Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Ancak kararın boşanma ve ferileri yönünden tümden kaldırılmasına karar verildiğinden bu konudaki istinafı konusuz kalmıştır. Bu haliyle kadının yoksulluk nafakası, maddi ve manevi tazminat yönünden katılma yoluyla istinaf talebi hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir. Davalı erkek ziynet yönünden de kararın kaldırılarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. İlk derece mahkemesi kararı ile kadının ziynet alacağı davasının tefrikine karar verildiği, mahkemenin 2019/562 Esasına kaydı yapıldığı, yargılamaya o dosya üzerinden devam edildiği anlaşılmıştır. Davacı kadının dava dilekçesinde ziynet alacağına ilişkin bir davası yoktur. HMK 141.madde gereği iddianın genişletilmesi yasağı kapsamında kalan 26/06/2018 tarihli beyan dilekçesi ile ziynet eşyası talep etmesi de yasal olarak mümkün değildir. Bu haliyle davacının usulüne uygun açılmış ziynet eşyası alacağı davası bulunmadığından olmayan bir davanın tefrikine karar verilmesi de doğru görülmemiştir....

DAVA KONUSU : Evlilik Birliğinin Temelinden Sarsılması Nedeni İle Boşanma KARAR : Dairemizce dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda; GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: İSTEM: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkili ile davalının 10.05.2009 tarihinde evlendiklerini, müvekkili ev hanımı olup, davalı Çorum/Osmancık ilçesinde oto alım-satımı yapmakta olup aylık geliri ortalana 50.000,00- TL olduğunu, tarafların bu evlilikten Alperen ÖZÜDOĞRU ve Eslem ÖZÜDOĞRU isimli iki çocukları bulunduğunu, evlilik birliğini devam ettirme durum ve ihtimali kalmadığından şiddetli geçimsizlik nedeniyle tarafların boşanmalarını, müvekkili için davalı aleyhine 250.000,00- TL maddi, 500.000,00- TL manevi tazminata hükmedilmesini, 5.000,00- TL tedbir nafakasına(boşanmadan sonra iştirak nafakası olarak devamına), müşterek çocuklar Alperen ÖZÜDOĞRU ile Eslem ÖZÜDOĞRU'nun velayetinin müvekkili T1 verilmesini ve her bir çocuk için ayrı ayrı 2.500,00- TL nafakaya karar verilmesini, ziynet eşyalarının karşılığının...

Asliye Ceza Mahkemesi Tarihi : 03/02/2014 Numarası : 2013/275-2014/91 Suç : Kişiler arasındaki konuşmaların dinlenmesi ve kayda alınması Kişiler arasındaki konuşmaların dinlenmesi ve kayda alınması suçundan sanığın beraatine ilişkin hüküm, katılan vekili ve mahalli Cumhuriyet savcısı tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü: Sanık ile katılan eşi arasında devam eden şiddetli geçimsizlik nedeniyle, katılan tarafından sanık aleyhine açılan boşanma davası bulunduğu, sanık ile katılan eşi arasında geçen olaylar nedeniyle, sanığın, katılanın kendisine yönelik hakaret eylemi nedeniyle, katılanla yaptığı yüz yüze konuşmaları ile bu konuşma sırasında katılanın babasıyla yaptığı telefon görüşmelerini katılanın rıza olmaksızın, gizlice kayda alarak bilahare CD'ye aktarıp boşanma davasına delil olarak sunması şeklinde gerçekleşen olayda, Sanığın, katılanla yaptığı yüz yüze konuşmalar ile bu konuşma sırasında katılanın babasıyla yaptığı telefon görüşmelerini kaydedip, bu kaydı...

    KARŞI OY YAZISI Davacı vekili temyiz dilekçesinde davanın terke dayalı boşanma davası olduğunu, mahkemesinin dava sebebini değiştirerek şiddetli geçimsizlik nedeniyle boşanmaya karar vermesinin usul ve yasaya aykırı bulunduğunu, bu nedenle ihtara rağmen dönmeyen davalının nafaka alamayacağını belirterek, hükmü boşanma yönünden de temyiz etmiştir. Sayın çoğunluğunda kabul ettiği gibi dava Türk Medeni Kanununun 164. maddesine dayalı terk nedeniyle açılmıştır. Türk Medeni Kanununun 166/1. maddesine dayalı bir dava bulunmamaktadır. Delillerin Türk Medeni Kanununun 164. maddesi uyarınca değerlendirilerek, sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm kurulmasının yerinde olmadığı düşüncesiyle, boşanma hükmün temyiz edilmediğine ilişkin sayın çoğunluk görüşüne katılmıyorum....

