Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; Aile mahkemesi tarafından çocukla şahsi ilişki kurulmasına karar verildiğini, ilama gerek olmadan çocuk teslimi için takip yapılabileceğini, kararın infazının mümkün olduğunu belirterek kararın kaldırılmasına şikayetin reddine karar verilmesini istemiştir. GEREKÇE: Uyuşmazlık, ara karara dayanılarak ilamlı takip yapılamayacağı şikayetine ilişkindir. Mersin 5. İcra Müdürlüğünün 2020/6893 esas sayılı dosyası incelendiğinde; Mersin 1. Aile Mahkemesinin 2019/218 esas sayılı dosyasından 30/05/2019 tarihinde verilen çocukla şahsi ilişki tesisine ilişkin ara kararın infazı için T3 tarafından şikayetçi T1 aleyhine çocuk teslimi veya çocukla kişisel ilişki kurulmasına ilişkin ilamların icrasına dair ilamlı takip başlatıldığı görülmüştür. Davanın 08/12/2020 tarihinde açıldığı anlaşılmıştır....

Aile Mahkemesinin 2015/667 Esas 2016/267 Karar sayılı boşanma ilamı ile müşterek çocuğun velayetinin davacı anneye verildiğini, müşterek çocukla davalı arasında aynı şehirde ve farklı şehirde olmak üzere iki farklı şahsi ilişki kurulduğunu, davalının fiilen Bilecik'te ikamet ettiğini ancak adresini Konya'nın Yunak ilçesine aldırdığını, davalının müşterek çocukla sanki aynı şehirdeymiş gibi kişisel ilişki kurduğunu, davalının müşterek çocuğu alarak her hafta sonu Bilecik'e götürdüğünü, müşterek çocuğun her hafta böyle uzun yolculuk yapmasının menfaatine olmadığını, müşterek çocuğun teslim saatine hiç uyulmadığını, bu nedenle davacının Cumhuriyet Polis Merkezi Amirliğine 19/09/2021 tarihinde şikayette bulunduğunu, müşterek çocuğun kişisel ilişki nedeniyle etüt derslerine katılmadığını ve yorgun düştüğünü iddia ederek davalı ile müşterek çocuk arasındaki şahsi ilişkinin çocuğun okul, etüt, ikametgah, iş ve sosyal yaşamları gereğince yeniden düzenlenmesini talep ve dava etmiştir....

Dosyanın incelenmesinde davacı tarafın dava dilekçesinde açıkça müşterek çocuklardan yaşı küçük olanların davacı ile görüşmek istemedikleri ve davalı ile bu konuda ciddi sorunlar yaşayacağını beyan etmek suretiyle açıkça velayet ve şahsi görüş taleplerinin olmadığını belirttiği, tarafların 6 yıldan uzun zamandır fiilen ayrı yaşadıkları, mevcut şartlarda çocukların babalarıyla görüşmelerinde üstün menfaatlerinin bulunduğuna ilişkin dosyada bir delilin de bulunmadığı, kaldı ki, çocuklarla şahsi münasebet talebine ilişkin davanın her zaman açılmasının mümkün bulunduğu hususları dikkate alındığında mahkemece çocuklar ile baba arasında şahsi ilişki tesisine yer olmadığına karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde şahsi ilişki tesisine karar verilmesi usul ve yasaya aykırı bulunduğundan, davacının bu yöne ilişkin istinaf isteminin kabulüne karar verilerek aşağıdaki şekilde yeniden hüküm kurulmuştur....

Günü saat 17:00 arasında kişisel ilişki kurulmasına, kişisel ilişki kurulmasına karar verilmiştir. Davacı kadın; şahsi ilişkinin tamamen kaldırılmasına karar verilmesi gerektiğini ileri sürmek suretiyle istinaf talebinde bulunmuştur. Kişisel ilişkinin kaldırılması davası, basit yargılama usulüne tabi işlerden değildir (HMK m. 316- 322). Dosyada dava dilekçesi ile birlikte ön inceleme duruşma günü tebliği edilmiş ancak HMK 139. Maddesinde belirtilen ihtaratlı davetiye tebliğ edilmeden 05.03.2019 tarihinde davalının yokluğunda ön inceleme yapılmış ve tahkikat duruşma günü tebliğ edilmeden aynı celse tahkikata geçilerek tahkikat işlemi yapılmıştır....

