ise 31.8.2012 tarihinde kanunda öngörülen (TMK.md. 164/1) dört aylık süre dolmadan istenmiştir. Oysa ihtarın geçerli olması için boşanma davasının reddine ilişkin hükmün kesinleşmesinden itibaren en az dört ay geçmesi zorunludur....
Mahkemece; "taraflar arasında şiddetli geçimsizlik bulunduğu, evlilik birliğinin temelinden sarsıldığı, evliliğin devamında toplum ve aile yönünden bir yarar kalmadığı için boşanmalarına” şeklinde yetersiz gerekçe ile hüküm kurulmuştur. Denetime olanak verecek şekilde deliller tartışılarak ret ve üstün tutma sebepleri gösterilmemiş, vakıalarla ilgili herhangi bir tespitte de bulunulmamıştır. Hükmün hangi delillere dayanılarak verildiği, hangi olayların sabit olduğu ve tarafların kusur durumuna ilişkin vakıalar kararda belirtilmemiştir. Açıklanan nedenlerle tarafların boşanmasına ilişkin gerekçesiz şekilde hüküm kurulması usul ve kanuna aykırı olduğundan bozmayı gerektirmiştir....
HUKUK DAİRESİ DOSYA NO : 2020/1743 KARAR NO : 2021/1387 T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A İ S T İ N A F K A R A R I İNCELENEN KARARIN MAHKEMESİ : LÜLEBURGAZ AİLE MAHKEMESİ TARİHİ : 21/10/2020 NUMARASI : 2020/111 ESAS, 2020/106 KARAR DAVA KONUSU : BOŞANMA KARAR : Mahalli mahkemece verilen karara karşı davalı tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuş, dosya istinaf incelemesi yapılmak üzere Dairemize gönderilmiş olup, ön inceleme aşaması tamamlandıktan ve incelemenin duruşma yapılmadan karar verilmesi mümkün bulunan hallerden olduğu anlaşıldıktan sonra duruşmasız olarak yapılan inceleme neticesinde, Dosya incelendi; GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ : Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; tarafların şiddetli geçimsizlik nedeniyle boşanmalarına, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı üzerine bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir. Mahkemece yapılan yargılama sonunda: "davanın kabulü ile tarafların T.M.K.'...
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: Dava dilekçesi: Davacı dava dilekçesinde özetle; davalı ile aralarında şiddetli geçimsizlik olduğunu, anlaşmanın mali ve hukuki sonuçları üzerinde anlaştıklarını, buna ilişkin protokol düzenlediklerini anlaşmalı olarak boşanmalarına karar verilmesini talep ve dava etmiştir. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: Mahkemece yapılan yargılama neticesinde; davanın kabulü ile tarafların TMK'nın 166/3. maddesi gereğince BOŞANMALARINA, Tarafların karşılıklı olarak birbirlerinden maddi ve manevi tazminat, tedbir ve yoksulluk nafakası, eşya, ziynet eşyası talepleri olmadığından bu hususlarda karar verilmesine yer olmadığına, 30/10/2020 havale tarihli anlaşma protokolünün kararın eki sayılmasına, karar verilmiştir....