      "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Boşanma Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm taraflarca temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Mahkemece kısa kararda " Davanın KABULÜ ile; ... ili ... ilçesi ... Köyü mah/köy cilt no:21 hane no:23 BSN:32’de nüfusa kayıtlı olan ... ve ... oğlu 01/02/1979 ... doğumlu (... TC Kimlik nolu) davac... ile aynı yer BSN:52'de nüfusa kayıtlı ... ve ... kızı 13/01/1983 ... doğumlu (.... TC Kimlik nolu) davalı .......'un Türk Medeni Kanunu'nun 166/1. maddesi gereğince şiddetli geçimsizlik nedeni ile BOŞANMALARINA" karar verildiği halde, gerekçeli kararın hüküm fıkrasında " davanın KABULÜ ile; ... ili ... ilçesi ... mah/köy cilt no: 16 hane no: 172 BSN:26'da nüfusa kayıtlı olan ... ve ... oğlu 16/04/1977 ... doğumlu (......

        "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Karşılıklı Boşanma-Ziynet Alacağı Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı-karşı davalı kadın tarafından, tazminatların miktarı, vekalet ücreti, ziynet alacağı davası yönünden, davalı-karşı davacı erkek tarafından ise, her iki dava yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: 1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre, davacı-karşı davalı kadının ziynet alacağı davasına ilişkin temyiz itirazları ile davalı-karşı davacı erkeğin aşağıdaki bent kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yersizdir. 2-Mahkemece, evlilik birliğinin temelinden sarsılmasında erkeğin tamamen kusurlu olduğu belirtilerek, davalı-karşı davacı erkeğin boşanma davasının reddine, davacı-davalı kadının davasının kabulüne...

          "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Karşılıklı Boşanma-Ziynet Alacağı Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm, davalı-davacı erkek tarafından her iki boşanma davası ve ziynet alacağı davası yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: 1-Toplanan delillerden, mahkemenin de kabulünde olduğu üzere davalı-davacı erkeğin eşine şiddet uyguladığı buna karşılık davacı-davalı kadının da eşinden tiksindiğini söylediği anlaşılmaktadır. Bu halde taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamına imkan vermeyecek nitelikte bir geçimsizlik mevcut ve sabittir. Gerçekleşen olaylar karşısında davalı-davacı erkek de dava açmakta haklıdır....

            DAVA TÜRÜ : Karşılıklı Boşanma-Ziynet Alacağı Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı-karşı davalı erkek tarafından, her iki dava yönünden; davalı-karşı davacı kadın tarafından ise manevi tazminatın miktarı ve ziynet eşyası alacağı davası yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: 1-Mahkemece, evlilik birliğinin temelinden sarsılmasında erkeğin kusurlu olduğu belirtilerek, davacı-davalı erkeğin boşanma davasının reddine, davalı-karşı davacı kadının davasının kabulüne ve tarafların boşanmalarına karar verilmiş ise de; yapılan yargılama ve toplanan delillerden; davalı-karşı davacı kadının eşine "geri zekalı, aptal"diyerek hakaret ettiği, sık sık müşterek konutu terkedip baba evine gittiği anlaşılmaktadır. Bu halde, taraflar arasındaki ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamına imkan vermeyecek nitelikte bir geçimsizlik mevcut ve sabittir....

              HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; 1- Davalı tarafın boşanma davasına yönelik yapmış olduğu istinaf başvurusunun 6100 sayılı HMK'nun 353/1- b-1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE, 2- Davalı tarafın ziynet eşyası alacağının aynen iadesine yönelik istinaf başvurusunun 6100 sayılı HMK.'...

              "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Boşanma-Ziynet ve Çeyiz Alacağı Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı kadın tarafından, boşanma davası ve ziynet alacağı yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: 1-Yapılan soruşturma ve toplanan delillerle davalı erkeğin ailesinin evlilik birliğine müdahalesine sessiz kaldığı anlaşılmaktadır. Bu halde taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamına imkan vermeyecek nitelikle bir geçimsizlik mevcut ve sabittir. Olayların akışı karşısında davacı kadın dava açmakta haklıdır....

                UYAP Entegrasyonu