Davacı-davalı vekili katılma yoluyla süresinde verdiği istinaf dilekçesinde özetle; çocuk yararına aylık 400 TL iştirak nafakasına hükmedilmesinin fahiş ve haksız olduğunu, müvekkilinin emekli olup iki tane daha çocuğu bulunduğunu, şahsi ilişki kararının talepleri gibi düzenlenmediğini, bunun için çocuğun ileri yaşlarda baba evinde kalmasının, babasının evinde konaklamasının ve okul tatilleri döneminde ve dini bayramlarda babasının yanında kalmasına ilişkin hususların karar altına alınmadığını, bunun ileri dönemlerde tekrar dava konusu olacağını belirterek Mersin 1. Aile Mahkemesinin 26/09/2019 tarih, 2019/292 Esas 2019/797 Karar sayılı kararının kaldırılmasını ve şahsi ilişki konusunda dava dilekçesindeki talepleri gibi davanın kabulüne karar verilmesini istinaf kanun yolu ile talep etmiştir....

Davalının müşterek çocukla arasında kurulan kişisel ilişki yönünden istinaf başvurusu incelendiğinde; İlk derece mahkemesince, davalı ile davacı çocuk arasında kişisel ilişki tesis edilirken ayın 1. Cumartesi günü yatısız şahsi ilişki tesis edildiği görülmüştür. Çocuğun yaşı ve çocukla baba arasında kurulması gereken ilişkinin sıklık ve düzeninin önemine binaen, çocuğun üstün menfaati gereği ayın birinci Cumartesi günü de şahsi ilişkinin yatılı olması talebi haklı olup, davalının bu husustaki istinaf başvurusu kabul edilerek, çocukla baba arasında kurulan şahsi ilişkinin ayda iki kez yatılı olacak şekilde yeniden tesis edilmesine karar verilmiş ve aşağıdaki şekilde karar oluşturulmuştur. HÜKÜM: Gerekçesi Yukarıda Açıklandığı Üzere; 1- Davalının kişisel ilişki dışındaki istinaf isteminin 6100 sayılı HMK'nın 353/1- b-1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE, 2- Davalının kişisel ilişkiye yönelik istinaf isteminin 6100 sayılı HMK'nın 353/1- b-2 maddesi gereğince KABULÜ ile; Gaziantep 1....

"İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ :Kişisel İlişki Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen ve yukarıda tarih numarası gösterilen hüküm temyiz edilmekle evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü....

    Davacı tarafından taraflar arasında ticari ilişki bulunduğu, bu ilişki kapsamında değişik tarihlerde ürün satışı ve teslimi yapıldığını, toplam bakiyenin ödenmemesi nedeniyle ilamsız icra takibi başlattıklarını, davalı tarafından yapılan bir kısım ödemelerin davalının şahsi borcuna ilişkin olduğunu ileri sürülmüştür. Dosyada mevcut taraflar arasındaki maillerden anlaşıldığına göre taraflar arasında ürün satışına ilişkin ticari ilişkinin haricinde şahsi ilişki bulunduğu, davalı tarafından 22/10/2018 tarihinde 3.800-TL 04/09/2018 tarihinde 8.000-TL yapılan ödemenin şirket yetkilisi ...'in şahsı adına yapıldığı, şirket adına yapılmadığı anlaşılmıştır....

      Her ne kadar şahsi ilişkiye yönelik istinaf yok ise de; yaz dönemi ve sömestri tatili için düzenlenen şahsi ilişki kararının infaz kabiliyeti olmadığı, şahsi ilişkinin başlangıç ve bitiş tarihlerinin belli olmadığı, konunun kamu düzenini ilgilendirdiği anlaşıldığından çocukla baba arasındaki şahsi ilişki resen düzenlenmiştir. Velayeti anneye verilen ortak çocuğun ihtiyaçları için baba aleyhine iştirak nafakası takdirinin doğru ancak miktarının düşük olduğu, çocuğun yaşına ve ihtiyacına nazaran 450 TL iştirak nafakasının makul olduğu anlaşıldığından kadının iştirak nafakasına yönelen istinafı kabul edilerek anılan miktar iştirak nafakası olarak belirlenmiştir. Yapılan yargılama sonucunda hafif kusurlu bulunan, mevcut veya beklenen menfaatleri boşanma yüzünden zedelenen, kişilik hakları saldırıya uğrayan kadın lehine maddi ve manevi tazminat takdir edilmemesi hatalıdır....

      "İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ :Boşanma Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm nafaka ve tazminatların miktarı ile kişisel ilişki yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: 1-Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre davacının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yersizdir. 2-Velayeti anneye verilen müşterek çocuk Kutay ile davalı baba arasında kurulan kişisel ilişki küçüğün yaşına göre fazla ise de; bu husus yeniden yargılamayı gerektirmediğinden, hükmün kişisel ilişki ile ilgili bölümünün düzetilerek onanması yönüne gidilmiştir (HUMK. md. 438/7)....

        UYAP Entegrasyonu