hükmün önceki ve sonraki kanunların bütün hükümleri olaya uygulanarak ortaya çıkan sonuçların birbirleriyle karşılaştırılması suretiyle belirlenmesi ve her iki Kanunla ilgili uygulamanın denetime imkan verecek şekilde kararda gösterilmesi suretiyle yeniden değerlendirme yapılmasında zorunluluk bulunması, Kabule göre de; 5271 sayılı CMK'nın 226/2. maddesine aykırı olacak şekilde suça sürüklenen çocuğa ek savunma hakkı verilmeksizin, temel cezanın iddianame ve mütalaadaki sevk maddeleri arasında yer almayan TCK'nın 102/5. maddesi ile arttırılması, Bozmayı gerektirmiş, sanık müdafisinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden, hükmün 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi gözetilerek 1412 sayılı CMUK’nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 25.06.2019 tarihinde oy birliğiyle karar verildi....
sonra 28.06.2014 tarihinde yürürlüğe giren 6545 sayılı Kanunun 58, 59, 60 ve 61. maddeleri ile 5237 sayılı Kanunun 102, 103, 104 ve 105. maddelerinde yer alan cinsel dokunulmazlığa karşı suçların yeniden düzenlenmesi karşısında; 5237 sayılı TCK.nın 7/2. madde-fıkrasındaki "Suçun işlendiği zaman yürürlükte bulunan kanun ile sonradan yürürlüğe giren kanunların hükümleri farklı ise, failin lehine olan kanun uygulanır ve infaz olunur" hükmü gözetilerek, lehe olan hükmün, önceki ve sonraki kanunların bütün hükümleri olaya uygulanarak ortaya çıkan sonuçların birbirleriyle karşılaştırılması suretiyle belirlenmesi ve her iki kanunla ilgili uygulamanın, denetime imkân verecek şekilde kararda gösterilmesi suretiyle yeniden değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması, Kanuna aykırı, sanık müdafiin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden, hükmün 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi gözetilerek 1412 sayılı CMUK.nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 09.04.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi...
Mevcut dava dosyasının davalısı erkek vekilinin Edirne Aile Mahkemesinde açmış olduğu 2019/45 Esas sayılı kişisel ilişkinin artırılmasına yönelik dava dosyasının 18/04//2019 tarihinde mevcut dava dosyası ile birleştirilmesine karar verildiği anlaşılmıştır. Mahkemece yeniden yapılan yargılama sonucunda, "Asıl dava yönünden, Davanın reddine, birleşen dava yönünden, Davanın kabulü ile, Konya 3. Aile Mahkemesi'nin 2014/985 esas 2014/896 karar sayılı ilamı ile verilmiş olan boşanma ilamının 5 nolu kararı ile düzenleme altına alınmış olan şahsi ilişkinin kaldırılmasına, Velayeti annede bulunan müşterek çocuk ile baba arasında her ayın 1.ve3....
Ayrıca anne ve çocuklar arasında haftalık bir şahsi ilişki kurulmasına karar verilmiş ise de hangi hafta olduğu belirtilmeyerek infazda tereddüt yaratılmıştır. Bu nedenle davacının kişisel ilişkinin yeniden düzenlenmesine yönelik talebinin kabulüne dair gerekçe ile; 1- Davacının velayet değişikliği ve iştirak nafakası taleplerinin reddine, 2- Davacının kişisel ilişki tesisine dair talebinin kabulü ile, Tarafların müşterek çocukları T.C....
ilişki koşullarının kaldırılması kararının istinaf incelemesi sonucu kaldırılması ve yeniden yargılama yapılarak boşanma davası neticesinde belirtilen şahsi ilişki koşulları doğrultusunda tekrar şahsi ilişki tesis edilmesi istemiyle istinaf kanun yolu başvurusunda bulunmuştur....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Velayetin Değiştirilmesi-Kişisel İlişkinin Yeniden Düzenlenmesi Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı tarafından temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: 1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre, davacının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yersizdir. 2-Davacı, dava dilekçesinde, velayetin değiştirilmesi talebi yanında, müşterek çocuk ile arasındaki kişisel ilişkinin yeniden düzenlenmesi isteminde de bulunmuştur. Davacının kişisel ilişkinin yeniden düzenlenmesi istemi hakkında olumlu ya da olumsuz bir hüküm kurulmaması usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirmiştir....
Kişisel ilişkinin düzenlenmesinde çocuğun bedeni ve fikri gelişimi yanında ana veya babalık duygularını tatmin de önemlidir. Kişisel ilişki tesisinden beklenen amaç çocukla ebeveynleri arasında aile bağlarını geliştirmek ve bu suretle çocuğun sağlıklı gelişimini sağlamaktır. Kişisel ilişkiye dair ilamlar maddi anlamda kesin hüküm niteliğinde olmayıp koşulların değişmesi halinde yeniden düzenlenmesi de her zaman istenebilir. Dosyada mevcut sosyal inceleme raporu, tanık anlatımları, taraf beyanları ve tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde davacı baba ile müşterek çocuk arasındaki şahsi ilişkinin daraltılmasını gerektirecek, çocuğun yüksek menfaatleri aykırı olağanüstü bir durum tespit edilememiştir. Çocukla baba arasında yatılı olacak şekilde kişisel ilişki tesisine engel bir hal bulunmadığından davacı babanın bu yöndeki istinaf başvurusunun kabulü gerekmiştir....
Aile Mahkemesi TARİHİ : 05/05/2015 Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı tarafından temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: 1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre, davacının yoksulluk nafakasının azaltılması davasına yönelik temyiz itirazları yersizdir. 2-Davacının kişisel ilişkinin yeniden düzenlenmesi davasına yönelik temyiz itirazlarının incelenmesine gelince; Davacı, dava dilekçesinde yoksulluk nafakasının azaltılması yanında kişisel ilişkinin yeniden düzenlenmesi talebinde de bulunmuştur. Dava dilekçesindeki her bir istek ayrı ayrı harca tabidir ve harca tabi davalarda gerekli harç tamamlanmadan izleyen yargılama işlemleri yapılamaz....
yeniden düzenlenmesini talep ve dava etmiştir....
Dosya kapsamından müşterek çocuğun % 50 engelli olduğu, hafif derecede gelişim geriliği ve hafif derecede zeka geriliği olduğunun tespit edildiği, çocuğun engel durumunun, anne bakımına olan ihtiyacının, çocuğun baba yanında özellikle uzun süre yatılı kalınan kişisel ilişki sürelerinde, babanın çalışma ve fiziki şartlarının çocuğu yatılı almaya uygun olup olmadığı, çocuğun eğitim ve muhtemel tedavi sürecini aksatıp aksatmayacağı, çocuk ve baba arasındaki ilişkinin uzman tarafından fiili olarak gözlenilmesi sonucunda hazırlanacak sosyal inceleme raporu ile birlikte değerlendirilmesinden sonra, sonuca göre kişisel ilişki sürelerinin düzenlenmesi gerekmekte olup, bu hususları içermeyen ve yeterli incelemeye dayalı olmayan sosyal inceleme raporu da esas alınarak kişisel ilişkinin düzenlenmesi doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir. SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda gösterilen sebeple ...Bölge Adliye Mahkemesi 2....